Hizmet Akdinin Feshinde Usul ve Esaslar – Tazminat Ödemeyi Gerektiren Durumlar

Hizmet Akdinin Feshinde Usul ve Esaslar – Tazminat Ödemeyi Gerektiren Durumlar
6 Ocak 2014 20:16

1-Hizmet Akdiyle İlgili Genel Açıklamalar: Hizmet akdi yani iş sözleşmesi ile ilgili düzenlemeler 4857 sayılı İş Kanununun 8 inci maddesinden 31 inci maddesine (31 dahil) kadar olan kısmında yer almaktadır.

Akit sözleşme anlamına gelmektedir. Dolaysısıyla hizmet akdi ile iş sözleşmesi aynı anlamı taşımaktadır.

4857 sayılı İş Kanununun 8 inci maddesinde iş sözleşmesi; bir tarafın yani işçinin bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın yani işverenin de ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşme olarak tanımlanmıştır.

6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanununun 393 üncü maddesinde de “Hizmet sözleşmesi, işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle işgörmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır.

İş sözleşmesi, Kanunda aksi belirtilmedikçe, özel bir şekle tâbi değildir. Dolayısıyla yazılı yapılması zorunlu değildir. Ancak bu süresi belirsiz iş sözleşmeleri için geçerli olup, süresi bir yıl ve daha fazla olan iş sözleşmelerinin ise yazılı şekilde yapılması zorunludur.

Süresi belirli iş sözleşmesinden; ne zaman sona ereceği belli olan sözleşmeler kastedilmektedir. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması ya da belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. İş sözleşmesi belirli bir süreye bağlı olarak yapılmamışsa, yani sözleşmede taraflar arasındaki iş ilişkisinin ne zaman sona ereceği belirtilmemişse, bu da belirsiz süreli bir iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri ise belirli süreli olma özelliğini korurlar. Bu sınırlama, belirli süreli iş sözleşmesi uygulamasının, kötüye kullanılmasını önlemek için getirilmiştir.

Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçi, ayırımı haklı kılan bir neden olmadıkça, salt iş sözleşmesinin süreli olmasından dolayı belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan emsal işçiye göre farklı işleme tâbi tutulamaz.

Emsal işçi, işyerinde aynı veya benzeri işte belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan işçidir. İşyerinde böyle bir işçi bulunmadığı takdirde, o işkolunda şartlara uygun bir işyerinde aynı veya benzer işi üstlenen belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan işçi dikkate alınır.

2-Hizmet Akdinin Feshi:

Hizmet akdinin yani iş sözleşmesinin feshi, sözleşmenin yani işçi – işveren arasındaki çalışma ilişkilerinin sona erdirilmesi demektir. Eğer hizmet akdini işveren feshetmişse, işten çıkarma, işçi feshetmişse işten çıkma, işten ayrılma şeklinde de ifade edilmektedir.

4857 sayılı İş Kanununa tabi işyerlerinde çalışan işçilerin hizmet akitlerinin feshi üç ayrı kategoride değerlendirilebilir.

• Belirli süreli hizmet akdinin feshi

• Belirsiz süreli hizmet akdinin feshi

• İş güvencesi kapsamına giren işyerinde çalışan işçinin hizmet akdinin feshi.

2.1-Belirli Süreli Hizmet Akdinin Feshi:

2.1.1-Sözleşme Süresinin Dolması Nedeniyle Akdin Feshi:

Belirli süreli hizmet akdi, sözleşmede belirtilen süre dolduğunda kendiliğinden sonra erer. Tarafların önceden birbirlerine haber verme zorunluluğu bulunmamaktadır. Dolayısıyla hizmet akdinin süresinin dolması nedeniyle işten ayrılan işçi kıdem veya ihbar tazminatına hak kazanamayacağı gibi işçinin işverene tazminat ödeme zorunluluğu da doğmaz. Ancak işçinin çalıştığı süreye ait ücret alacakları varsa, doğal olarak işverenin bunları ödemesi gerekir.

2.1.2-Sözleşme Süresi Dolmadan Akdin Feshi:

A-Haklı Nedenle Akdin Feshi:

Süresi belirli hizmet akdi, 4857 sayılı İş Kanununun “işçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlıklı 24 üncü maddesinde belirtilen şartlardan herhangi birinin gerçekleşmesi halinde, süresi henüz dolmamış olsa dahi işçi tarafından feshedilebilir. Bu durumda işçi bir yıllık çalışma süresini de doldurmuşsa kıdem tazminatına hak kazanır. Aynı şekilde, “İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlıklı 25 inci maddesinde belirtilen şartlardan herhangi birinin gerçekleşmesi halinde de süresi henüz dolmamış olsa dahi hizmet akdi işveren tarafından feshedilebilir. Ancak bu durumda, işveren 25 inci maddenin II numaralı bendinde belirtilen sebepler dışında yani sağlık sebepleri ve zorlayıcı sebeplerle işçiyi işten çıkarmışsa ve işçi işyerinde en az bir tam yılını da doldurmuşsa işverenin işçiye kıdem tazminatı ödemesi gerekir. Eğer işveren 25 inci maddenin II numaralı bendinde belirtilen “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” nedeniyle işçinin hizmet akdini feshetmişse yani işçiyi işten çıkarmışsa bu durumda işçiye kıdem tazminatı ödemek zorunda değildir.

B- Haklı Bir Nedene Dayanmaksızın Akdin Feshi:

Süresi belirli hizmet akdi, henüz süresi dolmadığı halde yukarıda belirtilen haklı bir nedenlerden herhangi birine dayanmaksızın feshedilirse, fesih çift taraflıysa yani işçi ve işveren arasında anlaşarak akdi feshetmişlerse taraflar için hiçbir sorumluluk veya hak doğmaz. Dolayısıyla bu durum sözleşmenin süresinin dolması nedeniyle feshedilmesi gibidir. Buna karşılık, eğer işçi veya işveren sözleşmeyi tek taraflı feshetmişse, bu durum ihbar tazminatı hariç süresi belirsiz iş sözleşmesinin haklı bir nedene dayanmaksızın feshedilmesiyle aynı sonuçları doğurur. Dolayısıyla, işçi işyerinde en az bir tam yılını da doldurmuşsa, sözleşmeyi haksız olarak fesheden işverenin işçiye kıdem tazminatı ödemesi gerekir.

