İş Kazalarını 6331 Sayılı Kanun da Azaltamadı

İş Kazalarını 6331 Sayılı Kanun da Azaltamadı
5 Temmuz 2020 16:37

Çalışma hayatında yıl içerisinde meydana gelen iş kazası sayısının fazlalığı Ülkemizde öteden beri en çok tartışılan, eleştirilen konulardan biridir. Aynı şekilde iş kazalarını azaltma da çalışma hayatında en çok çaba gösterilen konulardan biridir. 3 Temmuz 2020 tarihinde Sakarya’nın Hendek ilçesinde bulunan bir havai fişek fabrikasında meydana gelen patlama ile birlikte iş kazaları tekrar gündeme geldi.

İş kazalarının daha güçlü bir mevzuatla azaltılabileceği / önlenebileceği düşünülerek iş sağlığı ve güvenliği konusu İş Kanunundan ayrılarak ayrı bir kanunla düzenlenmiş, bu çerçevede 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 30 Aralık 2012 tarihinde uygulamaya konulmuş, yüksek tutarda idari para cezaları getirilmiş, ayrıca bu çerçevede Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çok sayıda eğitim ve seminer düzenlenmiş, özellikle televizyon kanallarında kamu spotları yayımlanmış, iş sağlığı ve güvenliği konusunda farkındalık ve hassasiyetin artırılması için yoğun çabalar gösterilmiştir. Çalışma hayatı doğal olarak kesintisiz devam ettiği için, bu konudaki çalışmalar da devam etmektedir.

Ancak maalesef bu çabalara rağmen gelinen noktada iş kazaları yine azaltılamamıştır. Bu konudaki SGK istatistikleri maalesef pek de iç açıcı değildir. 6331 sayılı Kanun esas itibariyle 30 Aralık 2012 tarihinde yani 2012 sonunda yürürlüğe girmiş olduğundan, 6331 sayılı Kanun öncesi en son 2012 yılındaki çalışan (işçi) ve iş kazası sayısı ile 2017 yılındaki (en son 2017 yılına ait yıllık istatistik yayımlandığı için) çalışan ve iş kazası sayıları aşağıda verilmiştir. Konuya ilişkin SGK istatistiklerine göre;

• 2012 yılında; 4/a (SSK) kapsamında sigortalı çalışan sayısı 12 milyon 527 bin 337 kişi, meydana gelen iş kazası sayısı 74 bin 871, meslek hastalığı sayısı 395, iş kazası sonucu ölen işçi sayısı 744, meslek hastalığı sonucu ölen işçi sayısı 1.

• 2017 yılında; 4/a (SSK) kapsamında sigortalı çalışan sayısı 16 milyon 369 bin 073 kişi, meydana gelen iş kazası sayısı 359 bin 653, meslek hastalığı sayısı 691, iş kazası sonucu ölen işçi sayısı 1.633, meslek hastalığı sonucu ölen işçi sayısı 0.

• 2018 yılında ise 4/a (SSK) kapsamında sigortalı çalışan sayısı 16 milyon 54 bin 759 kişi, meydana gelen iş kazası sayısı 430 bin 985, meslek hastalığı sayısı bin 44, iş kazası sonucu ölen işçi sayısı bin 541, meslek hastalığı sonucu ölen işçi sayısı 0.

2017 yılında sigortalı çalışan sayısı 2012 yılına göre yaklaşık yüzde 31 artmış ise de buna karşılık 2017 yılında meydana gelen iş kazası sayısı ile iş kazası sonucu ölen işçi sayısı 2012 yılında meydana gelen iş kazası ile iş kazası sonucu ölen işçi sayısından kat kat fazla. Aynı şeklide 2018 yılında sigortalı çalışan sayısı 2017 yılına göre biraz azaldığı halde meydana gelen iş kazası sayısı artmış. 6331 sayılı Kanunla birlikte iş kazasını bildirmeyen işverene idari para cezası uygulamasının getirilmiş olması, hatta sağlık hizmet sunucularına bile iş kazalarını bildirme yükümlülüğü getirilmiş olması gibi nedenlerle iş kazası bildirimlerinin artması, işyerinde meydana gelen kalp krizi ve beyin kanaması gibi vakaların da 2014 yılından itibaren SGK tarafından iş kazası sayılmaya başlaması nedeniyle iş kazası sayılan vaka sayısının artması ve de sigortalı işçi sayısının artması nedenleriyle 2017 – 2018 yılı istatistiklerinde ki iş kazası sayısının 2012 istatistiklerine göre yüksek olduğu düşünülse bile, yine de 6331 sayılı Kanun uygulamaya girdikten sonra iş kazası sayısında artış olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. İş kazası sayısında aslında artış olmadığı, yukarıda belirttiğimiz sebeplere bağlı olarak sayının fazla göründüğü düşünülse bile 6331 sayılı Kanunla birlikte zamanla iş kazası sayısında düşüş meydana gelmesi beklentisi oluştuğundan, durum yine de kötü demektir.

