Sosyal Güvenlik Açısından Hizmet Borçlanmaların Emekliliğe Etkisi

Sosyal Güvenlik Açısından Hizmet Borçlanmaların Emekliliğe Etkisi
23 Nisan 2013 22:01

1- GİRİŞ: Bilindiği üzere, sosyal güvenlik mevzuatında zorunlu olarak iş hayatına başlanılmayan veya ara verilen bazı görev ve durumlarda sonradan borçlanma yapılarak o dönemlerin sosyal güvenlik açısından değerlendirilmesi imkanı bulunmaktadır.

Örneğin, henüz çalışma hayatına atılmadan, atılma aşamasında veya atıldıktan sonra çalışmaya ara verilmek suretiyle askerlik görevini ifa edenler için sonradan askerlik sürelerini borçlanma imkanı bulunmaktadır.

Ayrıca, Türk vatandaşlarınca yurt dışında gerçekleştirilen çalışmaların da sonradan borçlanılması mümkündür.

2- KONUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

Borçlanma konusunun, gerek sosyal güvenlik reformundan önceki dönemde sosyal güvenlik kuruluşlarının mevzuatında gerekse de sosyal güvenlik reformundan sonraki dönemde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunda yer aldığı görülmektedir.

5510 sayılı Kanunla bu konudaki düzenlemeler bir araya getirilerek, anılan Kanunun 41 inci maddesiyle düzenleme yapılmıştır.

Diğer taraftan, Türk vatandaşlarınca yurt dışındaki çalışmaların da borçlanılması mümkün olup, bu konu ayrı bir Kanun olan 3201 sayılı Kanunla düzenlenmiş bulunmaktadır.

Gerek 5510 sayılı Kanuna gerekse de 3201 sayılı Kanuna göre yapılan borçlanmalarda, borçlanılan sürenin ilk defa çalışmaya başlanıldığı tarihten önce ve sonra olmasına göre emeklilik şartlarında değişiklik olmakta ve bu durum sigortalıların lehine olarak emeklilik şartlarını değiştirmektedir.

Bu çerçevede, bazı istisnalar hariç, eğer borçlanma süresi ilk defa çalışma başlama tarihinden önce ise, sigortalılık başlangıcı borçlanma süresi kadar geriye gitmekte ve doğal olarak borçlanma süresi de prim ödeme gün sayısına ilave edilmektedir. Eğer borçlanma süresi ilk defa çalışmaya başlama tarihinden sonra ise borçlanma, sigortalılık başlangıcını etkilememekte, bu durumda sadece borçlanma süresi prim ödeme gün sayısına ilave edilmektedir.

Bu genel açıklamaların ışığı altında, borçlanma konusu iş bu yazımızda “5510 sayılı Kanuna göre borçlanmalar” ve “3201 sayılı Kanuna göre borçlanmalar” olarak iki ayrı bölümde incelenecek ve değerlendirilecektir.

2.1- 5510 sayılı Kanuna göre borçlanmalar

5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesiyle;

– Hizmet akdiyle çalışan kadın sigortalıların doğumları halinde en fazla iki doğum olmak üzere doğumdan sonraki 2 yıllık süreleri, hizmet akdi (eski SSK) kapsamında,

– Devlet memuru olarak görev yapan kadınların aylıksız doğum veya analık izin süreleri, kamu görevlisi (eski Emekli Sandığı) kapsamında,

– Er veya erbaş olarak silah altındaki süreler ile yedek subay okul süreleri (hizmet akdi (eski SSK), primleri ödenmemişse kendi nam ve hesabına bağımsız çalışan (eski Bağ-Kur) ve kamu görevlisi (eski Emekli Sandığı) kapsamında,

– Devlet memuru olarak görev yapanların aylıksız izin süreleri, kamu görevlisi (eki Emekli Sandığı) kapsamında,

– Sigortalı olmaksızın doktora eğitimi veya tıpta uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında geçirdikleri süreler kamu görevlisi (eski Emekli Sandığı) kapsamında,

– Sigortalı olmaksızın avukatlık staj süreleri hizmet akdi (eski SSK) kapsamında,

– Sigortalı iken tutuklanan veya gözaltına alınanlardan berat edenlerin tutukluluk veya gözaltı süreleri hizmet akdi (eski SSK), primleri ödenmemişse kendi nam ve hesabına bağımsız çalışan (eski Bağ-Kur) ve kamu görevlisi (eski Emekli Sandığı) kapsamında,