Ayrıca, süresi belirli hizmet akdini, haklı bir nedene dayanmaksızın süresi dolmadan tek taraflı olarak işveren feshetmişse, işçi kalan aylara ilişkin ücretini de işverenden talep edebilir. Ancak, bu şekilde işten çıkarılan işçi daha sonra başka yerde işe girmişse ve yeni işyerinden aldığı ücret, çıkarıldığı işyerinden aldığı ücretten düşükse, bu durumda sadece kalan aylara ait aradaki fark ücreti işçi işverenden talep edebilir. Aynı şekilde, süresi belirli hizmet akdini, haklı bir nedene dayanmaksızın süresi dolmadan tek taraflı olarak işçi feshetmişse, bu durumda da işveren işçiden kalan aylara ait ücreti tutarında tazminat talep edebilir.

2.1.3-Akdin Süresi Dolduğu Halde İşçinin Çalışmaya Devam Etmesi:

Süresi belirli hizmet akdinin süresi dolduğunda, işçi eğer aynı işyerinde çalışmaya devam ederse bu durumda iş sözleşmesi süresi belirsiz iş sözleşmesine dönüşmüş olur. Çünkü, 4857 sayılı Kanunun 11 inci maddesinde; “Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir.” hükmü yer aldığından, çok istisnai durumlar hariç, belirli süreli hizmet akdinin süresi dolduğunda, taraflar aralarında tekrar yeni bir belirli süreli hizmet akdi yapamazlar. Yapsalar dahi, hizmet akdi başlangıcından itibaren belirsiz süreli sayılır.

2.1.4-Süresi Belirli Hizmet Akitlerinde Yıllık Ücretli İzin ve Kıdem Tazminatı Hakkı:

4857 sayılı İş Kanununda, yıllık ücretli izin ve kıdem tazminatı hakkı yönünden süresi belirli hizmet akdi ile süresi belirsiz hizmet akdi açısından herhangi bir ayrım yapılmamıştır. Sadece 17 nci maddede ihbar tazminatı yönüyle ayrım yapılmış, ihbar süresi ve tazminatıyla ilgili maddede yer alan düzenlemelerin süresi belirsiz hizmet akdi için geçerli olduğu belirtilmiştir.

Dolayısıyla 53 üncü madde uyarınca, süresi belirli hizmet akdiyle çalışan işçinin, yıllık ücretli izne hak kazanabilmesi için işyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olması yeterlidir. Eğer süresi belirli hizmet akdi bir yıllık yapılmışsa ve sözleşmenin süresi dolduğunda işçi işten ayrılırsa, bu durumda yıllık iznini kullanma imkanı olmayacağından, 59 uncu madde uyarınca işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücretin, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden işçinin kendisine veya hak sahiplerine işveren tarafından ödenmesi gerekir. Bu ücrete ilişkin zamanaşımı iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren başlar.

Süresi belirli hizmet akdi ile çalışan işçinin, kıdem tazminatına hak kazanma koşullarında da aynı şekilde 1479 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesi hükümleri geçerlidir. Bu hükümler uyarınca, süresi belirli iş sözleşmesinin süresi dolmadığı halde işveren haklı bir sebebe dayanmadan veya 25 inci maddenin (II) numaralı bendinde belirtilen “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri”, dışında (I) numaralı bendinde sayılan sağlık sebepleri veya (III) numaralı bendinde sayılan zorlayıcı sebeplerden herhangi birine dayalı olarak işçiyi işten çıkarmışsa ya da işçi 24 üncü maddede belirtilen haklı nedenlerden herhangi birine dayalı olarak kendisi işten çıkmışsa, ayrıca işyerindeki çalışma süresi de en az bir tam yılını doldurmuşsa, bu durumda işverenin işçiye kıdem tazminatı ödemesi gerekir.

2.2-Belirsiz Süreli Hizmet Akdinin Feshi:

A-Haklı Nedenle Akdin Feshi:

Belirsiz süreli iş sözleşmesi; 4857 sayılı İş Kanununun “işçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlıklı 24 üncü maddesinde belirtilen şartlardan herhangi birinin gerçeklemesi halinde işçi tarafından, “İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlıklı 25 inci maddesinde belirtilen şartlardan herhangi birinin gerçekleşmesi halinde de işveren tarafından bildirimsiz olarak yani önceden karşı tarafa herhangi bir bildirim yapmaya gerek kalmadan feshedilebilir. Dolayısıyla, 24 üncü maddede belirtilen haklı nedenlerden herhangi birine dayalı olarak iş sözleşmesini fesheden işçi, eğer işyerinde bir tam yılını da doldurmuşsa kıdem tazminatına hak kazanır. Aynı şekilde, işveren de 25 inci maddenin (I) numaralı bendinde sayılan sağlık sebepleri veya (III) numaralı bendinde sayılan zorlayıcı sebeplere dayalı olarak iş sözleşmesini feshetmiş yani işçiyi işten çıkarmışsa ve işçi işyerinde en az bir tam yılını da doldurmuşsa bu durumda işverenin yine işçiye kıdem tazminatı ödemesi gerekir. Ancak, işveren işçiyi 25 inci maddenin (II) numaralı bendinde sayılan ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri nedeniyle işçiyi işten çıkarmışsa, bu durumda kıdem tazminatı ödemek zorunda değildir.

B-Haklı Bir Nedene Dayanmaksızın Akdin Feshi:

Süresi belirsiz hizmet akdi, yukarıda belirtilen haklı nedenlerden herhangi biri olmadığı halde feshedilecekse, sözleşmeyi feshedecek tarafın, 4857 sayılı Kanunun 17 nci maddesi uyarınca sözleşmenin feshinden önce durumu diğer tarafa bildirmesi gerekir. Buna ihbar öneli veya ihbar süresi denir. Bu bildirim (ihbar) sürelerini dikkate almadan iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ihbar tazminatı ödemesi gerekir. Bu ihbar yani önceden bildirim şartı, hem işverenin hem de işçinin zor durumda kalmaması için getirilmiş bir şarttır. Çünkü işçinin önceden haber vermeden işten ayrılması işvereni, işverenin de önceden haber vermeden işten çıkarması işçiyi zor durumda bırakabilir. Ayrıca sözleşmeyi haklı bir nedene dayanmaksızın fesheden taraf işverense ve işçi işyerinde en az bir tam yılını da doldurmuşsa bu durumda işverenin işçiye kıdem tazminatı da ödemesi gerekir.

