İş Kazalarında Sorumluluğu Olan İşveren ve Diğer Kişilere Uygulanan Yaptırım ve Cezalar

İş Kazalarında Sorumluluğu Olan İşveren ve Diğer Kişilere Uygulanan Yaptırım ve Cezalar
18 Mayıs 2014 11:50

İş kazası ve meslek hastalığının meydana gelmesinde kasıt veya kusuru bulunan işveren, üçüncü kişi veya sigortalının (işçinin) kendisine uygulanan yaptırım ve cezalar aşağıda belirtilmiştir.

1- Ceza – Yaptırım Uygulanabilmesi İçin Kasıt veya Kusur Gerekir:

İş kazalarında işveren, kaza geçiren kişi ve diğer üçüncü kişilerin, mevzuat çerçevesinde sorumluluklarının doğabilmesi yani cezalandırılabilmeleri için, kasıtlı veya kusurlu olduklarının tespiti gerekir. Bunun için de kişilerin; hapis cezası açısından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre suç işlemiş olmaları, maddi (parasal) ceza ve yaptırımlar açısından ise 4857 sayılı İş Kanunu ile 6631 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve bu kanunlara istinaden çıkarılan alt mevzuat hükümlerine aykırı hareket etmiş olmaları, mevzuatta alınması gerektiği belirtilen tedbirlerden en az birini almadıklarının tespit edilmesi gerekmektedir. Söz konusu mevzuata MEVZUAT sayfasından ulaşabilirsiniz.

Bunun tek istisnası ise; işyerinde meydana gelen tüm kazalar iş kazası sayıldığından, işçiyi işyerinde kasten öldüren veya yaralayan işveren veya üçüncü kişi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 81 ve 85 inci maddelerine istinaden hapis cezasıyla cezalandırılır. Ancak bu çok istisnai durum olduğundan, aşağıda buna değinilmeyecektir.

2- Genel Olarak Kusuru / Sorumluluğu Tespit Edilen Kişilere Uygulanan Yaptırım ve Cezalar:

İş kazalarında kusur ve sorumluluğu olanlara uygulanacak yaptırım ve cezalar aşağıdaki bölümlerde ayrıntılı olarak açıklanmış olup, burada sadece genel bir açıklamaya yer verilmiştir.

2.1- İşverene Uygulanan Yaptırım ve Cezalar:

Şahıs işyerlerinde işyeri sahibi, şirket ve holdinglere ait işyerlerinde ise şirket ortakları (sahipleri), işveren vekili konumundaki şirket ve işyeri yetkilileri işveren kapsamına girer.

• İşçinin ölüm veya yaralanmasıyla sonuçlanan iş kazasında, kusuru veya sorumluluğu tespit edilen işverene, kusuru Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre taksir kapsamına giriyorsa, hapis cezası verilir.

• Kaza geçiren işçi kendisi, hayatını kaybetmişse hak sahipleri Borçlar Kanunu hükümlerine göre maddi – manevi tazminat davası açabilirler.

• Sosyal Güvenlik Kurumu da kaza geçiren işçi için yaptığı bütün tedavi giderlerini, kaza geçiren kişiye ödediği geçici iş göremezlik ödeneğini (rapor parasını), kaza geçiren kişi meslekte kazanma (çalışma) gücü kaybına uğramış ve Kurum kendisine sürekli iş göremezlik geliri bağlamışsa, o kişi için ödediği ve ilerde ödeneyeceği tahmini gelirin peşin sermaye değerini (toplamını), kaza geçiren kişi hayatını kaybetmiş ve Kurum hak sahiplerine aylık (dul – yetim aylığı) bağlamışsa, o kişiler için ilerde ödenecek tahmini aylığın peşin sermaye değeri (toplamı) kusur oranına göre işverenden tahsil edilir. Eğer iş kazası geçiren kişi sigortasız ise işverenin kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın, hepsi kendisinden tahsil edilir.

2.2- Üçüncü Kişiye Uygulanan Yaptırım ve Cezalar:

İş kazalarında işveren – işveren vekili ve kaza geçiren kişi dışındakiler üçüncü kişi sayılır.

