5510 Sayılı Kanuna Göre Hizmet Akdi Kapsamında İşveren, İşveren Vekilliği, Alt İşveren ve İşyeri Kavramları

5510 Sayılı Kanuna Göre Hizmet Akdi Kapsamında İşveren, İşveren Vekilliği, Alt İşveren ve İşyeri Kavramları
23 Şubat 2013 19:41

1- GİRİŞ: Sosyal güvenlik mevzuatına göre, “işveren”, “işveren vekilliği”, “alt işveren” ve “işyeri” kavramları genel kullanım alanları dışında farklı anlamlarda kullanılmaktadır.

Örneğin, genel anlamda veya halk arasında işyeri, faaliyet gösterilen her mekan için kullanılmakta iken, sosyal güvenlik mevzuatında bir mekanın işyeri sayılması için burada en az bir kişinin çalıştırılması gerekmektedir.

İş bu yazımızda da bu kavramların sosyal güvenlik mevzuatı açısından ne anlama geldiği ile işyeri bildiriminden bahsedilecektir.

2- KONUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

2.1- İşveren

Hizmet akdine veya iş sözleşmesine istinaden çalışan kişileri (4/a-eski SSK) çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işveren sayılmaktadır.

Sadece tüm sigorta kolları bakımından değil, aynı zamanda bazı sigorta kolları (kısmi sigortalılık) bakımından sigortalı sayılanları çalıştıranlar da işveren kabul edilmektedir.

İşverenlik sıfatı, sigortalı çalıştırmanın bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Çalışan kişinin sigortalılık niteliği yoksa (örneğin ücretsiz çalışan eş, ev hizmetlerinde süreksiz çalışanlar), sosyal güvenlik mevzuatı anlamında işverenlik de söz konusu değildir.

Sigortalı çalıştırılan işyerinin yasal eksikliklerinin bulunması (örneğin ruhsatsız olması) veya yasa dışı faaliyetlerde bulunması sosyal güvenlik mevzuatı açısından işverenlik sıfatını etkilememektedir, yani ortadan kaldırmamaktadır.<

2.2- İşveren vekilliği

İşveren adına ve hesabına, işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimse, işveren vekilidir.

a) İşveren vekilliğinin şartları

İşveren vekili olmanın ilk şartı, işveren adına ve hesabına hareket etmektir.

Buna göre;

İşveren vekili, bu sıfatla sadece işvereni temsil etmekle kalmayıp, aynı zamanda onu borçlu ve alacaklı duruma da getirebilmektedir.

Bir işyerinde birden fazla kimseye aynı anda işveren vekili sıfatı verilebilmektedir.

Sosyal güvenlik mevzuatına göre işveren vekilinin kim olduğunun ilgili SGK müdürlüğüne bildirilmesi gerekmektedir.

İşveren adına SGK’ya kayıt ve belge ibraz etmek, teftiş vermek, prim belgesi vermek, itiraz etmek gibi işlemlerde noterden onaylı vekaletname ile imza ve temsil yetkisinin verilmesi, işveren vekilliği sıfatını kazandırmamaktadır. Yani burada konuyla sınırlı olmak üzere yetkilendirme söz konusudur.

İşveren vekilliğinin ikinci şartı ise işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini üstlenmektir. Daha açıkçası bir başka açıdan işveren vekili, işyerinde işin tamamını yönetme görev ve yetkisi bulunan kimsedir.

Örneğin, bir işyerinde genel koordinatör, genel müdür, direktör, fabrikatör gibi görevleri yerine getirenler işveren vekilidir.

İşyerinde yapılan işlerde kısmen yönetim yetkisi bulunan kimseler işveren vekili sayılmamaktadır.

Örneğin, personel müdürü, insan kaynakları müdürü, muhasebe müdürü, pazarlama müdürü, finans müdürü gibi….

b) İşveren vekilliğinin sorumluluğu

Sosyal güvenlik mevzuatımızdaki işveren deyimi, esasen işveren vekilini de kapsamaktadır. Bu anlamda, işveren vekili Kanunda belirtilen tüm yükümlülüklerden dolayı işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.

Sosyal güvenlik mevzuatındaki bu düzenleme nedeniyle, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Yetkili bir temsilci tarafından bir başkası adına ve hesabına yapılan hukuki işlemin sonuçları, doğrudan doğruya temsil olunanı bağlar.” yönündeki genel hukuki esasların sosyal güvenlik mevzuatında uygulama imkanı bulunmamaktadır.

2.3- Alt işveren

Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denilmektedir.

Alt işverenin yükümlülüklerinden asıl işverenin de sorumluluğu bulunmaktadır. Zira, sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bununla sözleşme yapmış olmaları halinde dahi, asıl işveren, Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumlu olmaktadır.

Alt işveren sayılmanın bazı şartları söz konusu olup, bu şartlar aşağıda sıralanmıştır:

– Ortada asıl işin tamamını yapmayı üstlenen ve kendi adına sigortalı çalıştıran bir asıl işveren olmalıdır.

