Yurtdışı Sağlık-Borçlanma-Emeklilik İşlemleri Soru ve Cevaplar

Yurtdışı Sağlık-Borçlanma-Emeklilik İşlemleri Soru ve Cevaplar
11 Mart 2014 00:17

Not: 7186 sayılı Torba Kanun ile borçlanma priminin hesaplanması başta olmak üzere yurtdışı borçlanması ve emeklilik konularında 1 Ağustos 2019 tarihinden geçerli olmak üzere önemli değişiklikler yapılmıştır. (Bkz. Yurtdışı Borçlanmasında Yeni Dönem 1 Ağustos’ta Başladı)

Aşağıdaki yazı 11.03.2014 tarihinde yayımlanmış olduğundan bu değişiklikleri içermemektedir.

SORU 1– YURT DIŞINDA ÇALIŞAN VEYA BULUNAN TÜRK VATANDAŞLARININ SOSYAL GÜVENLİKLERİNİ SAĞLAYAN HUKUKİ DÜZENLEMELER NELERDİR ?

CEVAP 1- Anayasamızın; 40 ıncı maddesinde, herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu, Devletin bu güvenliği sağlayacak tedbirleri alacağı ve gerekli teşkilatı kuracağı öngörülmüş, 62 nci maddesi ise yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının sosyal güvenliklerinin sağlanması için gereken tedbirleri alma görevi Devlete verilmiştir. 

Anayasamızda yer verilen bu düzenlemelere bağlı olarak, yurtdışında çalışan vatandaşlarımızın sosyal güvenlikleri, aile bireylerini de kapsayacak şekilde başlıca iki yöntemle yerine getirilmiştir.

Bunlardan birincisi, Anayasamızın 90 uncu maddesine göre uluslararası sözleşmeler kapsamında kanun hükmünde sayılan ve günümüze kadar 23 ülke ile imzalanarak usulüne göre yürürlüğe konulan ikili sosyal güvenlik sözleşmeleridir.

Yurtdışında çalışan vatandaşlarımızın sosyal güvenliklerini sağlayan ikinci yöntem ise iç mevzuatta yapılan yasal düzenlemelerdir. Bu düzenlemelerin başında ve 22/05/1985 tarihinde yürürlüğe giren 3201 sayılı “Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun” gelmektedir.

Diğer yandan 5510 sayılı Kanunun;

-5 inci maddesi birinci fıkrasının (g) bendine göre, sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce, bu ülkelere götürülen Türk işçileri, kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası yönünden zorunlu, uzun vadeli sigorta kolları yönünden ise taleplerine bağlı olarak isteğe bağlı sigortalı sayılmışlardır.

-10 uncu maddesinde ise işleri nedeniyle geçici olarak yurt dışında bulunanların, bu görevleri yaptıkları sürece, kendilerinin ve işverenlerin sosyal sigortaya ilişkin hak ve yükümlülüklerinin devam edeceği hükmüne yer verilmiştir.

SORU 2- SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMELERİNİN DAYANDIĞI TEMEL İLKELER NELERDİR ?

CEVAP 2- Sosyal güvenlik sözleşmelerinin dayandığı temel ilkeler aşağıda açıklanmıştır:

1) Mevzuatın Tekliği İlkesi: İki ülkede çalışmanın bulunması halinde, kural olarak bir kişi yalnızca bir ülkenin sosyal güvenlik mevzuatına tabidir.  Ancak, bu kuralın aksine;

-İşverenleri tarafından geçici bir süre ile akit ülkeye gönderilenler,

-Uluslararası nakliyat işinde çalışanlar,

-Elçilik, konsolosluk, misyon ve benzeri yerlerde çalışan gönderen ülkenin sivil ve askeri personelleri,

 -Akit taraflardan birinin bayrağını taşıyan gemilerde veya akit ülkenin limanlarında çalışanlar,

hakkında istisnai uygulamalara da imkan verilmiştir.

2)  Eşit İşlem Görme İlkesi: Bu ilkeyle sözleşmeye taraf ülke sigortalıları, karşılıklı olarak, sigorta hak ve yardımları bakımından, diğer akit taraf ülke sosyal güvenlik sistemi uygulamalarında o ülke vatandaşları ile aynı işlemlerden yararlanabilmektedir.

Türk vatandaşları, bu ilke gereği ikili sosyal güvenlik sözleşmeleri imzalanan ülkelerde sosyal sigorta hak ve yükümlülüklerinden, bulundukları ülke vatandaşlarıymış gibi yararlanmakta, ülkemize değişik nedenlerle gelmeleri halinde de, ülkemiz sigortalısıymış gibi işlem görmektedirler.

3) Kazanılmış Hakların Korunması İlkesi: Sözleşmeler aracılığıyla, taraf ülkelerde kazanılan sosyal güvenlik hakları, ikamet değişikliği, mevzuat farklılığından ve ikamet ve vatandaşlık değişikliğinden kaynaklanan sebeplerle oluşan kayıplar önlenmek istenmektedir.

Böylece kısa vadeli sigorta kolları bakımından, özellikle iş kazaları ve meslek hastalığına maruz kalan sigortalı, diğer sözleşmeli ülkede ikamet etse de gereken yardımlardan yararlanmaktadır.

4) Yardımların Transferi İlkesi: İki taraflı sosyal güvenlik sözleşmeleriyle çalışılan ülke mevzuatına göre kazanılan hakların, sigortalıların ikametlerini diğer akit taraf ülkesine nakletmeleri durumunda dahi korunacağı kabul edilmektedir.

İlgili kişilerin sözleşmeye taraf diğer ülkede ikamet etmesi nedeniyle kazanılan hakların her hangi bir indirime tabi tutulmadan aynen tanınması genel ilke olarak benimsenmiştir. Ayrıca ilgililerin diğer taraf ülkesinde ikamet etmesi nedeniyle sağlanan haklar durdurulamamakta ve kesilememektedir.

Sözleşmelerle taraf ülkeler arasında, sigortalının kazandığı kısa vadeli sigorta kollarına ait haklar, ikametin geçici veya sürekli nakledilmesi durumunda korunmaktadır. Hakkın kazanılması ve hakkın kullanım süresi çalıştığı ülke mevzuatına göre; yardımların şekli, kapsamı ve süresi ise ikametin nakledildiği ülke mevzuatına göre belirlenmektedir.

5) Süre Birleşimi İlkesi: Yardımların hak kazanılmasında, sözleşmeye taraf ülkelerden birinde geçen sosyal güvenliğe esas hizmet süreleri, aynı zamana rastlamamak koşuluyla diğer taraf ülkede geçmiş gibi değerlendirilmek üzere birleştirilmektedir.

Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinin güvence altına aldığı hak ve yardımlardan faydalanmak için, sigortalının çalıştığı ülkede belirli bir sigortalılık süresi hükmedilmişse, çalıştığı ülkedeki sigortalılık süresinin bu haktan yararlanmasına yetmemesi halinde, üçüncü sözleşmeli ülkede geçen sigortalılık süreleri de dikkate alınmaktadır.

6) Koordinasyon İlkesi: İç mevzuat için geçerli olan sosyal güvenlik yasa ve uygulamalarına müdahale edilmeksizin akit ülkeler arasında işbirliği ve dayanışma sağlanır. Bu amaçla akit ülke sigorta kurumları arasında yardımlara hak kazanılmasına ve bunların hesabına esas bilgilerin ve belgelerin alış verişi sağlanmaktadır.

SORU 3- HANGİ ÜLKELERLE İKİLİ SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMELERİ BULUNMAKTA VE BU SÖZLEŞMELER HANGİ SİGORTA KOLLARINI KAPSAMAKTADIR ?

CEVAP 3- 23 ülke ile yapılan sosyal güvenlik sözleşmeleri genel olarak Ülkemiz yönünden 5510 Kanuna ve 1/10/2008 tarihinden önce memur olanlar için de 5434 sayılı Kanunun öngördüğü mevzuata, taraf ülke yönünden de o ülkenin sosyal sigorta mevzuatına uygulanmaktadır.

Bütün sözleşmelerde, akit tarafların sözleşmelerde belirtilen mevzuatı değiştiren, yeniden düzenleyen veya mevzuatın yerine geçen ya da bu mevzuata ek hükümler getiren her türlü mevzuata da uygulanacağına ilişkin hükümler yer almaktadır.

Bu nedenle, sözleşmelerin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan sosyal sigorta kanunlarının (506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı kanunlar) 5510 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılması veya değiştirilmesi sözleşmelerin uygulanması bakımından bir sorun teşkil etmemektedir.

Sözleşmelerde, ülkemiz yönünden işçiler için kısa vade ve uzun vade sigorta kollarından sağlanan yardımlar, bağımsız çalışanlar ve devlet memurları için ise sadece uzun vade sigorta kollarından sağlanan yardımlar kapsama alınmıştır. Bu durumda, uzun vade sigorta kollarına ilişkin hükümler; işçi (4/a), bağımsız çalışan (4/b) ve devlet memuru (4/c) statüsündeki sigortalılar, kısa vade sigorta kollarına ilişkin hükümler ise sadece işçiler yönünden uygulanmaktadır.

Sağlık yardımlarını kapsamına alan Hollanda, Belçika, Avusturya, Fransa, K.K.T.C, Makedonya, Azerbaycan, Romanya, Bosna-Hersek, Çek Cumhuriyeti, Arnavutluk, Lüksemburg ve Hırvatistan ile imzalanan sosyal güvenlik sözleşmelerine göre, ülkemiz açısından sadece işçi statüsüne tabi sigortalılar ve bu statüden gelir ve aylık alanlarla bunların aile bireylerinin sağlık yardımlarından yararlanma hakları vardır. Ancak, Almanya ile varılan mutabakata göre 5510 sayılı Kanuna göre bağımsız çalışan ve devlet memuru statüsünde sigortalı olanlar ile bu statülerden gelir ve aylık alanlarla bunların aile bireyleri de, işçiler gibi Türkiye-Almanya Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin sağlık yardımlarına ilişkin hükümlerinden yararlanmaktadırlar.

İngiltere, İsviçre, Danimarka, İsveç, Norveç, Libya, Gürcistan, Kanada ve Kebek ile yapılan sosyal güvenlik sözleşmelerinde, sağlık yardımları kapsama alınmamıştır. Bundan dolayı bu ülkelerde çalışan ve aylık veya gelir alan vatandaşlarımızla bunların aile bireylerinin geçici veya daimi olarak ülkemizde bulunmaları halinde, 5510 sayılı Kanunda belirtilen sağlık yardımlarından yararlanma hakları bulunmamaktadır. Aynı şekilde, 5510 sayılı Kanuna tabi olanlarla bu Kanuna göre gelir ve aylık alan sigortalılarla bunların aile bireyleri bu ülkelerde bulundukları sırada sosyal güvenlik sözleşmeleri kapsamında sağlık yardımlarından yararlanamazlar.

İkili sosyal güvenlik sözleşmeleri, yürürlük tarih sırasına ve ülkemiz bakımından kapsadığı sigorta kollarına göre aşağıdaki tabloda belirtilmiştir:

ÜLKE ADI İMZA TARİHİ YÜRÜRLÜK TARİHİ KAPSAMI (SİGORTA KOLU)
Uzun Vade (1) Kısa Vade (2) Sağlık Sigortası (3)
İngiltere 9/9/1959 1/6/1961 + +
F. Almanya 30/4/1964 1/1/1965 + + +
Hollanda 5/4/1966 1/2/1968 + + +
Belçika 4/7/1966 1/5/1968 + + +
Avusturya 12/10/1966 1/10/1969 + + +
İsviçre 1/5/1969 1/1/1972 + +
Fransa 20/1/1972 1/8/1973 + + +
Danimarka 22/1/1976 1/2/1978 + +
İsveç 30/6/1978 1/5/1981 + +
Norveç 20/7/1978 1/6/1981 + +
Libya 13/9/1984 1/9/1985 + +
K.K.T.C 9/3/1987 1/12/1988 + + +
Makedonya 6/7/1998 1/7/2000 + + +
Azerbaycan 17/7/1998 9/8/2001 + + +
Romanya 6/7/1999 1/3/2003 + + +
Gürcistan 11/12/1998 20/11/2003 + +
Bosna-Hersek 27/5/2003 1/9/2004 + + +
Kanada 19/6/1998 1/1/2005 + +
Kebek 15/10/1998 1/1/2005 + +
Çek Cumhuriyeti 28/6/2001 1/1/2005 + + +
Arnavutluk 15/7/1998 1/2/2005 + + +
Lüksemburg 8/12/2004 1/6/2006 + + +
Hırvatistan 12/6/2006 1/6/2012 + + +
(1) İşçileri, bağımsız çalışanları ve devlet memurlarını kapsamaktadır. (2) İşçileri kapsamaktadır. (3) Almanya söyleşmesine göre Türk mevzuatı bakımından işçileri, bağımsız çalışanları ve devlet memurlarını; diğer ülke sözleşmelerine göre sadece işçileri kapsamaktadır.                                                          (+) Kapsamdadır.                                                                                                                                                             (-) Kapsamda değildir.

SORU 4– SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMELERİNE GÖRE GEÇİCİ OLARAK SÖZLEŞMELİ ÜLKELERDE GÖREVLENDİRİLEN İŞÇİLER HANGİ ÜLKENİN MEVZUATINA TABİ TUTULUR ?

CEVAP 4- Sosyal güvenlik sözleşmelerinde genel kural, işçinin çalışılan ülkenin sosyal güvenlik mevzuatına tabi olmasıdır. Ancak, bazı sigortalılar sözleşmenin bu ana prensibinden ayrı tutulmuşlardır. Bunların başında da işverenleri tarafından geçici bir süre ile akit ülkeye gönderilen işçiler gelmektedir.

Buna göre, geçici görevlendirmelerde işçiler, sigortalılık yönünde sözleşmede belirlenen süre içinde çalıştığı ülkenin mevzuatına değil, gönderen ülke mevzuatına tabi tutulurlar. Bununla,  mükerrer sigortalılığın önlenmesi amaçlanmıştır.

Her geçici görevlendirme, ikili sosyal güvenlik sözleşmesi kapsamında değerlendirilemez. Bunun için bazı şartların varlığı gereklidir. Bunlar;

-Görevlendirmeden önce işveren ile işçi arasında bir hukuki bağın (hizmet akdi gibi) olması,

-Görevlendirmeden önce işçinin gönderen ülkenin mevzuatına tabi olması,

-İşverenin görevlendirme yapılan ülkede faaliyet göstermesi,

-Görevlendirme konusu işin, esas iş ile bir bağlantısının bulunması,

-Görevlendirmenin en çok ilgili sosyal güvenlilik sözleşmesinde belirtilen süre için yapılmasıdır.

Ülkemiz ile akdedilen ikili sosyal güvenlik sözleşmelerine göre geçici görevlendirmelere ilişkin süreler ve bu sürelerin uzatılmasına ilişkin kurallar, ülkeler itibariyle farklılık göstermektedir. Bunlar ve bu ülke sigortalıların ülkemize geçici olarak görevlendirilmelerinde kullanılan belgelerin kodları aşağıdaki tabloda belirtilmiştir:

Sözleşmeli Ülke ve Belge Kodu Mevzuatın Belirlenmesine İlişkin Kurallar
İngiltere Gönderilen ülkenin vatandaşı değilse ve bu ülkede kanuni ikametgâhı yoksa çalışma süresince gönderen ülkenin mevzuatına tabi olur.  
Almanya (T/A1) Geçici görevle gönderilen sigortalının gönderen ülkenin mevzuatına tabi olma süresi 24 aydır. Görevlendirmenin iki yılı aşması halinde,  sigortalının gönderen ülke sigorta kurumuna müracaatı ile bu süre yetkili mercilerin mutabakatı sonunda üç yıla kadar uzatılabilir.
Hollanda (CE1) Avrupa Sosyal Güvenlik Sözleşmesine ilişkin hükümler uygulanır. Buna göre, geçici işçi hakkında işin görülmesi için tahmin edilen süre on iki ayı geçmemek şartıyla geldiği ülkedeki mevzuat uygulanır. Görülecek işin süresi 12 geçtiği takdirde, gönderen ülkenin yetkili makamının veya bu makam tarafından tayin edilen merciin muvafakati ile iş tamamlanıncaya kadar, geldiği ülkedeki mevzuatın uygulanmasına devam olunur.
Belçika (B/T1) Çalışma süreleri 12 ayı geçmemek şartıyla mutat çalışma yerlerinin bulunduğu ülke mevzuatına tabi olurlar. Bu sürenin, 12 ayı aşması halinde geçici olarak çalışılan ülkenin yetkili makamının muvafakati ile mutat çalışma yerinin bulunduğu ülke memleket mevzuatının uygulanmasına devam edilebilir.
Avusturya (A/TR1) Bir akit taraf ülkesinde çalıştıran bir işveren tarafından diğer akit taraf ülkesine gönderilen işçiler hakkında diğer akit taraf ülkesinde çalıştıkları 24 üncü takvim ayının sona ermesine kadar, gönderen ülke mevzuatı uygulanır.
İsviçre (CH/TR1) Akit ülkenin birinde bulunan bir teşebbüs tarafından çalıştırılan ve geçici bir işin icrası için diğer akit ülkesine gönderilen işçiler, ilk 24 aylık süre içinde, teşebbüs merkezinin bulunduğu ülke mevzuatına tabi olmakta devam ederler. Bu süre aşıldığı takdirde, teşebbüs merkezinin bulunduğu taraf mevzuatının uygulanmasına, iki tarafın yetkili makamları arasında mutabık kalınacak bir süre için, devam edilebilir.
Fransa SE (208-01 FT) İşverenleri tarafından, belli bir işin icrası maksadıyla geçici olarak diğer ülkeye gönderilen ve çalışma süresi, önceden tahmin edilmiş olsun veya olmasın üç seneyi aşan işçiler, iki ülkenin yetkili idari makamları veya bunların vekilleri arasında önceden ve müştereken mutabık kalınmak şartıyla, kendi memleketlerinin sosyal güvenlik rejimine tabidirler.
Danimarka (DK/TR1) Bir ülkede bulunan bir işveren tarafından istihdam edilen ve bu müessese hesabına bir işin yapılması için geçici olarak öteki ülkeye gönderilen bir işçi, ilk on iki ay süresince gönderen ülkenin mevzuatına tabi olmaya devam eder. Görülecek işin süresi, on iki ayı geçtiği takdirde ülkesindeki yetkili makamının muvafakati ile bu işçi hakkında, iş tamamlanana kadar tabi olduğu mevzuatın uygulanmasına devam olunur.
İsveç (S/TR1) Bir ülke işvereni tarafından diğer ülkeye çalışmaya gönderilen işçi hakkında on iki ayı geçmemek şartıyla gönderen ülkenin mevzuatının uygulanmasına devam edilir. Çalışmanın on iki aydan fazla devam etmesi halinde, gönderilen ülkenin yetkili makamın kabul etmesi şartıyla bu şekilde tabi olunan mevzuatın uygulanmasına devam edilir.
Norveç  (N/TR1) Geçici olarak sözleşmeli ülkelerin birinde istihdam edilen bir şahıs hakkında, ilk on iki aylık süre sırasında kendi ülkesinin mevzuatı devam eder. Bu istihdam on iki ayı geçtiği takdirde, diğer akit tarafın yetkili makamının muvafakati ile kendi ülkesinin mevzuatı bu şahıs hakkında uygulanmaya devam edebilir.
Libya Libya’da iş yapmakta olan Türk işverenlerin yanında çalışan ve “daimi işçi” statüsünde sayılan Türk işçileri, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları, iş kazaları ile  meslek hastalıkları ve analık sigortası yönüyle ülkemiz mevzuatı, hastalık sigortası yönüyle Libya mevzuatına tabi tutulmaktadır.
K.K.T.C (K.K.T.C/T.C 1) Geçici olarak bir işin icrası için diğer akit tarafın ülkesine gönderildiği takdirde, yirmi dört ay müddetle hakkında ülkesinin mevzuatı uygulanır. Çalışma süresi yirmi dört ayı aştığı takdirde; işçi, işverenin veya işveren, işçinin muvafakatini almak şartıyla, önceden istekte bulunur ve diğer akit tarafın yetkili makamı buna muvafakat ederse, bu kimse hakkında daha önce tabi olduğu mevzuatın uygulanmasına devam edilir.
Makedonya (MC/TR1) Diğer taraf ülkesinde 24 ayı geçmeyecek bir süre için istihdam edilmek üzere gönderilen bir kimse, ülkesinin mevzuatına tabi olur. Her iki tarafın yetkili makamlarının önceden onayı ile bu 24 aylık süre, toplam olarak 60 ayı geçmemek kaydı ile uzatılabilir.
Azerbaycan (AZ/TR1) Diğer taraf ülkesine 24 aydan az bir süre için çalışmaya gönderilen bir şahıs, yalnız ülkesinin mevzuatına tabi olur. Her iki tarafın yetkili makamlarının önceden onaylamasıyla bu süre toplam 60 ayı geçmemek şartıyla uzatılabilir.
Romanya (R/TR1) Diğer akit taraf ülkesine geçici görevli olarak gönderilen kimse, 24 ayı geçmemek koşulu ile ülkesinin mevzuatına tabi olur. Her iki akit tarafın yetkili makamlarının önceden onaylaması ile bu süre toplam 60 ayı geçmemek kaydıyla uzatılabilir.
Çek Cumhuriyeti (CZ/TR101) Diğer akit taraf ülkesine geçici görevli olarak gönderilen kimse, 24 ayı geçmemek koşulu ile ülkesinin mevzuatına tabi olur. 24 ayın sonunda süre uzatması yoktur. Bu durumda çalışılan ülke mevzuatına tabi olunması gerekir.
Bosna Hersek (BH/TR1) Diğer akit taraf ülkesine geçici görevli olarak gönderilen kimse, 24 ayı geçmemek koşulu ile birinci ülkesinin mevzuatına tabi olur. Her iki akit tarafın yetkili makamlarının önceden onaylaması ile bu süre toplam 60 ayı geçmemek kaydıyla uzatılabilir.
Arnavutluk (AL/TR1) Diğer taraf ülkesinde 24 ayı geçmeyecek bir süre istihdam edilen bir kimse, ülkesinin mevzuatına tabi olur. Her iki tarafın yetkili makamlarının önceden onayı ile bu 24 aylık süre, toplam olarak 60 ayı geçmemek kaydı ile uzatılabilir.
Gürcistan (GR/TR1) Diğer taraf ülkesine 24 aydan az bir süre için çalışmaya gönderilen şahıslar, ülkesinin mevzuatına tabi olur. Her iki tarafın yetkili makamlarının önceden onaylamasıyla bu süre toplam 60 ayı geçmemek şartıyla uzatılabilir
Kanada (CAN/TUR1) Diğer taraf ülkesinde 24 ayı geçmeyecek bir süre için hizmet vermek üzere istihdam edilen bir kimse, ülkesinin mevzuatına tabi olur. Her iki tarafın yetkili makamlarının önceden onayı ile bu 24 aylık süre toplam olarak 60 ayı geçmemek kaydı ile uzatılabilir. Tarafların yetkili makamları, ortak mutabakat ile her hangi bir kişi veya kişi grupları ile ilgili olarak bu hükümlerinin uygulanmasını değiştirebilir.
Kebek (QUE/TR1) 60 ayı geçmeyen bir süre için diğer taraf ülkesine geçici olarak gönderilen kimse, bu süre içinde ülkesinin mevzuatına tabidir. Bu süre, iki tarafın yetkili makamlarının onayı ile uzatılabilir.
Lüksemburg (L/TR1) Diğer akit taraf ülkesine geçici görevli olarak gönderilen kimse, 12 ayı geçmemek koşulu ile ülkesinin mevzuatına tabi olur. Çalışma süresinin 12 ayı aşması halinde, ikinci akit tarafın yetkili makamın önceden onaylaması ile tabi olunan mevzuatı yeni bir 12 ay için uygulanmaya devam eder.
Hırvatistan Diğer akit taraf ülkesine geçici görevli olarak gönderilen kimse, 24 ayı geçmemek koşulu ile ülkesinin mevzuatına tabi olur. Her iki akit tarafın yetkili makamlarının önceden onaylaması ile bu süre toplam 60 ayı geçmemek kaydıyla uzatılabilir.

