İşveren İş Sözleşmesinin Bir Nüshasını İşçiye Vermek Zorunda

İşveren İş Sözleşmesinin Bir Nüshasını İşçiye Vermek Zorunda
12 Şubat 2020 20:02

İş sözleşmesine (hizmet akdine) istinaden bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların sahip olduğu hakların sadece bir kısmı İş Kanunu ve Yönetmeliklerde düzenlenmiştir. Bunun dışında çalışanların hakları tamamen işçi ile işveren arasındaki sözleşmeye yani iş sözleşmesine ve varsa toplu iş sözleşmesine bırakılmıştır.

Örneğin işçiye yemek ve yol parası verilmesi gerekip gerekmediği, işçinin maaşına zam yapılıp yapılmayacağı, işçinin hangi saatte işe mesaiye başlayıp hangi saatte mesainin sona ereceği, işçinin hafta sonu (Cumartesi – Pazar) çalışıp çalışmayacağı, işverenin işçinin çalışma yerini veya çalıştığı bölümü değiştirip değiştiremeyeceği, hususları mevzuatta düzenlenmemiş olup tamamen işçi – işveren arasındaki anlaşmaya (sözleşmeye) bırakılmıştır.

Dolayısıyla işçi – işveren arasında doğacak anlaşmazlıkların çözümünde, İş Kanunu ve yönetmeliklerde düzenlenmiş olan konular dışında işçinin davranışlarının işverene veya işverenin davranışlarının işçiye fesih hakkı verip vermediğin tespitinde, gerekmesi halinde işçinin hangi şartlarla işe girdiğinin ispatında  iş sözleşmesi büyük önem taşımakta ve belirleyici olmaktadır. Bu nedenle de işçi ile işveren arasında yapılan ve imzalanan yazılı iş sözleşmesinin bir nüshasının / örneğinin mutlaka işçiye verilmesi gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 1 inci maddesinde; “Sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur. İrade açıklaması, açık veya örtülü olabilir.” hükümlerine yer verilmiştir. Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere sözleşme tarafların karşılıklı irade beyanlarını içerdiğinden, yani tek taraflı olamayacağından, bu durumda da işçi – işveren arasındaki yazılı iş sözleşmesi metnini tarafların okuyup imzalamaları ile doğmuş olur (sözleşmeyi işveren hazırladığından asıl önemli olan imzadan önce işçinin sözleşmeyi okumasıdır) ve sözleşme metnini işverenin alma hakkı doğduğu kadar işçinin de alma hakkı doğar. Yapılan iş sözleşmesi ile işçi – işveren arasında bir ahit gerçekleşmiş olur ve her iki tarafta bu ahde uymak zorunda kalır. (Bkz. İşçi ve İşveren Ahde Vefa İlkesine Uymak Zorunda !)

İş Sözleşmesinin Yazılı Yapılması Zorunlu mu ?

İş Kanununda, sadece belirli süreli iş sözleşmesinin yazılı olarak yapılması gerektiği belirtildiğinden, işçi – işveren arasındaki belirsiz süreli iş sözleşmesinin yazılı yapılması zorunlu değildir. Ancak sözleşmenin yazılı yapılmış olması özellikle işçinin haklarını arayabilmesi, gerektiğinde işverenle arasındaki anlaşmayı ispatlayabilmesi açısından iş sözleşmesinin yazılı yapılması en doğrusudur.

Yazılı İş Sözleşmesi Yoksa Ne Olacak ?