• İşçinin ölüm veya yaralanmasıyla sonuçlanan iş kazasında, kusuru veya sorumluluğu tespit edilen üçüncü kişiye, kusuru Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre taksir kapsamına giriyorsa, hapis cezası verilir.

• İş kazasında üçüncü kişinin kusuru / sorumluluğu varsa kaza geçiren işçi kendisi, hayatını kaybetmişse hak sahipleri Borçlar Kanunu hükümlerine göre maddi ve manevi tazminat davası açabilirler.

• İş kazası üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir, yani Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bunlardan tahsil edilir.

2.3- Kaza Geçiren Kişiye Uygulanan Yaptırım ve Cezalar:

Sosyal Güvenlik Kurumu kasdî bir hareketi veya ağır kusuru yüzünden iş kazasına uğrayan, hekim tavsiyelerine uymayan sigortalıya ödediği geçici iş göremezlik ödeneği (rapor parası) veya sürekli iş göremezlik gelirinden kesinti yapar.

2.4- İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimine Uygulanan Yaptırım ve Cezalar:

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 6 ncı maddesinde, az tehlikeli sınıfta yer ala işyerlerinden 50’den az çalışanı olanlar hariç (bu işyerlerinde 1 Temmuz 2016 tarihinde yükümlülük başlayacaktır), tüm işyerlerinde işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı çalıştırılması / görevlendirilmesi zorunlu olduğu gibi, Kanunun 8 inci maddesinde de işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarına; görevlendirildikleri işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirleri işverene yazılı olarak bildirme; bildirilen hususlardan hayati tehlike arz edenlerin işveren tarafından yerine getirilmemesi hâlinde, bu hususu İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü’ne bildirme yükümlülüğü getirilmiştir, bunların diğer görev ve yükümlülükleri bu maddede ve İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik’te belirtilmiştir.

Kanun ve Yönetmelikte belirtilen yükümlülük ve görevlerini yerine getirmediği, dolayısıyla kazanın meydana gelmesinde kusuru / sorumluluğu tespit edilen iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimine, kusuru Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre taksir kapsamına giriyorsa hapis cezası verileceği gibi, Sosyal Güvenlik Kurumu da yukarıda belirtilen masraflarını kusur durumuna göre belirli oranda bu kişilerden de tahsil eder.

Ayrıca, çalışanın ölümü veya maluliyetiyle sonuçlanacak şekilde vücut bütünlüğünün bozulmasına neden olan iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde ihmali tespit edilen işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanının yetki belgesi askıya alınır.

3- Çalışanın Sigortasız Olması:

Kaza geçiren kişinin sigortasız olması yani işveren / işyeri tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu’na sigortalı bildiriminin yapılmamış olması sonucu hiç etkilemez. Kaza geçiren kişinin o işyerinde hizmet akdiyle yani sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalıştığını tespit edilmesi yeterlidir.

4- Türk Ceza Kanununa Göre Verilecek Hapis ve Adli Para Cezaları:

5237 sayılı Türk Ceza Kanununda kast veya taksirle ölüm veya yararlanmaya neden olan kişi veya kişiler için hapis ve adli para cezası öngörülmüştür. Ancak kanunda kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi olarak tanımlandığından, iş kazalarında ölüm veya yararlanmaya neden olma suçları, yazının başında belirttiğimiz çok istisnai durum hariç kast değil, taksir yani tedbirsizlik ve dikkatsizlik nedeniyle ölüm veya yararlanmaya sebebiyet verme olarak değerlendirilmektedir.

Türk Ceza Kanununda taksirle ölüm veya yaralanmaya neden olanlara verilecek hapis cezaları aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir. Dolayısıyla iş kazası sonucu taksirle sigortalının / çalışanın ölümüne veya yaralanmasına neden olan kişilere aşağıda belirtilen hapis cezaları verilecektir.

• 5237/Madde 85 – Taksirle Öldürme:

(1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu maddede yer alan “üç yıldan” ibareleri, 31/3/2005 tarihli ve 5328 sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle “iki yıldan” şeklinde değiştirilmiştir.)