– Grev ve lokavtta geçen süreler, hizmet akdi (eski SSK), primleri ödenmemişse kendi nam ve hesabına bağımsız çalışan (eski Bağ-Kur) ve kamu görevlisi (eski Emekli Sandığı) kapsamında,

– Hekimlerin fahri asistanlıkta geçen süreleri, kamu görevlisi (eski Emekli Sandığı) kapsamında,

– Seçim kanunları gereğince görevlerinden istifa edenlerin istifa ettikleri tarih ile seçimin yapıldığı tarihi takip eden ay başına kadar geçirdikleri süreler, kamu görevlisi (eski Emekli Sandığı) kapsamında,

– 13/2/2011 tarihinden sonrasına ait olmak üzere İş Kanununa göre kısmi süreli çalışanların ay içinde eksik çalıştıkları süreler, hizmet akdi (eski SSK) kapsamında,

borçlanılabilmektedir.

Bu çerçevede, çalışma statüsü ve borçlanılacak sürenin özelliğine göre borçlanma süreleri yukarıda da belirtilen ilgili çalışma statülerine mal edilmektedir.

Diğer yandan, bir başka husus da bazı borçlanmaların “ilk sigortalılık öncesi”ni, bazı borçlanmaların “hem ilk sigortalılık öncesi veya hem de ilk sigortalılık sonrası”nı, bazı borçlanmaların da sadece “ilk sigortalılık sonrası”nı kapsamasıdır.

Buna göre;

– Avukatlık staj süreleri,

– Hekimlerin fahri asistanlıkta geçen süreleri,

“İlk defa sigortalılık öncesi”ni,

– Er veya erbaş ile yedek subay öğrencilik süreleri,

– Doktora veya tıpta uzmanlık süreleri,

“İlk sigortalılık öncesi veya sonrası”nı,

– Hizmet akdiyle çalışan kadın sigortalıların doğum borçlanması,

– Devlet memuru olarak görev yapan kadınların analık veya ücretsiz izin süreleri,

– Devlet memurlarının personel kanunlarına göre kullanılan ücretsiz izin süreleri,

– Tutukluluk ve gözaltı süreleri,

– Grev ve lokavt süreleri,

– Seçim kanunları gereğince görevlerinden ayrılan memurların ayrıldıkları süreler,

– İş Kanununa göre kısmi süreli çalışanların ay içinde eksik çalışma süreleri de,

“İlk sigortalılık sonrası”nı,

ilgilendirmektedir.

Bu çerçevede;

– İlk sigortalılık öncesi özelliğini taşıyan borçlanmalarda, ilk defa çalışmaya başlama tarihi borçlanma süresi kadar geriye götürülerek ve borçlanması süresi prim ödeme gün sayısına ilave edilerek emeklilik şartları belirlenmektedir.

Örneğin, bir kişi 1/10/1998-1/10/1999 tarihleri arasında avukatlık stajı yapıp, 1/1/2000 tarihinde de ilk defa bir avukatlık bürosunda SSK’lı sigortalı olarak çalışmaya başlamış ve de daha sonra staj süresini borçlanmış ise bu kişinin ilk sigortalılık başlangıcı borçlanma süresi (1 yıl) kadar geriye götürülerek 1/1/1999 tarihi olarak kabul edilecek ve emeklilik şartlarının tespitinde 1/1/2000 tarihi değil, 1/1/1999 tarihi esas alınacaktır. Daha açık ifadelerle, bu borçlanmayla bu kişi için 60 yaş ve 7000 prim ödeme gün sayısı veya 25 yıl sigortalılık süresi, 60 yaş ve 4500 prim ödeme gün sayısı şartları değil, 25 yıl sigortalılık süresi, 58 yaş ve 5975 prim ödeme gün sayısı şartları aranacaktır.

İlk veya sonradan sigortalılık özelliğini taşıyan borçlanmalarda ise borçlanma döneminin ilk defa çalışma öncesinde veya sonrasında olmasına göre emeklilik şartlarının belirlenmesi değişiklik arz etmektedir. Eğer öncesinde borçlanma söz konusu ise emeklilik şartları değişmekte, sonrasında ise emeklilik şartlarında herhangi bir değişiklik olmamakta, borçlanmayla; borçlanma süresi kadar sadece prim ödeme gün sayısı/hizmet yılına ilave yapılmaktadır.

