İbranamenin Geçerlilik Şartları Nelerdir ?

İbranamenin Geçerlilik Şartları Nelerdir ?
16 Ekim 2014 19:02

Hukukta ibra; aklanma, temize çıkma, aklama, temize çıkarma, alacaklının borçlusunda bulunan alacağından tamamen veya kısmen vazgeçmesi, borçluyu temize çıkarması gibi anlamlara gelmektedir.

İbraname ise işçin / çalışanın ücret ve tazminat gibi alacaklarını işverenden aldığını, işverenden herhangi bir alacağı kalmadığını, dolayısıyla işverenin ibra edildiğini gösterir işçinin / çalışanın imzasını da taşıyan belgedir.

Bazı durumlarda çalışan işe başlar başlamaz imzasını taşıyan boş ibraname alınması, işten çıkan veya çıkarılacak olan çalışana henüz ödemeler yapılmadan ibraname imzalatılması gibi zaman zaman çalışanın aleyhine kullanılması nedeniyle 6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanunu bu konuda bazı sınırlamalar ve şartlar getirerek, Kanunda yer alan şartları taşımayan ibranamelerin geçersiz olacağını hükme bağladı. Bu konuya kısmen İşten Ayrılan İşçiye Hemen İbraname İmzalatılabilir mi ? başlıklı yazımızda değinmiştik.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 420 inci maddesi uyarınca işçi alacaklarıyla ilgili ibranamenin geçerli sayılabilmesi için;

– İbra sözleşmesinin yazılı olması,

– İş sözleşmenin sona ermesinin (işçinin / çalışanın işten ayrılmasının – çıkarılmasının) üzerinden en az bir aylık süre geçmiş olması,

– İbra konusu alacağın türü (ücret, fazla çalışma ücreti, kullanılmayan yıllık izin ücreti, kıdem tazminatı gibi) ve miktarının sözleşmede açıkça belirtilmesi,

– Ödemenin ibranamede belirtilen tutara göre noksansız ve banka aracılığıyla yapılmış olması,

şartlarının birlikte taşıması gerekmektedir.

Yukarıda belirtilen şartları taşımayan ibranameler geçersiz sayılır, dolayısıyla işverenin işçi alacaklarından olan sorumluluğu devam eder, işveren söz konusu işçi alacaklarını ödediğini ödeme belgesiyle (makbuz, dekont gibi) kanıtlayamadığı sürece sorumluluğu devam eder.

Öte yandan, yukarıdaki bir aylık süre işçi alacaklarının ödenme süresiyle ilgili değildir, yani bu bir aylık süre işverenin işçi alacaklarını ödemesi için kendisine bir aylık süre tanındığı anlamına gelmemektedir. İş sözleşmesinin feshiyle muaccel hale gelen, yani ödenmesi gereken işçi alacaklarının işverence bir ayı beklemeden ödenmesi gerekmektedir. Bu bir aylık süre sadece ibranamenin imzalanmasıyla ilgilidir. (isvesosyalguvenlik.com)

YORUMLAR

  1. Hakan Özcan dedi ki:

    İyi akşamlar Merhaba ben Ankara’dan yazıyorum Sincan Eryaman bölgesinde çalışıyorum 3 aydır maaşımızı vermiyorlar Lütfen bunlar ilgilenir misiniz

  2. Zehra Tiryaki dedi ki:

    Merhaba 28.04.2006 yılında SGK girişim var.24.01.2014 tarihinden bu zamana kadar Bağ-Kur’lu olarak çalışmaktayım.e devlette SGK emeklilik şartı olarak 25 yıl 4500 gün 58 yaş şartı ve 7000 gün 58 yaş görünüyor.Toplam prim ödeme gün sayım(Bağkur ve SGK toplamı)3924.SSK dan emekli olabilmek için son 3,5 yıl SGK ya tabi çalışmam 25 yıllık sigortalılık süresi içinde mi olmalı Yoksa 4500 prim gün sayısı içinde mi olmalı

  3. Nevzat dedi ki:

    Yaklaşık 6 senedir bir restorantta aşçı olarak çalışıyordum pandemi döneminde zorla calistirildim 1580 TL devlet veriyordu üzerini patronumuz verip maaşımizi tamamliyordu ve altı senedir bütün personelin maaşını elden veriyor ne bir imza ne bir maaş bordrosu ne bir bankaya yatirma hiç birşey yok ve 5 kişinin üzerinde çalışan işçi sayısı var sigortamız askeriden yatıyor nasıl bir yol izlemeliyim mahkemeye versem haklı sayilirmiyim

    1. isvesosyalguvenlik.com dedi ki:

      Çalışmaya devam etmek mi istiyorsunuz yoksa işten ayrılıp tazminatınızı almak mı istiyorsunuz, önce ona karar vermeniz gerekir, eğer istediğiniz işten ayrılıp tazminat almak ise belirttiğiniz durumlar 4857 sayılı İş Kanununun 24/II-f maddesi kapsamında sizin için haklı fesih sebebi sayılacak durumlardır. Eğer iş akdini haklı nedenle feshederseniz ve işveren tazminatınızı ödemezse önce arabulucuya gitmeniz, sonuç alamazsanız dava açmanız gerekir. Sigortanızın gerçek ücret yerine asgari ücretten yatmasıyla ilgili olarak ise doğrudan iş mahkemesinde dava açabilirsiniz.