• 5237/ Madde 89 – Taksirle Yaralama:

(1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

(2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;

a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,

b) Vücudunda kemik kırılmasına,

c) Konuşmasında sürekli zorluğa,

d) Yüzünde sabit ize,

e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,

f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına,

Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.

(3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;

a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,

b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,

c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,

d) Yüzünün sürekli değişikliğine,

e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine,

Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.

(4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(5) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/5 md.) Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.

Kanunda Taksir Aşağıdaki Şekilde Tanımlanmıştır:

• 5237/ Madde 22 – Taksirin Tanımı:

(1) Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılır.

(2) Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.

(3) Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.

(4) Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin kusuruna göre belirlenir.

(5) Birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda, herkes kendi kusurundan dolayı sorumlu olur. Her failin cezası kusuruna göre ayrı ayrı belirlenir.

(6) Taksirli hareket sonucu neden olunan netice, münhasıran failin kişisel ve ailevi durumu bakımından, artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açmışsa ceza verilmez; bilinçli taksir halinde verilecek ceza yarıdan altıda bire kadar indirilebilir.

5- Borçlar Kanununa Göre Maddi ve Manevi Tazminat:

Kaza geçiren kişi kendisi veya hayatını kaybetmişse yakınları, kazanın meydana gelmesinde kusuru / sorumluluğu bulunan işveren ve üçüncü kişilere karşı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 53 – 54 – 55 – 56 ncı maddelerine istinaden maddi – manevi tazminat davası açabilirler.

5.1- Yaralanma Halinde Açılacak Tazminat Davaları:

Kaza geçiren kişi bedensel zararlardan dolayı tazminat davası açabilir.

Bedensel zararlar özellikle şunlardır:

1. Tedavi giderleri.

2. Kazanç kaybı.

3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.

4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.

5.2- Ölüm Halinde Açılacak Tazminat Davaları:

Kaza geçiren kişinin ölmesi halinde yakınları tazminat davası açabilirler.

Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:

1. Cenaze giderleri.

2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.

3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.

5.3- Manevi Tazminat:

Bedensel bütünlüğünün zedelenmesi nedeniyle kaza geçiren kişi manevi tazminat davası açabileceği gibi, ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınları da manevi tazminat davası açabilir.

6- Sosyal Güvenlik Kurumu Tarafından Uygulanan Yaptırımlar:

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun iş kazalarında uyguladığı yaptırım, kazanın meydana gelmesinde sorumluluğu / kusuru olan kişilerden, Kurum olarak yaptığı veya ilerde yapacağı masraf ve giderlerin tahsil edilmesi şeklindedir.

6.1- Kurumca İşverene Uygulanacak Yaptırımlar:

Şahıs işyerlerinde işyeri sahibi, şirket ve holdinglere ait işyerlerinde ise şirket ortakları (sahipleri), işveren vekili konumundaki şirket ve işyeri yetkilileri işveren kapsamına girer.

5510 sayılı Kanunun 21 inci maddesi uyarınca; iş kazası işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Sosyal Güvenlik Kurumunca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.

İş kazasının, en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde işveren tarafından Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirim tarihine kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği, Kurumca işverenden tahsil edilir.

5510 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi uyarınca; sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirilmemesi halinde, yani işçinin sigortasız çalıştırılması halinde, bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten önce meydana gelen iş kazası halleri sonucu ilgililerin gelir ve ödenekleri Kurumca ödenir. Ancak, Kurumca yapılan ve ileride yapılması gerekli bulunan her türlü masrafların tutarı ile gelir bağlanırsa bu gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri tutarı, 21 inci maddenin birinci fıkrasında yazılı (yukarıda belirtilen) sorumluluk halleri aranmaksızın, işverene ayrıca ödettirilir.