– Asıl işverene ait bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde iş alan ve bu işte kendi adına sigortalı çalıştıran üçüncü bir kişi (alt işveren) olmalıdır.

– Asıl işveren ile alt işveren arasında işle ilgili olarak hukuki (sözleşme) ilişki kurulmuş olmalıdır.

– Alt işveren tarafından üstlenilen işte çalıştırılacak sigortalılar, münhasıran o iş için istihdam edilmiş ve çalıştırılmış olmalıdır.

– Alt işveren tarafından yapılan iş, bir işin bölüm veya eklentileri ile ilgili olmadır.

– Alt işverenin üstlendiği iş, asıl işverenin işyerinde yürütülmekte olan işle ilgili olmadır.

– Alt işveren üstlendiği işi, sadece kendisi değil istihdam ettiği işçilerle yapmalıdır.

2.4- İşyeri

Sigortalı sayılanların, maddî olan ve olmayan unsurlar ile birlikte işlerini yaptıkları yerler işyeri olarak tanımlanmaktadır.

İşyerinde üretilen mal veya verilen hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler, dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden veya meslek eğitimi yerleri, avlu ve büro gibi diğer eklentiler ile araçlar da yine işyerinden sayılmaktadır.

Sosyal güvenlik mevzuatı açısından bir yerin işyerinden sayılabilmesi için orada en az bir sigortalının çalışıyor olması gerekmektedir.

Diğer yandan, işyerinin;

– Ruhsatsız olup olmadığının,

– İşyeri mülkiyetinin işverene ait veya kiralanmış olmasının,

– İşyerinin varoluş amacının (ticari veya gayri ticari) veya faaliyet konusunun,

sosyal güvenlik mevzuatı açısından işyeri sıfatının kazanılması bakımından herhangi bir önemi bulunmamaktadır.

2.5- İşyerinin bildirim (tescil) yükümlülüğü

a) Bildirim süresi

Hizmet akdi (eski SSK) kapsamında sigortalı çalıştıran işverenlerin; işyeri bildirgesini, en geç sigortalı çalıştırmaya başladıkları tarihte SGK’ya vermeleri gerekmektedir.

İşyeri bildirgesinin;

– Adi posta veya kargo yolu ile gönderilmesi ya da Kuruma doğrudan verilmesi halinde, bildirgenin SGK evrak kayıtlarına intikal ettiği tarih,

– Taahhütlü, iadeli taahhütlü veya APS şeklinde gönderilmesi halinde postaya verildiği tarih,

– e-sigorta kanalıyla gönderilmesi halinde ise internet kanalıyla gönderilmesi sırasında onaylama işleminin yapıldığı tarih ve saat,

SGK’ya intikal tarihi olarak kabul edilmektedir.

b) İşyeri bildirgesi ile birlikte verilecek belgeler

İşyeri bildirgesiyle birlikte,

– Yerleşim belgesi ile imza sirkülerinin,

– Varsa işveren vekiline ait noterden onaylı vekaletname ve imza sirkülerinin,

– Diğer kanunlar uyarınca tutmak zorunda oldukları defterin türünü gösteren resmî nitelikteki belgelerinin,

– Tüzel kişilerde tescile ilişkin Ticaret Sicil Gazetesi ile tüzel kişiliği temsile ve ilzama yetkili kimselerin imza sirkülerinin,

– Adi ortaklıklarda noter onaylı ortaklık sözleşmesinin,

– Kapıcılık işyerinde, kat maliklerinin ad-soyadlarını, adreslerini ve T.C kimlik numaralarını gösterir listenin,

– İhale konusu işlerde, işin sözleşmesinin veya işin üstlenildiğini gösterir idarenin yazısının aslı ya da idarece onaylı fotokopilerinin,

– İnşaat işyerlerinde, yapı ruhsatının onaylı fotokopisi, varsa arsa sahibi ile müteahhit arasındaki noter onaylı inşaat yapım sözleşmesinin,

İşverenlerce veya iş alan alt işverenlerce (işyeri bildirgesi hariç), Kanundan doğan yükümlülüklerine başlamadan önce SGK’ya elden veya posta yoluyla gönderilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.

c) SGK’ya yapılan işyeri bildiriminin Çalışma Bölge Müdürlüğü ve İş-Kur’a da yapılmış sayılması

İşverenler tarafından SGK’ya yapılan işyerlerine ilişkin bildirimler; 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesi, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 48 inci maddesi ve 4857 sayılı İş Kanununun 3 üncü maddesi hükümleri uyarınca Bakanlık ile ilgili bölge müdürlüklerine (665 sayılı KHK ile bölge müdürlükleri lağvedilerek bunların yerini Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri almıştır) ve Türkiye İş Kurumuna yapılması gereken bildirimlerin yerine de geçmektedir. (5510 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesi)

d) Ticaret sicili memurluklarına yapılan bildirimler

İşverenler tarafından, şirket kuruluşu aşamasında, çalıştırılacak sigortalı sayısı ile bu sigortalıların işe başlama tarihlerinin ticaret sicili memurluklarına bildirilmesi halinde, bu bildirimler işyeri bildirgesi yönünden SGK’ya yasal süresi içinde bildirimde bulunulmuş kabul edilmektedir.