C-İhbar Süresi ve İhbar Tazminatı:

Süresi belirsiz hizmet akdi, 4857 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinde sayılan haklı nedenlerden herhangi biri olmadığı halde işçi tarafından veya 25 inci maddesinde sayılan haklı nedenlerden herhangi birisi olmadığı halde işveren tarafından feshedilecekse, sözleşmeyi feshedecek tarafın, 4857 sayılı Kanunun 17 nci maddesi uyarınca sözleşmenin feshinden önce durumu diğer tarafa bildirmesi gerekir. Buna ihbar öneli veya ihbar süresi denir.

Bu durumda işçi veya işveren;

a) İşçinin işi altı aydan az sürmüş ise sözleşmeyi feshetmeden en az iki hafta önce,

b) İşçinin işi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş ise sözleşmeyi feshetmeden en az dört hafta önce,

c) İşçinin işi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş ise sözleşmeyi feshetmeden en az altı hafta önce,

d) İşçinin işi üç yıldan fazla sürmüş ise sözleşmeyi feshetmeden en az sekiz hafta önce,

sözleşmeyi feshedeceğini karşı tarafa bildirmesi gerekir.

Bu süreler asgari olup sözleşmeler ile artırılabilir.

Bildirim şartına uymayan, yani sözleşmeyi feshetmeden önce yukarıda belirtildiği şekilde karşı tarafa önceden haber vermeyen taraf, karşı tarafa bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır. Daha açık bir anlatımla, bildirim şartına (ihbar öneline) uymadan sözleşmeyi işçi feshetmişse işverene, işveren feshetmişse işçiye, yukarıda belirtilen bildirim sürelerine ilişkin ücret tutarında ihbar tazminatı ödemek zorundadır.

Öte yandan, işveren bildirim süresine ait ücreti işçiye peşin ödemek suretiyle, yukarıda belirtilen süreleri beklemeden iş sözleşmesini feshedebilir.

İşverenin bildirim şartına uymaması veya bildirim süresine ait ücreti peşin ödeyerek sözleşmeyi feshetmesi, 4857 sayılı Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddesi hükümlerinin yani iş güvencesiyle ilgili hükümlerin uygulanmasına engel olmaz. Bu konudaki ayrıntılı bilgi, aşağıda iş güvencesi kapsamına giren işyerlerinde çalışan işçinin hizmet akdinin feshi bölümünde yer almaktadır.

D-İhbar Süresine Uyulması Halinde Kıdem Tazminatının Durumu:

Eğer işçi işyerinde en az bir tam yılını doldurmuşsa, işverenin ihbar süresine uyarak veya ihbar süresine ait tazminatı peşin ödeyerek işçiyi işten çıkarmış olması, onun işçiye kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Çünkü ihbar süresi iş akdinin haklı bir nedene dayanmaksızın sona erdirilmesi halinde geçerli bir uygulamadır. İşverenin işçiyi haklı bir nedene dayanmaksızın işten çıkarmış olması da kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğünü doğurur.

2.3-İş Güvencesi Kapsamına Giren İşyerinde Çalışan İşçinin Hizmet Akdinin Feshi:

4857 sayılı İş Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddeleri iş güvencesi kapsamına giren işyerleriyle ilgilidir. 18 inci madde uyarınca; otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçi iş güvencesi kapsamına girmektedir. Dolayısıyla, iş güvencesi kapsamına giren bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini işverenin feshedebilmesi için; işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanması gerekir.

Özellikle aşağıdaki hususlar fesih için geçerli bir sebep oluşturmaz:

a) Sendika üyeliği veya çalışma saatleri dışında veya işverenin rızası ile çalışma saatleri içinde sendikal faaliyetlere katılmak.

b) İşyeri sendika temsilciliği yapmak.

c) Mevzuattan veya sözleşmeden doğan haklarını takip veya yükümlülüklerini yerine getirmek için işveren aleyhine idari veya adli makamlara başvurmak veya bu hususta başlatılmış sürece katılmak.

d) Irk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, doğum, din, siyasi görüş ve benzeri nedenler.

e) 74 üncü maddede öngörülen ve kadın işçilerin çalıştırılmasının yasak olduğu sürelerde işe gelmemek.

f) Hastalık veya kaza nedeniyle 25 inci maddenin (I) numaralı bendinin (b) alt bendinde öngörülen bekleme süresinde işe geçici devamsızlık. Yani hastalık veya kaza hallerinde, işverenin iş sözleşmesini feshetme hakkının henüz doğmamış olduğu süre içerisinde işçinin işe geçici devamsızlığı.

Altı aylık kıdem hesabında 4857 sayılı Kanunun çalışma süresinden sayılan haller başlıklı 66 ncı maddesindeki süreler dikkate alınır. İşçinin altı aylık kıdemi, aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde geçen süreler birleştirilerek hesap edilir. İşverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir.

Bu konudaki ayrıntılı bilgi, İş Güvencesi Uygulaması – Kapsama Giren İşyerleri – İşçiye Sağladığı Güvenceler bölümünde yer almaktadır.

Öte yandan, iş güvencesi kapsamına giren işyerinde çalışan işçinin belirsiz süreli iş akdinin feshi halinde, fesih geçerli bir sebebe dayansa bile, eğer sözleşmenin feshi 4857 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde belirtilen ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri dışında herhangi bir nedenle feshedilmişse, işçi de işyerinde en az bir tam yılını doldrumuşsa, bu durumda işverenin işçiye kıdem tazminatı ödemesi gerekir.

3-İstirahatli İşçinin İşten Çıkarılması:

İşçinin hastalık veya kaza nedeniyle kısa süreli istirahat yani rapor alması genelde pek problem olmamakta, işçi iyileşince işine devam etmektedir. Ancak istirahat süresinin uzun olması taraflar arasında problemlere yol açabilmektedir. Bu nedenle, hastalık veya kaza nedeniyle işçinin istirahatli kalması dolayısıyla işe gelememesi halinde iş sözleşmesinin feshi ile ilgili hususlar 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (I) numaralı bendinde düzenlenmiştir.

3.1-İstirahatli Olsa Dahi İşverenin İşçiyi İşten Çıkarma Hakkı Doğan Durumlar:

a) İşçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa veya sakatlığa uğraması halinde, bu sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç iş günü veya bir ayda beş iş gününden fazla sürmesi yani işçinin ardı ardına (peş peşe) üç iş günü veya bir ayda beş iş gününden fazla istirahat alması ve bu nedenle işe gelmemesi halinde işveren işçiyi işten çıkarabilir.

b) İşçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğunun Sağlık Kurulunca saptanması durumunda da işveren işçiyi işten çıkarabilir..

c) Yukarıda (a) bendinde sayılan sebepler dışında işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerinde isitirahatli olması, dolayısıyla da işe gelmemesi sebebiyle, işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17 nci maddedeki bildirim (ihbar) sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar.

