İşe İadeye Başvuran İşçi Başka İşyerinde Çalışabilir mi ?

İşe İadeye Başvuran İşçi Başka İşyerinde Çalışabilir mi ?
27 Aralık 2020 17:52

İş güvencesi kapsamına giren işçinin, haklı neden veya geçerli bir sebep olmaksızın işveren tarafından iş akdinin feshedilmesi yani işten çıkarılması halinde işe iade başvurusu yapma hakkı bulunmaktadır

İşe iade başvurularıyla ilgili Yargıtay kararlarında da işe iade başvurusunda bulunan işçinin işe başlama konusunda, işçiyi tekrar işe başlatmak üzere davet eden işverenin de işçiyi işe başlatma konusunda samimi olması gerektiği belirtilmektedir. Buna dayanarak da bazı işverenler; işe iade talebinde bulunan işçi işten çıkarıldıktan sonra bir başka işyerinde işe başlamışsa, bunu gerekçe gösterip işçinin işe iade talebinde samimi olmadığını ileri sürerek arabuluculuk aşmasında işçinin işe iade talebini reddetmekte, mahkeme aşamasında da işçinin işe iade talebinin reddedilmesini talep etmektedirler. İşe iade ile ilgili ayrıntılı bilgi ve açıklamalar içeren yazılara Hizmet Akdi – Fesih – İşe İade Rehberi sayfasından ulaşılabilir. Benzer bir konu İşçi Ücretsiz İzindeyken Başka İşyerinde Çalışabilir mi ? başlıklı yazıda ele alınmıştır.

Peki işveren tarafından işten çıkarıldıktan sonra işe iade talebinde bulunan veya bulunacak olan işçi bir başka işyerinde işe başlayabilir mi, yoksa başvuru sonucuna kadar beklemesi gerekir mi ? İşten çıkarıldıktan sonra işçinin başka işyerinde veya işyerlerinde işe başlamış olması işe iade talebinin kabul edilmesine engel teşkil eder mi ?

İşe İade Başvurunda Bulunan İşçi Bir Başka İşyerinde Çalışabilir

Her ne kadar istinaf (bölge adliye) mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra işe iade başvuruları için Yargıtay yolu kapanmış olsa da daha önce temyiz nedeniyle Yargıtay’a intikal etmiş işe iade davalarıyla ilgili Yargıtay tarafından verilmiş çok sayıda karar bulunmakta olup, bu kararlardan bazılarına aşağıda yer verilmiştir.

Söz konusu Yargıtay kararlarına göre; işe iade talebinde bulunan işçinin, başka işyerinde veya işyerlerinde işe girmiş olması, işçinin işe iade talebinde samimi olmadığı şeklinde değerlendirilemez, bu durum işçinin işe iade talebinin reddini gerektirmez. Hatta mahkemenin; işçinin işe başlaması için çok kısa süre veren işvereni, davetiyenin tebliğ tarihi ile işe başlaması gereken tarih arasındaki sürenin davacının (işçinin) halen çalıştığı diğer iş yerinden ayrılması için yeterli bir süre olmadığı gerekçesiyle işvereni haksız bulduğu bile olmuştur.

İşçinin işe iade başvurusu arabuluculuk aşamasında sonuçlanır yani işveren işçinin işe başlama talebini kabul ederse süreç kısa sürebilir. Çünkü arabulucunun, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırması gerekir. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir. Ancak işveren arabuluculuk aşmasında işçinin talebini kabul etmemiş ve işçi iş mahkemesinde dava açmak zorunda kalmışsa, mahkeme süreci uzun sürebileceği gibi (özellikle büyükşehirlerde) iş mahkemesi kararına karşı işçi veya işveren istinaf (bölge adliye) mahkemesine itiraz etmişse o zaman davanın sonuçlanması bir veya birkaç yıl sürebilecektir. Dolayısıyla bu süre boyunca işçinin başka işyerinde veya işyerlerinde çalışması kaçınılmaz olabilir, kimse işçiden bu süre içerisinde başka işyerinde çalışmamasını isteyemez, bekleyemez. Zaten İş Kanununda buna engel bir hüküm de bulunmamaktadır. Burada önemli olan, işverenin işçiyi tekrar işe başlatmak için davet etmesi halinde işçinin çalışmakta olduğu işyerinden ayrılıp yeni işyerine tekrar işe başlamak üzere hazır olmasıdır. (Bkz. İşe İadede İşçinin Taşıması – Uyması Gereken Şartlar)

