350 Bin İşçiye Yapılacak Zam İçin Neden Yeni Kanunun Çıkması Bekleniyor ?-04.10.2012

350 Bin İşçiye Yapılacak Zam İçin Neden Yeni Kanunun Çıkması Bekleniyor ?-04.10.2012
30 Mart 2013 22:05

Toplu iş sözleşmesi kapsamına giren işyerlerinde çalışan yaklaşık 350 bin işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmelerinin uzun zamandır yapılamadığı, dolaysıyla bu işçilerin halen zam alamadığı, sorunun çözümünün Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminde olan Toplu İş İlişkileri Kanunu’nun bir an önce çıkmasına bağlı olduğu yönünde medyada sık sık haberler yer almakta;

Dolaysıyla çıkacak yeni kanunun bu konuyla ne ilgisi olduğu, daha önceleri toplu iş sözleşmeleri yapılırken şimdi niye yapılmadığı/yapılamadığı soruları akla gelmektedir. Bu sorulara cevap olması bakımından, bu gün içinde bulunulan çıkma sürece nasıl girildiği aşağıda kısaca anlatılmıştır.

2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanununun 12 nci maddesi uyarınca; tarım ve ormancılık ile avcılık ve balıkçılık işkolu hariç, herhangi bir işçi sendikasının üyeleri işçiler adına toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için, bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde onunun o sendikaya üye olması, başka bir anlatımla o sendikanın üye sayısının bulunduğu iş kolunda çalışan işçilerin en az yüzde onu kadar olması gerekmektedir. Bu yüzde onluk barajın tespitinde ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca her yıl Ocak ve Temmuz aylarında sendikaların üye sayılarıyla ilgili olarak yayınlanan istatistikler esas alınmaktadır. Bu şekilde istatistikler yayınlandıktan sonra, istatistiklere göre yüzde onluk baraj şartını yerine getirmiş olan sendikalar üyeleri adına toplu iş sözleşmesi yapma yetkisini elde etmektedir.

Öte yandan, daha önceleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yayınlanan istatistiklerde sendikalar tarafından üye sayısıyla ilgili olarak yapılan bildirimler esas alınıyorken; 28/2/2009 tarihli ve 27155 (Mükerrer) Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5838 Kanunun 6 ncı maddesi ile 2822 sayılı Kanunun söz konusu 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasının sonuna; “Bakanlık; yetkili sendikanın belirlenmesinde ve istatistiklerin düzenlenmesinde, kendisine gönderilen üyelik ve istifa bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi bildirimlerini esas alır.” cümlesi eklenmiş; daha sonra ise bu cümle 5/2/2010 tarihli ve 27484 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5951 sayılı Kanunun 4 maddesi ile “Bakanlık; yetkili sendikanın belirlenmesinde ve istatistiklerin düzenlenmesinde, 1/8/2010 tarihinden itibaren kendisine gönderilen üyelik ve istifa bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi bildirimlerini esas alır. Bu tarihe kadar Bakanlıkça yayımlanmış bulunan en son işçi ve üye istatistikleri geçerlidir.” şeklinde değiştirilmiştir.

Bu değişikliklerden sonra sendika üye sayılarının belirlenmesinde ve istatistiklerin yayınlanmasında Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılan bildirimlerin esas alınması zorunluluğu doğmuş; bu nedenle de daha önceki yıllarda sendikaların yaptığı bildirimler esas alınarak yayınlanan istatistiklerde sendikaların üye sayısı 3 milyon 200 bin civarında görünürken, Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılan bildirimlerin esas alınması halinde bu sayının 900 bin civarına düşeceği görülmüştür.

Böyle olunca da birçok sendikanın üye sayısı yüzde on barajının altında kalacağı için, bu sendikaların toplu iş sözleşmesi yapma hakkını kaybetme riski ortaya çıkmış, bu nedenle Bakanlık daha önceleri 17 Ocak’ta istatistikleri yayınlarken, yeni istatistikleri yayınlaması halinde birçok sendika yetkisini kaybedeceğinden, 17 Ocak 2011 tarihinde istatistikleri yayınlayamamıştır. Bakanlık aynı sebeple daha sonra da birkaç kez istatistik yayınlamayı ertelemiş, istatistikleri yayınlamadığı için de sendikaların toplu iş sözleşmesi yapmak üzere yetki tespiti için yaptığı başvurulara cevap verememiştir. Şu an Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına toplu iş sözleşmesi yapmak üzere yetki tespiti için başvuran yaklaşık 700 sendika 1 Şubat’tan beri beklemekte, toplu sözleşmeler yapılamamakta, dolayısıyla yaklaşık 350 bin işçi zam alamamaktadır.

Sorun Neden Kaynaklandı ?

Bu gün itibariyle yaşanan sorun, sendikaların toplu sözleşme yapma yetkilerini kaybetmemek için üye sayılarını fazla göstermelerinden kaynaklanmıştır. Ne zaman ki istatistiklerin açıklanmasında Sosyal Güvenlik Kurumu verileri esas alınmış, o zaman sendikaların gerçek üye sayısı ortaya çıkmıştır. Ancak sendikalar da yetki barajının yüksek olması nedeniyle bu yola başvurmuşlardır.

Çözüm Neden Gecikti ?

Öte yandan, bu sorun geçici bir yasal bir düzenleme ile kısa sürede çözülebilecekken, nasıl olsa 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ile 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanununun yerine Toplu İş İlişkileri Kanununun çıkarılacağı, dolaysıyla bu sorunun çözümünün de yeni kanunla getirileceği ilgililer tarafından düşünüldüğünden, sorunun çözümü için başka herhangi bir yasal düzenleme yapılmasına gerek duyulmamıştır. Ancak söz konusu kanun tasarısı hazırlanıp Meclise sunulmadan önce, Bakanlık ile sendikalar ve işveren örgütleri arasında mutabakata varmak için yapılan görüşmeler uzun sürdüğünden, tasarının Meclise sunulması gecikmiştir.

Taraflar arasındaki görüşme süreci tamamlanıp tasarı hazırlandıktan sonra Bakanlar Kurulunun onayını müteakip Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı, 31/01/2012 tarihinde Başbakanlık tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmuş (29/04/2012 tarihli haber), tasarının Adalet Komisyonu, Sağlık – Aile – Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu’ndaki görüşmeleri tamamlanmış, ancak 4 Temmuz 2012 tarihinde Meclisin tatile girmesiyle, kanunun çıkması yeni yasama dönemine kalmış, hatta Meclisin tatilde olduğu dönemde söz konusu kanunun acilen çıkarılması için Meclisin olağanüstü toplanmasını teklif edenler dahi olmuş, ancak bu gerçekleştirilememiştir. Nihayet 1 Ekim 2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasını müteakip söz konusu yasa tasarısı Genel Kurul gündemine alınmış olup, kanunun kısa sürede çıkması beklenmektedir.

Yeni Kanun Nasıl Bir Çözüm Getirecek ?

Eğer herhangi bir değişiklik olmazsa, yüzde on olan yetki barajı Toplu İş İlişkileri Kanunu ile yüzde üçe düşürülerek sorunun çözümü hedeflenmektedir. Çünkü baraj yüzde üçe düşürülünce, Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılan bildirimler esas alınarak Bakanlık tarafından istatistikler açıklansa dahi, sendikaların yetkilerini kaybetme riski ortadan kalkacak, Bakanlık sendikaların yetki tespitine ilişkin başvurularını çabucak sonuçlandırabilecek, ardından da bu güne kadar yapılamayan toplu iş sözleşmeleri yapılabilecektir. (isvesosyalguvenlik.com)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.