Yani daha açık bir anlatımla istirahat süresinin;

– İşyerindeki kıdemi altı aydan az olan işçi için sekiz haftayı,

– İşyerindeki kıdemi altı aydan birbuçuk yıla kadar olan işçi için on haftayı,

– İşyerindeki kıdemi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için oniki haftayı,

– İşyerindeki kıdemi üç yıldan fazla sürmüş olan işçi için ondört haftayı,

aşması halinde işverenin iş sözleşmesini feshetme yani işçiyi işten çıkarma hakkı doğar.

Doğum ve gebelik hallerinde ise yukarıda belirtilen süreler 74 üncü maddedeki sürenin bitiminde başlar. Ancak işçinin iş sözleşmesinin askıda kalması nedeniyle işine gidemediği süreler için ücret işlemez. Söz konusu 74 üncü maddenin birinci fıkrasında ise; “Kadın işçilerin doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı haftalık süre için çalıştırılmamaları esastır. Çoğul gebelik halinde doğumdan önce çalıştırılmayacak sekiz haftalık süreye iki hafta süre eklenir. Ancak, sağlık durumu uygun olduğu takdirde, doktorun onayı ile kadın işçi isterse doğumdan önceki üç haftaya kadar işyerinde çalışabilir. Bu durumda, kadın işçinin çalıştığı süreler doğum sonrası sürelere eklenir. Kadın işçinin erken doğum yapması halinde ise doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılmayacak süreler, doğum sonrası sürelere eklenmek suretiyle kullandırılır.” hükümleri yer almaktadır.

3.2-İstirahatli İşçiyi Süresinden Önce İşten Çıkaran İşverenin Sorumluluğu:

İstirahatli işçiyi, istirahat süresi yukarıda belirtilen sekiz ile ondört haftalık süreyi geçmeden işten çıkaran işverenin, Kanunun 17 nci maddesinde belirtilen bildirim süresine ilişkin ücret tutarında işçiye tazminat (ihbar tazminatı) ödemesi gerekir. Yani daha açık bir anlatımla;

– İşyerindeki kıdemi altı aydan az sürmüş ise iki haftalık,

– İşyerindeki kıdemi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş ise dört haftalık,

– İşyerindeki kıdemi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş ise altı haftalık,

– İşyerindeki kıdemi üç yıldan fazla sürmüş ise sekiz haftalık,

ücreti tutarındaki ihbar tazminatını işverenin işçiye ödemesi gerekir.

Eğer ihbar süreleri iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesi ile yukarıdakilerden daha uzun süreli olarak belirlenmişse bu durumda işverenin sözleşmedeki süreye tekabül eden tutardaki ücreti tazminat olarak işçiye ödemesi gerekir.

3.3-İstirahatli İşçiyi İşten Çıkaran İşçinin Kıdem Tazminatı Sorumluluğu:

İşveren isitirahatli işçiyi, yukarda belirtilen süreleri dikkate alarak veya almayarak işten çıkarmış olsa, işçiye ihbar tazminatı ödemiş olsa dahi; işçi işyerinde en az bir yıllık çalışma süresini doldurmuşsa, işverenin işçiye kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar. Çünkü, yukarıda belirtilen şartların gerçekleşmesi ve belirtilen sürelerin doğması halinde işverenin işçiyi işten çıkarma hakkı doğsa bile, 4857 sayılı İş Kanununun “İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlıklı 25 inci maddesinde belirtilen sebeplerden sadece “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” nedeniyle işçiyi işten çıkarması halinde işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bunun dışında kalan sağlık sebepleri veya zorlayıcı sebepler işveren için haklı fesih sebebi olmakla birlikte, kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır.

4-Kötü Niyet Tazminatı:

4857 sayılı İş Kanununun 17 nci maddesi uyarınca, belirsiz süreli iş sözleşmesinin işçi veya işveren tarafından ihbar süresine uymak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, her hak gibi bu hakkın da 4721 sayılı Medenî Kanunun 2 nci maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyi niyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekmektedir. Aksi takdirde fesih hakkı kötüye kullanılmış sayılır. Çünkü söz konusu 2 nci maddede “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmü yer almaktadır.

4857 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin 6 ncı fıkrasında da fesih hakkının işverence kötüye kullanılması halinde, işçiye tazminat ödemesi öngörülmüştür. Buna göre; iş güvencesi kapsamı dışında kalan işçilerin iş sözleşmesinin, fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işveren tarafından işçiye bildirim (ihbar) süresinin üç katı tutarında tazminat ödenmesi gerekir. Bu tazminat, Kötü Niyet Tazminatı olarak adlandırılır. İşveren ihbar süresine uymamışsa, ayrıca ihbar tazminatı da ödemesi gerekir. Aynı şekilde, işveren ihbar tazminatını ödemiş olması, kötü niyet tazminatı ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.

Yukarıda belirtildiği üzere, kötü niyet tazminatı iş güvencesi kapsamına giren işçileri kapsamaz. Bu kapsamdaki işçilerin hakları 2.3-İş Güvencesi Kapsamına Giren İşyerinde Çalışan İşçinin Hizmet Akdinin Feshi başlıklı bölümde belirtilmiştir.

Fesih hakkının kötüye kullanılması halinde işveren;

a) İşçinin işi altı aydan az sürmüş ise altı haftalık ücreti tutarında,

b) İşçinin işi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş ise on iki haftalık ücreti tutarında,

c) İşçinin işi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş ise on sekiz haftalık ücreti tutarında,

d) İşçinin işi üç yıldan fazla sürmüş ise yirmi dört haftalık ücreti tutarında,

işçiye kötü niyet tazminatı ödemek zorundadır.

Bu tazminatın hesabında, işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler de dikkate alınmaktadır.

İhbar tazminatında olduğu gibi, işverenin işçiye kötü niyet tazminatı ödemiş olması, kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. İşçi kıdem tazminatına hak kazanmışsa, işveren onu da ödemek zorundadır. Aynı şekilde, işverenin işçiye kıdem tazminatı ödemiş olması, fesih hakkını kötüye kullanmış olması halinde doğan kötü niyet tazminatı ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.