Konuya İlişkin Örnek Yargıtay kararları aşağıda yer almaktadır;

T.C. YARGITAY 9. Hukuk Dairesi – Karar Tarihi: 07.10.2019 – Esas No. 2016/7527 – Karar No. 2019/17412

“Davalı (işveren) vekili; ……………. davacının (işçinin) işe başlama talebinin samimi olmadığını ve işe başlamadığını, davacının işe başvuru tarihi olan 02/04/2012’de başka işyerinde çalışır durumda olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Somut uyuşmazlıkta, dosya içeriği ve tanık beyanlarından, davacının işe başlamak için işverenin daveti üzerine süresi içinde işyerinde hazır bulunduğu, ancak işverenin işe başlatmadan önce işe iade kararına aykırı olarak tanık beyanlarında da geçen bir takım belgeler getirmesini ve işi ile ilgili olmayan evraklar imzalatılmak istendiği, davacının işe iade başvurusu anında her ne kadar farklı bir iş yerinde sigortalı çalışıyor olarak gözüksede davacının 05.04.2012 tarihinde istifa ettiği ve aynı gün dava dışı işyerinden ayrılışının yapıldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, davacının (işçinin) işe başlama yönünde iradesinin samimi olmasına rağmen, davalı işverenin davacıyı işe başlatmadan önce bazı belgelerin getirilmesini ve bazı belgeleri imzalaması gerektiğini ileri sürmesi nedeniyle işe başlatmayı şarta bağladığı, buna göre işverenin davacıyı işe başlatma yönündeki iradesinin samimi olmadığı anlaşılmış olup, işverenin işe başlatma yönünde yaptığı şarta bağlı çağrı gerçek bir işe başlatma daveti olarak kabul edilemeyeceğinden, mahkemece davacının işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay bu kararında; işe iade talebinde bulunan işçi bir başka işyerinde işe başlamış olduğu halde işverenin iddiasının aksine işçinin işe başlama yönündeki iradesinin samimi olduğunu belirtmiştir.)

T.C. YARGITAY 22. Hukuk Dairesi – Karar Tarihi: 24.11.2015 – 2015/24523 E., 2015/31495 K.)

“Davacıların (işçilerin) işe başlatılma talebi ve devam eden süreçlerde başka bir yerde çalışıyor olmaları günümüzde iş bulma kaygısı yaşayan işçilerin sayısı dikkate alındığında, tek başına samimiyetsizlik göstergesi olarak kabul edilemez.”

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU – Karar Tarihi: 16.5.2018 – 2015/7-1828 E. – 2018/1093 K.

“………. Bununla birlikte davacının (işçinin) işe başlatılması için işverene müracaat ettiği tarihde başka bir işyerinde çalıştığı sabit ise de, iş sözleşmesinin feshinden, işe iade kararının kesinleşmesine kadar 25 aylık bir sürenin geçtiği dikkate alındığında, bu kadar uzun süre işe iade kararını çalışmadan geçirmesi davacıdan (işçiden) beklenemez. O hâlde Mahkemenin davacının süresinde işverene işe başlatılması için müracaat ettiğine dair kabulü ve bu kabul çerçevesinde davaya konu edilen alacakları hüküm altına alması doğru olmuştur.” (isvesosyalguvenlik.com)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.