İş Kazalarında Kaçınılmazlık İlkesi Nedir ?

İş Kazalarında Kaçınılmazlık İlkesi Nedir ?
17 Kasım 2013 20:36

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 21 inci maddesinde; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.”

hükmü yer almaktadır.

Dolayısıyla, sigortalının (işçinin) iş kazasına maruz kalması veya meslek hastalığına yakalanması halinde, işverenin sorumlu olup olmadığının tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.

Kaçınılmazlık ilkesi Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 45 inci maddesinde; “Kaçınılmazlık, olayın meydana geldiği tarihte geçerli bilimsel ve teknik kurallar gereğince alınacak tüm önlemlere rağmen, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesi durumudur. İşveren alınması gerekli herhangi bir önlemi almamış ise olayın kaçınılmazlığından söz edilemez.” şeklinde açıklanmıştır.

Yönetmeliğin söz konusu hükmü gereğince de iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde, işveren tarafından alınması gerektiği halde alınmamış herhangi bir tedbir tespit edilirse, işveren olayın kaçınılmaz olduğunu ileri süremeyecektir. Örneğin, şantiyede işçilerin barınma ihtiyaçları için yapılan prefabrik – baraka yatakhanenin fırtına veya hortum nedeniyle savrulması sonucu meydana gelen iş kazasında, yatakhanenin imalat ve montajı projeli ve projeye uygun olarak yapılmamışsa, yatakhanenin yere sabitlenmesi ve rüzgar yönünün ayarlanması teknik kurallara uygun olarak yapılmamışsa, bu durumda işveren olayın kaçınılmaz olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulamayacaktır.

YORUMLAR

  1. Nazlı BAŞER dedi ki:

    merhaba arkadaslar ben 2004 yılında 56 saatlik hemsırelik nobet imden vıktıgımda cok agır trafik kazası geçirmiş bulunmaktayım. yaklasık 30 adet ameliyat oldum. lakin serit bilr olmayan tek arabanın gecebıkdıgı Karadenizın saglık yollarından giderken yeni alınmıs on cami cok buyuk ve yuksek bir otobusun altına giriyordum. kendimi yolun dısında dınduklıga atmısım. tabı ben kucugum kimseyi tanımıyorum. o yolda jandarma bölgesi oluyormus. Suurym kapalıyken serit ihlali sucu ile yargılandum.rapor sonucu sayesinde hem karsı tarafa, hem sigorta sirketı ne hemde kırılmış cenemın titanyum plak vıddakarıma faış yuksek para odedım. buradan cıkan sonuc nedir.ılkın is kazası sayulırmıydı. ikincide boylr bir yolun hangi serıtını ihlal ederdim ki k ar ndımı kurtarmak İcin fındıklıga atmısım. cok yıl gectı hesabım olamaz kimseden. ama suclu uydum, vezorka soktukları ameliyatlar ve kan kaybı yuzunden canlı ameliyat sımdjyse sonuc neredeyse agzımda sorunsuz dıslerımı kaybetmekten sokaga cıkıp konusmayanngukmeyrn ben vve istifamı verdim. issizim ekonomik olarak bittim. annem hasta oldu. Bakırköy Ruh ve sinir hastalıkları hastahanesi ne yatırıldı. Hala yatıyor. benı cagırıyor mus. ama canakkale ist 180 TL tek gıdıs ben tum imkanlarlm gibi herseyı kaybettim. esımde beni bırakıp gitti. Bu noktada onerınız yada bılfıgınız varmıdıt. 0