Kayıt Dışı İstihdam

Kayıt Dışı İstihdam
23 Şubat 2013 16:42

GİRİŞ: Literatürde, özellikle belge düzeninin ve kontrol mekanizmasının yetersiz olduğu gelişmekte olan ülkelerde “kayıt dışı” kavramı son derecede yaygın olarak kullanılmaktadır.

Bu tür ekonomilerde; genellikle vergi ve sigorta primi gibi mali yükümlülüklerden kaçınmak, bürokratik işlemlerden kurtulmak üzere kayıt dışı ekonomik faaliyette bulunulmakta ve elde edilen gelir kayıt dışında bırakılmaktadır.

Kayıt dışılığın neden ve sonuçlarına bakıldığında, ekonomik kaynaklı sorunlardan etkilendiği ve bu sorunları etkilediği ve esasen son derece kompleks yapılı olduğu görülmektedir.

Aslında kayıt dışılığın temel nedeni ekonomik olmakla birlikte, bunun yanında sosyal, kültürel, psikolojik, siyasi ve etik faktörlerle de yakın ilişkisi söz konudur.

Kayıt dışılık konusunda, esasen teorik alanda birçok çözüm önerileri sıralanmakla birlikte, bir türlü ortadan kaldırılamayan bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

“Kayıt dışılık” ana başlığı altında en önde gelen kategorilerden biri de “kayıt dışı istihdam”dır.

KONUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

En önemli ekonomik ve toplumsal sorunlardan bir tanesi olan kayıt dışı istihdam, sosyal güvenlik açısından niteliği itibariyle legal şekilde çalışarak istihdama katılan kişilerin, çalışmalarının gün veya ücret olarak ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına hiç bildirilmemesi ya da eksik bildirilmesi olarak tanımlanmaktadır.

Bu tanıma göre üç türlü kayıt dışı çalışma söz konusudur.

– Sigortalıların Sosyal Güvenlik Kurumuna hiç bildirilmemesi,

– Çalışma gün sayılarının Sosyal Güvenlik Kurumuna eksik bildirilmesi,

– Sigorta primine esas kazanç tutarlarının Sosyal Güvenlik Kurumuna eksik bildirilmesidir.

a) Kayıt Dışı İstihdamın Önde Gelen Nedenleri

Kayıt dışı istihdamın ortaya çıkmasının birçok nedeni vardır. Bu nedenlerin en önemlileri,

• Bürokratik işlemlerin karmaşıklığı ve fazlalığı,

• Kamu kurumları arasındaki koordinasyon ve işbirliği eksikliği,

• Etkin denetimin gerçekleştirilememesi,

• İşçi maliyetlerinin yüksek olması,

• Gelir dağılımındaki adaletsizlik, yoksulluk ve işsizlik,

• Sosyal güvenlik hizmetlerinin kısa vadede yeterince cazip görünmemesi,

• Tarafların bilgilendirme ve bilinçlendirilme konularındaki eksikliği,

olarak sıralanabilir.

b) Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele Çalışmaları

Kayıt dışı istihdam az ya da çok bütün ülke ve ekonomilerde var olan bir olgudur. Yani gelişmiş ülkelerde hiç yok değildir.

Bütün ekonomilerce kayıt dışı istihdamı önlemek için çeşitli düzenlemeler yapılmaktadır.

Kayıt dışı istihdamın önlenebilmesi için genel anlamda bazı önemli tedbirler alınmakta olup, bu tedbirler aşağıda sıralanmıştır:

– Vergi indirimleri yapılması,

– Kamu kuruluşları arasında gerekli eşgüdümün sağlanarak işbirliğinin artırılması,

– Kamu kuruluşları ile sosyal taraflar arasında işbirliği yapılması,

– Davranış ve tutum değişikliğine yol açabilecek etkin ve verimli bir denetim sisteminin geliştirilmesi,

– Kayıtlı işgücü piyasasına girişlerin teşvik edilmesi,

– Kayıt dışı istihdamın olumsuzluklarının kamuoyuna basın ve yayın kuruluşları aracılığı ile çeşitli panel ve konferanslarla anlatılması,

– Okullarda kayıt dışı istihdamın zararlarının anlatılması,

– İşverenlerle sosyal diyaloglar geliştirilerek kayıtlı istihdama yönelmeleri için ikna edilmeleri,