5-İş Akdinin Feshi Halinde İşçinin Ücret Alacakları:

İş sözleşmesi, yukarıda belirtilen nedenlerden hangisine bağlı olarak sona erdirilirse erdirilsin fark etmez, işçi işten ayrıldığında veya işten çıkarıldığında; işçinin çalışma süresinden, fazla mesaiden, kullanmamış olduğu yıllık ücretli izninden veya başka herhangi bir nedenden doğan ücret alacakları varsa, işverenin bunu işçiye ödemesi gerekir. (isvesosyalguvenlik.com)

YORUMLAR

  1. ÖZER dedi ki:

    04.04.15 de başladığım ve çalışmaya devam ettiğim danışma personeli görevimden tüm yasal haklarımı alabilecek şekilde iş sözleşmemi fesh edip bırakmak istiyorum
    günde 12 saat 4 çalış 2 off şeklinde ayda 240 saat veya 252 saat çalışıyorum
    nadir olarak yaptığım fazla mesailer izinli birinin nöbetine gelirsem saat ücreti: 9,67 tl
    bayramlarda denk gelen nöbetlerimde saat ücreti: 6,45 tl
    maaşım hesabıma yatan agi ile 2105 tl ama ücret askari ücret 100 küsür yemek, 100 küsür yol bir miktarda kafalarına göre fazla mesai yazarak agi ile 2105 tamamlanıyor
    maaş bodrolerimde her pazar tatil gösterilirken bayramlarda nöbet tuttuğumuz günlerde izinli gözüküyoruz
    2 kere haberim olmadan çıkışım verilerek aynı şirketin başka bir firmasına girişim yapıldı
    ben 2 kere habersiz çıkış giriş yapılmasından
    günde 12 saat çalışmaktan (mola veremiyor yemeğimi bile güvenlik mobunda acele ile yiyiyorum)
    normal fazla mesai 9,67 tl iken bayramlarda örneğin kurban bayramında fazla mesai 6,45 tl saat ücreti verilmesinden (bayram saat üçretlerinin normal mesai ücretlerinden yüksek olması gerekiyor diye biliyorum yanlışsam lütfen düzeltin)
    şirket yetkililerine bu durumu sorduğumda bizde böyle çıkmak istersen sorun yok denmesinden
    rahatsızım
    kocaeli`de….. firmasının deposunda … özel güvenlik şirketi adına çalışıyorum
    12 saat çalıştığım ve bayramlarda bazı günler çalıştığımın kanıtı olarak vardiya takip defterleri ve şirketin bize verdiği nöbet listesi fotokobileri vardır,
    pazar ve bayramlarda izinli gözüktüğüm maaş bodroleride elimdedir
    lütfen tüm yasal haklarımı alabileceğim şekilde iş söleşmemi fesh edebilip işten ayrılabileceğim bir yol gösterip öneride bulunun
    ilgi alakanız için çok teşekkürler
    Ekim 2018.

    1. Admin dedi ki:

      Eğer sigorta başlangıcınız 8 Eylül 1999 tarihinden önceyse ve en az 3600 prim gününüz varsa, hiç uğraşmadan SGK Müdürlüğünden kıdem tazminatı alabileceğinize dair yazıyı alıp işyerine verip, iş akdinizi feshedip işten ayrılabilir ve kıdem tazminatınızı da alabilirsiniz. Eksik ödenmiş işçilik alacaklarınız varsa bunun için de önce arabulucuya başvurabilir, bundan sonuç çıkmazsa iş mahkemesinde dava açabilirsiniz.
      Eğer bu haktan yararlanma imkanınız yoksa; işten ayrılıp, 4857 sayılı İş Kanunun 24 üncü maddesine istinaden iş akdinizi feshettiğinize, kıdem tazminatı ve diğer tüm işçilik alacaklarınızın ödenmesi talebine ilişkin bir ihtarnameyi Noter kanalıyla işverene gönderebilirsiniz. İşveren tazminat ve varsa diğer alacaklarınızı buna rağmen ödemezse aynı şekilde arabulucu, mahkeme yolarını işletmeniz gerekir.
      Öte yandan İş Kanunu hükümleri uyarınca, günlük çalışma süresi 11 saatten, yıllık fazla mesai toplamı 270 saatten fazla olamaz. Hafta tatilinde, bayram tatillerinde çalışan işçiye o çalıştığı günler için iki kat yani ikişer günlük ücret ödenmesi gerekir. Yukarıda bahsettiğiniz hususların hepsi İş Kanununa aykırı hususlardır ve bir işçi açısından haklı fesih sebeplerini oluşturmaktadır.

  2. mehmet kubat dedi ki:

    24 02 2016 tarihinde girdigim işyeri 14 08 2018 tarihinde işten çıkarıldım ben çıkarıldıktan sonra şirket tasaron çalıştırıyor dışarı ış veriyor emekli çalıştırıyor fazla mesayide yapıyorlar işe iade davasını kazanırmıyım

    1. Admin dedi ki:

      Maalesef süreyi kaçırmışsınız, işe iade başvurusunun işten çıkarılış tarihinden itibaren 1 ay içinde arabulucuya yapılması gerekir. (Bkz. Yeni Düzenlemelere Göre İşe İade Süreci)

  3. alparslan akçelik dedi ki:

    şuanda çalıştığım işyerinde şöförlük yapmaktayım. 1yıl için sözleşme yapıldı. Daha son 2.yıl için yenilendi. Fakat işveren iş aktimde yer alamayan bir işi yapmayı red ettiğim için . çıkartmaya karar verdi. şuan benin araçlara çıkarmıyor ve işe geldiğim halde bana iş vermiyor. bana söylediği bana tebliğgat yollayacakmış beklemem gerekiyormuş. bunu yapmaya hakkı varmıdır . ayrıca benim iş aktim belirli süreliden çıkıp belirsiz süreliye girmişmidir. teblğigatta yer alacak ifadelerde iftira varsa kötü niyet doğarmı.

    1. Admin dedi ki:

      İş Kanunun 11 inci maddesinde “Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir.” yapılamaz hükmü yer almaktadır. Bu nedenle sizin iş sözleşmeniz belirli süreli iş sözleşmesine dönüşmüş. Öte yandan iş sözleşmenizde olmayan bir işi işverenin sizden yapmanızı istemesi çalışma şartlarında esaslı değişikliğe girer, çalışma şartlarında esaslı değişiklik de işçi tarafından kabul edilmediği sürece bir anlam ifade etmez, bu nedenle işveren sizi işten çıkarsa bile bu haksız fesih sayılır ve size ihbar ve kıdem tazminatı ödemesi gerekir. Ancak işveren size göndereceği fesih tebligatında kendini haklı çıkaracak farklı gerekçeler ileri sürerse bilemeyiz. Çalışma şartlarında esaslı değişiklik ve diğer konulardaki ayrıntılı bilgilere Hizmet Akdi-Fesih Rehberi sayfasından ulaşabilirsiniz.