5510 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde de, işverenleri tarafından geçici görevle yurtdışına gönderilen çalışanlar için sosyal güvenlik sözleşmelerine benzer bir hükme yer verilmiştir. Bu düzenlemeye göre, sigortalıların sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelere gönderilmeleri halinde, bu görevleri yaptıkları sürece sigortalıların ve işverenlerin anılan Kanundaki sosyal sigortaya ilişkin hak ve yükümlülükleri devam eder.

SORU 5- AVRUPA SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİNE GÖRE TÜRKİYE İLE İTALYA, İSPANYA VE PORTEKİZ ARASINDA NASIL BİR UYGULAMA YAPILMAKTADIR ?

CEVAP 5- 14/12/1972 tarihinde Paris’te düzenlenen ve Türkiye tarafından 2/12/1976 tarihinde imzalanan Avrupa Sosyal Güvenlik Sözleşmesi, Avrupa Birliği ülkelerinden Avusturya, Belçika, İspanya, İtalya, Lüksemburg ve Portekiz de onaylamış durumdadır.

Türkiye’nin İspanya, İtalya ve Portekiz’le ikili sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmadığından Avrupa Sosyal Güvenlik Sözleşmesi yürürlüktedir. Geçici görevle gönderilme aylığa hak kazanma gibi sözleşmenin bazı maddeleri hemen uygulanabilir olmakla birlikte, sağlık yardımlarının yapılmasına ilişkin uygulama bu ülkelerle ikili bir anlaşmanın yürürlüğe girmesini gerektirmektedir.

İtalya’nın talebi ile geçici görevle gönderilmeye ilişkin sözleşmenin 15 inci maddesinin uygulanmasına başlanılmış, ülkemizden İtalya’ya ya da İtalya’dan ülkemize geçici görevle gönderilenler için mevzuat belirlenmesine (CE1) ilişkin ve görev süresinin uzatılmasına (CE2) ilişkin belgeler düzenlenmektedir.

İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık hallerinde bazı hükümlerin de hemen uygulanması gerekmekle birlikte, masrafların ödenmesini sağlayan ikili bir sözleşmenin bulunmaması nedeniyle belirtilen risklere ilişkin uygulama 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre yürütülmektedir.

İşsizlik ve çocuk paralarının ödenmesi ile aylık bağlanmasına ilişkin talepler ise Avrupa Sosyal Güvenlik Sözleşme hükümlerine göre değerlendirilmektedir.

SORU 6- ALMANYA’DA İŞ ÜSTLENEN TÜRK FİRMALARINCA İSTİSNA AKDİ KAPSAMINDA İSTİHDAM EDİLEN TÜRK İŞÇİLERİNİN SOSYAL GÜVENLİKLERİ NASIL SAĞLANIR ?

CEVAP 6- Türkiye ile Almanya arasında sosyal güvenlik sözleşmesinden ayrı olarak imzalanan “Türk Firmaları İşçilerinin İstisna Akdi Çerçevesinde İstihdamına İlişkin Anlaşma” ya göre, istisna akdi ile çalıştırılan Türk işçileri hakkında 5510 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.

Bu sözleşmenin uygulanmasına ilişkin “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile AFC Hükümeti Arasında Türk Firmaları İşçilerinin İstisna Akdi Çerçevesinde İstihdamına İlişkin Anlaşmanın Uygulanması Hakkında Tebliğ”, 24/4/2004 tarih ve 25142 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

Söz konusu tebliğe göre, 5510 sayılı Kanunda öngörülen primler, işçilerin Almanya’da bulundukları süre için prime esas kazancın alt sınırının iki katından az olmamak kaydıyla bu miktar ile üst sınır arasındaki gerçek kazançları üzerinden ödenir.

Almanya’da istisna akdi ile istihdam edilecek her bir işçi için sigortalı hesap fişi (yeni alınmışsa ilk işe giriş bildirgesi), çalışma izni garanti belgesi, dahiliye veya hariciye uzmanından alınmış hekim raporu (ağır ve tehlikeli işler için sağlık raporu) ve 2000 DM tutarında teminat mektubu SGK’ya verilir.

Almanya’ya götürülen işçiler için çalışmaları süresince Türk mevzuatına tabi kalacaklarını kanıtlayan AT1 ve ihtiyaç duyacakları sağlık yardımlarını SGK hesabına yapılmasına olanak sağlayacak olan AT11 formülerleri düzenlenerek işverene verilir.

AT1 iş sözleşmesinde belirtilen süre için, AT11 ise üç aylık süre için düzenlenir, işçinin prim tahakkukunun devam etmesi kaydı ile ve Almanya yabancılar dairesinin oturma iznine bağlı olarak AT11 yeniden düzenlenebilir.

SORU 7- TÜRKİYE – LİBYA SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİNE GÖRE BU ÜLKEDE İSTİHDAM EDİLEN TÜRK İŞÇİLERİ HAKKINDA HANGİ MEVZUAT UYGULANIR ?

CEVAP 7- 1/9/1985 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye – Libya Sosyal Güvenlik Sözleşmesine göre, Libya’da iş yapmakta olan Türk işverenlerin yanında çalışan Türk işçileri “daimi işçi”, Libya’da Libyalı işveren veya üçüncü bir ülke işvereni yanında çalışan Türk işçileri ise “geçici işçi” statüsünde sayılmışlardır.

Geçici işçi kapsamında Libya’da istihdam edilen Türk işçileri hakkında Libya sosyal güvenlik mevzuatı uygulanmaktadır.

Daimi işçi statüsündeki işçilerimiz ise uzun ve kısa vadeli sigorta kolları yönüyle 5510 sayılı Kanuna tabi tutulur ve bu primler SGK’ya, genel sağlık sigortası yönüyle ise Libya mevzuatına tabi tutulur ve primler Libya sosyal güvenlik kurumuna ödenmektedir.

SORU 8- YURTDIŞINDA ÇALIŞAN VATANDAŞLARIMIZ İLE YANLARINDA İKAMET EDEN AİLE BİREYLERİ GEÇİCİ OLARAK (TURİSTİK, TATİL VE ÖĞRENİM GİBİ) TÜRKİYE’YE GELDİKLERİNDE KENDİLERİNE NE ŞEKİLDE SAĞLIK YARDIMI VERİLİR ?

CEVAP 8- Sağlık yardımlarını kapsamına alan sözleşmeli ülkelerde çalışan sigortalılar ve yanlarında sürekli olarak oturan aile bireyleri, geçici olarak ülkemize geldiklerinde ani ve acil durumlarda 5510 sayılı Kanunda belirtilen sağlık yardımlarından yararlanabilirler.

Sağlık yardımlarından yararlanabilmek için ülkemize gelmeden önce, mutlaka çalışılan ülkenin hastalık kasasına sağlık yardımlarına hak kazanma belgesi düzenletilmesi gerekir.

Bu belgelerin kodları, ülkeler itibariyle aşağıdaki tabloda gösterilmiştir:

Ülke Adı Belgenin Kodu Ülke Adı Belgenin Kodu
F. Almanya T/A 11 Azerbaycan AZ/TR 4
Hollanda N/TUR 111 Romanya R/TR 3
Belçika B/T 8 Çek Cumhuriyeti CZ/TR 111
Avusturya A/TR 3 Bosna – Hersek BH/TR 4
Fransa SE 208 – 06 A TF SE 208 – 28 FT Arnavutluk AL/TR 4
K.K.T.C K.K.T.C/T.C  3 Lüksemburg L/TR 3
Makedonya MC/TR 4 Hırvatistan

Belirtilen belgeye sahip yurtdışı sigortalı ve aile bireylerinin sağlık yardımına hak kazanıp kazanmadığı ile süresi sigortalının çalıştığı ülke mevzuatına, sağlık yardımlarının veriliş şekli ve kapsamı Türk mevzuatına (5510 sayılı Kanun) göre belirlenir.

SORU 9- YURTDIŞINDAN TÜRKİYE’YE GEÇİCİ OLARAK GELEN ÇALIŞAN VATANDAŞLARIMIZ İLE YANLARINDA İKAMET EDEN AİLE BİREYLERİNİN HASTALANMALARI HALİNDE NE YAPMALARI GEREKİR ?

CEVAP 9- Ani ve acil hastalık halinde, öncelikle çalıştıkları ülkedeki hastalık kasasından alınan sağlık yardımlarına hak kazanma belgesi ile en yakın sosyal güvenlik il müdürlüğüne / merkezine başvurulmalıdır.

Daha sonra, sosyal güvenlik il müdürlüğünce/merkezince sağlık yardımlarına hak kazanma belgesinde kayıtlı kişiler için düzenlenen “Sosyal Güvenlik Sözleşmesine Göre Sağlık Yardım Belgesi” ile Sağlık Bakanlığı sağlık tesislerinden mevzuatta öngörülen katılım payları hariç, ücret ödemeksizin sağlık yardımı alınabilmektedir.

Ayrıca, SGK ile sözleşmeli vakıf üniversitelerine bağlı hastaneler ile özel sağlık hizmeti sunucuları SGK’ca belirlenen oranı geçmemek üzere yurtdışı sigortalı ve yanlarında ikamet eden aile bireylerinden ilave ücret alabilirler. Bu nedenle bu sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmetlerinden faydalanmadan önce, hangi tür sağlık hizmetlerinden ne kadar ek ücret alındığı hususunda bilgi alınmasında yarar bulunmaktadır.

Sağlık yardımlarını kapsamına alan sözleşmeli ülkelerdeki sigortalı vatandaşlarımız ile aile bireylerinin geçici olarak üleşkemizde bulundukları sırada yapılan sağlık yardımı masrafları, sözleşmelerde ve / veya idari anlaşmalarda yer alan hesaplaşma kuralları dahilinde SGK’ca ilgili ülkeden tahsil edilmektedir.

SORU 10- TEDAVİ AMAÇLI OLARAK YURTDIŞINDA BAĞLI OLUNAN HASTALIK KASASININ İZNİYLE TÜRKİYE’YE GELEN SİGORTALILAR VE AYLIK SAHİPLERİ İLE BUNLARIN AİLE BİREYLERİ, SAĞLIK YARDIMLARINDAN NE ŞEKİLDE YARARLANIRLAR ?

CEVAP 10- Sağlık yardım hakkını sözleşmeli ülke mevzuatına göre elde etmiş kimselerin hastalıkları nedeniyle tedavilerine devam edilmek üzere bağlı oldukları hastalık kaslarının izniyle ülkemize gönderilmeleri halinde, sağlık yardımlarından ülkemizden yararlanmaya devam ederler.

Bunun için Türkiye’ye gelmeden önce ilgili hastalık kasasından temin edilen ve ülkeler itibariyle kodları aşağıdaki tabloda gösterilen sağlık yardımı belgesinin,  ilgilinin Türkiye’deki ikametgahına yakın sosyal güvenlik il müdürlüğüne / merkezine teslim edilmesi gerekmektedir

Ülke Adı Belgenin Kodu Ülke Adı Belgenin Kodu
F. Almanya T/A 12 Azerbaycan AZ/TR 8
Hollanda N/TUR 112 Romanya R/TR 3
Belçika B/T 10 Çek Cumhuriyeti CZ/TR 112
Avusturya A/TR 3-A Bosna – Hersek BH/TR 5
Fransa SE 208 – 04 FT Arnavutluk AL/TR 10
 K.K.T.C K.K.T.C/T.C 5 Lüksemburg L/TR 3
Makedonya Hırvatistan

Yurtdışında çalışan kadın sigortalı veya erkek sigortalının eşinin doğum yapmak üzere Türkiye’ye gelmesi halinde de, ilgili sözleşmeli ülke adına ülkemizdeki sağlık tesislerinden gerekli sağlık yardımlarından yararlanılabilmesi için, yine tabloda belirtilen ve ilgili yabancı ülke hastalık kasasınca düzenlenen belgenin SGK’ya ibraz edilmesi zorunludur.

Yurtdışında iş kazası geçiren veya meslek hastalığına tutulan ve bu nedenle tedavi görmek üzere ülkemize gönderilen sigortalılar da buna ilişkin belge ile sadece sigortalının kazadan dolayı veya meslek hastalığı nedeniyle ortaya çıkan rahatsızlıkları bu belgeler sadece sigortalı için düzenlenir.

Sağlık yardımı belgesinin ibrazından sonra ilgili sosyal güvenlik il müdürlüğünce / merkezince düzenlenen “Sosyal Güvenlik Sözleşmesine Göre Sağlık Yardım Belgesi” ile Sağlık Bakanlığı sağlık tesislerinden mevzuatta öngörülen katılım payları hariç, ücret ödemeksizin sağlık yardımı alınabilir.

Ayrıca, SGK ile sözleşmeli vakıf üniversitelerine bağlı hastaneler ile özel sağlık hizmeti sunucuları SGK’ca belirlenen oranı (%200) geçmemek üzere yurtdışı sigortalı ve yanlarında ikamet eden aile bireylerinden ilave ücret alabilirler. Bu nedenle bu sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmetlerinden faydalanmadan önce, hangi tür sağlık hizmetlerinden ne kadar ek ücret alındığı hususunda bilgi alınmasında yarar vardır.

Tedavi amaçlı olarak ülkemize gelen sigortalı ve aile bireylerinin tespiti, sağlık yardım hakkı ve süresi sözleşmeli ülke mevzuatına, sağlık yardımlarını kapsamı ve şekli ile tedavi süresi Türk mevzuatına (5510 sayılı Kanun) göre belirlenir.

SORU 11- YURTDIŞINDA ÇALIŞAN VATANDAŞLARIMIZIN TÜRKİYE’DE DAİMİ OLARAK İKAMET EDEN AİLE BİREYLERİNİN SAĞLIK YARDIMLARINDAN ÜCRETSİZ YARARLANMALARI İÇİN NE YAPILMALIDIR ?

CEVAP 11- Yurtdışı sigortalısının ve gelir veya aylık sahibinin Türkiye’de yaşayan aile bireylerine, SGK’ca tarafından sağlık yardımları yapılabilir. Bunun için ilgili hastalık kasasınca düzenlenmiş olan yardımların süresini ve yardımlara hak kazanan aile bireylerini gösterir ve ülkeler itibarıyla kodları aşağıdaki tabloda gösterilen belgenin, aile bireylerinin ikamet ettiği yerdeki sosyal güvenlik il müdürlüğüne / merkezine ibraz edilmesi gerekmektedir.

Ülke Adı Belgenin Kodu Ülke Adı Belgenin Kodu
F. Almanya T/A 9 Azerbaycan AZ/TR 5
Hollanda N/TUR 109 Romanya R/TR 6
Belçika B/T 6 Çek Cumhuriyeti      –
Avusturya A/TR 4 Bosna – Hersek BH/TR 6
Fransa SE 208-07 FT Arnavutluk AL/TR 5
K.K.T.C K.K.T.C/T.C 6 Lüksemburg L/TR 5
Makedonya MC/TR 5 Hırvatistan

Bu belgelerin, aile bireylerince en yakın sosyal il müdürlüğüne / merkezine yapılacak olan başvurular sonucunda ilgili ülkeden getirtilmesi talep edilebilir. Bu belgenin düzenlenmesi sırasında aile bireylerinin Türkiye’deki adresleri açık ve net bir şekilde belirtilmelidir.

Yurtdışında çalışan sigortalı ile gelir veya aylık sahibinin ülkemizde ikamet eden aile bireyleri için sağlık yardımlarına hak kazanılıp kazanılmadığı ile yardım hakkı süresi ilgili sözleşmeli ülke mevzuatına göre, sağlık yardımlarının şekli ve kapsamı ülkemiz mevzuatına (5510 sayılı Kanun) göre belirlenir.

Yardımlardan faydalanacak aile bireylerinin kimler olduğu, daimi ikamet koşulu esas alınarak sözleşmelerde belirtildiği üzere ya sigortalının çalıştığı ülke mevzuatına göre ya da aile bireyinin oturduğu ülke mevzuatına göre iki ayrı yöntemle belirlenir. Buna göre;

-Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa, K.K.T.C sigortalısı vatandaşımızın aile bireyleri, 5510 sayılı Kanuna,

 -Makedonya, Romanya, Azerbaycan, Çek Cumhuriyeti, Bosna-Hersek, Arnavutluk ve Hırvatistan sigortalısı vatandaşımızın aile bireyleri sigortalının tabi olduğu ülke mevzuatına,

göre tespit edilmektedir.

SORU 12- SÖZLEŞMELİ ÜLKELERDEN GELİR VE AYLIK ALANLAR İLE BUNLARIN AİLE BİREYLERİNDEN DAİMİ OLARAK TÜRKİYE’DE İKAMET EDEN VATANDAŞLARIMIZIN SAĞLIK YARDIMLARINDAN ÜCRETSİZ OLARAK YARARLANMALARI İÇİN NE YAPILMALIDIR ?

