Sadece Risk Değerlendirmesi Yapmak İşvereni Sorumluluktan Kurtarır mı ?

Sadece Risk Değerlendirmesi Yapmak İşvereni Sorumluluktan Kurtarır mı ?
20 Ekim 2016 22:02

Risk değerlendirmesi iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının en önemli ve hayati konularından biri olup 6331 sayılı Kanunla hayatımıza girmiştir.

6331 sayılı Kanunla gelen birçok yükümlülük kademeli olarak yürürlüğe girdiği, hatta bazı işyerleri için halen başlamamış yükümlülükler olduğu halde (Az Tehlikeli İşyerlerinde Uzman ve Hekim Görevlendirme Yükümlülüğü Ertelendi), risk değerlendirmesi yapma zorunluluğu Kanunun esas itibariyle yürürlüğe girdiği 30 Aralık 2012 tarihi itibariyle tehlike sınıfına bakılmaksızın tüm işyerleri için başlamıştır. Yani yeni Kanunla birlikte tüm işyerleri için ilk yürürlüğe giren yükümlülüklerden biridir. Çünkü genelinde 6331 sayılı Kanunun, özelinde de risk değerlendirmesinin temel mantığı ve amacı; çalışanların sağlık ve güvenliği için tehlike oluşturan veya oluşturabilecek hal ve durumların doğru ve eksiksiz olarak tespit edilmesi, bu tespitlerin ardından alınacak tedbir ve yapılacak değişiklikler doğrultusunda ortadan kaldırılabilecek tehlikelerin kaldırılması, bertaraf edilmesi, ortadan kaldırılması mümkün olmayan tehlikelerin de mümkünse en aza yani kabul edilebilir seviyeye indirilmesi, ayrıca ortadan kaldırılamayan tehlikeli hal ve durumlar hakkında çalışanların bilgilendirilmesi ve eğitilmesi, sonuç olarak da iş kazası veya meslek hastalıklarının ortaya çıkmasının önlemesi, bu mümkün değilse de mümkün olan en aza indirilmesidir.

Dolayısıyla işverenin mevzuata uygun olarak risk değerlendirmesini yapmaması veya yaptırmaması (. (Bkz. Bütün Yönleriyle Risk Değerlendirmesi ve Analizi), gerektiğinde yenilememesi (Bkz. Risk Analizi Ne Kadar Süreyle Geçerlidir ?) onun sorumluluğunu doğurmaktadır. Ancak sadece risk değerlendirmesi yapmış veya yaptırmış ve kontrol listesi / rapor düzenlemiş veya düzenletmiş olmak işvereni sorumluluktan kurtarmak için tek başına yeterli olmayıp, tespit edilen hususların hayata geçirilmesi, tehlike oluşturan hal ve durumların ortadan kaldırılması, bu mümkün değilse en aza indirilmesi ve tehlikeli hal ve durumlarla ilgili olarak çalışanların bilgilendirilmesi ve eğitilmesi gerekmektedir.  Nitekim Yönetmeliğin 5 inci maddesi ikinci fıkrasında; “Risk değerlendirmesinin gerçekleştirilmiş olması; işverenin, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.” hükmü yer almaktadır.

Aksi taktirde risk değerlendirmesi sonucu düzenlenen rapor bir kağıt parçası olmaktan öteye gidemez. Böyle bir kağıt parçası, işvereni belki risk değerlendirmesi yapmama nedeniyle idari para cezasından kurtarabilir ancak, herhangi bir iş kazası veya meslek hastalığı meydana geldiğinde işvereni Sosyal Güvenlik Kurumu’na, kaza geçiren veya hastalığa yakalanan sigortalıya, ölmüşse hak sahiplerine karşı sorumlu olmaktan, hatta yargılanmaktan kurtulamaz. Bu sorumluluklar; Sosyal Güvenlik Kurumunun kaza ve hastalık nedeniyle karşılaştığı veya karşılaşacağı maliyeti işverene rücu etmesi, yani işverenden tahsil etmesi; sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden tazminat talep etmesi, sigortalının ölümü halinde tedbirsizlik ve dikkatsizlik nedeniyle ölüme sebebiyet vermekten işveren hakkında kamu davası açılmasıdır. (Bkz. İş Kazalarında Sorumluluğu Olan İşveren ve Diğer Kişilere Uygulanan Yaptırım ve Cezalar, İş Kazalarında İşveren Hangi Durumlarda Sorumluluktan Kurtulabilir ?)

Zaten çalışanların iş kazası geçirmesi veya meslek hastalığına yakalanması halinde işvereninin sorumluluğu açısından ilk sırada çalışanın sigortalılığı gelir (Bkz. Sigortasız İşçi Çalıştıran İşverenlere Uygulanan Ceza ve Yaptırımlar), ikinci sırada ise iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuat hükümleri gelir. Risk değerlendirmesi de iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının temel konularından biridir.

Öte yandan burada işin, sorumluluğun maddi – cezai boyutu bir tarafa, en önemlisi insan sağlığı ve insan hayatının değeridir. Alınmamış veya eksik alınmış olan bir tedbir ya da yerine getirilmemiş bir yükümlülük nedeniyle, bir çalışanın sağlığından olması, sakat kalması, hatta daha da kötüsü o çalışanının hayatını kaybetmesi ve onun bakmakla yükümlü olduğu eşinin, çocuğunun-çocuklarının, hatta bazen anne-babasının ortada kalması ve sonrasında o kişilerin yaşayacağı maddi ve manevi yokluklar, sıkıntılar maddi olarak hiçbir zaman ölçülemeyecek boyuttadır. Aslında işveren ve görevlendirdiği kişilerin genelinde iş sağlığı ve güvenliği, özelinde de risk değerlendirmesi konusuna bu açıdan yaklaşmaları büyük önem arz etmektedir. (isvesosyalguvenlik.com)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.