– Kayıt dışı istihdamın çalışana kaybettirdikleri konusunda çalışanlara bilinçlendirme faaliyetleri yapılması,

– Merkezi yönetim, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarının tam bir işbirliği içinde çalışmalarının sağlanması,

– Kayıt dışı çalışanları kayıt dışı çalışmaktan alıkoyacak sloganlar kullanılması,

– Kayıt dışı işçi çalıştıran işverenlerin belirli bir süre kamu ihalelerine alınmaması,

olarak sıralanabilir.

c) Kayıt Dışı İstihdamın Etkileri

Kayıt dışı istihdamın birçok olumsuz etkileri vardır. Bunlar arasında en önemlileri ülke ekonomisine, örgütlenmeye, rekabete, sosyal güvenlik sistemine, gelir dağılımına ve etik değerlere olan olumsuz etkileridir.

Kayıt dışı istihdamın neden olduğu konulara kısaca değinilmesinde yarar görülmektedir.

– Kayıt Dışı İstihdamın Ülke Ekonomisine Etkisi: Kayıt dışı istihdamın en belirgin sonuçlarından birisi ülke ekonomisine olan olumsuz etkisidir. Konunun özeti, ödenmesi gerekip de ödenmeyen vergi, sigorta ve işsizlik sigortası primi kesintilerinden Devletin yoksun kalmasıdır.

Bunun sonucu olarak Devlet gelirlerini artırabilmek için vergi ve prim oranlarını yüksek tutmakta, bu da pahalılaşmaya sebebiyet vermektedir.

– Rekabete Etkisi: Kayıtlı işçi çalıştıran işyerleri kayıtsız işçi çalıştıran işyerleriyle rekabet edememekte ve bu durum da haksız rekabete neden olmaktadır.

Esasen kayıtlı işçi çalıştıranlarca bu duruma bir süre direnilmekle birlikte, daha sonra bu direnç kırılmakta, kayıtlı işçi çalıştıranlar da kayıtsız konuma geçmek zorunda kalmaktadır.

– Sosyal Güvenliğe Etkisi: Kayıt dışı istihdam sosyal güvenlik kurumunun açıklarına sebebiyet vermekte ve bu açıklar her yıl Hazine tarafından karşılanmak zorunda kalınmaktadır.

– Gelir Dağılımına Etkisi: Zaten gelir dağılımı bozuk olan ülkelerde kayıt dışı istihdam bu gelir dağılımının daha da bozulmasına yol açmaktadır. Gelir dağılımı ülkeler açısından oldukça önemli olup, bu konudaki adaletsizlikler ekonomilerin çökmesine de sebebiyet verebilmektedir.

– Etik Değerlere Etkisi: Kayıt dışı istihdam toplumdaki etik değerleri zayıflatmakta ve dejenere olmasına yol açmaktadır. Zira, kayıt dışı istihdam, insanları haksız kazanca ve emek harcamadan lüks bir yaşam sürdürmeye yönlendirmektedir.

– Örgütlenmeye Etkisi: Örgütlenmek için kayıtlı çalışmak gerekmektedir. Bunun aksini düşünmek mümkün değildir. Dolayısıyla kayıt dışı istihdam örgütlü toplumun önündeki en büyük engellerden birisidir.

– Çalışanlara Etkisi: Kayıt dışı istihdam çalışanlar açısından kısa vadede, çalışanın ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin sağlık ve çeşitli kısa vadeli riskler açısından sosyal güvencesiz kalmaları, sağlık yardımlarından yeterince faydalanamamaları, uzun vadede ise emeklilik haklarından mahrum kalmaları veya geçimlerini sağlayamayacak derecede düşük emeklilik aylığı bağlanması sonucunu doğurmakta, ayrıca iş kazası veya meslek hastalığı sonucu işçinin uğrayacağı gelir kaybı, tedavi masrafları ve işgücü kaybının ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

ç) Ülkemizde Kayıt Dışı İstihdam Sorunu

Anayasamızın; 2 nci maddesinde devletin sosyal bir hukuk devleti olduğu, 60 ncı maddesinde herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu, devletin her türlü sosyal güvenlikle ilgili tedbirleri alıp teşkilat kurması hususları düzenlenmiştir. Yine Anayasamızın 49 ncu maddesinde, çalışmanın, herkesin hakkı ve ödevi olduğu, Devletin, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam oluşturmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alacağı belirtilmiştir.