CEVAP 12- Sosyal güvenlik sözleşmelerine göre hem sözleşmeli ülke, hem de Türkiye’den gelir ve aylığa hak kazananlar ile bunların aile bireylerinden daimi olarak ülkemizde ikamet eden vatandaşlarımızın sağlık yardımları, SGK’ca sağlanır ve masrafları da SGK’ca karşılanır. Ancak, Romanya ile imzalanan sözleşmeye göre masraflar,  Türkiye ve Romanya mevzuatları kapsamında tamamlanan sigortalılık süreleri ile orantılı olarak paylaşılmaktadır.

Hem Türkiye’den ve hem de sözleşmeli ülke sigorta kurumlarından aylık alan bir kimseye, ikametini daimi olarak Türkiye’ye nakletmediği sürece sözleşmeli ülke adına SGK tarafından sağlık yardımları yapılması mümkün değildir. Bu durumdaki kişiler, ülkemizde geçici bulundukları için sözleşmeli ülke sigorta kurumlarınca düzenlenmiş sağlık yardım hak sahipliği belgelerine sahip olmaları gerekmektedir.

Sadece sözleşmeli ülkeden gelir ve aylığa hak kazananlar ile bunların aile bireylerinden daimi olarak Türkiye’de ikamet eden vatandaşlarımızın sağlık yardımları, aylığı ödeyen ülkenin yetkili hastalık kasası adına SGK’ca sağlanır ve masrafları sözleşmeli ülkeden tahsil edilir. Bu durumda, sağlık yardımlarına hak kazanılması ve yardımların süresi aylığı ödeyen sözleşmeli ülke mevzuatına göre, yardımların kapsamı ve ifa şekli ise 5510 sayılı Kanuna göre belirlenmektedir.

Yardımlardan faydalanacak aile bireylerinin kimler olduğu, daimi ikamet koşulu esas alınarak sözleşmelerde belirtildiği üzere ya gelir ve aylığı bağlayan ülke mevzuatına göre ya da oturulan taraf ülke mevzuatına göre iki ayrı yöntemle belirlemekte olup buna göre;

-Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa ve K.K.T.C’dan gelir veya aylık alan sigortalının aile bireyleri, 5510 sayılı Kanuna,

 -Makedonya, Romanya, Azerbaycan, Çek Cumhuriyeti, Bosna-Hersek, Arnavutluk ve Hırvatistan’dan gelir ve aylık alan sigortalının aile bireyleri, gelir veya aylığı ödeyen ülke mevzuatına,

 göre tespit edilmektedir.

Sağlık yardımlarını kapsamına alan sözleşmeli ülkelerden gelir ve aylık alıp daimi olarak Türkiye’de ikamet eden vatandaşlarımız ile bunların aile bireylerinin ülkemizden sağlık yardımı alabilmesi, ülkeler itibariyle kodları aşağıda belirtilen belgenin ilgili ülkeden teminine bağlıdır.

Ülke Adı Belgenin Kodu Ülke Adı Belgenin Kodu
F. Almanya T/A 20 Azerbaycan AZ/TR 6
Hollanda N/TUR 121 Romanya R/TR 4
Belçika B/T 16 Çek Cumhuriyeti
Avusturya A/TR 4 Bosna – Hersek BH/TR7
Fransa SE 208-09 FT Arnavutluk AL/TR 6
K.K.T.C K.K.T.C/T.C 7 Lüksemburg L/TR 6
Makedonya MC/TR 6 Hırvatistan

 Bunun için, sözleşmeli ülkeden aylık alındığını gösterir bir belge ile en yakın sosyal güvenlik müdürlüğüne / merkezine başvurulması gerekir.

Söz konusu belgenin temininden sonra SGK tarafından düzenlenecek olan Sosyal Güvenlik Sözleşmesine Göre Sağlık Yardımı Belgesine istinaden SGK’nın anlaşmalı olduğu resmi ya da özel tüm sağlık hizmeti sunucularından 5510 sayılı Kanunda öngörülen katılım payları ve ek ücretler hariç, ücret ödenmeksizin sağlık yardımı alınabilmektedir.

SORU 13– SÖZLEŞMELİ ÜLKE SİGORTALISI VATANDAŞLARIMIZ ÜLKEMİZDE VERİLEN İSTİRAHAT RAPORLARINA GÖRE GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK ÖDENEĞİ ALABİLMEK İÇİN NE YAPMALIDIR ?

CEVAP 13- Sosyal güvenlik sözleşmelerine göre, akit taraflardan birinin sigortalısının diğer taraf ülkesinde geçici iş göremezliğe uğraması halinde; şekil ve kapsam itibariyle bulunduğu ülkenin mevzuatı esas alınır, geçici iş göremezlik ödeneğine hak kazanıp kazanmadığı, günlük ödenek miktarı ve ödeme süresinin belirlenmesinde, yardım hakkının kazanıldığı ülke mevzuatının geçerli olur.

Bu durumda, sözleşmeli ülke sigorta kurumu sigortalısı vatandaşımız ülkemiz mevzuatına göre sağlık yardımlarından yararlanmakta iken, istirahatli bırakıldığı takdirde hakkında, şekil ve kapsam olarak 5510 sayılı Kanun esas alınarak işlem yapılır.

Mevzuatımıza göre hastalıkları sabit olsa dahi, hakkında istirahat raporu düzenlenmeyen sigortalıya iş göremezlikten dolayı sözleşmeli ülke tarafınca ödenek verilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, ülkemizdeki tedavi sırasında gerekli hallerde istirahat raporu düzenlenmesi için doktorlara gerekli hatırlatmada bulunulmalıdır.

Bu nedenle, iş göremezlik ödendiği alabilmek için sağlık hizmeti sunucularınca usulüne göre düzenledikleri istirahat raporları, sözleşmeli ülke sigorta kurumunu intikal ettirilmek üzere ilgili sosyal güvenlik il müdürlüğüne / merkezine teslim edilmesinde ya da bu raporların bu ünitelere intikal edip etmediğinin takip edilmesinde yarar vardır.

SORU 14- YURT DIŞI SİGORTALI, GELİR VE AYLIK SAHİPLERİ İLE BUNLARIN AİLE BİREYLERİ BELGE OLMADAN ÜLKEMİZDEKİ SAĞLIK YARDIMLARINDAN NASIL YARARLANIR ?

CEVAP 14- Sağlık yardımları yönünden sosyal güvenlik sözleşmeleri kapsamında bulunan sigortalı, gelir ve aylık sahibi ile bunların aile bireyi vatandaşlarımızın ülkemizden sağlık yardımı alabilmeleri; ilgili ülkenin bağlı bulundukları hastalık kasasından durumlarına uygun olarak temin edilecek belgenin,  Türkiye’deki ikametlerine yakın sosyal güvenlik il müdürlüğüne / merkezine ibraz edilmesine bağlıdır.

Ancak, yurtdışından ülkemize gelirken sağlık yardımına hak kazanma belgesinin temin edilmemesi, temin edilmekle birlik kaybedilmesi veya gelinen ülkede unutulması gibi nedenlerden dolayı ibraz edilememesi veya ibraz edilmekle birlikte yararlanma süresinin geçmiş olması hallerinde, sağlık yardımlarından yararlanılabilmesi için aşağıda açıklanan iki seçenekten birine göre hareket edilmelidir.

İlk seçeneğe göre, ikamete yakın sosyal güvenlik il müdürlüğüne / merkezine başvurularak belgenin ilgili ülkeden temin edilmesi talebinde bulunulur. Bu durumda, belge gelene kadar sağlık yardımlarının ücretli alınmasına olarak devam edilir. Belge intikal ettiğinde görülen tedavinin sağlık yardım belgesinde kayıtlı süre içerisinde olması halinde, SGK mevzuatı çerçevesinde tedavi giderleri SGK tarafından ilgililere iade edilmektedir.

İkinci seçenek ise SGK’ya başvurulmadan sağlık yardımlarının ücretli olarak alınması temin edilen istirahat raporu ve harcamalara ait faturaların kayıtlı olunan ülkeye dönüşlerinde ilgili hastalık kasasına ibraz edilerek, masraf iadesi talebinde bulunulmasıdır. Bu durumda, talebi alan hastalık kasası, sağlık yardımlarına ilişkin rapor ve faturaları SGK’ya göndererek yapılan tedavi için ülkemizde belirlenmiş ücretin bildirilmesini talep eder. SGK tarafından söz konusu tedavi için öngörülen ücret ilgili hastalık kasasına bildirildiğinde, kasa bildirilen miktar kadar masraf iadesi yapar.

SORU 15- 5510 SAYILI KANUNA TABİ SİGORTALILAR İLE BU KANUNA GÖRE GELİR VE AYLIK ALANLARLA BUNLARIN BAKMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUĞU KİŞİLER HANGİ HALLERDE VE NASIL SÖZLEŞMELİ ÜLKE SAĞLIK YARDIMLARINDAN YARARLANABİLİRLER ?

CEVAP 15- Türkiye – Almanya Sosyal Güvenlik Sözleşmesi hariç, diğer ülke sözleşmelerine göre 5510 sayılı Kanuna göre sağlık yardımı hakkını elde etmiş kişilerden sadece işçi kapsamında;

– Sigortalı olanlar ile bunların bakmakla yükümlü olduğu aile bireylerinin,

-Kendi sigortalılıklarından dolayı gelir ve aylık alanlar ile bunların bakmakla yükümlü olduğu aile bireylerinin,

-Hak sahibi (dul ve yetim) sıfatıyla gelir ve aylık alanların,

sözleşmeli ülkedeki tedavi giderleri, SGK tarafından karşılanmaktadır.

Ancak, Almanya ile varılan mutabakata göre 5510 sayılı Kanuna göre bağımsız çalışan ve devlet memuru statüsünde sigortalı olanlar ile bu statülerden gelir ve aylık alanlarla bunların aile bireyleri de, işçiler gibi Türkiye – Almanya Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin sağlık yardımlarına ilişkin hükümlerinden yararlanmaktadırlar.

Sosyal güvenlik sözleşmelerine göre sağlık yardım hakkını SGK’dan elde etmiş yukarıda belirtilen sigortalılar ile gelir ve aylık sahipleri ve aile bireylerinden sözleşmeli ülkelerde;

– Geçici olarak bulunanlar,

-Daimi olarak ikamet edenler,

-Tedavisine davam edilmek üzere sözleşmeli bir ülkeye gönderilenler,

SGK adına bulundukları sözleşmeli ülke sigorta kurumlarınca yapılan sağlık yardımlarından ücretsiz olarak yararlanabilirler.

Bunun için, ülkeler ve durumları itibariyle kodları aşağıdaki tabloda gösterilen ve yurtdışına çıkmadan önce usulüne uygun bir şekilde SGK’nin yetkili il müdürlüğünden / merkezinden temin edilen sağlık yardımına hak kazanma belgesinin, sözleşmeli ülkenin hastalık kasasına ibraz edilmesi gerekmektedir.

ÜLKE ADI GEÇİCİ OLARAK BULUNANLAR TEDAVİ AMAÇLI GÖNDERİLENLER SÜREKLİ İKAMET EDENLER
Sigortalının  Aile Bireyleri Gelir/Aylık Sahipleri ve Aile Bireyleri
F. Almanya A/T 11 A/T 12 A/T 9 A/T 21
Hollanda TUR/N 111 TUR/N 112 TUR/N 109 TUR/N 121
Belçika T/B 8 T/B 10 T/B 6 TB 16
Avusturya TR/A 3 TR/A 3-A TR/A 4 TR/A 4
Fransa SE 208-06 A TF SE 208- 28 TF SE 208 – 04 TF SE 208-09 TF SE 208-07 TF
K.K.T.C T.R /K.K.T.C 3 T.R /K.K.T.C 5 T.R /K.K.T.C 6 T.R /K.K.T.C 7
Makedonya TR/MC 4 TR/MC 5 TR/MC 6
Azerbaycan TR/AZ 4 TR/AZ 8 TR/AZ 5 TR/AZ 6
Romanya TR/R 3 TR/R 3 TR/R 6 TR/R 4
Çek Cumhuriyeti TR/CZ 111 TR/CZ 112
Bosna-Hersek TR/BH 4 TR/BH 5 TR/BH 6 TR/BH 7
Arnavutluk TR /AL 4 TR /AL 10 TR /AL 6
Lüksemburg TR/L 3 TR/L 3 TR/L 5 TR/L 4
Hırvatistan

SGK sigortalıları, gelir ve sahipleri ve bunların bakmakla yükümlü olduğu aile bireylerinin sağlık yardımlarını kapsamına alan sözleşmeli ülkelerde bulundukları sırada, kendi imkanları ile karşıladıkları sağlık yardımı giderlerini SGK’dan talep etmeleri halinde, fatura asılları ile doktor raporlarını anılan Kuruma ibraz etmeleri gerekmektedir.

SGK’ca yapılan değerlendirmede, sağlık yardımı hakkının bulunduğunun ve görülen tedavinin ani ve acil olduğunun kabul edilmesi şartı ile sözleşmeli ülke mevzuatına göre ödenmesi gereken sağlık yardımı gideri, tedavi tarihindeki cari kur üzerinden ilgililere iade edilmektedir.

SORU 16- TÜRKİYE–ARNAVUTLUK SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİNE GÖRE AİLE BİREYLERİ NEDEN SAĞLIK YARDIMLARI KAPSAMINDA DEĞİLDİR ?

CEVAP 16- Arnavutluk mevzuatında aile bireyi kavramı yer almamaktadır. Bu nedenle Türkiye–Arnavutluk Sosyal Güvenlik Sözleşmesine göre sağlık yardımlarından sadece sigortalılar ile gelir ve aylık sahipleri yararlanmakta, karşılıklılık ilkesine bağlı olarak aile bireyleri sağlık yardımları kapsamı dışında tutulmaktadır.

SORU 17- TÜRKİYE – AZERBAYCAN SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİNE GÖRE SAĞLIK YARDIMLARI UYGULAMASI NEDEN YAPILMIYOR ?

CEVAP 17- Türkiye–Azerbaycan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin uygulanmasına ilişkin 26 ncı maddesinde anlaşmanın sağlık yardımlarına ilişkin hükümlerinin Azerbaycan’da zorunlu sağlık sigortasının oluşturulmasına bağlanmıştır.

Azerbaycan’da henüz zorunlu sağlık sigortası uygulamasına geçilmediğinden söz konusu sözleşmenin sağlık yardımlarına ilişkin hükümleri, gerek Azerbaycan gerekse ülkemiz yönünden uygulanmamaktadır.

SORU 18–SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMELERİ DIŞINDA KİMLERE HANGİ HALLERDE YURTDIŞINDAN SAĞLIK HİZMETLERİ SAĞLANIR ?

CEVAP 18- 5510 sayılı Kanuna göre, sağlık hizmetlerinin yurt içindeki sağlık hizmet sunucularından sağlanması esastır.

Ancak, uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümleri saklı kalmak şartıyla;

-İşçi ve devlet memuru kapsamında sayılan genel sağlık sigortalılarından işverenleri tarafından SGK’ca belirlenen usule uygun olarak veya kamu idareleri için özel mevzuatlarında belirtilen usule uygun olarak geçici görevle yurt dışına gönderilenlere, acil hallerde,

-İşçi ve devlet memuru kapsamında sayılan genel sağlık sigortalılarından işverenleri tarafından SGK’ca belirlenen usule uygun olarak veya kamu idareleri için özel mevzuatlarında belirtilen usule uygun olarak sürekli görevle yurt dışına gönderilenler ile bunların yurt dışında birlikte yaşadıkları bakmakla yükümlü olduğu kişilerin,

-Sağlık Bakanlığının uygun görüşü üzerine yurt içinde tedavisinin yapılamadığı tespit edilen sigortalı, gelir ve aylık sahipleri ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin,

-Yukarıdaki iki maddede belirtilenler kapsamında veya bunların dışında herhangi bir nedenle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde bulunan ve Türk vatandaşı olan genel sağlık sigortalılarının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin,

sağlık hizmetleri, yurt dışında 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre sağlanır.

SORU 19– VATANDAŞLARIMIZIN SÖZLEŞMELİ ÜLKELERDE GEÇEN HİZMET SÜRELERİ ÜLKEMİZ MEVZUATINA GÖRE AYLIĞA HAK KAZANILMASINDA NASIL DEĞERLENDİRİLİR ?

CEVAP 19- 23 ülke ile yürürlükte bulunan ikili sosyal güvenlik sözleşmelerine göre vatandaşlarımızın bu ülkelerde geçen çalışma süreleri, ülkemizde geçen çalışma süreleri ile birleştirilerek malullük, yaşlılık (emekli) ve ölüm (dul ve yetim) aylıklarına hak kazanılmasında aşağıda belirtilen kurallar dahilinde değerlendirilir.

-Sözleşmeli ülkede Türkiye’deki çalışma sürelerinden önce başlayan çalışma süresinin başlangıç tarihi, Türk mevzuatına göre sigortalılık süresinin de başlangıç tarihi olarak kabul edilir.

-Sigortalının toplam prim ödeme gün sayısının tespitinde, sözleşmeli ülkedeki çalışma sürelerine isabet eden gün sayıları da ilave edilir.

-Türkiye’deki hizmet süreleri ile birleştirilen sözleşmeli ülke hizmet süreleri, ülkemiz mevzuatına göre aylığa hak kazanılan sigortalılık statüsünde (işçi, bağımsız çalışan ve kamu görevlisi) değerlendirilir.

-Sigortalının ve ölümü halinde hak sahiplerin aylığa hak kazanma şartları, süre birleşimi sonunda yukarıdaki şekilde belirlenen sigortalılık süresinin başlangıcı ve toplam prim ödeme gün sayısı esas alınarak tespit edilir.

-Her iki ülkedeki çalışma sürelerinin aynı tarihlere rastlaması durumunda, bu süreler için hizmet birleşimi yapılmaz. Bu durumda, hizmetlerin birleştirilmesi kural olarak sigortalının çalıştığı ülke mevzuatındaki süreleri geçerli sayılarak, diğer ülkedeki süreler ise iptal edilerek sonuçlandırılır.

SORU 20- SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMELERİNE GÖRE HİZMET BİRLEŞTİRMESİ YAPILARAK AYLIK BAĞLANABİLMESİ İÇİN İKİ TARAF MEVZUATINDA GEÇMESİ GEREKEN ASGARİ SÜRE NE KADARDIR ?

CEVAP 20- Bir akit tarafın mevzuatına göre geçen sigortalılık süreleri sosyal güvenlik sözleşmelerinde belirtilen asgari süreden az ise ve bu süreler dikkate alındığında o ülke mevzuatına göre aylık bağlanamıyor ise o ülke bu sigortalılık süresi için bir aylık bağlamaz. Bu durumda diğer akit ülke yetkili kurumu, bu sigortalılık süresi kendi mevzuatına göre geçmiş gibi değerlendirebilir.

Aylığa iştirak edilebilmesi için gerekli olan asgari staj süreleri sözleşmelere göre farklılık göstermektedir. Bu süreler, ülkeler itibariyle ve sözleşmelerde yer alan süre tanımlarına göre aşağıdaki gösterilmiştir:

Sözleşmeli Ülke Asgari Staj Süresi Sözleşmeli Ülke Asgari Staj Süresi
İngiltere 180 Gün Makedonya 12 Ay
Almanya 1 Gün Azerbaycan 12 Ay
Hollanda 1 Gün Romanya 1 Yıl
Belçika 1 Yıl Çek Cumhuriyeti 1 Yıl
Avusturya 12 Ay Bosna-Hersek 12 Ay
İsviçre 360 Gün Arnavutluk 1 Yıl
Fransa 1 Yıl Gürcistan 12 Ay
Danimarka 1 Gün  Kanada 360 Gün
İsveç 1 Gün Kebek 1 Yıl
Norveç 12 Ay Lüksemburg 1 Yıl
Libya 360 Gün Hırvatistan 1 Yıl
K.K.T.C 360 Gün    

SORU 21- MÜSTAKİL AYLIK, KISMI AYLIK, TERCİHLİ AYLIK VE TEK TARAFLI AYLIK HANGİ ÜLKE SÖZLEŞMELERİNE GÖRE HANGİ HALLERDE BAĞLANIR ?

CEVAP 21- Ülkemizce imzalanan tüm ikili sosyal güvenlik sözleşmelerine göre,  kendi mevzuatında geçen hizmet sürelerine göre aylık hakkı doğuyorsa, diğer ülkede geçen hizmet süresi dikkate alınmadan her ülke kendi mevzuatına göre “müstakil aylık” bağlar. 