Örneğin; bir kişi 1/1/1989-1/7/1990 döneminde 18 ay askerlik yapmış ve ilk defa da SSK kapsamında 1/10/1994 tarihinde çalışmaya başlamış ve daha sonra da askerliğini borçlanmış ise bu kişinin sigortalı çalışmaya başlama tarihi borçlanma süresi (18 ay) kadar geriye götürülecek ve buna göre emeklilik şartları da 1/10/1994 tarihine göre değil, 1/2/1993 tarihine göre tespit edilecektir. Yani emeklilik şartları 25 yaş sigortalılık süresi, 55 yaş ve 5750 prim ödeme gün sayısı değil, 25 yıl sigortalılık süresi, 54 yaş ve 5675 prim ödeme gün sayısı olacaktır.

Askerlik borçlanmasında bir başka kişi, ilk defa 1/1/1992 yılında SSK’lı olarak çalışmaya başladıktan sonra askerliğini 1/9/1995-1/4/1997 tarihlerinde 18 ay süreyle yapmış ve askerliğini sonradan borçlanmış ise borçlanma süresi ilk defa çalışmaya başladıktan sonra olduğundan, ilk defa çalışmaya başlama ve dolayısıyla emeklilik şartları değişmeyecek, sadece borçlanma süresi prim ödeme gün sayısı/hizmet yılına ekleme yapılacaktır.

-İlk defa sigortalılık sonrası borçlanmalarda ise borçlanma süresi, ilk defa sigortalılık tarihinden sonra olduğundan her halükarda sigortalılık başlangıç tarihini değiştirmeyecek ve sadece prim ödeme gün sayısı/hizmet yılına ekleme yapılacaktır.

Örneğin, 3/5/1999 tarihinde ilk defa SSK kapsamında çalışmaya başlayan kadın sigortalı 13/7/2011 tarihinde doğum yapmış ve doğumdan sonraki 3 yıl çalışmamış ise, doğumdan sonraki 2 yılını borçlanması halinde ilk defa sigortalı çalışmaya başlama tarihinde herhangi bir değişiklik olmayacak ve sadece prim ödeme gün sayısına 720 gün ilave yapılacaktır.

Dolayısıyla, dönemi ve özelliği itibarıyla gerek sigortalılık öncesini kapsayan ve de sigortalılık başlangıcını geriye çeken ve prim ödeme gün sayısı/hizmet yılına ekleme yapan gerekse de sigortalılık başlangıcını değiştirmeyen ve sadece prim ödeme gün sayısı/hizmet yılına ekleme yapan borçlanmalar her halükarda, kişilerin bazen yaş ve daha az çalışma açısından erken emekli olmalarını sağlamaktadır.

Yalnız, borçlanma konusunda bazen yanlış anlama ve yorumlara sebebiyet verebilecek birkaç hususa da değinilmesinde yarar görülmektedir.

Bunlardan ilki, ilk sigortalılık öncesine denk gelmekle birlikte her borçlanma emeklilik şartlarını değiştirmemektedir. Bu özellikteki borçlanmaların, emeklilik şartlarını değiştirebilmesi için borçlanma süresinin kanunlarla değiştirilen emeklilik şartları dönemine denk gelmesi gerekmektedir. Yani, borçlanmayla geriye götürülen sigortalılık başlangıcı aynı emeklilik şartlarını içermekte ise doğal olarak emeklilik şartlarında herhangi bir değişiklik olmayacaktır.

Örneğin, SSK kapsamında 1/4/2002 tarihinde ilk defa çalışmaya başlayan bir kişinin askerliğini çalışmaya başlamadan önce 1/1/1999-1/1/2000 döneminde 1 yıl yaptığı düşünüldüğünde, ilk sigortalılık başlangıcı 1 yıl geriye gideceğinden ve bu tarih de 1/4/2001 olacağından ve de hem 1/4/2001 ve 1/4/2002 tarihlerin de emeklilik şartları aynı (60 yaş ve 7000 prim ödeme gün sayısı) olduğundan bu kişinin emeklilik şartlarında herhangi bir değişiklik olmayacak, ancak prim ödeme gün sayısına 360 gün eklenerek daha az çalışmayla emekli olması sağlanacaktır.