Yukarıda işçi işveren arasında yapılmış olan yazılı iş sözleşmesinin bir nüshasının mutlaka işçiye verilmesi gerektiğini belirttik. Peki taraflar arasında yazılı iş sözleşmesi yoksa ne olacak ? İş Kanununun 8 inci maddesinde bu konu açıklığa kavuşturulmuş olup maddede yer alan hüküm gereğince, yazılı sözleşme yapılmayan hallerde işveren işçiye en geç iki ay içinde genel ve özel çalışma koşullarını, günlük ya da haftalık çalışma süresini, temel ücreti ve varsa ücret eklerini, ücret ödeme dönemini, süresi belirli ise sözleşmenin süresini, fesih halinde tarafların uymak zorunda oldukları hükümleri gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlüdür. Süresi bir ayı geçmeyen belirli süreli iş sözleşmelerinde bu şart aranmaz. Hatta iş sözleşmesi iki aylık süre dolmadan sona ermiş ise, bu bilgilerin en geç sona erme tarihinde işçiye yazılı olarak verilmesi zorunludur.

Kanunda yer alan bu hükümden de yazılı yapılmış olan iş sözleşmesinin bir örneğinin mutlaka işçiye verilmesi gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Çünkü yazılı iş sözleşmesi olmayan durumlarda bile işçi – işveren arasında sözlü olarak yapılmış olan iş sözleşmesindeki şartları içeren yazılı bir belgenin işveren tarafından işçiye verilmesi zorunlu tutulmuşken, yazılı yapılmış iş sözleşmesinin bir nüshasının işçiye verilmemesi, verilmesi gerekmediği düşünülemez.

Sözleşmenin Islak İmzalı Aslının İşçiye Verilmesi Gerekir

Yazılı iş sözleşmesinin fotokopisinin veya imzasız örneğinin işçiye verilmiş olması sözleşmenin bir örneğinin işçiye verildiği anlamına gelmez. Sözleşmenin işçi ile işveren veya işyeri yetkilisinin ıslak imzasını taşıyan bir nüshasının işçiye verilmesi, diğer nüshasının da işverende kalması, dolayısıyla da sözleşmenin iki adet / nüsha düzenlenmesi gerekir.

Çalışma Şartlarında Esaslı Değişiklik ve İşverenin Genişletilmiş Yönetim Hakkı

İş sözleşmesinde yer alan çalışma şartlarının işveren tarafından değiştirilmesi veya sözleşmede yer almayan yeni çalışma şartlarının getirilmesi çalışma şartlarında esaslı değişiklik kapsamına girdiğinden, çalışma şartlarında yapılan esaslı değişikliğin işçi tarafından kabul edilmesi gerekir, işçi kabul etmedikçe işveren çalışma şartlarında esaslı değişiklik yapamaz.  (Bkz. İşverenin Çalışma Koşullarında Değişiklik Yapma Yetkisinin Sınırı, Çalışma Şartlarında Değişiklik Fesih Nedenidir) Dolayısıyla işveren tarafından çalışma şartlarında yapılan değişikliğin esaslı değişiklik kapsamına girip girmediğinin, yani işçinin onayının gerekip gerekmediğinin tespiti iş sözleşmesine bakılarak yapılır. Bu nedenle de iş sözleşmesinin bir nüshasının işçide bulunması büyük önem taşımaktadır.

Eğer iş sözleşmesinde işverene çalışma şartlarında değişiklik yapma yetkisi verilmiş ise bu durumda işverenin genişletilmiş yönetim hakkı doğar ve işverenin sözleşmede kendisine yetki verilen konularla ilgili olarak yapacağı değişikliklerde işçinin onayını alması gerekmez. Bu yönüyle de iş sözleşmesinin bir nüshasının işçide bulunması büyük önem taşımaktadır. (isvesosyalguvenlik.com)

YORUMLAR

  1. Serdar ulasli dedi ki:

    5.5 yildir ayni is yerinde calismaktayim ve is yeri iş sozlesmemi vermiyor. Cesitlu bahaneler soyluyorlar.. hakli fesih sebebi olurmu

    1. Mustafa dedi ki:

      Noterden sözleşmemi istiyorum de ihbar çek kuzu kuzu verirler

  2. ümit uysal dedi ki:

    ıs sozlesmemı alamıyorum ıs yerın 2 yıldır calısnanım haklı tazmınat hakkım dogarmı