Yeterli hizmet süresi yoksa diğer ülkede geçen hizmet süreleri de dikkate alınarak, kendi ülkesinde geçen hizmet süreleri ile orantılı olarak kendi mevzuatına göre “kısmı aylık” bağlanır.

Bir ülke tarafından müstakil aylık bağlanması, diğer ülkeden kazanılan müstakil veya kısmı aylık hakkını ortadan kaldırmaz. Ancak, İsveç’e ilişkin sözleşmeye göre kısmı aylık bağlanması, önceden diğer ülkeden bağlanan müstakil aylığın kısmı aylığa dönüştürülmesinin bir sebebidir.

Bazı sosyal güvenlik sözleşmelerinde kısmı ve müstakil aylık dışında, “tercihli aylık” ve/veya “tek taraflı aylık” bağlanmasına imkan veren düzenlemeler yer almaktadır.

Örneğin, Türkiye–İngiltere Sosyal Güvenlik Sözleşmesi yaşlılık ve dul aylıklarında, müstakil veya kısmı aylıklardan birini tercih etme hakkı tanınmıştır. Bu durumda, her iki ülkede geçen prim ödeme sürelerinin birleştirilerek toplam süre üzerinden, aylık bağlayacak taraf mevzuatına göre geçen süre oranında kısmi aylık tercih edebileceği gibi, hizmet birleştirilmesi yapılmadan akit tarafların kendi ülkelerinde geçen hizmetleri dikkate alınarak müstakil aylık bağlanmasını tercih etme hakları vardır. Malullük ve yetim aylıkları ise bir tercihe tabi tutulmadan kısmı aylık olarak bağlanır.

Kimi sosyal güvenlik sözleşmeleri için malullük ve ölüm halinde tek taraflı aylık söz konusudur. Bu durumda malullük aylığı malullükle sonuçlanan iş göremezlik halinin meydana geldiği tarihte tabi olunan ülke mevzuatına göre sağlanmaktadır. Tek taraflı malullük aylığı Hollanda, Belçika, İsviçre, Fransa ve Danimarka ile imzalanan sözleşmelere göre uygulama alanı bulmaktadır. Türkiye – Norveç Sosyal Güvenlik Sözleşmesine göre ölüm aylığı tek taraflı olarak ölümün meydana geldiği ülke tarafından bağlanır.

Tek taraflı olarak malullük ve ölüm aylığı bağlanmasında da diğer ülkede geçen süreler aylığı bağlayacak ülke mevzuatına göre birleştirilerek değerlendirilir. Diğer sözleşmeli ülke tarafından bir aylık bağlanmaz. Ancak, Fransa mevzuatına göre tek taraflı olarak bağlanan malullük aylığının, sigortalının malullük halının ortadan kalkması veya 60 yaşını doldurması nedeniyle yaşlılık aylığına dönüşmesi halinde, Türkiye’de geçen çalışmalara göre müstakil ya da kısmı aylık bağlanır.

SORU 22- VATANDAŞLARIMIZIN SÖZLEŞMELİ ÜLKELERDE GEÇEN HİZMET SÜRELERİ ÜLKEMİZ MEVZUATINA GÖRE KISMI AYLIK HESABINDA NASIL DEĞERLENDİRİLİR ?

CEVAP 22- 23 ülke ile yürürlükte bulunan ikili sosyal güvenlik sözleşmelerine göre vatandaşlarımızın bu ülkelerde geçen çalışma süreleri, ülkemizde geçen çalışma süreleri ile birleştirilerek malullük, yaşlılık (emekli) ve ölüm (dul ve yetim) aylıklarının hesabında aşağıda belirtilen kurallar dahilinde değerlendirilir.

-Sigortalının Türkiye’deki çalışma süreleri ile birleştirilen sözleşmeli ülkede geçen çalışma sürelerine ait gün sayısı, aylığın hesabına esas aylık bağlama oranın tespitinde dikkate alınır.

-Sigortalının Türkiye’de birden çok sigortalılık statüsünde geçen hizmetleri varsa sözleşmeli ülkelerdeki çalışma süreleri,  hangi sigortalılık statüsüne göre aylık bağlanacağının tespitine esas son yedi yıllık ya da tüm sigortalılık süresindeki fiili hizmetin tespitinde dikkate alınmaz.

-Türkiye’deki çalışma süreleri ile birleştirilen sözleşmeli ülke çalışma sürelerine ait prime esas kazançlar, aylığın hesabına esas ortalama aylık kazanç hesabında dikkate alınmaz.

-Türkiye’deki çalışma süreleri ile birleştirilen sözleşmeli ülkelerde geçen çalışma süreleri, bağımsız çalışan sigortalılık statüsüne göre bağlanacak aylıklara esas basamak intibakında dikkate alınmaz.

-Türkiye’deki çalışma süreleri ile birleştirilen sözleşmeli ülkelerde geçen çalışma süreleri, kamu görevlileri kapsamındaki sigortalılık statüsünde bağlanacak olan aylıklarda emekli aylığı bağlanmasına esas aylığa ait derece ve kademe intibakında değerlendirilmez.

SORU 23- SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMELERİNE GÖRE KISMI AYLIKLAR NASIL HESAPLANIR ?

CEVAP 23- Sözleşmeli ülkelerin birinde çalışması bulanan vatandaşlarımız, Türk mevzuatına göre ancak sözleşmeli ülkede geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle aylığa hak kazanıyor ise SGK tarafından bağlanacak olan kısmi aylık aşağıda belirtildiği şekilde hesaplanır:

-Öncelikle, her iki ülke mevzuatlarına göre geçen bütün sigortalılık süreleri yalnız SGK mevzuatına göre geçmiş gibi değerlendirilerek, sigortalının ilgili sigortalılık statüsünün (işçi, bağımsız çalışan ve devlet memuru) öngördüğü mevzuata göre toplam aylığı hesaplanır.

 -Daha sonra yukarıda açıklandığı şekilde hesaplanan toplam aylık, sigortalının Türkiye’de geçen prim ödeme gün sayısının, her iki ülkede geçen pirim ödeme gün sayıları toplamına olan oranı alınarak, ödenecek olan kısmı aylığın tutarı belirlenir.

-Toplam aylığın hesabında yurtdışında geçen sürelere ait prim ödeme gün sayısı aylık bağlam oranın tespitinde dikkate alınırken ortalama aylık kazanç, basamak intibakı ve emekli aylığı bağlanmasına esas aylığın tespitinde dikkate alınmaz.

-SGK mevzuatına göre, sözleşmeli ülkede geçen hizmet süresi dikkate alınmadan sadece Türkiye’de geçen hizmet sürelerine göre müstakil aylığa hak kazanıldığında, kısmı aylık bağlanması söz konusu olamaz.

SORU 24- ALMANYA’DA ÇALIŞAN VATANDAŞLARIMIZIN PRİMLERİ HANGİ ŞARTLARLA İADE EDİLİR ?

CEVAP 24- Almanya prim iadesi için ilk koşul Almanya’nın terk edilmiş olması, ikinci koşul ise iki yıllık bekleme süresinin doldurulmasıdır.

Bekleme süresinin başlangıcı zorunlu sigortalılığın sona erdiği tarihtir. Almanya ve Türkiye’deki zorunlu sigortalılık eşdeğer olup Almanya’da kazanç yerine geçen ödemeler olarak kabul edilen işsizlik parası,  işsizlik yardımı ve hastalık parası gibi ödemeler zorunlu sigortalılık olarak işlem görmekte ve bekleme süresi bu tür ödemelerin bitiminde başlamaktadır.

İki yıllık bekleme süresi içinde yeniden Türkiye’de veya Almanya’da zorunlu sigortalı olunur ise, iki yıllık bekleme süresi her defasında mecburi sigortalılığın sona ermesinden sonra başlar.

65 yaşını doldurdukları halde her iki ülkedeki prim ödeme süreleri toplamı 5 yılı bulmayan vatandaşlarımız, iki yıllık bekleme süresine tabi olmadan prim iadesi isteğinde bulunabilirler.

Ölen sigortalının Almanya ve Türkiye’deki prim ödeme süreleri toplamı 5 yılı bulmuyorsa hak sahiplerine de prim iadesi yapılır. Bu durumda 2 yıllık bekleme süresi şartı aranmaz yoktur.

Primlerin sadece sigortalı hissesi iade edilir. Sigortalının katkıda bulunmadığı işsizlik parası,  işsizlik yardımı ve çocuk sürelerine ait primler iade edilmez.

Prim iadesi yapılması ile o zamana kadar olan Alman emeklilik sigortası iptal edilir. Alman sigorta sürelerinin iptali ile her çocuk için sigortalılık sürelerine eklenen 3 yıllık süre gibi diğer haklar da kaybolur.

Prim iadesi talebi, buna ilişkin belgenin (T) doldurularak en yakın sosyal güvenlik il müdürlüğünde / merkezinde yer alan yurtdışı işlemleri servisine teslim edilmesiyle yapılır.

SORU 25- ALMANYA TARAFINDAN BAĞLANAN GELİR VE AYLIKLARIN TÜRKİYE’DE ÖDENMESİ İÇİN NE YAPILMALIDIR ?                 

CEVAP 25- Türkiye–Almanya Sosyal Güvenlik Sözleşmesine göre Almanya’daki Hizmetliler Sigortası (LVA) tarafından bağlanan malullük, yaşlılık ve ölüm aylıkları ile Alman Kaza Sigortası (DGUV) tarafınca bağlanan iş kazası ve meslek hastalığı gelirleri, SGK aracılığı ile ilgililere ödenmek üzere Türkiye’ye transfer edilebilir.

Bunun için, gelir ve aylık sahibinin Türkiye’de SGK’ya, Almanya’da ise gelir/ aylık bağlayan sigorta kurumuna yazılı talepte bulunması yeterlidir.

Aylıkları/gelirleri transfer yoluyla Türkiye’den alanlar, aylık veya gelir ödenmesinde rol oynayan şahsi durumlarındaki değişiklikleri, derhal ilgili emeklilik ve kasa sigortasına bildirmekten sorumludurlar. Sözü edilen durum değişiklikleri; ikamet yerinin nakli, dul erkek/kadının tekrar evlenmesi, yetim çocuğun evlenmesi veya ölümü, sigortalının, dulun veya çocuklardan birinin doğum tarihinin değişmesi, başka bir ülkenin vatandaşlığına geçme ve aylık alanın çalışmaya başlaması gibi durumları kapsar. Bu bildirimin yapılmamasından dolayı haksız alınan aylıkların geri ödenmesi zorunda kalınabilir.

Ayrıca, gelir ve aylıkların transferine aracılık yapan Alman Posta İdaresi, Türkiye’den gelir ve aylık alanlara genellikle her yılın Temmuz ayında yeni bir aylık bildirimi ve bunun ekinde bir yoklama belgesi gönderir.   Hak sahibinin bu yoklama belgesini usulüne göre doldurup muhtarlığa onaylattıktan sonra  “Postrentendienstzentrum, D70143 Stuttgart” adresine hemen geri göndermesi gerekir. Yoklama belgesinin üzerinde yazılı süre içinde Alman Posta İdaresi’ne iade edilmemesi halinde, gelir ve aylık sahibine izleyen Eylül ayında üzerinde yeni bir süre kayıtlı olan bir yoklama belgesi daha gönderilir. Bu yoklama belgesinin de süresi içinde Alman Posta İdaresine gönderilmemesi halinde, aylık / gelir ödemesi geçici olarak durdurulur.

SORU 26- TÜRKİYE – İSVİÇRE SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİNE GÖRE İSVİÇRE’DE ÇALIŞAN TÜRK VATANDAŞLARININ PRİMLERİ HANGİ ŞARTLARLA ÜLKEMİZE TRANSFER EDİLİR ?

CEVAP 26- Türkiye-İsviçre Sosyal Güvenlik Sözleşmesine göre İsviçre’de çalışan Türk vatandaşlarının İsviçre’deki çalışmaları esnasında yaşlılık ve ölüm sigortasına kesilen primlerinin işçi ve işveren hissesinin tamamı SGK’ya transfer edilebilir.

Prim transferinden yararlanabilmek için;

-İsviçre’den aylık bağlanmamış olmak,

-Türkiye’de veya üçüncü bir ülkede yerleşmek gayesiyle İsviçre’yi kesin olarak terk etmiş olmak,

-Yazılı istekte bulunmak şarttır.

Primleri transfer edilen sigortalıların İsviçre’deki hizmetleri tasfiye edilir. Kendileri veya hak sahipleri bir daha söz konusu primler nedeniyle İsviçre sigorta mercilerinden hiçbir hak talep edemezler.

Transfer edilen primler ve bu primlere ilişkin süreler Türk mevzuatına göre aylığa hak kazanmada veya aylığın hesabında Türk sigortalılık sürelerine muadil sayılır.

SORU 27– VATANDAŞLARIMIZIN SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİ BULUNMAYAN ÜLKELERDEKİ ÇALIŞMALARI NASIL DEĞERLENDİRİLİR ?

CEVAP 27- Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerde çalışan vatandaşlarımızın Türkiye’de de çalışmaları bulunabilmektedir. Bu çalışmalar yurt dışına gitmeden önce olabileceği gibi sonradan da olabilir.

Bu durumda vatandaşlarımızın emekliliğinde hizmetler birleştirilmez ve emeklilik her ülke mevzuatına göre ayrı ayrı değerlendirilir.

Ancak, bu durumdaki vatandaşlarımız, sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkede geçen hizmetlerini borçlanıp Türkiye’den emekli olabilir. Burada kişinin Türkiye’de çalışmasının bulunup bulunmamasının önemi yoktur.

SORU 28- YURTDIŞINDA GEÇEN SÜRELERİN BORÇLANDIRILMASINA AİT MEVZUATI DÜZENLEYEN KAYNAKLAR HANGİLERİDİR ?

CEVAP 28- 8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı “Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun”, 22/05/1985 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanarak aynı tarih itibari ile yürürlüğe girmiştir.

Kanunla, Türk vatandaşlarının yurt dışında geçen sürelerinin borçlanma yoluyla sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilmesi amaçlanmıştır.

8/5/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5754 sayılı “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” un 79 uncu maddesi ile 3201 sayılı Kanunda yapılan düzenlemeye göre;

-Borçlanma için başvurulacak kuruluşlar,

-Borçlanma miktarının tespiti,

-Borcun ödeme süresi,

-Borçlandırılan sürelerin değerlendirilmesinde,

önemli değişikliklere gidilmiştir.

Ayrıca zorunlu göçe tabi tutulması nedeniyle Türk vatandaşlığına alınan soydaşlarımıza da borçlanma imkanından yararlanma hakkı verilmiştir.

06/11/2008 tarihli ve 27046 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan “Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik” ve SGK’nın “Yurtdışı Borçlanma ve Tahsis İşlemleri” konulu 8/6/2011 tarihli ve 20011/48 sayılı Genelge’ si ile uygulamaya yönelik usul ve esaslar belirlenmiştir.

SORU 29- YURTDIŞINDA GEÇEN SÜRELER HANGİ ŞARTLARLA BORÇLANDIRILIR?

YURDA KESİN DÖNÜŞ ŞARTI ARANMAKTA MIDIR ?

CEVAP 29- Yurtdışında geçen sürelerin borçlandırılmasında, başvuru sahibinin aşağıda şartları yerine getirmesi zorunludur:

-Türk vatandaşı olmak,

-Belirli nitelikte yurtdışında geçen süreleri bulunmak,

-Yurtdışındaki süreleri belgelendirmek,

-Yazılı istekte,

bulunmaktır.

Borçlanmak için ayrıca yurda kesin dönüş şartı aranmaz. Bu nedenle, yurtdışında iken borçlanma başvurusunda bulunanlar da, yukarıda belirtilen şartlarla borçlanma hakkından yararlanabilirler.

SORU 30- YURTDIŞI SÜRELERİNİN BORÇLANDIRILMASINDA ARANAN “TÜRK VATANDAŞI OLMAK” ŞARTI NE ANLAMA GELİR ?

CEVAP 30- Yurtdışı hizmet borçlanmalarında, “Türk vatandaşı olmak” şartının iki durumda yerine getirilmesi zorunludur. Bunlardan biri borçlanılması istenilen sürelerde, diğeri ise borçlanma için yazılı başvuru tarihi itibari ile Türk vatandaşlığının devam ediyor olmasıdır.

Diğer bir anlatımla, Türk vatandaşlığında geçmeyen yurtdışı sigortalılık, işsizlik veya ev kadını olarak geçen süreler borçlandırılmayacağı gibi, borçlanma başvuru tarihinde Türk vatandaşı olmadığı tespit edilenlerin borçlanma talepleri reddedilir.

Ölen sigortalının hak sahipleri tarafından yapılan borçlanma başvurularında hak sahibinin borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olması yeterli olup, ayrıca borçlanılmak istenilen sigortalıya ait yurtdışı sürelerinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaz. Ancak söz konusu sürelerde Türk vatandaşı olmayanların, bu sürelerinin hak sahiplerince borçlanmasına imkan bulunmamaktadır.

SORU 31- ÇİFTE VATANDAŞLAR VE MAVİ KART SAHİPLERİ BORÇLANMA HAKKINDAN YARARLANABİLİRLER Mİ ?

CEVAP 31- “Çifte vatandaş” olarak bilinen ve Türk vatandaşlığı ile birlikte başka bir ülke vatandaşı olanlar, Türk vatandaşlığı devam ettiği sürece borçlanma hakkından yararlanabilirler.

5901 sayılı “Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 28 inci maddesi ile doğumla Türk vatandaşı olup da sonradan vatandaşlıktan çıkma izni almak suretiyle yabancı bir ülke vatandaşlığını kazanmış olanlara, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakların kullanımında, ilgili kanunlardaki hükümlere tabi olmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklar aynen tanınmıştır.

Bu düzenlemeye göre, Türk vatandaşlığından çıkmadan önce kazanılmış sosyal güvenlik hakları, ilgili kanunlardaki hükümlere tabi olmak şartıyla aynen Türk vatandaşlarına tanınan haklar gibi kullanılabilirler.

Bu durumda,  3201 sayılı Kanunda borçlanmadan yararlanabilmenin başvuru sahibinin borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartına bağlanması, ayrıca Türk vatandaşlığından çıkmadan önce borçlandırılmayan ya da borçlanma talebinde bulunulmayan yurtdışı süreleri kazanılmış hak niteliği taşımaz.

Bu nedenle, kamuoyunda önceden pembe, daha sonra “mavi kart sahibi” olarak bilinen doğumla Türk vatandaşlığını kazanmış olup da sonradan vatandaşlıktan çıkma izni almak suretiyle yabancı bir ülke vatandaşlığını kazananlar, başvuru tarihinde Türk vatandaşı olmadıklarından borçlanma kapsamındaki sürelerde Türk vatandaşı olsalar bile, SGK tarafından bunların borçlanma talepleri reddedilmektedir.

Ancak, bu uygulamaya yönelik olarak açılan davalar sonucunda Yargıtay Hukuk Kurulunca uygulama aleyhine karar verilmiştir. Bu kararların tavsiye niteliğinde olması ve bağlayıcı özelliğinin bulunmaması nedeniyle,  sadece şahsa münhasır kesinleşmiş yargı kararları uygulanarak, borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olmayan pembe ve mavi kart sahiplerinin yurtdışı süreleri borçlandırılmaktadır.

Öte yandan Türk vatandaşlığından çıkmadan önce borçlanılan ya da borçlanma talebinde bulunulan yurtdışı süreleri kazanılmış hak niteliğinde olduğundan, bu nitelikteki borçlanmalar geçerli sayılarak, aylığa hak kazanmada ve aylık hesabında Türkiye’de geçmiş bir hizmet olarak değerlendirilmektedir.

SORU 32- YURTDIŞINDA GEÇEN HANGİ NİTELİKTEKİ SÜRELER BORÇLANMA KAPSAMINDADIR ?

CEVAP 32- 3201 sayılı Kanuna göre borçlanma kapsamındaki süreler;

-Yurtdışında geçen sigortalılık süreleri,

-Sigortalılık süreler arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri,

-Ev kadını olarak geçen sürelerdir.

SORU 33- YURTDIŞI BORRÇLANMA KAPSAMINDAKİ “SİGORTALILIK SÜRESİ” DEYİMİ HANGİ ANLAMDA KULLANILMAKTADIR ?