Hata Nerden / Kimden Kaynaklanıyor ?

İşyerinde meydana gelen iş kazası sayısının azaltılması için gösterilen bunca çabaya rağmen halen bir arpa boyu yol alınamamış olması, maalesef her şeyden önce bu konudaki bilincin / duyarlılığın / farkındalığın yeterince oluşmadığı sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Hatanın nereden / kimden kaynaklandığı ise aşağıda belirtilmiştir.

• Bana bir şey olmaz mantığıyla hareket eden ve iş güvenliğini yeterince dikkate almayan, önemsemeyen işçiler.

• Daha çok para kazanma hırsıyla hareket ederek; iş güvenliğiyle ilgili harcamalardan kaçınan / kısan, işçiye gerekli kişisel koruyucu donanımı sağlamayan, yeterince eğitim vermeyen – verdirmeyen, işçiye gerektiğinden fazla mesai yaptırıp – işçiyi yeterince dinlendirmeyip işçinin yorgun – dalgın çalışmasına sebep olan, işyerinde kullanılan iş ekipmanı – araç ve gereçleri periyodik kontrolden geçirmeyen – bakım ve onarımını düzenli yaptırmayan, teknolojik gelişmelere uymayan – işyerinde kullanılan iş ekipmanı – araç ve gereçleri daha güvenlileri ile yenilemeyen, üretim aksamasın – işler gecikmesin diye işyerindeki alet – makine ve cihazlardaki güvenlik sistemlerini devre dışı bırakan, risk değerlendirmesi yapmayan – yaptırmayan, zorunlu olduğu halde işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı çalıştırmayan görevlendirmeyen işverenler.

• Çalışanlara gerçekte eğitim vermediği halde kağıt üzerinde eğitim vermiş gibi gösteren, işyerindeki vaktini çalışanlar arasında, üretim sahasında geçirmek yerine işyerindeki ofiste geçiren, risk değerlendirme raporunu işyerindeki fiili durumu incelemeden – görmeden masa başında hazırlayan – bu konuda hazırlanmış risk değerlendirme şablonunu kullanan, işyerindeki eksiklik ve aksaklıkları düzenli olarak takip edip işvereni uyarmayan – İSG tespit ve öneri defterine yazmayan, kısacası işini / görevini layıkıyla yapmayan iş güvenliği uzmanları ile ortak sağlık ve güvenlik birimleri.

• İş sağlığı ve güvenliği konusunda bilinçlendirme ve farkındalık oluşturma açısından üzerine düşeni yapmayan getirmeyen medya. (Bu konu daha önce de İş Kazası Haberlerini Çok Seven Medya İş Güvenliğine Karşı Duyarsız başlıklı yazıda dile getirilmiştir.)

• İş güvenliği uzmanını, ücretini denetlediği işverenden almak zorunda bırakan şu anki mevzuat ve uygulama. (Bu konu daha önce Ücretini İşverenden Alan İş Güvenliği Uzmanı İşvereni Nasıl Denetler ? başlıklı yazıda dile getirilmiştir.

Not: Yukarıda yer alan eleştiriler, tabii ki görevini ve sorumluluğunu layıkıyla yerine getiren işverenleri, iş güvenliği uzmanlarını, ortak sağlık ve güvenlik birimlerini, iş sağlığı ve güvenliği konusunda üzerine düşeni yapan çalışanları kapsamamaktadır. Onları tenzih ediyoruz. (isvesosyalguvenlik.com)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.