  4. melih can dedi ki:

    çalıştığım iş yeri maaşları geç ödüyor. bana işe girişte imzalattıkları iş sözleşmesini kendileri imzalamamışlar. 3 yıllık kıdemim var.sözleşmeyi fesh etmek istesem, maaşımın ödenmediği 20 günlük gecikmenin başlangıcını hangi tarihe göre baz almalıyım?: işe giriş tarihim olan ayın 10 ununa göre mi yoksa imzalamadıkları sözleşmede yazan bir sonraki ayın ilk haftası ödenir lafına göre mi hareket etmeliyim? sanırsam bir 20 gün sayacağım.ardından da 6 günlük sürem var.

  5. Dilek dedi ki:

    Merhaba,
    İş yerindeki çalışma masamın sağlığımı rahatsız edecek boyutta ve yerde olması beni müdürümle konuşmaya mecbur etti, oturma yerimi değiştirmediği gibi, beni tavırlarımın uygunsuz saygısız olduğunu söyledi.
    İşten çıkartacak ancak tazminatımı ödeyecek.
    Ben bu durumda işten çıkış sebebimi davranışlarımın uygunsuz olduğunu belirtse dahi işsizlik ödeneği de alabilecek miyim?

  6. muharrem dedi ki:

    merhaba ben 1997 ssk girişim var prim günüm 5900 şuanki güncel 5600 günüm dolmuş şuan 12 yldır çalışmış olduğum şirketten ayrılmak istiyorum ayrılma sebebi yıllık izin sadece 1 haftasını kullandırıyor bu yüzden geri kalan izinlerimin kullandırmıyor ve üçretinide ödemiyor + yıllık izin pusulasıda imzalamıyorum bu yüzden nasıl bir yol izlemem gerekir saygılar bilgilendirirseniz sevinirim.

    1. Admin dedi ki:

      SGK müdürlüğüne başvurup “kıdem tazminatı alabilir” yazısı alıp bunu işyerine ibraz ederek iş akdinizi feshedip kıdem tazminatınızı alabilirsiniz, kendiniz ayrıldığınız için ihbar tazminatı ise alamazsınız. Eğer işin daha garanti olmasını istiyorsanız fesih ihtarını noter aracılığıyla yapabilirsiniz. Bu ihtara SGK’dan alacağınız yazıyı da eklersiniz.

      1. muharrem dedi ki:

        teşşekkür ederim bilginiz için peki verilmeyen geri kalan yıllık izinlerini nerye başvurmam gerekir.

        1. Admin dedi ki:

          İşten ayrılmanız halinde kullanmadığınız yıllık izinler ücret alacağına dönüşür. Bunun için de önce arabulucuya başvurmanız, sonuç alamazsanız iş mahkemesinde dava açmanız gerekir.

          1. muharrem dedi ki:

            teşekkürler.

  7. BARIŞ dedi ki:

    Merhabalar. 13 yıldır özel bir şirkette çalışmaktayım. 15 temmuz olaylarından sonra işlerimiz çok durdu ve neredeyse hiç yok. Geçen yıl patronlardan birisi işten ayrılacağını ve bu sene zam yapamacaklarını belirtti. Bizde 3 arkadaş diğer patronla konuşup zam istedik. Patronda ssk nıza yansıtmadan birşeyler yaparım dedi. Sonra biz elden verir diye düşündük. Ama yaklaşık 8 ay boyunca maaş hesabımıza maaş ödemesi olarak yattı bu para ve de ssk da gözükmedi. Ondan sonra yine işlerin kötü gitmesi yüzünden 2 arkadaşı işten çıkarttılar. Bununla birlikte bu arkadaşlar. Bu yatan ekstra parayı ssk da gösterilip o şekilde tazminatlarını talep ettiler. Ama patron normal aldıkları asgari ücretten tazminatları verdi ve işten çıkardı arkadaşları. Bundan sonrada bu verdiği ekstra parayı bana elden ve geç vermeye başladı bundan sonra da bu şekilde olacak dedi. Açıkcası vermek istemiyor bu parayı ve ben de çok zor durumda kalıyorum. sormak istediğim soru şu. patronum bu parayı belli bir süre maaş hesabıma yatırdı ama ssk da yansıtmadı bu durumu. bende iş aktidimi bu nedenden dolayı haklı olarak fesih edebilir niyim? eğer fesih edebilirsem ne kadar sürede tazminatımı alabilirim? süre meselesi çok önemli benim için. kiracı olduğumdan dolayı. açıklamalı anlattım yardımcı olup bilgi verirseniz sevinirim. teşekkürler…

    1. Admin dedi ki:

      Sigortasının gerçek ücret yerine eksik ücretten yatması çalışana fesih hakkı veren bir durumdur. (Bkz. Sigortası Düşük Ücretten veya Eksik Yatırılan İşçi İşten Ayrılıp Tazminat Alabilir başlıklı yazı.) Dolayısıyla siz bunu gerekçe göstererek iş akdinizi feshedip tazminat isteyebilirsiniz. Fesih işlemini noterden ihtarname çekerek yapmanız, ihtarnamede belirli bir tarihten sonra asgari ücretten artan kısmı elden ödediğini ve yine SGK’ya bildirmediğini de belirtmeniz gerekir.
      Öte yandan İş Kanununda kıdem tazminatının ödenmesi için herhangi bir süre öngörülmemiştir, normalde iş akdinin feshedildiği gün işverenin tazminatı ödemesi gerekir. (Bkz. Kıdem Tazminatının Ödeme Tarihi (Vadesi) Var mıdır ?)