CEVAP 33- Sigortalılık süresi deyiminden, borçlanma kapsamındaki sürenin bulunduğu ülke mevzuatına göre ikamet süreleri hariç, çalışılmış ya da çalışılmış süre olarak kabul edilen süreler anlaşılır.

Çalışılmış olarak kabul edilen süreler, ilgili ülke mevzuatına göre fiilen çalışılmadığı halde çalışmaya eşdeğer süre olarak kabul edilip, hizmet cetvellerinde eşdeğer süre olarak gösterilen, aylığa hak kazanmada ve aylık hesabında değerlendirilen sürelerdir.

Ancak, çalışılmış veya eşdeğer süre olarak kabul edilen ikamet sürelerinin çalışılmış süre olarak değerlendirilmesine imkân bulunmadığından, borçlandırılması da mümkün değildir.

Bu durumda, borçlanmaya esas hizmet cetvellerinde yer alan;

-Çalışma sürelerinin (mecburi prim ödeme süreleri, kendi nam ve hesabına çalışmalardan dolayı zorunlu ve isteğe bağlı prim süreleri, sigortadan muaf cüzi çalışma gibi),

-Çalışma sürelerine eşdeğer sürelerin (isteğe bağlı prim ödeme süreleri, çocuk yetiştirme süreleri, işsizlik ödeneği süreleri, hastalık ödeneği süreleri, bakım süreleri, borçlanma yoluyla ödenen primlere ait süreler gibi),

 tamamı, başvuru sahibinin kısmi borçlanma hakkı saklı kalmak kaydıyla borçlanma kapsamında değerlendirilir.

SORU 34- YURTDIŞI BORÇLANMA KAPSAMINDAKİ “İŞSİZLİK SÜRESİ” DEYİMİ HANGİ ANLAMDA KULLANILMAKTADIR ?

CEVAP 34- İşsizlik süresi ibaresi, ilgili ülke mevzuatına göre çalışma süreleri ile bu çalışma sürelerine eş değer süreler haricinde o ülkede çalışılmadan geçen süreyi ifade eder.

Ancak, 3201 sayılı Kanuna göre işsizlik sürelerinin tamamının borçlanma kapsamında değerlendirilmesine imkan bulunmadığından, sigortalılık süreleri arasında veya sonunda her birinde olmak kaydıyla bir yıla kadar olan Almanya’da geçen işsizlik süreleri borçlandırılır.

İkamet süreleri ve boşta geçen süreler de bu kapsamda değerlendirilir.

SORU 35- YURTDIŞI BORÇLANMA KAPSAMINDAKİ “EV KADINI OLARAK GEÇEN SÜRE” DEYİMİ HANGİ ANLAMDA KULLANILMAKTADIR ?

CEVAP 35- Yurtdışında ev kadını olarak geçen süreler, medeni durumlarına bakılmaksızın kadınların sigortalılık süreleri haricinde yurtdışında bulundukları süreleri ifade eder.

Bu süreler işsizlik süresi veya boşta geçen süreler kapsamında değerlendirilmez. Borçlanma talebinde bulunanlar, yabancı bir ülkede ev kadını olarak geçen sürelerinin diledikleri kadarını borçlanabilirler.

Yurtdışında ev kadını olarak geçen sürelerin pasaport fotokopisi veya emniyet müdürlüklerinden alınacak yurda giriş-çıkış çizelgesi ile borçlanılması halinde, sadece yurtdışında bulunulan süreler borçlandırılır. Pasaport fotokopisi veya yurda giriş-çıkış çizelgesinden ülkemizde bulunulduğu tespit edilen süreler hiçbir şekilde borçlandırılmaz.

SORU 36- TÜRKİYE İLE SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİ BULUNMAYAN ÜLKELERDE GEÇEN SÜRELER BORÇLANDIRILIR MI ?

CEVAP 36- 3201 sayılı Kanunda, yurtdışında geçen sigortalılık, işsizlik ve ev kadını sürelerinin borçlanma yoluyla sosyal güvenlikte değerlendirilebilmesinde, ülkeler itibariyle bir sınırlama getirilmemiştir.

Bu nedenle, Türkiye ile sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanıp imzalanmadığına bakılmaksızın yabancı ülke veya ülkelerde borçlanma kapsamına giren nitelikte geçen süreleri bulunanlar, 3201 sayılı Kanunda yazılı şartlarla bu süreleri borçlanma hakkına sahiptirler.

Ayrıca, 5754 sayılı Kanunla 3201 sayılı Kanuna eklenen geçici 6 ncı madde ile Bulgaristan’dan 1/1/1989 – 8/5/2008 tarihleri arasında zorunlu göçe tabi tutularak ülkemize gelen soydaşlarımıza bu ülkede geçen çalışma sürelerinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın borçlanma hakkı tanınmıştır. Buna göre, bu kimselerin borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olmaları yeterli sayılmış, borçlanma isteğinde bulunulan sürede vatandaşlık şartı aranmamıştır.

SORU 37- BORÇLANMA KAPSAMINDA OLMAYAN YURTDIŞI SÜRELERİ HANGİLERİDİR ?

CEVAP 37- Aşağıda sayılan süreler, borçlanma kapsamında değerlendirilmez:

1) 18 yaşın doldurulmasından önce yurtdışında geçen sigortalılık, işsizlik ve ev kadınlığı süreleri.

2) Türk vatandaşlığının kazanılmasından önce veya Türk vatandaşlığının kaybedilmesinden sonra yurtdışında geçen sigortalılık, işsizlik ve ev kadınlığı süreleri.

3) İkili sosyal güvenlik sözleşmelerine göre kendilerine kısmi aylık bağlanmış olanların yurtdışında geçen sigortalılık süreleri arasında ve bu sürelerin bitim tarihinden sonraki işsizlik süreleri ve ev kadını olarak geçen süreler.

4) Türkiye’de malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları kapsamında geçen ve aşağıda sayılan yurtdışı sürelerinden:

a) Libya’da iş üstlenen Türk işverenlerince çalıştırılan Türk işçilerinin, bu ülkede 1/9/1985 tarihinden sonra geçen çalışma süreleri,

b) Almanya’da istisna akdi kapsamında iş üstlenen Türk işverenlerince çalıştırılan Türk işçilerinin bu ülkedeki çalışma süreleri,

c) 5510 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi ile ülkemiz ile imzalanan ikili sosyal güvenlik sözleşmeleri ve Avrupa Sosyal Güvenlik Sözleşmesi hükümlerine göre yurtdışında geçici görevli olarak bulunmaları nedeniyle 5510 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılanların geçici görevli bulundukları yurtdışı çalışma süreleri.

SORU 38- BORÇLANMA KAPSAMINDAKİ YURTDIŞI SÜRELERİN YURTİÇİ HİZMET SÜRELERİ İLE ÇAKIŞMASI HALİNDE HANGİ SÜRELER GEÇERLİ SAYILIR ?    

CEVAP 38- 3201 sayılı Kanuna göre borçlanma kapsamında yurtdışında geçen sürelerin ülkemizdeki prim ödeme süreleri ile iç içe geçmesi halinde,  hangisinin geçerli sayılacağının belirlenmesinde aşağıda belirtilen kurallar uygulanır:

-Yurtdışındaki çalışma sürelerinin ülkemizdeki prim ödeme süreleri ile çakışması halinde, ülkemizdeki prim ödeme süreleri iptal edilir, yurtdışı çalışma süreleri talep halinde borçlandırılır.

-Yurtdışında işsizlik ile ev kadınlığında geçen süreler ile çakışan ülkemizdeki prim ödeme sürelerinin mevzuatımıza göre geçerli hizmet olarak kabul edilmesi halinde, bu sürelerle çakışan yurtdışı süreleri borçlandırılır. Ancak, ülkemizdeki hizmetlerin geçersiz kabul edilmesi halinde yurtdışı sürelerinin borçlandırılmasına imkan bulunmamaktadır.

-Yurtdışındaki çalışma süreleri ile ülkemizdeki isteğe bağlı sigortaya prim ödenen sürelerin çakışması halinde, isteğe bağlı sigortalılık süreleri iptal edilir, yurtdışındaki çalışma süreleri talep halinde borçlandırılır. –

-Yurtdışındaki ev kadınlığı süreleri ile ülkemizdeki isteğe bağlı sigortaya tabi sürelerin çakışması halinde, isteğe bağlı sigorta geçerli kabul edilir, bu sürelerdeki yurtdışında geçen ev kadınlığı süreleri borçlandırılmaz.

SORU 39- YURTDIŞI BORÇLANMA TALEPLERİNDE BELGELENDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ NASIL YERİNE GETİRİLİR ?

CEVAP 39- Yurtdışı borçlanmalarda belgelendirme şartına ilişkin yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlayan belgeler; sosyal güvenlik sözleşmesi akdedilen veya akdedilmeyen ülkelere ve ülke ayrımı yapılmadan ev kadını olarak geçen sürelere ilişkin olmak üzere farklılık göstermektedir.

Buna göre, borçlanma başvurusunda bulunacaklar, yurtdışında geçen ve borçlanmaya esas olacak sürelerine ait durumlarına uygun olan belgelerin asıllarını SGK’ya ibraz etmekle, belgelendirme mecburiyetlerini yerine getirmiş olurlar.

Borçlanma işleminin zamanında sonuçlandırılması, yetkili makamlarca eksiksiz ve usulüne göre düzenlenmiş belgelerin SGK’ya ibraz edilmesine bağlıdır.

İbraz edilen belgelerin gerçek olmadığına ilişkin örneklerle karşılaşıldığından, belgelerin geçerliliği konusunda tereddüde düşülmesi halinde,  SGK’ca gerekli inceleme yapılabilmektedir.

Gerektiğinde belgelendirme için ilgili ülke sigorta kurumları aracılığıyla idari yardımlaşma kapsamında hizmet tespiti talebinde bulunulduğu gibi, ilgili ülkedeki Türk temsilciliklerine belgelerin teyidi hususunda bilgiye başvurulabilmektedir.

Borçlanılmak istenen sürelerde veya yazılı başvuru tarihinde ilgilinin Türk vatandaşı olup olmadığı, SGK’ca İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün Kimlik Paylaşım Sistemi kullanılarak bilgisayardan alınan Vukuatlı Nüfus Kayıt Örneği çıktısı ile tespit edilir. Bu nedenle borçlanma başvurularında, bunun için ayrıca herhangi bir belge verilmez.

SORU 40- SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİ İMZALANAN ÜLKELERDE GEÇEN SÜRELERİN BORÇLANILMASINDA HANGİ BELGELER GEREKİR ?

CEVAP 40- Sosyal güvenlik sözleşmesi akdedilmiş ülkelerde geçen sigortalılık veya işsizlik sürelerinin borçlanılabilmesi için, başvuru sahibinin durumuna uygun olan aşağıda sayılan belgelerden birini Yurtdışı Hizmet Borçlanma Talep Dilekçesi ekinde SGK’ya vermesi gerekir:

1-Çalışılan ülkede bağlı bulunulan sigorta kurumlarından alınacak hizmet cetveli veya sigorta kartı.

2–Çalışılan iş yerlerinin resmi kuruluşlara ait olması veya resmi kuruluşlarca ya da kamu kurumu olarak kabul edilen kuruluşlarca düzenlenmesi halinde, ayrıca tasdiki yaptırılmadan;

a) Çalışılan ülkede işyerinin ait olduğu belediyelerce düzenlenmiş hizmet belgesi, vergi dairelerince çalışılan sürelere ilişkin düzenlenmiş belge.

b) İş bulma kurumlarınca işsizlikte geçen sürelere ilişkin verilen belge.

c) İlgili meslek kuruluşları veya birliklerince veya diğer resmi kuruluşlarca verilen hizmet belgesi.

d) Yurtdışında kendi adına ve hesabına çalışanların bağlı oldukları vergi dairesi, ilgili meslek kuruluşu veya birliklerince verilen hizmet belgesi.

3-Bulunulan ülkelerdeki Türk konsoloslukları, çalışma ve sosyal güvenlik müşavirlikleri veya ataşelikler gibi temsilciliklerden alınacak ve yurtdışı borçlanma için kullanılacağı belirtilen hizmet belgesi.

SORU 41- SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİ İMZALANMAMIŞ ÜLKELERDE GEÇEN SÜRELERİN BORÇLANMASI HANGİ BELGELERLE YAPILIR ?

CEVAP 41- Sosyal güvenlik sözleşmesi akdedilmemiş ülkelerde geçen sigortalılık veya işsizlik sürelerinin borçlanılabilmesi için, başvuru sahibinin durumuna uygun olan aşağıda sayılan belgelerden birini Yurtdışı Hizmet Borçlanma Talep Dilekçesi ekinde SGK’ya vermesi gerekir:

1-Bulunulan ülkelerdeki Türk konsoloslukları, çalışma ve sosyal güvenlik müşavirlikleri veya ataşelikler gibi temsilciliklerden alınacak ve yurtdışı borçlanma için kullanılacağı belirtilen hizmet belgesi.

2-Yurtdışında çalıştıkları iş yerlerinden alacakları hizmet sürelerini gösterir bonservis ile birlikte pasaportlarında bulunan çalışma izinlerinin tercümesi.

3-Gemi adamlarının çalıştıkları geminin bayrağını taşıdıkları ülkelerde bulunan;

a) Türk konsoloslukları, çalışma ve sosyal güvenlik müşavirlikleri veya ataşelikler gibi temsilciliklerinden alacakları ve yurtdışı borçlanma için kullanılacağı belirtilen hizmet belgesi.

b) İş yerlerinden alacakları sigortalılık sürelerini gösterir bonservisleri ile gemilerde çalıştıklarını gösterir belgelerde kayıtlı bulunan çalışma izinlerinin tercümeleri ya da pasaportlarında çalışma süreleri ile örtüşen giriş – çıkış tarihlerini gösterir sayfaların örnekleri.

SORU 42- EV KADINI OLARAK GEÇEN SÜRELERİN BORÇLANILMASINDA HANGİ BELGELERİN İBRAZI GEREKİR ?

CEVAP 42- Yurtdışında ev kadını olarak geçen sürelerin borçlanılabilmesi için, başvuru sahibinin durumuna uygun olan aşağıda sayılan belgelerden birini Yurtdışı Hizmet Borçlanma Talep Dilekçesi ekinde SGK’ya vermesi gerekir:

-Yurtdışında oturulduğuna dair alınacak olan ikamet belgesi.

-Yurtdışına çıkış ve yurda giriş tarihlerinin, fotoğraf ve künye bilgilerinin bulunduğu pasaport sayfalarının fotokopisi ya da emniyet müdürlüklerinden alacakları yurda giriş-çıkış çizelgesi.

Borçlanma için ev kadınlarınca yurtdışında oturduklarına dair belgenin ibrazı halinde, bunun aşağıda belirtilen belgelerden biri ile de belgelenmesi zorunludur:

-Türkiye’de yeminli tercüme bürolarınca veya yurtdışında bulunan Türk temsilciliklerince akredite edilmiş tercümanlarca yapılmış ve ilgili temsilcilikçe onaylanmış tercümesinden,

-Çalışma ve sosyal güvenlik müşavirlik veya ataşeliğinin bulunduğu Türk temsilciliklerince ikamet belgesine istinaden düzenlenecek belge.

SORU 43- YURTDIŞI SÜRELERİNİN BORÇLANILMASINDA “YAZILI İSTEKTE BULUNMAK” ŞARTI NASIL YERİNE GETİRİLİR ?

CEVAP 43- Yurtdışında geçen sürelerinin borçlandırılmasına ilişkin yazılı talep Yurtdışı Hizmet Borçlanma Talep Dilekçesinin usulüne göre doldurulup imzalandıktan sonra doğrudan ya da yurtiçinden veya yurtdışından posta yolu ile SGK’nın ilgili birimine ulaştırılması ile yapılır.

Yurtdışı hizmet borçlanması başvurularında borçlanmaya esas yurtdışı süreleri gösterir durumlarına uygun belgelerden birinin Yurtdışı Hizmet Borçlanma Talep Dilekçesine eklenmesi zorunludur.

Borçlanma için belgelendirme ve tahakkuk eden borcun üç ay içinde ödenme mecburiyeti dikkate alındığında, SGK’nın yazılı bildirisine rağmen eksik bilgi, beyan ve belgelerini üç ay içinde ibraz etmeyenlerin borçlanma işlemleri askıya alınır. Borçlanmanın geçersiz olduğu başvuru sahibine yazılı olarak bildirilir. Bu durumda borçlanma işlemi, yeni bir Yurtdışı Borçlanma Talep Dilekçesine göre sonuçlandırılır. Söz konusu üç aylık sürenin belirlenmesinde ilgili yazının SGK’dan çıkış tarihi esas alınmaktadır.

Yurtdışı Borçlanma Talep Dilekçesi dışında yurtdışı hizmet borçlanması isteğine dair yazılı bir dilekçe ile yapılan başvurular da geçerli sayılmaktadır. Ancak, dilekçede yer alan bilgiler, borçlanma işleminin sonuçlandırılmasında yeterli değil ise ilgiliden Yurtdışı Borçlanma Talep Dilekçesinin temini yoluna gidilmektedir.

Yurtdışı Borçlanma Talep Dilekçesi örnekleri yurtiçinde SGK birimlerinden, yurtdışında ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşavirliği ya da Ataşeliklerinden temin edilebilir. Ayrıca SGK’nın www.sgk.gov.tr  Internet adresinde bulunan “Emeklilik/ Form ve Dilekçeler” bölümünün 65 inci ekinden de indirilebilir.

SORU 44- YURTDIŞINDA GEÇEN SÜRELERİ BORÇLANMAK İÇİN HANGİ SOSYAL GÜVENLİK KURULUŞUNA BAŞVURMAK GEREKİR ?

CEVAP 44- Yurtdışında geçen süreleri borçlanmak için Türkiye’de son defa;

-SGK’ya tabi çalışması olanların, bu Kuruma,

-506 sayılı Kanunun geçici 20’nci maddesine tabi sandıklardan birine tabi çalışması olanların ilgili sandığa,

başvurmaları gerekir.

Türkiye’de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması bulunmayanların borçlanma işlemleri SGK tarafından sonuçlandırıldığından, bu durumdakilerin borçlanma talepleri de SGK’ya yapılmalıdır.

SORU 45- SOSYAL GÜVENLİK KURUMU YETKİSİ DAHİLİNDEKİ BORÇLANMA BAŞVURULARI BU KURUMUN HANGİ BİRİMİNE YAPILIR ?

CEVAP 45- SGK’ca sonuçlandırılacak olan borçlanmaların Kurumun hangi birimine yapılması, son defa Türkiye’de geçen çalışmaların sigortalılık haline göre belirlenmektedir.

Buna göre, Türkiye’de son defa;

 -İşçi (4/a) ve bağımsız çalışan (4/b) statüsünde çalışması bulunanlarla hiç çalışması bulunmayanların, ikametgâhlarının bulunduğu yerdeki sosyal güvenlik il müdürlüğüne / merkezine,

-Devlet memuru (4/c) kapsamında çalışması bulunanların, SGK Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yurtdışı Hizmetler Daire Başkanlığına,

yazılı olarak başvurmaları gerekir.

Yurtdışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin yurtdışında geçen sigortalılık süreleri ile ev kadınlığında geçen sürelerin borçlandırılması için hak sahiplerince yapılacak başvurular da, ölenin Türkiye’deki sigortalılık statüsü dikkate alınarak, SGK’nın yukarıda belirtilen birimlerine yapılmalıdır.

SORU 46- YURTDIŞINDA EV KADINI OLARAK GEÇEN SÜRELERİ BORÇLANMAK İÇİN NEREYE BAŞVURMAK GEREKİR ? 

CEVAP 46- Bilindiği gibi, yurtdışında ev kadını olarak geçen sürelerin 3201 sayılı Kanuna göre borçlandırılmasına ilişkin başvurular, 4/b (eski Bağ-Kur) statüsüne sonuçlandırılmaktaydı. Ancak, 8/5/2008 tarihinden geçerli olmak üzere ev kadını olarak geçen sürelerin borçlanmasına ilişkin başvuruların, Türkiye’de çalışma varsa son defa çalışmanın geçtiği sosyal güvenlik kuruluşuna, yoksa SGK’ya yapılması yönünde bir düzenlemeye gidildi. 

Buna göre, yurtdışında ev kadını olarak geçen sürelerini borçlanmak isteyenlerden Türkiye’de son defa 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine tabi sandıklardan birine tabi çalışması olanların ilgili sandığa, SGK’ya tabi çalışması olanların ya da hiç çalışması bulunmayanların ise bu Kuruma başvurmaları gerekir.