Çalışanların, işverenin emir ve talimatları altında bağımlı olarak çalışmasının, onları işveren karşısında zayıf konuma düşüreceği düşüncesiyle, temeli Anayasa hükümlerine dayanan sosyal güvenlik alanında ve diğer kanunlarla yapılan düzenlemelerde çalışanların hakları korunmaya çalışılmaktadır.

Ülkemizde kayıt dışı istihdam seviyesi ve oranına bakıldığında pek de iç açıcı bir durum olduğunu söylemek mümkün değildir. TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre Ülkemizde kayıt dışılık oranı % 40’lar seviyesindedir. Yalnız bu oranın ekonomiyi de kapsadığını bilmekte yarar var. Olaya istihdam açısından bakıldığında da yine durum iç açıcı olmamakla birlikte % 30’lar civarındadır. Bunun anlamı, çalışan her üç kişiden birinin kayıtsız çalışmasıdır.

Ülkemizde kayıt dışı istihdamın nedenleri, aslında çok özel olmayıp genel literatürde sayılan unsurlara dayanmaktadır. Tabi özelde de azalan seyir göstermesine karşın Ülkemizdeki işsizlik kayıt dışı istihdamın oluşmasını sağlayan veya artıran en önemli nedenlerden biridir.

İşsizlik seviyesinin yüksek olması zaten çok fazla kalifiye olmayan işgücünün işveren karşısında sosyal güvenlik açısından pazarlık gücünü azaltmakta ve hatta bu durumda gündeme bile gelmemektedir. Yani kalifiye olmayan işgücü haddini bilerek “sigorta mı da yatır” diyememekte, işgücünü istihdam edecek olan da “zaten sigorta primini mutlaka yatıracaksının lafını bile edemez” edasındadır.

Ülkemizde işsizlik kadar, kayıt dışı istihdamla mücadele konusunda esasen önemli hususlardan biri de; “tarafların sosyal güvenlik sisteminin sağladığı yararlar konusunda yeterince bilgilendirilip bilinçlendirilmemeleri” ve de “Devletin birimleri, bankalar ve diğer kurum ve kuruluşları arasında bilgi paylaşımı ve koordinasyonun sağlanamaması”dır.

Oysa, bilgilendirme ve bilinçlendirme konusunda;

İşverenlere, kayıt dışı çalışmanın gerek çalışanlar gerekse de sektördeki diğer işletmeler açısından başkalarının haklarına tecavüz olduğu, kayıt dışı çalışmanın tespiti halinde geriye yönelik önemli maddi yaptırımların uygulanacağı ve teşviklerden yararlanamayacakları, işyerinde meydana gelecek bir iş kazası ve meslek hastalığı vakasının kayıt dışı işçi çalıştıran işverene ağır maliyetler getireceği,

Çalışanlara ise, kısa vadede kendilerinin ve ailelerinin sağlık yardımlarından yararlanabilmeleri için para ödemek zorunda kalacakları, iş kazası veya meslek hastalığı hallerinde gerekli yardımlardan mahrum kalınacağı ve uzun vadede de yaşlılık durumunda emekli olunamayacağı,

hususlarının vurgulanması gerekmektedir.

Kurum ve kuruluşlar arasında bilgi paylaşımı ve koordinasyon konusunda da;

Ülkemizde kayıt dışı olarak çalışanların kayıt altına alınması, sadece Sosyal Güvenlik Kurumunca alınacak tedbirler ve bu Kurumun denetim elemanlarınca yapılacak incelemelerle değil, aynı zamanda Devletin tüm birimleri arasında bu konuda işbirliğinin olması ve çalışanların kayıt dışılığın olumsuz etkileri konusunda eğitilmeleri ve bilinçlendirilmeleri yoluyla sağlanacaktır.

Bu anlayış içerisinde ve kayıt dışı çalışanların esasen günlük yaşamlarında tüm sosyal, ekonomik ve kültürel faaliyetlerini bankalar, kamu idareleri ve diğer kurum ve kuruluşlarda gerçekleştirdikleri düşüncesinden yola çıkarak, bu kişilerin bu gibi yerlerde işlem yaparken, aynı zamanda sosyal güvenliklerinin de sağlanmasında, öncelikle, yapılan işlemlerin bir araç olarak kullanılması amaç edinilmelidir.