Bir başka husus da, özellikle ilk defa sigortalı olunması sonrasındaki borçlanma düşüncelerinde, eğer borçlanma yapılması gereken tarihe kadar emeklilik şartları açısından asgari prim ödeme gün sayısı/hizmet yılı doldurulmuş veya doldurulması düşünülüyorsa, borçlanmaya emeklilik şartlarının tamamlanması açısından gereklilik duyulmamasıdır. Bazen bu husus, ilk sigorta başlangıcı öncesini kapsayan ve borçlanılabilecek dönemler için de karşımıza çıkmaktadır. Zira, borçlanma yapılması düşünülen dönemde asgari prim ödeme gün sayısı gibi yaş şartı da yerine getirilmiş olabilmektedir. Eğer emeklilik için yeterli olan yaş/prim ödeme gün sayısı doldurulmuş veya doldurulacak ise yapılan borçlanma sadece prim ödeme gün sayısını artıracak ve bu yolla aylık bağlama oranı da artacağından belki emekli aylık miktarının biraz daha yüksek olmasını sağlayacaktır. “Belki” denmesinin nedeni, eğer çalışma esnasında ücret daha yüksek bildirilip borçlanma daha düşük miktarlar üzerinden yapılırsa muhtemelen emekli aylığında da herhangi bir artış olmayacaktır.

2.2- Yurt dışı borçlanması

Bilindiği üzere, birçok vatandaşımız yurt dışında çalışmakta ve çalışma süresinin tamamlanması sonrasında Türkiye’ye dönmektedirler. Yurt dışında çalıştıkları süreler için bulundukları ülkenin mevzuatına göre emeklilik hakkını elde etmelerinin yanı sıra, özellikle Türkiye’ye döndüklerinde Türk mevzuatına göre borçlanma yapılmak suretiyle emeklilik hakkı elde etmelerine veya kısmi aylıklarını tam aylığa çevirmelerine imkan tanınmıştır.

Bunun nedeni, ilk önceleri, daha doğrusu 1978 yılında çıkarılan 2147 sayılı Kanunla Ülkemizin ekonomik sıkıntıları nedeniyle işsizlik nedeniyle, yurt dışında çalışmanın sosyal güvenlik bakımından özendirilmesi ve ekonomik açıdan da döviz geliri elde edilmesine dayanmaktadır.

Bu kapsamda;

– Yurtdışında geçen sigortalılık süreleri,

– Yurt dışında geçen sigortalılık (bulunulan ülke mevzuatına göre ikamet süreleri hariç çalışma) süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri,

– Medeni durumlarına bakılmaksızın ev kadını olarak geçen (sigortalılık haricindeki) süreleri,

borçlanma imkanı bulunmaktadır.

Bu sürelerin tamamı borçlanılabileceği gibi, Türkiye’de aylık bağlanmasına yetecek ve talep edilen süre kadar, yani kısmi borçlanma yapılması da mümkündür. Yalnız kısmi borçlanma yapılması durumunda bunun mutlaka talepte belirtilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.

Borçlanma için; yurtdışı sürelerini borçlanma talebinde bulunulabilmesi için yurda kesin dönüş şartı söz konusu olmadan;

– Borçlanma sürelerinde ve borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olmak,

– Borçlanma kapsamındaki yurtdışı sürelerini belgelendirmek,

– Yurt içinde SGK birimleri, yurt dışında ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşavirliği ya da Ataşeliklerinden temin edilebilen ya da  SGK “www.sgk.gov.tr” internet adresinde bulunan “Yurtdışı/Form ve Dilekçeler” bölümünden indirilebilen “Yurtdışı Borçlanma Talep Dilekçesi”nin usulüne göre doldurulup imzalandıktan sonra doğrudan ya da posta yolu SGK’nın ilgili birimine verilmesiyle yazılı talepte bulunmak,

şartları aranmaktadır.

Borçlanma durumunda sigortalılık başlangıcı, Türkiye’de sigortalılık olup olmadığına ve Türkiye’deki sigortalılığın başlangıcının borçlanma başlangıç tarihinden önce veya sonra olmasına göre değişiklik arz etmektedir.

Buna göre;

– Türkiye’deki sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülmektedir.

Örneğin, Türkiye’de 1/5/2001 yılında çalışmaya başlayan erkek bir kişinin daha öncesinde 8 yıl yurt dışında çalışmasının bulunması ve bu süreleri borçlanması durumunda, sigortalılık başlangıç tarihi 8 yıl geriye götürülerek 1/5/1993 tarihi sayılacak ve bu durumda emeklilik şartları 60 yaş ve 7000 prim ödeme gün sayısı veya 25 yıl sigortalılık süresi, 60 yaş ve 4500 prim ödeme gün sayısı yerine, 25 yıl sigortalılık süresi, 54 yaş be 5675 prim ödeme gün sayısı olarak belirlenecektir.