SORU 47-  SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİNE GÖRE KISMİ AYLIK ALANLARIN BORÇLANMA BAŞVURULARI NEREYE YAPILIR ?

CEVAP 47- Sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle kendilerine kısmi aylık bağlanmış olan sigortalı ve hak sahiplerince kısmi aylıklarının tam aylığa dönüştürülmesi için gerekli olan borçlanma işlemleri, aylık aldıkları sosyal güvenlik kuruluşunca sonuçlandırılmaktadır.

Bu bağlamda, sosyal güvenlik sözleşmesi uygulanmak suretiyle bağlanan kısmı aylıkların tama yükseltilmesi için SGK’ya yapılacak borçlanma başvuruları, sigortalılık statüsü ve sözleşmeler ve SGK birimleri arasındaki görev dağılımına göre farklılık gösterir.

Yurtdışı borçlanma başvuru yer ve adresleri aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Kısmi Aylığın Statüsü Uygulanan Sosyal       Güvenlik Sözleşmesi Başvuru Adresi / Yeri
Devlet Memuru (4/c) Tüm sosyal güvenlik sözleşmeleri SGK Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü Yurtdışı Hizmetler Daire Başkanlığı Mithatpaşa Caddesi No: 7                  Sıhhiye – ANKARA
İşçi (4/a) Almanya dışındaki diğer ülke sözleşmeleri
Türkiye -Almanya Sosyal Güvenlik Sözleşmesi  Tahsis dosyanın bulunduğu sosyal güvenlik il müdürlüğü / merkezi  
Bağımsız Çalışan  (4/b) Tüm sosyal güvenlik sözleşmeleri

SORU 48- YURTDIŞINDA GEÇEN SÜRELERİN TAMAMININ BORÇLANILMASI ZORUNLU MUDUR ?

CEVAP 48- Yurtdışında geçen sürelerden tamamının borçlanılmasında bir zorunluluk yoktur.

Borçlanma kapsamındaki sürelerin tamamının borçlanma isteğinde bulunabileceği gibi, bir kısmını ya da aylık bağlamaya yetecek bölümü de borçlanabilir. Bu konudaki tercih, başvuru sırasında Yurtdışı Borçlanma Talep Dilekçesinde buna ilişkin sorunun ilgili seçeneği işaretlenmek suretiyle yapılmalıdır.

Ayrıca, kısmi borçlanmalarda borçlanılmayan süreler, yeni bir başvuru ile borçlanılabilir. Borçlanma başvuru tarihinden sonra yurtdışında geçen süreleri bulunanların da, bu süreleri borçlanma hakları vardır.

SORU 49- BORÇLANMA MİKTARININ TESPİTİNE ESAS SÜRE NASIL BELİRLENİR ?

CEVAP 49- Borçlanma miktarının hesabına esas gün sayısı olarak, başvuru sahibince Yurtdışı Borçlanma Talep Dilekçesinde borçlanmak istenilen süre belirtilmişse belirtilen süre esas alınır.

Belirtilmemiş ise ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere borçlanmak istenilen gün sayısı esas borçlandırılır.

Bu belirlemede yıl 360, ay 30 gün olarak kabul edilir.

SORU 50 – YURTDIŞI BORÇLANMA MİKTARI NASIL HESAPLANIR ?

CEVAP 50- 8/5/2008 tarihinden önce, borçlanılacak her bir gün için 3,5 dolar üzerinden tahakkuk ettirilen borç tutarı, bu tarihten sonra yapılan başvurular için geçerli olmak üzere değiştirilmiştir. Buna göre, borçlanma miktarının tespitinde prime esas günlük kazanç esas alınmaktadır. 

3201 sayılı Kanun uygulaması yönüyle 8/5/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 82 nci maddenin birinci fıkrasında günlük kazancın alt sınırı, İş Kanunu gereğince 16 yaşından büyük işçiler için belirlenen bir aylık brüt asgari ücretin otuzda biri, üst sınırı ise günlük kazanç alt sınırının 6,5 katı olarak belirlenmiştir.

Yurtdışı sürelerinin borç tutarının hesabında kullanılması ile sınırlı olmak üzere buradaki alt sınırı farklı bir miktarda belirlemeye bakanlar Kurulu yetkili kılınmış, ancak bu yetki bugüne kadar kullanılmamıştır.

Bu durumda, Kuruma ödenecek olan borçlanma tutarı, başvuru tarihinde geçerli olan günlük prime esas kazancın alt ve üst sınırları arasında kalmak kaydıyla başvuru sahibince seçilen kazancın yüzde 32’sinin borçlanılmak istenen gün sayısı ile çarpımı kadardır.

Borçlanma miktarının belirlenmesine esas günlük kazanç, başvuru sırasında SGK’ya verilen Yurtdışı Hizmet Borçlanma Talep Dilekçesinin ilgili bölümüne yazılmak suretiyle seçilir.

Örneğin 5/11/2013 tarihinde yaptığı yazılı talebe istinaden yurtdışında geçen 10 yıllık (3600 gün) çalışma süresini 30 TL üzerinden borçlanmak isteyen vatandaşımızın SGK’ya ödeyeceği toplam borç miktarı 30 x %32 x 3600 = 34.560 TL’dir. 

Seçilen prime esas kazanç miktarının borçlanma tutarının tebliğ edildiği tarihe kadar SGK’ya yapılacak olan yazılı başvuru ile değiştirilebilir. Bu durumda, borç tahakkuku yeni seçilen miktar üzerinden sonuçlandırılır.

SORU 51- BORÇLANMA MİKTARININ TESPİTİNDE BAŞVURU TARİHİ NİÇİN ÖNEMLİDİR ?

BU TARİH NASIL BELİRLENİR ?

CEVAP 51- Her şeyden önce yurtdışında geçen sürelerin borçlanma yoluyla emeklilikte değerlendirilmesi ilgilinin bu konudaki yazılı başvurusuna bağlıdır. Ayrıca, borçlanma miktarının belirlenmesinde, başvuru tarihinde geçerli olan prime esas günlük kazancın alt ve üst sınırları arasında kalmak kaydıyla seçilen günlük kazanç esas alınmaktadır.

Borçlanma başvuru tarihi, Yurtdışı Hizmet Borçlanma Talep Dilekçesinin SGK kayıtlarına geçtiği tarihtir. Adi posta veya kargo yoluyla veya SGK’ya doğrudan yapılan yazılı başvurularda Kurumun evrak kayıtlarına intikal ettiği tarih esas alınır. Ancak, taahhütlü, iadeli taahhütlü veya acele posta olarak gönderilen borçlanma taleplerinde, dilekçenin postaya verildiği tarih, başvuru tarihi olarak kabul edilir.

SORU 52 – BORÇLANMA TALEP TARİHİNDEN ÖNCE TÜRKİYE’DE SON DEFA DEVLET MEMURU (4/c) STATÜSÜNDE ÇALIŞMASI BULUNANLARIN YURTDIŞINDA GEÇEN SÜRELERİN BORÇ MİKTARI NASIL BELİRLENİR ?

CEVAP 52- Türkiye’de son defa devlet memuru statüsünde çalışması bulunanların yurtdışında geçen sürelerinin borçlanma miktarlarının hesabında, ilk defa 15/10/2008 tarihinden önce veya sonra göreve başlayanlar yönünden farklılık gösterir.

Devlet memurluğuna 15/10/2008 tarihinden sonra başlayanların borçlanma miktarı, son defa işçi veya bağımsız çalışan statüsünde olduğu gibi başvuru tarihinde geçerli olan günlük prime esas kazancın alt ve üst sınırları arasında kalmak kaydıyla ilgili tarafından seçilen günlük kazancın yüzde 32’sinin borçlanılmak istenen gün sayısı ile çarpımı sonunda bulunur.

Devlet memurluğuna 15/10/2008 tarihinden önce başlayanların borçlanma miktarının belirlenmesinde ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca belirlenen “Emekli Keseneğine Esas Aylık” dikkate alınır. Toplam borçlanma miktarı, emekli keseneğine esas aylığın borçlanma başvuru tarihinde yürürlükte olan kesenek ve karşılık oranları toplamının borçlanılmak istenen yurtdışı hizmet süresi (ay) ile çarpımı sonunda hesaplanır. Formül ile ifade edersek, “Toplam Borçlanma Miktarı = Emekli Keseneğine Esas Aylık x (Kesenek Oranı + Karşılık Oranı) x Borçlanılmak İstenen Hizmet (ay cinsinden)” olur.

Bu belirlemede, kesenek ve kurum karşılığının toplam oranı, 5434 sayılı Kanuna göre %16 kesenek oranı, %20 kurum karşılığı olmak üzere  %46 olarak uygulanmaktadır.

SORU 53-  DEVLET MEMURLUĞUNA 15/10/2008 TARİHİNDEN ÖNCE BAŞLAYANLARIN BORÇLANMA MİKTARININ TESPİTİNDE DİKKATE ALINAN EMEKLİ KESENEĞİNE ESAS AYLIK NASIL BELİRLENİR ?

CEVAP 53- Emekli keseneğine esas aylık, aşağıda açıklanan gösterge aylığı, ek gösterge aylığı, taban aylığı, kıdem aylığı ve tazminat aylığı toplamından oluşur:

Gösterge Aylığı

Gösterge aylığının belirlenmesinde, 657 sayılı Kanunun 43 üncü maddesinde bütün sınıflar itibariyle her derece ve kademe için tespit edilmiş ve aşağıdaki açıklamalara göre intibak ettirilen derece ve kademinin karşılığı olarak bulunan gösterge dikkate alınır:

-İlgililerin Türkiye’den ayrılmadan önce 5434 sayılı Kanuna tabi hizmetleri varsa son bıraktıkları,  yoksa öğrenim durumları itibariyle 657 sayılı Kanunun 36 ncı maddesine göre başlangıç derece ve kademeleri belirlenir.

-Belirlenen derece ve kademelerine yurtdışında geçirdikleri ve borçlanmak istedikleri sürenin her üç yılına bir derece ve her yılına bir kademe verilmek suretiyle yükselebilecekleri derece ve kademeleri bulunur.

-Bulunan derece ve kademeler hiçbir şekilde öğrenim durumları itibariyle 657 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinde belirtilen yükselebilecekleri dereceleri geçemez.

-Bıraktıkları derece ve kademe 657 sayılı Kanunun 36 ncı maddesindeki göreve giriş derece ve kademesinden daha düşük ise, öğrenim durumları itibariyle giriş derece ve kademeleri esas alınmak suretiyle borçlanmak istenilen süre yukarda açıklanan esaslarla derece ve kademe intibakında değerlendirilir.

Bu intibak sonunda elde edilen derce ve kademinin karşılığı olan göstergenin borçlanma talep tarihi itibariyle yürüklükte olan katsayı ile çarpımı sonunda bulunan rakam, borçlanma miktarının belirlenmesine esas gösterge aylığını verir.   

2- Ek Gösterge Aylığı

Borçlanma başvurusunda bulunanların Türkiye’den ayrılmadan önce varsa hizmet sınıfları, görev türleri ve aylık aldıkları dereceleri dikkate alınarak durumlarına uygun olan göstergenin borçlanma başvuru tarihinde yürürlükte olan katsayı ile çarpımı sonucu hesaplanır. 

Borçlanma işlemleri esnasında ek göstergeler emekli keseneğine esas aylıklara yansıtılırken, 5434 sayılı Kanunun “ek göstergeli veya daha yüksek ek göstergeli bir göreve atananların 6 ay bu ek göstergeden kesenek ödemeleri şartını” öngören Ek 73 uncu madde kuralı gözden kaçırılmamalıdır.

3- Taban Aylığı

30/6/1989 tarihli ve 375 sayılı KHK ile belirlenen 1000 gösterge rakamının bunun için tespit edilen, Tablo’ 3 de yer alan ve borçlanma başvuru tarihinde yürürlükte olan katsayı ile çarpımı sonucu bulunan tutarı ifade eder.

4- Tazminat Aylığı

En yüksek devlet memuru olan Başbakanlık Müsteşarı aylığına esas gösterge ve ek gösterge toplamının borçlanma başvuru tarihinde yürürlükte olan katsayı ve ek göstergelere bağlı olarak 5434 sayılı Kanunun Ek 70 inci maddesinde belirtilen yüzde oranları ile çarpımı sonucunda elde edilen tutardır.  (1500 + 8000)  x Katsayı x Oran % formülü ile elde edilir.

SORU 54- BORÇLANMA MİKTARI NASIL TEBLİĞ EDİLİR VE HANGİ SÜREDE ÖDENİR ?

CEVAP 54- Tahakkuk ettirilen borç tutarı, SGK tarafından ilgiliye iadeli – taahhütlü olarak PTT İdaresi aracılığı tebliğ edilir. Buna ilişkin posta alındısının ilgiliye teslim edildiği tarih, borcun tebliğ tarihidir

Tahakkuk ettirilen prim borcunun tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde ödenmesi gerekir. Borçlanma talep tarihi ile tebliğ tarihi arasında yapılan ödemeler de, süresinde ödenmiş sayılır.

Tebliğ tarihinin PTT İdaresi ile yapılan yazışma sonucuna rağmen belirlenememesi halinde, üç aylık sürenin başlangıcı, borcun tebliğine ilişkin yazının SGK evrak kayıtlarından çıkış tarihine 15 gün ilave edilmek suretiyle tespit edilir. Bu tarihten itibaren üç aylık süre içerisinde yapılmayan ödemelere ait borçlanmalar geçersiz sayılır.

SORU 55- ZAMANINDA ÖDENMEYEN YURTDIŞI BORÇLANMA MİKTARINA AİT SÜRELER NASIL DEĞERLENDİRİLİR ?

CEVAP 55- Borcun tamamının, tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödenmemesi halinde, borçlanma işlemi geçersiz sayılır. Üç aylık süre içerisinde borcun bir kısmının ödenmesi halinde ise ödenen miktara isabet eden süre geçerli sayılır.

Borcun bir kısmını veya tamamını ödemeyenlerin, bu sürelerinin 3201 sayılı Kanuna göre değerlendirilmesi, yeniden yazılı başvuruda bulunmaları ve yeni borçlanma talep tarihine göre tahakkuk eden borç miktarını yine tebliği tarihinden başlamak üzere üç içinde ödenmesine bağlıdır.

Örneğin 3600 günlük yurtdışı süresini 8/5/2013 tarihli dilekçesi ile prime esas kazancın alt sınırı üzerinden borçlanma talebinde bulunan ve tahakkuk eden  (34,05 x 3600 x % 32) = 39225,60 Türk Lirası tutarındaki borcun 30.000 Türk Lirasını süresinde ödeyen sigortalının ödediği miktarla orantılı bölümü 3600 x (30000 / 39225,60) = 2754 gün borçlanma için geçerli sayılır. Eksik ödenen 846 gün ise ancak yapılacak olan yeni başvuruya göre tahakkuk edecek borç miktarının ödenmesi ile geçerli sayılır.

SORU 56– 8/5/2008 TARİHİNDEN ÖNCE YAPILAN BAŞVURULARA GÖRE ÖDENMEYEN BORÇLANMALAR GEÇERLİ MİDİR ?

CEVAP 56- 8/5/2008 tarihinden önce yurtdışı borçlanma başvurusunda bulunanlardan; borç tahakkuku ile ilgili işlemleri devam edenler, borç tahakkuku yapılmış olanlar ve tahakkuk ettirilen borçlarının tamamını ödemeyenler, borçlarını tahakkuk eden Amerikan Doları üzerinden ödeyebilirler.

Bu borçların ödenmesinde süre şartı bulunmadığından 8/5/2008 tarihinden sonra yapılan ödemeler ve buna bağlı olarak borçlanma süreleri geçerli sayılır.

SORU 57- BORÇLANMA MİKTARI YURTDIŞINDAN NASIL ÖDENEBİLİR ?

CEVAP 57- Yurtdışı sürelerine ait borçlanma miktarı, yurtdışından da ödenebilir. Bu durumda, Türk Lirası olarak bildirilen borçlanma tutarı karşılığının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından konvertibl sayılan döviz cinsinden ödenmesi gerekir. Ödemeler, borcun ödendiği tarihteki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden yapılır.

3201 sayılı Kanunun 8/5/2008 tarihine kadarki uygulamasına göre tahakkuk eden borçlanma miktarı, ABD Doları veya ABD Doları karşılığı döviz olarak T.C. Ziraat Bankası yurtdışı şube ve iştirakçileri aracılığıyla ödenebilir.

Ödemeye ilişkin belgelere, “3201 sayılı Kanuna göre yapılan borçlanma karşılığı ödenmiştir” ibaresinin yazılması, sigortalının adı-soyadı, ikamet adresi, sigorta sicil numarası, dövizin cinsi, dövizin miktarı, dövizin tahsil tarihindeki kuru, çapraz kur uygulanmışsa dövizin dolara göre miktarı (paritesi), dövizin tahsil tarihinin mutlak surette belirtilmesi sağlanmalıdır.    

T.C. Ziraat Bankası yurtdışı şube ve iştirakleri haricindeki muhabir bankalara ABD Doları veya ABD Doları karşılığı döviz olarak yatırılan borçlanma bedelleri bankaca TL’ye çevrilir ve düzenlenen “Döviz Alım Belgesi’, talep edilmesi halinde SGK’ya ibraz edilir.

SORU 58– HANGİ HALLERDE BORÇLANMADAN VAZGEÇİLEBİLİR ?

CEVAP 58- Ödenmeyen borçlanma taleplerinden, aylık bağlanmamış olmak kaydıyla her zaman vaz geçmek mümkündür.

Borç ödemesinin yapılmadığı durumda, vazgeçmek için ayrıca yazılı istekte bulunmak gerekmez. Zira tebliğ edilen borç ödenmediği sürece borçlanma işlemi geçerli sayılmaz. Bu nedenle, borç miktarının süresinde ödenmemesi, ilgilinin borçlanma talebinden vaz geçtiği anlamına gelir.

Borcun tebliğinden sonra tamamını veya bir kısmını ödeyenlerin, aylık bağlanmadığı sürece borçlanma taleplerinden vazgeçme hakları vardır.

Borçlandıkları hizmetleri ile malullük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamayan sigortalılar ile ölüm aylığı bağlanamayan hak sahipleri de borçlanma başvurularından vaz geçebilirler.

Borçlandıkları yurtdışı süreleri dikkate alınarak aylık bağlananların borçlanma taleplerinden kısmen veya tamamen vaz geçeme hakları ise bulunmamaktadır. Bu nedenle, borçlanma süreleri dikkate alınmaksızın ayığa hak kazanma şartları devam etse dahi, bunların borçlanmaları iptal edilerek ödedikleri miktarın iadesi yapılmaz.

SORU 59- BORÇLANMADAN VAZGEÇME HALİNDE BORÇ MİKTARI NASIL İADE EDİLİR ?

CEVAP 59- Borcun ödenmesinden sonra borçlanmadan vaz geçme halinde, borçlanma işleminin iptal edilerek ödenen borç miktarının talep sahibine iade edilmesi için yazılı istekte bulunmak gerekir.

Borçlanmadan vaz geçenlere ödedikleri borç miktarının tamamı, faiz uygulanmaksızın TL olarak iade edilir.

Kısmi iade yapılmaz, yani borçlanmanın bir kısmı iptal edilerek, bir kısmı geçerli sayılmaz. Ancak, farklı tarihlerde birden fazla borçlanma yapılmış ise talep sahibinin yapmış olduğu borçlanmalardan bir ya da birkaçından tamamen vazgeçme hakkı saklıdır.

SORU 60- YURTDIŞI BORÇLANMA GÜN SAYILARI HANGİ SİGORTALILIK STATÜSÜNE GÖRE NASIL DEĞERLENDİRİLİR ?

CEVAP 60- Yurtdışı borçlanma süreleri, ilgilinin Türkiye’de sigortalılığı varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılığı yoksa bağımsız çalışan (4/b) statüsünde geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.

Ayrıca, 15/10/2008 tarihinden sonra ilk defa devlet memuru kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başlayanların 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki yurtdışı borçlanma süreleri de, bağımsız çalışan (4/b) kapsamında geçmiş sigortalılık olarak değerlendirilir.

Ev kadını olarak yurtdışında geçen borçlanma süreleri de, yukarıdaki açıklamalar kapsamındadır.