Daha açık ifadelerle; bir kişi günlük hayatta hangi kuruma giderse gitsin buralarda sosyal güvenlik sistemine kayıtlı olup olmadığı sorgulanmalıdır. Bir kişinin kayıt dışı çalıştığı varsayımı ile, bir hafta içerisinde hesap açtırmak için gittiği banka şubesinde; doğalgaz abonesi olmak için gittiği belediyede; çocuğunu kayıt yaptırmak için gittiği okulda sosyal güvenliğinin sorgulanması, öncelikle bu kişide “tüm kurumlarda sosyal güvenliğim sorgulanıyor” hissini uyandıracak, bu kişi muhtemelen sisteme kayıt olması gerektiğini düşünecek ve varsa işverenini de bu doğrultuda zorlayacaktır.

Sosyal güvenlik reformuyla, hem bilgilendirme ve bilinçlendirme hem de Devlet birimleri arasında koordinasyonun sağlanması konusunda Sosyal Güvenlik Kurumunca yasal düzenlemelerin de verdiği imkanlarla önemli çalışmalar başlatılmıştır.

5510 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin yedinci fıkrası gereğince çıkarılan tebliğ ve bu tebliğde yer alan bankalar, kamu idareleri ve diğer kurum ve kuruluşlardan alınan bilgilerin sorgulanması sonucunda 2008 yılından bu yana yaklaşık bir milyonun üzerinde kayıt dışı çalışanın tespitinin yapıldığı ifade edilmektedir.

Yine, televizyon dizilerinde ve yarışma programlarında sosyal güvenlik konularının yer aldığı görülmektedir. Yani Sosyal Güvenlik Kurumunca bilgilendirme ve bilinçlendirme konusun da artık duvarlar aşılarak her araç kullanılmaya başlanmıştır.

Ayrıca, özellikle 2008 yılı içerisinde kamuoyu tarafından “istihdam paketi” olarak adlandırılan, 2011 yılı içerisinde kamuoyunda “Torba Kanun” olarak bilinen düzenlemelerle getirilen teşviklerle, istihdam üzerinde yükler azaltılarak kayıtlı işçi çalıştırma özendirilmeye çalışılmıştır.

Ancak bu yapılan çalışmaların tamam ve yeterli olduğunu söylemek, kaldı ki hele Ülkemizde kayıt dışı istihdamı sıfırlamak da mümkün değildir.

3) SONUÇ

Kayıt dışı çalışma olgusu her ülkenin kendi koşulları göz önüne alınarak değerlendirilmeli ve çözüm yolları da buna göre belirlenip uygulanmalıdır. Ülkemiz açısından burada en önemli husus, bu sorunu çözmede kesin ve kesin siyasi iradenin gücünü ortaya koyması ve mücadele kararından taviz verilmemesi gerekmektedir.

Ancak, kayıt dışı istihdamın önlenmesi için her şeyin Devletten beklenmesi alışkanlığından da vazgeçmelidir. Öncelikle biz vatandaşlar olarak kendi üzerimize düşeni yapma konusunda gerekli kararlılık ve titizliği göstermeliyiz.

Herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi durumunda, kayıt dışı istihdamın önemli ölçüde azalarak gelişmiş ülkeler ortalamasına hatta bu ortalamanın da altına düşmesi mümkün olacaktır.

Sigortasız çalıştırılan kişilerin, sigortasız çalıştırıldıklarına ilişkin sosyal güvenlik il müdürlükleri ve sosyal güvenlik merkez müdürlüklerine yazılı başvuru yaparak veya ALO 170 Hattını arayarak bu konuda şikayet veya ihbarda bulunabilmeleri mümkündür.

Sigortasız çalıştırılan işçiler dışında, sigorta prim gün sayısı eksik gösterilen, sürekli sigorta giriş-çıkışı yapılan, gerçek ücretleri üzerinden sigorta primleri yatırılmayan işçilerin de aynı duyarlılıkta olmaları beklenmektedir.

Herkese kayıtlı günler temennisiyle………..(isvesosyalguvenlik.com)

Recep LEVENT*
—————————————————–
* Başmüfettiş, Sosyal Güvenlik Kurumu

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.