– Türkiye’de çalışması bulunmayanların sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçların tamamen ödendiği tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülmek suretiyle tespit edilmektedir.

Bu kişilerin hizmet akdi (eski SSK) kapsamında çalışmaları yoksa, bunların emeklilik şartları bağımsız çalışmaya (eski Bağ-Kur) göre belirlenmektedir.

Bu konuda tartışma konusu yapılan ve bir çoğu da yargıya intikal eden husus, sosyal güvenlik sözleşmesi olan ülkelerde çalışanlardan Türkiye’de çalışması bulunmayanların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarihin, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususudur.

Uygulamada, çalışılan ülkeyle sözleşme olsa da Türkiye’de hiç çalışma yoksa, SGK tarafından bu ülkedeki çalışma tarihi ilk sigorta başlangıcı olarak dikkate alınmamaktadır. Aslında bu husus, eleştiri konusu yapılsa da olaya sözleşme mantığı açısından bakıldığından bu uygulamanın yanlış olmadığı düşünülmektedir. Zira, sözleşmenin mantığı da sözleşmeye muhatap her iki ülkede de çalışma olması esasına dayanmaktadır. Sözleşmeye muhatap bir ülkede çalışma olmadığından sözleşme hükümlerinden bahsedilmesi de olası değildir.

Örneğin; Türkiye’de hiç çalışması bulunmayan erkek bir kişinin, Almanya’daki 12 yıllık çalışmasını 1/6/2013 tarihinde borçlanması ve ödemesi halinde Türkiye’deki çalışmaya başlama tarihi 1/6/2001 yılı sayılacak ve de emeklilik için de 60 yaş ve 9000 gün prim ödeme gün sayısı şartlarına sahip olması gerekecektir.

– Türkiye’de yurt dışındaki borçlanma süresinden daha önce çalışma varsa bu durumda sigortalılık başlangıcında herhangi bir değişiklik olmamaktadır.

Örneğin, Türkiye’de 1/10/1989 yılında çalışmaya başlayan kadın sigortalı 1/6/1993-1/11/2005 döneminde yurt dışında çalışması halinde Türkiye’deki emekliliğinde şartlarının belirlemesinde ilk çalışmaya başlama tarihi 1/10/1989 yılı sayılacak ve de emeklilik şartlarında herhangi bir değişiklik olmayacak; 20 yıl sigortalılık süresi, 46 yaş ve 5375 prim ödeme gün sayısı şartları aranacaktır.

Dolayısıyla, yurt dışı çalışmalarının borçlanılmasında, yurt dışı çalışmasından önce Türkiye’de çalışma yoksa emeklilik şartları her halükarda sigortalıların lehine değişmekte ve borçlanılan süreler ayrıca prim ödeme gün sayısına ilave edilmekte, daha önce Türkiye’de çalışma varsa da prim ödeme gün sayısına ilave yapılarak yine daha az çalışma karşılığında erken emekli olunması sağlanmaktadır.

Yine, yurt dışı borçlanmasında da aynen 5510 sayılı Kanuna göre borçlanmalarda, duruma göre sigortalılık başlangıcı geriye gitse de eğer borçlanma süresi ve geriye götürülen süre aynı emeklilik şartlarını içeriyorsa emeklilik şartlarında herhangi bir değişiklik olmayacaktır.

3- SONUÇ

Yazımızın ilgili kısımlarında da detaylı bir şekilde açıklandığı üzere, gerek 5510 sayılı Kanuna göre yapılan borçlanmalarda gerekse de yurt dışı borçlanmalarında, borçlanılan süre ilk sigortalı başlangıcından önce ise emeklilik şartları değişebilmekte ve her halükarda borçlanma süresi prim ödeme gün sayısı/hizmet yılına ilave edilmekte, ilk defa sigortalı olunduktan sonraki süreleri içeren borçlanmalarda ise emeklilik şartları bir şekilde değişmemekte ve borçlanma süreleri sadece prim ödeme gün sayısına ilave edilmektedir.(www.isvesosyalguvenlik.com)

Recep LEVENT*

———————

* Başmüfettiş, Sosyal Güvenlik Kurumu
receplevent23@hotmail.com

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.