Borçlanılan yurtdışı sürelerin hangi sigortalılık statüsüne göre değerlendirileceği aşağıdaki tabloda gösterilmiştir:

Türkiye’de Borçlanma Talebinden                       Önceki Sigortalılık Statüsü Borçlanılan Sürenin Geçerli                            Sayılacağı Sigortalılık Statüsü
İşçi (4/a) İşçi (4/a)
Bağımsız çalışan (4/b) Bağımsız çalışan (4/b)
Devlet memuru (4/c) Devlet memuru (4/a)
Devlet memuru (4/c) – (ilk defa 15/10/2008 tarihinden sonra göreve başlayanların bu tarihten önceki borçlanma süreleri) Bağımsız çalışan (4/b)
Türkiye’de sigortalılık yoksa Bağımsız çalışan (4/b)

Yurtdışı borçlanma sürelerine ait prim ödeme gün sayıları, Türkiye’de geçmiş bir hizmet olarak değerlendirilir. Buna bağlı olarak ülkemizde sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların borçlandıkları süreler, Türkiye’de geçen hizmetlerle birleştirilerek, ilgilinin aylığa hak kazanıp kazanmadığı buna göre belirlenir.

SORU 61- BORÇLANILAN SÜRELERE GÖRE SİGORTALILIK SÜRESİNİN BAŞLANGICI NASIL BELİRLENİR ?

CEVAP 61- Aylığa hak kazanmak için 5510 sayılı Kanunun 38 inci maddesinin üçüncü fıkrasında tanımlanan anlamda belli bir sigortalılık süresi şartının yerine getirilip getirilmediğinin tespitinde geçerli olmak üzere;

-Türkiye’deki sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise sigortalılığın başlangıç tarihi borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.

-Türkiye’de sigortalılığı bulunmayanların başlangıç tarihi, borçların tamamen ödendiği tarihten, sigortalı ölmüş ise ölüm tarihinden, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülmek suretiyle tespit edilir.

Birden fazla yurtdışı hizmet borçlanması yapılması durumunda da sigortalılık süresi başlangıcı, duruma göre sigortalılığın başlangıç ya da borcun en son ödendiği tarihten, borçlanılan toplam gün sayısı kadar geriye götürülerek belirlenir.

Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki sürelerini borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, sözleşme hükümlerine göre aylık bağlanması hariç olmak üzere borçlanma aylığına hak kazanma şartlarının tespiti ve aylık bağlanması sırasında ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmamaktadır.

Bu uygulamaya yönelik olarak açılan davalar sonucunda Yargıtay Hukuk Kurulunca uygulama aleyhine karar verilmiştir.

Ancak. Hukuk Genel Kurulu Kararlarının tavsiye niteliğinde olması ve bağlayıcı özelliğinin bulunmaması nedeniyle, sadece SGK’nın taraf olduğu şahsa münhasır kesinleşmiş yargı kararlarına göre, Türkiye’de sigortalılığı bulunmayan vatandaşlarımızın sözleşmeli ülkede ilk defa çalışmaya başladığı tarih, sigortalılığın da başlangıcı olarak alınmaktadır.

SORU 62– YURTDIŞI BORÇLANMALARINDA HANGİ ŞARTLARLA AYLIK BAĞLANIR ?

CEVAP 62- Borçlanılan yurtdışı sürelerine göre malullük, yaşlılık (emekli) ve ölüm (dul ve yetim) aylığı bağlanabilmesi için aşağıdaki şartların yerine getirilmesi gerekir:

-Yurda kesin dönüş yapmak,

-Tahakkuk ettirilen borçtan aylık bağlanmasına yetecek en az süre / gün karşılığı kadar ödemede bulunmak,

-Mülga sosyal güvenlik kanunların yürürlükteki veya 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre aylığa hak kazanmak,

-Kuruma yazılı başvuruda bulunmak.

SORU 63- YURTDIŞI BORÇLANMA AYLIĞINA HAK KAZANMA ŞARTLARINDAN BİRİ OLAN “KESİN DÖNÜŞ” NEYİ İFADE EDER ?

CEVAP 63- “Kesin dönüş” ibaresi, aylık talebinde bulunanların yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu ifade eder.  Bu kavram, mutlak ifadesi ile yurda döndükten sonra bir daha yurtdışına çıkmama durumunda kullanılmaz.

Yurtdışı sürelerini borçlanarak aylık bağlanması için, öncelikle bulunulan ülkedeki çalışmaların ve varsa ikamete dayalı sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneklerinin sona erdirilmesi şarttır.

Bulunulan ülke dışında başka bir ülkede çalışma ve benzer nitelikteki ödeneklerden yararlanma da borçlanma aylığının hak kazanılmasına engel oluşturur.

SGK’ya verilen yurtdışı hizmet belgelerinde yer alan zorunlu prim ödeme süreleri, kendi nam ve hesabına çalışmalardan dolayı isteğe bağlı sigorta süreleri, bakım süreleri ile borçlanma yoluyla ödenen primlere ait süreler, kendi nam ve hesabına çalışmalardan dolayı zorunlu primlere ait süreler ve sigortadan muaf cüzi çalışmalar da, çalışma kapsamında değerlendirilir.

İsteğe bağlı prim ödeme süreleri ve çocuk yetiştirme süreleri ise çalışma kapsamı dışında tutulur.

SORU 64- KESİN DÖNÜŞ TANIMINDA GEÇEN “SOSYAL SİGORTA ÖDENEĞİ” NE DEMEKTİR ? 

CEVAP 64- Yurtdışı borçlanma aylığı bağlanmasına engel olan nedenlerden birini oluşturan “sosyal sigorta ödeneği”, bulunulan ülke mevzuatı kapsamında çalışma yaşamı süresince karşılaşılan hastalık, iş kazası, meslek hastalığı veya işsizlik gibi riskler nedeniyle iş göremezlik veya işsizlik gibi adlar altında yapılan ödenekleri ifade eder.

SORU 65- KESİN DÖNÜŞ TANIMINDA GEÇEN “SOSYAL YARDIM ÖDENEĞİ” NE DEMEKTİR ? 

CEVAP 65- Borçlanma aylığı bağlanmasına engel olan nedenlerden birini oluşturan “sosyal yardım ödeneği”, bulunulan ülke mevzuatı kapsamında geçimlerini sağlayacak hiçbir gelirleri olmayan veya mevcut gelirleriyle geçimlerini sağlamakta güçlük çeken kişilerin asgari geçim düzeyi ile sınırlı olmak üzere geçimlerinin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından muhtaçlık durumuna ve süresine göre ödenen ikamet şartına bağlı nakdi yardımları ifade etmektedir.

Borçlanma aylığı bağlanmasında, evli ya da birlikte yaşayan çiftler için ödenen sosyal yardımlar, her iki eş içinde ödeniyor gibi kabul edilir. Bu durumda, borçlanma aylığı bağlanması talebinde bulunan gurbetçi eşinin yurtdışından sosyal yardım alması borçlanma aylığının bağlanmasına engel oluşturur.

Kesin dönüş şartının tespitinde, sosyal sigorta kurumları tarafından sosyal sigorta ödeneklerine ilave olarak ya da sigorta ödeneği olarak ödenen prim karşılığı olmayan ödenekler, sosyal yardım kapsamında değerlendirilmez.

SORU 66- SOSYAL SİGORTA VE SOSYAL YARDIM ÖDENEĞİNİN İKAMETE DAYALI OLMASI NE DEMEKTİR ?   

CEVAP 66- Borçlanma aylığına hak kazanılmasına engel teşkil eden her iki ödeneğin ortak özelliği, ikamete dayalı olmasıdır.

İkametin Türkiye’ye nakledilmesi ile kesilen sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği, ikamete dayalıdır. Bu ödenekleri, yurtdışında ikamet edilen sürede almaya devam edenler, yurtdışı borçlanma aylığına hak kazanamazlar.

SORU 67- YURTDIŞI BORÇLANMA AYLIĞINA HAK KAZANMANIN ŞARTLARINDAN BİRİ OLAN “BORCUN TAMAMININ ÖDENMESİ” NE DEMEKTİR ?

CEVAP 67- Yönetmelik’te “borcun tamamının ödenmesi” ibaresi, aylık talep tarihinden önce en az aylığa hak kazanmaya yetecek süre karşılığı ödenen miktar olarak tanımlanmış, ayrıca üç aylık süre içerisinde borcun bir kısmının ödenmesi halinde ödenen miktara isabet eden sürenin geçerli sayılacağı hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, borcun tamamının ödenmesi ibaresinin mutlak anlamında kullanılarak, aylık bağlanması için tebliğ edilen borcun tamamının ödenmesi şartının aranmasına imkan bulunmamaktadır.

Aylığa hak kazanmaya yetecek prim gün sayısına isabet eden miktarda ödeme yapılması, bu şartın yerine getirilmesi için yeterlidir. Aylık bağlamaya yetecek prim gün sayısı kadar ödeme yapmayanlara ise borçlanma aylığı bağlanmaz.

SORU 68– YURTDIŞI BORÇLANMALARINDA YAŞLILIK / EMEKLİ AYLIKLARINA HANGİ SİGORTALILIK STATÜSÜNÜN ÖNGÖRDÜĞÜ ŞARTLARA GÖRE HAK KAZANILIR ?

CEVAP 68- Yurtdışında geçen süreleri borçlananlara hangi sigortalılık statüsünün öngördüğü şartlarla yaşlılık / emekli aylığı bağlanmasının belirlenmesinde; sigortalının tek ya da birden çok sigortalılık statüsünde hizmetin bulunması ve sigortalılığın 2008 yılı Ekim ayından önce veya sonra başlaması etkilidir.

Buna göre yaşlılık ya da emekli aylığının hangi sigortalılık statüsüne göre hak kazanılacağı, aşağıda esaslara göre belirlenir:

1- Yurtdışı borçlanma süreleri dahil olmak üzere tek sigortalılık statüsünde geçen hizmetleri bulunanların yaşlılık / emekli aylığına hak kazanma şartları, bu statü için geçerli olan şartlara göre belirlenir.

2-Türkiye’de hiç sigortalılığı bulunmayanların borçlanılan yurtdışı süreleri bağımsız çalışanlar kapsamındaki sigortalılık statüsünde (4/b) değerlendirildiğinden,  bunlara bağlanacak olan aylıklar, bu statünün öngördüğü şartlara göre belirlenir.

3-Birden çok statüde geçen sigortalılığı bulunanlardan sigortalılık süresinin başlangıç tarihi 2008 yılının Ekim ayından;

a) Önce başlayanların yaşlılık aylığı bağlama şartları, aylık talep tarihinden önceki son 7 yıl içinde en fazla hizmet süresinin geçtiği, 

b) Sonra başlayanların yaşlılık aylığı bağlama şartları ise en fazla hizmet süresinin geçtiği,

sigortalılık statüsüne göre belirlenir.

SORU 69– BİRDEN ÇOK STATÜDE SİGORTALILIĞI BULUNANLARA HANGİ HALLERDE EN SON SİGORTALILIK STATÜSÜNÜN ÖNGÖRDÜĞÜ ŞARTLARA GÖRE AYLIK BAĞLANIR ?

CEVAP 69- Birden çok statüde sigortalılığı bulunanların aylığa hak kazanma şartları, aşağıda belirtilen durumlarda son sigortalılık statüsüne göre belirlenir:

-İstekle yaşlılık/emeklilik aylığı talebinde bulunanlardan sigortalılık süresinin başlangıç tarihi 2008 yılının Ekim ayından önce olanların son 7 yıl içinde farklı statülerde geçen hizmet sürelerinin eşit olması durumunda,

-İstekle yaşlılık/emeklilik aylığı talebinde bulunanlardan sigortalılık süresinin başlangıç tarihi 2008 yılının Ekim ayından önce olanların sigortalılık süresi içinde farklı statülerde geçen hizmet sürelerinin eşit olması durumunda,

-Malullük aylıklarının bağlanmasında,

-Ölüm aylıklarının bağlanmasında,

-Yaş haddinden resen emekli olma halinde,

-Süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma veya seçilme durumunda,

-Bağlı oldukları sigortalılık halinin kanunla değiştirilmesi durumunda.

SORU 70– YURTDIŞI BORÇLANMA AYLIKLARININ BAĞLANMASINDA YAZILI TALEP ŞARTI NASIL YERİNE GETİRİLİR ?

CEVAP 70- Borçlanılan yurtdışı sürelere göre aylık bağlanmasında borç miktarının ödenmesi yeterli değildir. Ayrıca, aylık bağlanması için SGK’dan yazılı talepte bulunulması gerekir.

Yazılı talep usulüne göre doldurulup imzalanan “Tahsis Talep Beyan ve Taahhüt Belgesi’nin SGK’nın yetkili birimine doğrudan verilmesi ile yerine getirilir. Bununla birlikte,  yurtiçi veya yurtdışından posta yoluyla yapılan başvurular da geçerli sayılır, bizzat başvuru şartı aranmaz.

Malullük ve yaşlılık aylığı taleplerinde, Tahsis Talep ve Beyan Taahhüt Belgesine ayrıca “3201 sayılı Kanuna Göre Aylık Talebinde Bulunanlara Mahsus Beyan ve Taahhüt Belgesi” ve yurtdışında çalıştığı işyerinden ayrıldığını, varsa ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneğinin sona erdiğini gösterir hizmet belgesi, Tahsis Talep ve Beyan Taahhüt Belgesine eklenmelidir.

Ölüm aylığı taleplerinde ise, yurtdışında çalışan eş ve çocuklar için bu işlerinden ayrıldıklarını gösterir hizmet belgesinin, öğrenim durumuna göre aylık bağlanacak olan erkek çocuklar için öğrenci belgesi, Tahsis Talep ve Beyan Taahhüt Belgesi ekinde yer almalıdır.

Tahsis Talep ve Beyan Taahhüt Belgesi dışında aylık talebine dair yazılı bir dilekçe ile yapılan başvurular da kabul edilir. Ancak, bu durumda SGK tarafından başvuru sahiplerinden Tahsis Talep ve Beyan Taahhüt Belgesi ile 3201 Sayılı Kanuna Göre Aylık Talebinde Bulunanlara Mahsus Beyan ve Taahhüt Belgesi gönderilerek, varsa diğer eksik bilgi ve belgelerin tamamlanması yoluna gidilir.

Tahsis Talep ve Beyan Taahhüt Belgesi ile 3201 sayılı Kanuna Göre Aylık Talebinde Bulunanlara Mahsus Beyan ve Taahhüt Belgesi örnekleri yurtiçinde SGK birimlerinden, yurtdışında ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşavirliği ya da Ataşeliklerinden temin edilebilir.

Ayrıca; 

-Tahsis Talep ve Beyan Taahhüt Belgesi SGK’nın www.sgk.gov.tr  Internet adresinde bulunan “Emeklilik/ Form ve Dilekçeler” bölümünün 38 inci ekinden,

-3201 sayılı Kanuna Göre Aylık Talebinde Bulunanlara Mahsus Beyan ve Taahhüt Belgesi ise www.sgk.gov.tr Internet adresinde bulunan “Emeklilik/ Form ve Dilekçeler” bölümünün 61 inci ekinden,

indirilebilir.

SORU 71- YURTDIŞI BORÇLANMA AYLIK TALEPLERİ SGK’NIN HANGİ BİRİMLERİNE YAPILIR ?  

CEVAP 71- Genel olarak, yurtdışı borçlanma aylığı bağlanmasında yetkili birim, sigortalının son defa çalışmalarının geçtiği sosyal güvenlik il müdürlüğü / sosyal güvenlik merkezidir.

Buna göre, işçi (4/a) ve bağımsız çalışan (4/b) statülerinde bağlanması gereken yurtdışı borçlanma aylıkları için bu birimlere yazılı talepte bulunulması gerekir.

Devlet memuru (4/c) kapsamında bağlanacak olan yurtdışı borçlanma aylıkları için ise talepler, SGK Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü – Kamu Görevlileri Emeklilik Hizmetleri Dair Başkanlığı’na yapılmalıdır.

SORU 72- YURTDIŞI HİZMET BELGESİNİN GÜNCEL TARİHLİ OLMASI KİMLER İÇİN ZORUNLUDUR ?

CEVAP 72- Daha önceki uygulamalarda aylık talebinde bulunanların çalıştıkları işyerinden ayrıldıklarını, yurtdışında ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneğinin sona erdiğini gösterir belgeyi temin etmelerinde karşılaştıkları zorluklar dikkate alınarak, yurtdışından kesin dönüş yaparak yurtiçinden aylık talebinde bulunanlardan belge temin edilmesi konusunda uygulama değişikliğine gidilmiştir.

Buna göre, 3201 Sayılı Kanuna Göre Aylık Talebinde Bulunanlara Mahsus Beyan ve Taahhüt Belgesi’nde Türkiye’ye kesin dönüş yaptıklarını beyan ederek borçlandıkları yurtdışı süreleri ile aylık talebinde bulunacak olanların yurtdışı sürelerini gösterir hizmet belgesini ibraz etmeleri yeterlidir. Bunlardan, ayrıca bu belgelerin güncel tarihli olması talep edilmez.

Ancak, yurtdışından borçlandıkları yurtdışı süreleri ile aylık talebinde bulunacak olanların güncel tarihte düzenlenmiş hizmet belgesini ibraz etmeleri gerekir. Hizmet belgesi, tahsis talep tarihinden önceki bir ay içinde düzenlenmişse güncel tarihli belge olarak kabul edilir.

SORU 73- YURTDIŞI BORÇLANMA AYLIĞINA HAK KAZANILMASINDA TÜRK VATANDAŞI OLMA ŞARTI ARANIR MI ?

CEVAP 73- 8/5/2008 tarihinden sonra geçerli olmak üzere yurtdışı borçlanmasından suretiyle aylık bağlanması için yapılacak başvuru tarihi itibariyle ya da aylık alma süresince Türk vatandaşı olma şartı kaldırılmıştır.

Bu nedenle, Türk vatandaşlığını kaybettiklerinden dolayı eski Yönetmelik hükümlerine göre aylıkları bağlanmayan veya aylığı bağlandıktan sonra Türk vatandaşlığını kaybetmesi nedeniyle aylıkları durdurulan veya kesilenlerin 8/5/2008 tarihinden sonra yaptıkları veya yapacakları tahsis başvurularına göre aylıkları, yazılı başvurularını izleyen aybaşından itibaren bağlanır.

SORU 74- YURTDIŞI BORÇLANMA AYLIKLARI NASIL HESAPLANIR ?

CEVAP 74- Yurtdışı borçlanması yapmak suretiyle aylığa hak kazananların aylıkları; borçlanılan hizmet süresi, varsa Türkiye’deki geçen hizmet süresi ile birleştirilerek aylığa hak kazanılan sigortalılık statüsünün (işçi, bağımsız çalışan, devlet memuru) öngördüğü mevzuat hükümlerine göre belirlenir.

Bu durumda, işçi (4/a) ve bağımsız (4/b) çalışan statüsünde hak kazanılan aylıklar, sigortalılığın ilk defa;

-2008 yılı Ekim ayı başından önce başlaması halinde, 5510 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinde öngörülen ve farklı tarih aralıklarında için geçerli olan mevzuata göre hesaplanan kısmı aylıkların toplamı alınmak suretiyle,

-2008 yılı Ekim ayı başından sonra başlaması halinde, 5510 sayılı Kanunun 29 uncu maddesi ile getirilen hükümlere göre,

hesaplanır.

Devlet memuru (4/c) statüsünde hak kazanılan aylıklar,  sigortalılığın ilk defa 15/10/2008 tarihinden önce başlaması halinde 5434 sayılı Kanun hükümlerine, bu tarihten sonra başlaması halinde ise 5510 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinde öngörülen hükümlere göre tespit edilir.

Aylıkların belirlenmesinde, ilgili statüye ait mevzuatın öngördüğü hallerde

-Borçlanılan süreye ait prim ödem gün sayısı aylık bağlama oranının,

-Borçlanma bedelinin tespitine esas matrah (prime esas kazanç) ortalama aylık kazancın,

tespitinde dikkate alınır.

Ayrıca, bağımsız çalışan statüsünde bağlanan aylıklarda 1/10/2008 tarihinden önceki borçlanma süreleri basamak intibakında değerlendirilir.

İlk defa 15/10/2008 tarihinden önce Devlet memuru olarak göreve başlayanların yurt dışı borçlanma süreleri ise aylık bağlama oranının tespiti yanında emekli aylığı bağlanmasına esas aylığın belirlenmesine ait gösterge intibakında da dikkate alınır.