5510 sayılı Kanunun 76 ncı maddesi uyarınca; işveren, iş kazasına uğrayan sigortalıya, sağlık durumunun gerektirdiği sağlık hizmetlerini derhal sağlamakla yükümlüdür. Bu amaçla işveren tarafından yapılan ve belgelere dayanan sağlık hizmeti giderleri ve yol gideri, gündelik ve refakatçi giderleri Kurum tarafından karşılanır. Burada belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmesindeki ihmalinden veya gecikmesinden dolayı, sigortalının tedavi süresinin uzamasına veya malûl kalmasına veya malûllük derecesinin artmasına sebep olan işveren, Kurumun bu nedenle yaptığı her türlü sağlık hizmeti giderini ödemekle yükümlüdür.

İş kazası işverenin kastı veya genel sağlık sigortalısının iş sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderleri işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.

6.2- Kurumca Üçüncü Kişilere Uygulanacak Yaptırımlar:

İşveren – işveren vekili ve kaza geçiren kişi dışındakiler üçüncü kişi sayılır.

5510 sayılı Kanunun 21 inci maddesi uyarınca; İş kazası üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Sosyal Güvenlik Kurumu’nca rücû edilir yani onlardan tahsil edilir.

6.3- Kurumca Kaza Geçiren Kişiye Uygulanacak Yaptırımlar:

5510 sayılı Kanunun 22 nci maddesi uyarınca;

Sigortalının aşağıdaki sayılan nedenlerden dolayı iş kazasına uğraması, tedavi süresinin uzaması veya iş göremezliğinin artması hallerinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kendisine verilecek geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik geliri, yine aşağıda belirtilen miktarlarda azaltılır, yani ödeneklerden kesinti yapılır.

• Ceza sorumluluğu olmayanlar ile kabul edilebilir bir mazereti olanlar hariç, sigortalının iş kazası, nedeniyle hekimin bildirdiği tedbir ve tavsiyelere uymaması sonucu tedavi süresinin uzamasına veya iş göremezlik oranının artmasına, malûl kalmasına neden olması halinde, uzayan tedavi süresi veya artan iş göremezlik oranı esas alınarak verilen ödenek dörtte birine kadarı Kurumca eksiltilir.

• Ceza sorumluluğu olmayanlar hariç, ağır kusuru yüzünden iş kazasına uğrayan sigortalının kusur derecesi esas alınarak verilen ödeneğin üçte birine kadarı Kurumca eksiltilir.

• Kasdî bir hareketi yüzünden iş kazasına uğrayan veya Kurumun yazılı bildirimine rağmen teklif edilen tedaviyi kabul etmeyen sigortalıya, ödenek yarısı tutarında ödenir.

• Tedavi gördüğü hekimden, tedavinin sona erdiğine ve çalışabilir olduğuna dair belge almaksızın çalışan sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği ödenmez, ödenmiş olanlar da yersiz yapılan ödeme tarihinden itibaren “Yersiz ödemelerin geri alınması” başlıklı 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır.

6.4- Peşin Sermaye Değerinin Tanımı: Sosyal Güvenlik Kurumunca, 5510 sayılı Kanunun ilgili maddelerinde belirtilen giderlerin yaş, kesilme ihtimali ve Kurumca belirlenecek iskonto oranı dikkate alınarak hesaplanan tutarını ifade etmektedir.

Kurumca,  İş Kazası ve Meslek Hastalığı Sigortası Bakımından İşverenin Üçüncü Kişilerin ve Sigortalıların Sorumluluğu ile Peşin Sermaye Değerlerinin Hesaplanmasıyla İlgili İşlemler Hakkında Tebliğin “Peşin sermaye değeri  tabloları ve peşin sermaye değerinin hesabı” başlıklı 9 uncu maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen giderlerin; yaş, kesilme veya yeniden bağlanma yada hak sahipliği nedeniyle sonradan gelir veya aylık bağlanma ihtimalleri ve yüzde beş iskonto oranı dikkate alınarak hesaplanacak tutarı tespit etmek amacıyla peşin sermaye değeri tabloları hazırlanmış olup, tablolar Tebliğ ekinde yer almıştır. Hazırlanan tablolar demografik ve ekonomik değişiklikler nedeniyle Kurumca gerekli görülen hallerde güncellenir. İlk peşin sermaye değeri, gelir veya aylığın başlangıç tarihinde yürürlükte olan peşin sermaye değeri tablolarına göre belirlenir.(www.isvesosyalguvenlik.com)

