İsteğe Bağlı Sigortanın 4/b (Bağ-Kur) Kapsama Alınması Anayasaya Aykırı Değil-13.10.2012

İsteğe Bağlı Sigortanın 4/b (Bağ-Kur) Kapsama Alınması Anayasaya Aykırı Değil-13.10.2012
30 Mart 2013 22:13

SSK isteğe bağlı sigorta uygulaması 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 85 inci maddesinde düzenlenmişti. Ancak, sosyal güvenlik reformuyla birlikte yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 106 ncı maddesiyle; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 142 ve 143 üncü, ek 36 ncı, geçici 20 nci, geçici 81 inci ve geçici 87 nci maddeleri hariç diğer tüm maddeleri 1/10/2008 tarihi itibariyle yürürlükten kaldırılmıştır.

Buna isteğe bağlı sigorta uygulamasını düzenleyen 85 inci madde de dahildir. İsteğe bağlı sigorta uygulaması yeni Kanunda ise 50, 51 ve 52 nci maddede düzenlenmiştir. Dolayısıyla SSK isteğe bağlı sigortaya prim ödeyenler 1/10/2008 tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanun hükümlerine tabi hale gelmişlerdir. Bu yeni Kanundaki düzenlemeler isteğe bağlı sigortalılar için şüphesiz bazı avantajlar getirmiştir. Bunlardan biri ve en önemlisi bunların da genel sağlık sigortası kapsamına dahil edilmesi, dolayısıyla primlerini ödemeleri şartıyla sağlık yardımlarından yararlanabilmeleridir. Ancak, 5510 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde; isteğe bağlı sigorta primi ödenmiş sürelerin, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılık süresi olarak yani 4/b (Bağ-Kur) kapsamında kabul edileceği belirtilmiştir.

Belirtilen hüküm uyarınca da SSK iste bağlı sigortalılarının 1/10/2008 tarihinden öncesi dönem için isteğe bağlı sigortaya ödedikleri primler SSK (4/a) kapsamında sayılırken, 1/10/2008 tarihinden sonra isteğe bağlı sigortaya ödedikleri primler 4/b (Bağ-Kur) kapsamında değerlendirilmeye başlanmış, dolayısıyla da bunlar emeklilik şartları yönünden daha önceleri SSK’lı işçilerle aynı şartlara tabiyken, 1/10/2008 tarihinden sonra Bağ-Kur’lularla aynı şartlara tabi hale gelmişler, özellikle prim ödeme gün sayısı yönünden emeklilik şartları zorlaştırılmıştır. Hata 1/10/2008 tarihinden önce emekliliğine kısa süre kalmış olan SSK isteğe bağlı sigortalılar, 1/10/2008 tarihinden sonra Bağ-Kur’a tabi olunca bu süre uzamıştır.

Bu konudaki tek istisna ise 2011 yılında 6111 sayılı Kanun ile getirilmiştir. Buna göre; işçi olarak 30 günden az çalışan kişilerden, aylık çalışma süresini 30 güne tamamlamak için isteğe bağlı sigortaya prim ödeyenlerin ödedikleri bu primler 1/3/2011 tarihinden itibaren 4/a yani SSK kapsamında değerlendirilecektir.

SSK isteğe bağlı sigortalıları açısından ortaya çıkan bu olumsuz durum, sonunda Anayasa Mahkemesi’ne kadar gitmiştir.

Ankara 19. İş Mahkemesi, konuya ilişkin olarak açılan bir davada davacının; Sosyal Sigortalar Kurumu’na tabi olarak zorunlu sigortalı hizmet süresini müteakip 07/09/2007 tarihinde 506 sayılı Kanunun 85. maddesi kapsamında isteğe bağlı sigortalılığının başlatıldığını, primlerini muntazaman ödemekte iken, iradesi dışında Sosyal Sigortalar Kurumu isteğe Bağlı Sigortalılığın davalı kurumca 5510 sayılı Kanun gereğince Bağ-Kur isteğe bağlı sigortalılığa dönüştürüldüğünü; 5510 sayılı Kanunun 50., 51. ve 52. maddelerinde, 506 sayılı Kanun’un 85. maddesi hükümlerinin aynen korunmasına rağmen davalı kurumca, Sosyal Sigortalar Kurumu isteğe bağlı sigortalılığın, bağ-kur isteğe bağlı sigortalılığa dönüştürülmesi işleminin, “kanunların geriye yürümezlik” ilkesine, usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmesi üzerine, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 51. maddesinin, 5754 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen üçüncü fıkrası ile son fıkrasının Anayasa’nın 2. ve 10. maddelerine aykırılığı gerekçesiyle iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştur.

İş Mahkemesi başvuru kararında; davacının, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 85. maddesi uyarınca isteğe bağlı sigortalı olarak primlerini düzenli olarak ödemekte iken, isteğe bağlı sigortalığının 01.10.2008 tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (b) bendi kapsamında (Bağ-Kur) isteğe bağlı sigortalılığa dönüştürüldüğünü, 5510 sayılı Kanun’un 51. maddesinde, 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (a) bendinde sayılan sigortalıların, yani hizmet akdine bağlı olarak çalışan sigortalıların isteğe bağlı sigortalı olmasına engel bir hüküm bulunmadığını, bu durumda 506 sayılı Kanun gereğince isteğe bağlı sigortalı olan kişilerin itiraz konusu kuralın yürürlüğe girmesi sonrasında ödedikleri isteğe bağlı sigorta primlerinin 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (a) bendi kapsamında (SSK) kabul edilmeyip, anılan maddenin (b) bendi kapsamında (Bağ-Kur) sigortalılık süresi olarak kabul edilmesinin hukuk devleti ilkesine ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, 506 sayılı Kanun uyarınca aylık bağlanmak üzere tercihini kullanan sigortalıların kanun değişikliği sonrasında isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı sayılması ve akabinde Bağ-Kur yaşlılık aylığı bağlanması işlemi sonucunda kişiye bağlanacak yaşlılık aylığının daha düşük olacağını ve bu durumun sosyal devlet ilkesi ve eşitlik ilkesi ile çeliştiğini belirtilerek kuralın, Anayasa’nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

Anayasa Mahkemesi ise;

İtiraz konusu kural kapsamındaki isteğe bağlı sigortalıların farklılıklarının dikkate alınmak suretiyle, 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (a) bendi kapsamında değil (b) bendi kapsamında değerlendirilmesinin sosyal hukuk devleti ve eşitlik ilkelerine aykırı olmadığına, dolayısıyla 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 51. maddesinin son fıkrasının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 21.6.2012 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar vermiştir.

Mahkemenin konuya ilişkin 21.6.2012 tarihli, E. 2011/10, K. 2012/98 sayılı gerekçeli kararı, 13/10/2012 tarihli ve 28440 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. (isvesosyalguvenlik.com)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.