      1. BARIŞ dedi ki:

        Teşekkürler. Buna ekstra olarak merak ettiğim ben noterden ihtarname çektiğimde, iş akdimi fesih ettiğime dair bir belge yaptırmam gerekiyor mu? İhtarnameyi çektikten sonra işten hemen ayrılabilir miyim? Ayrıca patronum bu tazminatımı kendi istediği gibi taksitler halinde verebilir mi yoksa tek sefer de mi vermek zorunda? Son olarak ben iş verenin vermiş olduğu bu ekstra parayla ilgili bankada hesap dökümü ve ssk dan hizmet dökümü çıkarttım delil olarak. Bu durumu ssk ya da şikayet etmem gerekiyor mu? Çok teşekkürler bilgilendirme için…

        1. Admin dedi ki:

          İhtarnameyi çektiğiniz an iş akdini feshetmiş olacağınızdan artık işyerine gitmenize ve çalışmanıza gerek kalmaz. Noter kanalıyla ihtarnameniz işverene resmi evrak olarak tebliğ edileceği için feshettiğinize dair ayrıca belge yaptırmanıza gerek yok. Bankadan aldığınız ekstra ödemeyle ilgili olarak SGK’ya şikayette bulunmanız halinde SGK’ya asgari ücret üzerinden bildirilmiş olan kazançlarınız gerçek kazanca yükseltilir.
          Öte yandan sigorta başlangıcınız 8 Eylül 1999 tarihinden önceyse ve en az 3600 prim gününüz varsa, hiç uğraşmadan SGK müdürlüğünden kıdem tazminatı alabilir yazısı alıp, bunu işyerine vererek iş akdinizi feshedip yine kıdem tazminatı isteyebilirsiniz. Ancak bu şekildeki fesihte de yine noterden ihtarname çekmek daha garanti olur. (Bkz. İş Akdini Sözlü Fesheden İşçiler Dikkat ! başlıklı yazı)

          1. BARIŞ dedi ki:

            Çok teşekkür ederim detaylı bilgi için. Allah razı olsun. Maalesef iş başlangıcım 2005 ağustos. Şuan ki haliyle 48bin eğer sgk da göstermediği ekstra ücreti de katarsak 7-8 bin fark ediyor alacağım. Bu tazminatı patron dilediği gibi taksitler halinde verebilir mi yoksa tek seferde vermesi mi gerekir? Çok fazla oldu gerçekten kusura bakmayın. Çok teşekkürler.

          2. Admin dedi ki:

            Normalde tek seferde ödemesi gerekir, ancak kıdem tazminatının yüklü miktarda olması ve işverenin de ödemekte zorlanması halinde taksitle ödeme olabiliyor. Sizin kabulünüze bağlı, bu konuda Kanunda herhangi bir hüküm yok. En azından taksitle ödemekte ısrar ederse taksitler için sağlam senetler alıp, ayrıca imza ve kaşesini taşıyan yazılı bir sözleşme yapıp kendinizi garantiye alabilirsiniz, ilerde ödemek istemezse icraya verirsiniz. Senet ve sözleşmeye imzaların güzünüzün önünde atılmasını sağlarsanız daha güvenli olur.

  8. emre dedi ki:

    merhabalar 6 yıldır bir şirkette cnc kesim operatörü olarak çalışıyorum fakat bulunduğum ortam yoğun kimyasal ve toz içeriyor buda beni rahatsız etmeye başladı doktora gittiğimde astım olduğunu daha stabil ortamda çalışmam gerektiğini söyledi 3 doktorun imzasıyla oluşan bir tozlu ve kimyasallı ortamda çalışamaz raporu verdi bu raporla iş akdimi tek taraflı feshedebilirmiyim teşekkürler…

    1. Admin dedi ki:

      İş Kanununun 24/I-a maddesinde; İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa, bu durumun işçiye fesih hakkı vereceği belirtilmiştir. Siz öncelikle işverenden çalıştığınız yerin değiştirilmesini, tozsuz ortamda yapabileceğiniz bir verilmesini talep edin, size uygun bir iş vermezse yukarıdaki maddeye istinaden iş akdinizi haklı nedenle feshedip kıdem tazminatınızı isteyebilirsiniz. Ancak bu taleplerinizi belgelemeniz menfaatinize olacağından, isterseniz taleplerinizi noterden ihtarname çekerek işverene iletebilirsiniz.

  9. Mehmet GÜRBÜZ dedi ki:

    Eşim gazete reklam ilan ajansında 9 yıl hele kaç ay çalıştı 02/09/2019 Tarihinde iş akdini tek taraflı fes edip iş den çıkardılar bu arada iş yerini başka bir semte taşıdılar kıdem ve ihbar tazminatını bir ay sonra ödeyeceklerini söylemişler. Noterden ihtarname henüz çekmedim bunun süresi ne kadar ve işe ilk başladığında altı ay sigortasını yatırmamışlar.Bu konu hakkında bilgilendirirseniz sevinirim. TEŞEKKÜRLER.

    1. Admin dedi ki:

      İşçilik alacaklarında zamanaşımı süresi 5 yıl, ancak fazla zaman geçmeden eşiniz gerekli başvurularda bulunursa iyi olur. Öte yandan eşinizin iş akdi işveren tarafından zaten feshedildiğine göre artık eşinizin noterden ihtarname çekmesinin bir anlamı yok, eşinizin arabulucuya başvurması gerekir. Sigortasız çalıştırıldığı süreyle ilgili de elinde belge varsa SGK müdürlüğüne şikayet dilekçesi vermesi, belge yoksa İş Mahkemesinde hizmet tespit davası açması gerekir.

  10. Kübra dedi ki:

    Merhabalar. 29.12.2018 tarihinde bir özel eğitim okulunda öğretmen olmak üzere sözleşme imzaladım. Asgari ücret üzerinden sigortam yatıyordu. Ve ameliyat olduğum için 06.11.2019-28.11.2019 tarihleri arasında raporluyum. Ve dün işverenim beni çağırarak işten çıkarılacağımı söyledi, sebebi de resmiyette görünen kendi akrabasını fiiliyatta da çalıştırabilmek. Raporunun bitiş tarihinde gel çıkış işlemlerini yapalım dediler. Benim haklarım nelerdir öğrenebilir miyim? İhbar tazminatı ve kıdem tazminatı alabilir miyim? Bu arada 6. Aya ait olan sigortam yatmadı ücretsiz izinli görünüyorum bu da işverenin isteğiyle olan bi durum yani kurumda olmama rağmen 6.ayda ücretsiz izinli göründüm. Bu da herhangi bir şeyi etkiler mi?
    Teşekkürler..

    1. Admin dedi ki:

      İşveren kendisine fesih hakkı verecek kadar uzun süre rapor kullanmadığınız halde sizi işten çıkarmaya karar vermiş. Bu durumda ihbar ve kıdem tazminatı isteyebilirsiniz, işe iade veya kötüniyet tazminatı talebinde bulunabilirsiniz. Yukarıdaki yazının İşveren Yukarıdaki Şartlara Uymadan İşçiyi İşten Çıkarırsa Ne Olur ? başlıklı bölümünde bu konu ayrıntılı açıklanmıştır.