SORU 75- BORÇLANILAN SÜRELERE AİT KAZANÇLAR AYLIĞIN HESABINDA NASIL DEĞERLENDİRİLİR ?

CEVAP 75- Aylıkların hesabında dikkate alınan yıllık kazançlar, aylıkları işçi (4/a) statüsünde bağlanacak olanların ortalama aylık kazanç hesabına giren tüm borçlanma sürelerine, bağımsız çalışan (4/b) statüsünde bağlanacak olanların ise 1/10/2008 tarihinden sonraki yurtdışı borçlanma sürelerine ait kazançlar borçlanma talep tarihinden geriye doğru güncellenerek, ayrı ayrı belirlenir.

Öncelikle, borçlanma miktarının tespitinde seçilen günlük prime esas kazancın, borcun ödendiği tarihteki günlük prime esas kazanç alt sınırına bölünmesiyle yıllık kazançların güncellenmesinde kullanılacak oran bulunur.

Bunun için, (Borçlanma Miktarının Tespiti İçin Seçilen Günlük Prime Esas Kazanç/Borcun Ödendiği Tarihteki Günlük Prime Esas Kazancın Alt Sınırı) formülü kullanılır. 

Daha sonra yıl içindeki günlük prime esas kazancın alt sınırındaki değişiklikler de dikkate alınarak yıllık kazanç, yürürlükteki günlük kazancın alt sınır miktarının yukarıdaki şekilde bulunan oran ve günlük kazanç alt sınırının yürürlükte bulunduğu gün sayısı ile çarpımı sonucunda bulunur.

Örneğin günlük kazanç alt sınırında yıl içinde altışar aylık dönemlerle yapılan değişikliklerde o yılın kazancı; (ilk altı aylık dönemde geçerli olan günlük kazancın alt sınırı x oran x 180) + (ikinci altı aylık dönemde geçerli olan günlük kazancın alt sınırı x oran x 180) formülü ile belirlenir. 

SORU 76– SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİNE GÖRE BAĞLANAN KISMİ AYLIKLAR HANGİ TARİH İTİBARI İLE TAM AYLIĞA DÖNÜŞTÜRÜLÜR?

CEVAP 76- Sosyal güvenlik sözleşmelerine göre bağlanan kısmı aylıklar, yurtdışı borçlanması ile tam aylığa dönüştürülebilmektedir.

Buna göre, yurtdışı hizmet borçlanması yapanların kısmi aylıkları;   

-Borcun ödendiği tarih kesin dönüş tarihinden önce ise kesin dönüş tarihini,

-Borcun ödendiği tarih kesin dönüş tarihinden sonra ise borcun ödendiği tarihi,

takip eden aybaşından itibaren tam aylığa yükseltilir.

SORU 77- YURTDIŞI BORÇLANMA AYLIKLARI HANGİ ŞARTLARDA KESİLİR ?

CEVAP 77- Yurtdışında sigortalılık veya ev kadını olarak geçen sürelerini borçlanarak malullük, yaşlılık ve emekli aylığına hak kazananlara bağlanan aylıklar;

-Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış olup olmadığına bakılmaksızın herhangi bir ülkede çalışmaya, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almaya başladıkları,

-5510 sayılı Kanunun sosyal güvenlik destek primine tabi tutulmasına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla Türkiye’de sosyal güvenlik kanunlarına göre sigortalı olarak çalışmaya başladıkları,

tarihten itibaren kesilmektedir.

SORU 78- YURTDIŞI BORÇLANMA AYLIĞI ALANLARDAN KİMLER SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİMİNE DEVAM EDEBİLİR ?

CEVAP 78- 2008 yılı Ekim ayı başından geçerli olmak üzere yapılan düzenlemeye göre, borçlandıkları yurtdışındaki sigortalılık süreleri dikkate alınarak yaşlılık aylığı bağlananlardan Türkiye’de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıkları kesilmekteydi.

19/6/2010 tarihinden geçerli olmak üzere 3201 sayılı Kanunun ilgili maddesinde yapılan değişiklikle, yurtdışı borçlanma yoluyla yaşlılık hak kazananlardan 5510 sayılı Kanuna tabi çalışmaya ya da faaliyete başlayanların aylıkları, anılan Kanunun aylığın kesilmesine ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla kesilmeksizin sosyal güvenlik destek primine tabi çalışabilmektedirler.

SORU 79- YURTDIŞI BORÇLANMA AYLIĞI ALANLAR YURTDIŞINA ÇIKTIKLARINDA AYLIKLARIN DEVAMI İÇİN NE YAPMALIDIRLAR ?

CEVAP 79- Yurtdışı borçlanması ile malullük, yaşlılık ve emekli aylığı bağlananlardan altı aydan daha uzun süre yurtdışında bulunmuş olanlar, “3201 sayılı Kanuna Göre Aylık Alanlara Mahsus Yoklama Belgesi” ile birlikte söz konusu altı aylık sürenin dolduğu tarihten sonra üç ay içinde SGK’ya vermek zorundadırlar.

3201 sayılı Kanuna Göre Aylık Alanlara Mahsus Yoklama Belgesi örnekleri,  yurtiçinde SGK birimlerinden, yurtdışında ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşavirliği ya da Ataşeliklerinden temin edilebilir. Ayrıca SGK’nın www.sgk.gov.tr  internet adresinde bulunan “Emeklilik/ Form ve Dilekçeler”  bölümünün 60 ıncı ekinden indirilebilir.

Yoklama belgesine, yurtdışında çalışıp çalışmadıklarını ve ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alıp almadıklarını gösterir belgelerin eklenmesi gerekir. 

Altı aydan daha uzun süre yurtdışında bulundukları halde, yukarıda belirtilen belgeleri, yine yukarıda belirtilen süre içinde SGK’ya vermediği tespit edilenlerin aylıkları, bildirim yapılmaksızın söz konusu belgelerin intikaline kadar durdurulmaktadır.

Bu şekilde aylıkları durdurulanların SGK’ya ibraz edecekleri belgelerden ya da SGK tarafından yapılacak olan araştırma sonucunda yurtdışında çalışmadıkları, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almadıkları tespit edilenlerin aylıkları, durdurulduğu tarihten geçerli olmak üzere ödenmektedir.

Yurt dışında çalıştıkları, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği aldıkları tespit edilenlerin aylıkları çalışmaya başladıkları tarihten geçerli olmak üzere kesilmekte, yersiz yapıldığı tespit edilen ödemeler, 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesi hükümlerine göre geri alınmaktadır.

SORU 80- YURTDIŞI BORÇLANMA AYLIKLARINA SGK TARAFINDAN HANGİ YOKLAMA (KONTROL) İŞLEMLERİ UYGULANIR ? 

CEVAP 80- Borçlandıkları süreler dikkate alınarak malullük, yaşlılık ve emekli aylığı bağlananların aylık alma şartlarının devam edip etmediği hususu, SGK tarafından gerekli görülen zaman ve hallerde araştırılabilmektedir.

Malullük, yaşlılık ve emekli aylığı bağlananların altı aydan daha uzun süre ile yurt dışında bulunup bulunmadıkları, her yıl Emniyet Genel Müdürlüğünden alınacak kayıtlarla tespit edilmektedir.

SORU 81- KESİLEN YURTDIŞI BORÇLANMA AYLIKLARI HANGİ DURUMDA YENİDEN BAĞLANIR VE SONRADAN GEÇEN ÇALIŞMALAR NASIL DEĞERLENDİRİLİR ?

CEVAP 81- Aylığı kesilenlerden yurtiçinde veya yurtdışında çalışması sona erenlerin veya yurtdışında ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanlardan bu ödenek ve yardımları sona erenlerin, aylıklarının tekrar ödenmesi için yazılı talepte bulunmaları halinde, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren aylıkları tekrar ödenmeye başlanmaktadır.

Aylıkları tekrar ödenmeye başlananların çalışmaları;

-Yurtiçinde geçmişse, bu çalışmalar da dikkate alınarak aylıklar, ilgili statü için öngörülen hükümlere göre hesaplanarak, 

-Yurtdışında geçmişse, kesildiği tarihteki aylığı, aylığın başlangıç tarihine kadar ilgili statü için gerçekleşen aylık artışları uygulanarak,

yeniden bağlanmaktadır.

Aylığın kesildiği tarihten sonra yurtdışında geçen sigortalılık sürelerinin yeniden aylık bağlanmasında değerlendirilmesi için bu sürelerin 3201 sayılı göre borçlanılması gerekir.

S0RU 82- ZORUNLU GÖÇE TABİ TUTULDUKTAN SONRA TÜRK VATANDAŞLIĞINA GEÇENLERDEN KİMLER GELDİKLERİ ÜLKEDEKİ HİZMET SÜRELERİNİ BORÇLANMA HAKKINA SAHİPTİRLER ?

CEVAP 82- /05/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5754 sayılı Kanun 79 uncu maddesi ile 3201 sayılı Kanuna eklenen geçici 6 ncı maddesine göre, sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerden zorunlu göçe tabi tutulduktan sonra Türk vatandaşı olup Türkiye’de ikamet edenlere geldikleri ülkedeki hizmetlerini borçlanma imkanı sağlanmıştır.

Ülkemize gelen soydaşlarımızın iskana tabi tutulması ile ilgili yasalarda sadece Bulgaristan’dan gelen soydaşlarımız için “zorunlu göç” ifadesi kullanılmıştır.

Bu nedenle, söz konusu borçlanma hakkından, 01/01/1989 ile 08/05/2008 tarihleri arasında zorunlu göç nedeniyle Bulgaristan’dan ülkemize gelip ilgili İskan Kanununa göre ülkemize yerleşen ve daha sonra Türk vatandaşlığına alınan soydaşlarımız yararlanabilmektedir.

Uygulamada, nüfus kayıtlarında “… tarih ve… Sayılı Bakanlar Kurulu kararı ve 2510 (veya 5543) sayılı İskan Kanununa istinaden Türk vatandaşlığına alınmıştır.” ibaresi bulunanlar, SGK tarafından borçlanma kapsamında kişiler olarak değerlendirilmektedir.

SORU 83- ZORUNLU GÖÇE TABİ TUTULAN BULGARİSTAN SOYDAŞLARI HANGİ ŞARTLARLA BORÇLANMA HAKKINDAN YARARLANIRLAR ? 

CEVAP 83- Bulgaristan soydaşlarımızın borçlanma hakkından yararlanabilmesi için, ilgilinin aşağıda sayılan şartları yerine getirmesi zorunludur:

-1/1/1989 ile 08/05/2008 tarihleri arasında zorunlu göçe tabi tutulma.

-Zorunlu göçten sonra Türk vatandaşlığına geçip, Türkiye’de ikamet ediyor olmak.

-2022 sayılı Kanun dahil olmak üzere ülkemizdeki sosyal güvenlik kuruluşlarından gelir ve aylık almamak.

-Bulgaristan’daki hizmet sürelerinin belgelendirmek.

-Borçlanma için yazılı istekte bulunmak.

SORU 84- ZORUNLU GÖÇE BAĞLI BORÇLANMA TALEPLERİ NEREYE YAPILIR VE BORÇLANILAN SÜRELER HANGİ AYLIKLARDA DEĞERLENDİRİLİR ?

CEVAP 84- Zorunlu göç nedeniyle yurtdışı sürelerini borçlanmak isteyenlerden, son defa;

-İşçi (4/a) ve bağımsız çalışan (4/b) kapsamında sigortalılığı olanların bağlı bulundukları sosyal güvenlik il müdürlüğüne / merkezine,

-Defa devlet memuru (4/c) statüsünde çalışması olanların SGK Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğüne (Yurtdışı Hizmetler Daire Başkanlığı),

başvurmaları gerekmektedir.

Borçlanma başvurusu, ekinde borçlanılan süreye ait belgenin bulunduğu “Bulgaristan Hizmetlerini Borçlanma Talep Dilekçesi” ile yapılmalıdır.

Bulgaristan Hizmetlerini Borçlanma Talep Dilekçe örnekleri, SGK birimlerinden temin edilebilir. Ayrıca SGK’nın www.sgk.gov.tr internet adresinde bulunan “Emeklilik/ Form ve Dilekçeler”  bölümünün 62 ıncı ekinden indirilebilir.

Borçlanılan süreler ilgililerin Türkiye’de geçen hizmetleri ile birleştirilerek tabi oldukları sigortalılık statüsüne göre yaşlılık aylığı bağlanması sırasında değerlendirilir. Malullük ve ölüm aylıkları bağlanırken bu şekilde borçlandırılan sürelerin dikkate alınmasına imkan bulunmamaktadır.

Ancak, borçlanma hakkından yararlanarak yaşlılık aylığı bağlananların ölümü halinde hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanmaktadır.

SORU 85- ÜLKEMİZDE İSKANA TABİ TUTULAN AFGAN VE AHISKA TÜRKLERİ YURT DIŞI BORÇLANMA HAKKINDAN NEDEN YARARLANAMIYOR ?

CEVAP 85- 3201 sayılı Kanunun geçici 6 ncı maddesinde sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerden 1/1/1989 ve 8/5/2008 tarihleri arasında Türk vatandaşlığına geçen soydaşlarımızın geldikleri ülkedeki hizmetlerin borçlanma yoluyla değerlendirilmesine olanak tanınmıştır.

Ancak, borçlanma hakkından yararlanmanın ön koşulu zorunlu göç nedeniyle ülkemize gelinmesidir. Ülkemize gelen soydaşlarımızın iskanı ile ilgili yasalarda “zorunlu göçe tabi tutulma” ifadesi, yalnızca Bulgaristan’dan gelen soydaşlarımız için kullanılmıştır.

Bu nedenle, kendi isteği ile ülkemize gelen ve yasal düzenlemelerle iskana tabi tutulan, daha sonra Türk vatandaşlığına geçen Bulgaristan soydaşlarımız dahil olmak üzere, Afgan ve Ahıska Türklerinin borçlanma hakkından yararlanmalarına yasal olarak imkan bulunmamaktadır.

SORU 86- BULGARİSTAN’DAN ALINMAKTA OLAN AYLIKLARIN TÜRKİYE’DE ÖDENEBİLMESİ İÇİN NE YAPILMALIDIR ?

CEVAP 86- 4/11/1998 tarihinde Ankara’da imzalanan ve 4/1/1999 tarihli 23573 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 1/3/1999 tarihinde yürürlüğe giren “Türkiye Cumhuriyeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Arasında Bulgaristan Emekli Aylıklarının Türkiye’de Ödenmesine İlişkin Anlaşma” ile 1/5/1989 tarihinden sonra Türkiye’ye gelenlerin Bulgaristan kanunlarına göre almakta oldukları görev süresi, yaşlılık, malullük ve ölüm aylıkları ile iş kazası veya meslek hastalığından dolayı malullük aylıkları, Türkiye’de ödenebilmektedir.

Söz konusu aylıkların transfer yoluyla Türkiye’de ödenebilmesi, ilgilinin bir dilekçe ile SGK’dan yazılı istekte bulunmasına bağlıdır.

Türkiye’ye transfer edilen aylıkların düzenli olarak ödenebilmesi için, her yıl Ocak ve Temmuz aylarında doğru ve eksiksiz doldurulacak olan “Bulgaristan Yaşam Belgesi”nin Türkiye’de ikamet edilen yer muhtarlığına veya SGK sosyal güvenlik il müdürlüğü / merkezi yetkililerine tasdik ettirilerek “SGK Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yurtdışı Hizmetler Daire Başkanlığı 06437 sıhhiye / Ankara” adresine gönderilmesi gerekmektedir.

Bulgaristan Yaşam Belgesi örnekleri, SGK birimlerinden temin edilebilir. Ayrıca SGK’nın www.sgk.gov.tr  Internet adresinde bulunan “Emeklilik/Form ve Dilekçeler”  bölümünün 64 üncü ekinden de indirilebilir. (isvesosyalguvenlik.com)

Yazarlar –  Hazırlayanlar:

Recep LEVENT – SGK Başmüfettişi

Ataman YILMAZ – Serbest Sosyal Güvenlik Müşaviri

YORUMLAR

  1. Arif ÇETİN dedi ki:

    Öncelikle merhaba, Babamın aşağıda arz edeceğim bir sorunu var. İzleyeceğimiz yol ile ilgili yardımcı olursanız çok memnun olurum. Kolay gelsin.

    20.09.1953 doğumlu olan babam esnaf olarak 12.04.1972 tarihinde Bağ-Kur’ a kaydolmuş ve 01.08.1991 tarihine kadar primleri yatırılmış. Bu arada 1989 yılında turist olarak gittiği Avusturya’ dan Türkiye’ ye dönmemiş ve 1990 yılında işçi olmaya hak kazanmış. 01.10.1990 ile 30.12.1995 tarihleri arasında 60 ay Avusturya’ da işçi olarak çalışmış ve Avusturya sigorta şirketine 60 ay primleri yatırılmış.

    ((Avusturya sigorta şirketine giriş tarihi olan 01.10.1990 tarihi ile Türkiye’ de Bağ-Kur’ un duraklatıldığı 01.08.1991 tarihleri arasında 10 aylık sigorta çakışması bulunmaktadır.))

    1996 yılı Ocak ayında Türkiye’ ye kesin dönüş yapan babam, 21.09.1996 tarihinde Bağ-Kur primlerini tekrar ödemeye başlamış ve 30.12.2005 tarihi itibariyle 25 yıl primini tamamlayarak, 15.01.2006 tarihi itibariyle emekli maaşı almaya hak kazanmıştır. (25 yıl prim hesabına Avusturya’ daki 60 ay dahil edilmemiştir)

    15.01.2006 tarihinden bu yana Bağ-Kur’ dan emekli maaşı alan babam, Avusturya kanunlarına göre 67 yaşında emeklilik hakkı elde edebilmek için Avusturya’ daki emekli şirketine başvurduğu sırada yukarıda yazmış olduğum 10 aylık sigorta çakışmasını fark ettik.

    Avusturya sigorta şirketi Türkiye’ deki emeklilik ile ilgili bilgilerimizi istemektedir. Ancak “sosyal güvenlikte teklik” ilkesine sanırım takılıyoruz. Bu durumda ne yapmamız gerektiği konusunda bilgi verebilirseniz çok memnun olurum.
    Saygılarımla.

    1. isvesosyalguvenlik.com dedi ki:

      Türkiye – Avusturya Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin, “Sigortalılık Sürelerinin Birleştirilmesi” başlıklı 17 nci maddesinin birinci fıkrasında; “(1) Akit taraflardan birinin mevzuatına göre bir yardım hakkının kazanılması, idamesi veya ihya edilmesi sigortalılık sürelerine bağlı olduğu takdirde, yetkili sosyal sigorta mercii, gereği halinde, diğer akit taraf mevzuatına göre geçen sigortalılık sürelerini, aynı zamana rastlamamak şartıyla, kendi
      mevzuatına göre geçmiş sigortalılık süreleri gibi nazarı itibare alır.” hükmü yer almaktadır.
      Ancak babanıza sadece Avusturya’da geçen sigortalı hizmetleri karşılığı ödeme yapılacak veya aylık bağlanacaksa bu hüküm geçerli değildir. Burada Avusturya sosyal güvenlik mevzuatı belirleyicidir.
      Konuyla ilgili olarak 2013/11 sayılı SGK Genelgesinin “3- Yurt dışı ve yurt içi hizmet sürelerinin çakışması” başlıklı bölümüne de bakabilirsiniz.

  2. ertan dedi ki:

    Merhaba, bilgilendirmeleriniz için çok teşekkür ederiz. aşağıda kısaca belirteceğim konu hakkında bana da yardımcı olursanız çok sevinirim.
    Babam Avusturya vatandaşı ve mavi kartı var. 2021 yılı içinde Avusturya’dan emekli oldu Kasım ayı içinde yurda kesin dönüş yaptı. emekli maaşı şu an Türkiye’deki bir bankaya yatıyor. Ancak sağlık sigortasından şu an için yararlanamıyor. Avusturya makamlarına sordurduğumuzda ‘bütün haklarını Türkiye’ye devrettik’ gibi bir cevapla karşılaşmış. buradaki makamlara sordurduğunda ise ‘en az 6 ay beklemeniz gerekiyor’ gibi bir cevap almış. babamın şu an alması gereken ilaçları var ve muayene olması gerekiyor. bu durumda yurt dışı sigortasının buraya devrolması ya da burada aktif hale gelmesi için ne yapması gerekiyor. değerli yardım ve yönlendirmelerinizi bekliyoruz.
    saygılarımla