Esman DİLLİ*

—————
* Başmüfettiş, Sosyal Güvenlik Kurumu
—————

YORUMLAR

  1. Murat dedi ki:

    Mahkemede iş kazasından dolayı kesilen para cezaları ödeme durumu yoksa yani odeyemesse ne olur hapis cezasına donermi

    1. Admin dedi ki:

      İş kazasından dolayı kesilen para cezasından kastınız nedir ? SGK’nın rücu alacağı mı, işçiye ödenecek tazminat mı, iş kazasını bildirmeme nedeniyle 6331 sayılı Kanun gereği uygulanan idari para cezası mı, kamu davası nedeniyle ödemenize karar verilen adli para cezası mı ?

      1. zekeriya öztürk dedi ki:

        kazasından dolayı kesilen para cezasından kastınız nedir ? SGK’nın rücu alacağı mı, işçiye ödenecek tazminat mı, iş kazasını bildirmeme nedeniyle 6331 sayılı Kanun gereği uygulanan idari para cezası mı, kamu davası nedeniyle ödemenize karar verilen adli para cezası m müteahhit%20 alt taşeron%60 ödemeler suç oranına göre mi yoksa hepsini müteahhit mi öder saygılar.

        1. Admin dedi ki:

          SGK Mevzuatında müteahhit diye bir kavra yok, alt işveren (taşeron) ve asıl işveren vardır. Her ikisi de kendi kusurları oranında ödeme yapar, ancak asıl işveren taşeronun kusurundan da sorumlu olduğundan, SGK taşerondan tahsil edemediği alacağını asıl işverenden isteyebilir. Taşeron ise sadece kendi kusurundan sorumludur, asıl işverenin kusurundan sorumlu olmaz.

  2. Gani dedi ki:

    İş verenin vaadlerine kanıp hastanede iş kazası olmadığını söyleyen vaadler boş çıkınca şikayet de bulunan işçiye yaptırım uygulanıyormu ve maduriyeti gieriliyormu

    1. Admin dedi ki:

      Yaptırım uygulanmaz ama mağduriyetleri de giderilemeyebilir, çünkü kaza jandarma, polis, savcılık kayıtlarına geçmemişse, aradan uzun zaman geçmişse, hastane kayıtlarına da iş kazası olarak geçmemiş olduğu için ispatlamanız zor olabilir.

  3. Haktan dedi ki:

    2012 yılında inşaat firmasında puantör olarak çalışmaktaydım , ayrıca işçilerin baret yelek ayakkabı larını kontrol ederdim. Işçinin biri 2 metre yükseklikten düşmesinden dolayı belinde kırık oluştu. Bu sebepten şirketten ve benden de şikayetçi oldu
    Mahkeme bilir kişinin raporuna gore beni tali kusurlu bulup 5000 adlı para cezası verdi ve kararı yargıtay onadı. Bu parayı şirketten talep ettiğimde ilgilenen olmadı. Aynı şirkette asansör halatlarının kopmasından dolayı 4 metreden düştüm kolumda ve bilegimde kırıklar oluştu. Is kazası kayıtları mevcut ama davacı olmadım. Bu durumda ne yapmalıyım yardımcı olursanız sevinrim

    1. Admin dedi ki:

      İş kazası için SGK’ya şikayet dilekçesi verebilirsiniz, ayrıca işveren hakkında tazminat davası açabilirsiniz. Siz davacı olmamış olsanız bile işverenin kazayı SGK’ya bildirmesi gerekirdi. Ancak SGK’ya şikayet dilekçesi vermeden önce Eski Bir İş Kazası İçin Uğraşmaya Değer mi ? başlıklı yazımızı okumanızı öneririz.

  4. Fuat Ceyhan dedi ki:

    Merhaba iş yerinde işçinin dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak kazala sebebiyet vermesi sonucu yaralanan müşteri olayında işveren açısından iş sağlığı ve güvenliği kanununun yüklemiş olduğu sorumluluklar geçerlimidir ? Bu olayda İş verenin yükümlümüğü nedir ?