  11. Erdem dedi ki:

    işe alım sürecinde tarafımdan geçmiş iş tecrübelerimde birlikte çalıştığım kişilerden referans istendi. Bu kişilerle ilgili herhangi bir sınırlandırma belirtilmedi. 3 kişi referans gösterdim ve bunlardan sadece birinden referans alındı. diğer 2 referansıma ulaşılmadı. referans isteme ve işe başlama arasında iletişime geçilen kişi ile evlendim. işe başladığım gün sözlü olarak sorumlum olan kişiye bu kişiyle evlendiğimi, ancak daha önce 9 aydan uzun bir süre kendisiyle çalışmış olduğumu belirttim. deneme süresinin sonuna kadar olan süreçte sorumlum olan kişi bu konuda hiçbir şey yapmayıp, deneme süresi sonunda eşimi/partnerimi referans gösterdiğim gerekçesiyle iş akdimi feshetti. tekrar işe başvurmam durumunda da değerlendireceklerini yazılı olarak tarafıma belirtti. bu süreç dahilinde iş sorumluluklarını yerine getirmem ve iş yeri kurallarını herhangi bir şekilde ihlal etmediğimi de aynı şekilde yazılı olarak tarafıma bildirdi. tekrar işe başvurduğumda da organize bir şekilde beni işe almamak için bazı hileler yaptığını farkettim. sonuç olarak beni tekrar işe almadılar. son işe alım süreci ve ilk işe girerken yaptığım bildirim dışındaki tüm süreçler yazılı olarak elimde mevcut. bu durumda nasıl bir yasal yol izleyebilirim? işveren tazminat ödemeye maruz bırakılabilir mi?

    1. Admin dedi ki:

      İşyerinde ne kadar süreyle çalıştığınızı belirtmemişsiniz, ancak referans gösterdiğiniz kişiyle sonradan evlenmiş olmanız iş akdinin feshi için gerekçe sayılmayabilir, çünkü başka iki referans daha gösterdiğinizi belirtmişsiniz. Eğer o referansınızın sizin hakkınızda verdiği bilgilerin gerçeği yansıtmadığı ortaya çıkmış olsaydı bu durum fesih sebebi sayılabilirdi. Bu aşamadan sonra izlemeniz gereken yol, önce adliyede bulunan arabuluculuk bürosuna başvurmak, sonuç alamazsanız iş mahkemesinde dava açmaktır. Eğer işyerinde 6 aydan fazla çalıştınız ve 29 kişiden fazla çalışan varsa işe iade başvurusunda bulunabilirsiniz, bu şartlar tutmuyorsa kötü niyet tazminatı ve ihbar, bir yılı doldurdunuzsa kıdem tazminatı talebinde bulunabilirsiniz.

  12. Rhm dedi ki:

    Merhaba
    Ben özel bir okulda çalışıyordum.16martta covid-19 virüs sebebiyle okullar tatil edildi. Daha sonra okul müdürüm beni arayıp işten çıkardıklarını söyledi ve okula gelip çıkış işlemleri yapalım dedi bunun üzerine istifa etmeyeceğimi söyleyince siz bilirsiniz tek taraflı fes ederiz dedi. Bende Cumhurbaşkanlığı iletişim merkezine şikayetre bulundum. Siz bizi şikayet etmişsiniz deyip subat ve mart ayı maaşımı vermiyorlar. Ben bu durumda nasl bir yol izlemeliyim.

    1. Admin dedi ki:

      4857 sayılı İş Kanununun 25/III. maddesi uyarınca işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması halinde işverenin iş akdiniz tek taraflı feshetme hakkı var, ancak bu durumda işçi işyerinde en az bir yıllık çalışma süresini doldurmuşsa işverenin kıdem tazminatı ödemesi gerekir. Alamadığınız maaşlarınızın ve kıdem tazminatınızın ödenmesi için önce adliyede bulunan arabuluculuk bürosuna başvurmanız, sonuç alamazsanız iş mahkemesinde dava açmanız gerekir. Ancak şu an başvurular durduruldu. (Bkz. Mahkeme ve Arabulucuya Başvurular – İcra İşlemleri Durduruldu – Adliyelere Gitmeyin !)

      1. sertac doğan taşcı dedi ki:

        20.10.2017 tarihinde bir ilaç firmasına girdim tıbbi mümessil olarak 14.04.2023 tarihinde sözde kendi isteğim ile ayrıldım yaklasık 5.5 sene çalıştım ailem kendi iş yapacaktı bende ayrılırım o zaan dedim benden önce kendi isteği ile ayrılanlar kıdem tazmınatlarını aldılar bana verilmedi bide tehdit ile istifa ettirildim müdür ve patron tarafından çünkü vermıcez denilince sadece 20 bin olarak ben o zaman devam ediyorum dedim 2 gün sonra müdür aradı seni 25.2 den işten atar işte siciline işlenir ya ben gider konuşurum dedim onunla yok ngitme sana vurursa el kaldırırsa karşılık verme git istifanı ver 20 yide alamıcan yoksa gibi zaten kahkemeye verirsin sen kazanırsın diye beni istifa ettirdiler ailemin iş yapıcak olmasından dolayı kendi isteğim ile ayrılıyorum diye ayrıldım ama emeğim gitti ve pandemi döneminde hem kçö den faydalandık hemde tam gün bizi çalıştırdı iş korkusu ile çalıştığım sure içindede bazı hakaretlerine maruz kaldım yinede bırakmadım şu an hayatım çok kotü banka ödemelerim kaldı vermedikleri para yüzünden psikolojım bozuldu iş bile arayamıyorum attıkları bu kazık yüzünden ne yapmam gerekıyo lutfen yardım nedin bu arada 14 04 cuma günü 20 bin tazminat 8 bin ise yarım maaşımdı 28 bin aldım diyede imza attım ve o kadar para ödenmedi bana sonradan kesinti icat etti arabamda minik bir çizgi vardı 15 bin tutmuş o ve ben kendi beyanımla verdim çünkü faturasını sordum madem öyle yok faturası diye dışardan yaptrdık diye yani her yerden böyle terbiyesizlik bazı prim hakedişlerimide elden aldığım dönemler olmuştur kıdem tazmınatımı nasıl alabilirim resmiyette ben ettim gibi gözüküyo ama aslı öyle değil ve sonradan vercem ben sana ödeme denildi bana lütfen cevap verin