Ticaret sicil memurlukları, kendilerine yapılan bu bildirimleri en geç on gün içinde SGK’ya göndermek zorundadır.

Bu yükümlülüklerini yerine getirmeyen ticaret sicil memurluklarına bir asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanmaktadır.

e) İşyerinin re’sen tescili

İşyerinin tescil edilmemiş olduğunun;

– SGK denetim elemanlarınca, fiilen yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitlere,

– Kamu idarelerinin denetim elemanlarınca yapılan soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde düzenlenen tutanak veya raporlara,

– Kamu idareleri ile döner sermayeli kuruluşlardan, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamındaki kuruluşlardan, kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan, ruhsata tabi işlerde ruhsatı veren mercilerden (Valilikler, kaymakamlıklar, belediyeler, maden arama ve işletme, inşaat, taş ocağı ruhsatı verenler ve benzeri) alınan bilgilere,

– Mahkeme kararlarına,

istinaden tespiti halinde, işyeri, SGK tarafından re’sen tescil edilmektedir.

f) İşyeri sicil numarası

Tescil edilen her işyerine SGK’ca belli bilgileri ihtiva eden ve sıra numarası takip eden bir işyeri numarası verilmektedir:

g) Birden fazla işyeri kurulması

Aynı işverenin, birden fazla işyeri kurması veya devir alması ya da kendisine intikal etmesi halinde her bir işyeri için ayrıca işyeri bildirgesi düzenlenerek tescil ettirilmesi gerekmektedir.

h) İşyerinin devir ve intikali

İşyerinin;

– Devri halinde, yeni işveren tarafından, en geç işin veya işyerinin devralındığı tarihi takip eden on gün içinde,

– İntikali halinde, mirasçılarca, ölüm tarihinden itibaren en geç üç ay içinde,

SGK’nın ilgili ünitesine işyeri bildirgesi verilme zorunluluğu bulunmaktadır.

ı) İşyerinin birleşmesi, nev’inin değişmesi ve diğer bir şirkete katılması veya yeni bir ortak alınması

Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tâbi şirketlerin;

– Birleşmesi,

– Nev’inin değişmesi

– Diğer bir şirkete katılması,

halinde en geç bu hususların ticaret siciline tesciline ilişkin ilân tarihini takip eden 10 gün içinde,

Adi şirketlerde yeni ortak alınması durumunda ise en geç yeni ortağın alındığı tarihi takip eden 10 gün içinde,

SGK’nın ilgili ünitesine işyeri bildirgesinin verilmesi gerekmektedir.

i) İşyeri adının değişmesi

İşyerlerinde işletme adı değişikliklerinde işyeri bildirgesi verilmesi gerekmemekte olup, değişikliğin Ticaret Sicil Gazetesinin de ekli olduğu bir yazı ile SGK’ya bildirilmesi yeterli olmaktadır.

j) İşyerinin nakli

Nakil aynı il içinde olabileceği gibi iller arasında da olabilmektedir.

Buna göre;

– İşyerinin bir ilden başka bir ile nakledilmesi halinde, en geç işyerinin nakledildiği tarihi takip eden 10 gün içinde, işyeri bildirgesi verilmesi gerekmektedir.

– İşyerinin aynı il içinde başka bir ünitenin görev bölgesine nakledilmesi hâlinde ise işyeri bildirgesi verilmemekte, ancak, nakil tarihini takip eden 10 gün içinde durumun, işverence eski ve yeni üniteye bir yazı ile bildirilmesi gerekmektedir.

k) Sigortalı çalıştırılmaya son verme

İşverenler sigortalı çalıştırmaya son vermeleri halinde, bu hususu sigortalı çalıştırmaya son verdiği tarihten itibaren, 15 gün içinde SGK’ya bildirmekle yükümlüdür. Bu durumda yeniden sigortalı çalışmaya başlama tarihine kadar aylık prim ve hizmet belgesi verilmesine gerek bulunmamaktadır.

l) Sigortalı çalıştırmaya ara verme

İşverenler sigortalı çalıştırmaya ara vermeleri halinde, bu hususu sigortalı çalıştırmaya ara verdiği tarihten itibaren, 15 gün içinde SGK’ya bildirmesi gerekmektedir. Bu bildirimle, her ay tekrar tekrar bildirimde bulunması gerekmeyecektir.

3- SONUÇ

Yazımızda yer alan açıklamalardan da görüleceği üzere, işveren, işveren vekilliği, alt işveren ve işyeri kavramları sosyal güvenlik mevzuatında farklı anlam ve şartları içermektedir. (www.isvesosyalguvenlik.com)

Recep LEVENT*

—————-
* Başmüfettiş, Sosyal Güvenlik Kurumu
receplevent23@hotmail.com

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.