Ticari Olarak Çalışan Şoförlerin Sosyal Güvenliği

Ticari Olarak Çalışan Şoförlerin Sosyal Güvenliği
12 Mayıs 2013 16:24

GİRİŞ: Bilindiği üzere, şehir içi ticari taksi, dolmuş ve otobüs araçları günlük hayatımızda önemli bir yer tutmaktadır. Bu araçların sayıları yeni yerleşim bölgelerine ve nüfusa göre günden güne artış göstermektedir.

Meslek odalarının kayıtlarına göre ülkemizde yaklaşık  3 bin taksi durağı, 60 bin ticari taksi ve 100 bine yakın da ticari taksi şoförü bulunmaktadır.

Esasen ticari araçlarda fiili olarak çalışan kişilerin sayısı ve bunların şehir içi  taksi, dolmuş ve otobüs gibi araçlardaki ayrımı konusunda detaylı ve kesin bir bilgi bulunmamakta, ulaşılabilen sayılar da sadece ilgili kuruma tescilli veya meslek örgütüne kayıtlı olanları içermektedir.

Bu da bu mesleği icra edenlerin oldukça karmaşık bir yapıda olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Zira, şehir içi ticari ulaşım araçlarını çalıştıranların diğer meslek gruplarından farklı çalışma şartları bulunmakta, bu çalışmalar süreklilik arz ermemekte, hatta bu araçlarda çalışanların günlük mesaileri gündüz-akşam-gece (part-time) şeklinde olabilmektedir.

Ayrıca, bu işi asıl mesleklerinin yanı sıra “ek iş” olarak yapanların sayısının azımsanmayacak kadar olduğu da bilinmekte, yani bazı kişilerce bu iş, günün belli saatlerinde, gün içinde değişik saatlerde birden fazla araçta, bir araçta gündüz-akşam-gece şekillerinde vardiyalı çalışma şeklinde karşımıza çıkmaktadır.

Bu tür mesleklerde en sık karşılaşılan olaydan biri de trafik kazalarıdır. Hatta, bu araçlarda seyir şehir içinde de olsa zaman zaman ağır yaralanma, sakat kalma veya ölüm vakaları da oluşabilmektedir.

Bir yandan bu mesleğin çalışma süresi açısından devamlılık arz etmemesi diğer yandan da kaza riskinin diğer bazı mesleklere göre daha fazla olması, bu meslek grubunda çalışanların sosyal güvenliklerinin nasıl sağlanacağı sorununu ortaya çıkarmaktadır.

KONUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

Yazımızın giriş bölümünde ticari araçlarda çalışanların çalışma zorlukları ve bu kişilerinin sosyal güvenliklerinin sağlanmasında yaşanan zorluklardan bahsedilmiştir..

Daha açık ifadelerle; ticari araç işletme faaliyetlerinin önemli bir bölümünün, bu faaliyetlerin süreklilik arz etmemesi nedeniyle de kayıt dışı olarak gerçekleştirildiği yaygın olarak bilinmektedir.

Mesleklerinin özellikleri gereği olarak da ticari araç şoförlerinin sosyal güvenliği hep sorun olarak ortaya çıkmış ve bu konu hep tartışılagelmiştir.

Esasen, çalışan kişi eğer aracın sahibi ise kendi nam ve hesabına bağımsız çalışan (eski Bağ-Kur’lu) olarak, eğer çalışan araç sahibi değil de araçta sadece şoförlük yapan kişiyse o zaman da hizmet akdi (eski SSK’lı) kapsam ve statüsünde sosyal güvenlik kapsamı içerisinde olması gerekmektedir.

Ancak, yazımızın giriş bölümünde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, bu mesleğin icra edilmesinin değişik şekillerde çoğunlukla sürekli olmaması, bu meslek mensuplarının sosyal güvenliklerinin sağlanmasında zorluklar ortaya çıkarmakatdır.

Açıklanan hususlar çerçevesinde, sürekli çalışmayan ticari araç şoförlerinin sosyal güvenliklerinin sağlanması için 2011 yılında çıkarılan 6111 sayılı Torba Kanunla özel bir düzenleme getirilmiştir.

Sözü edilen Kanunla 5510 sayılı Kanuna eklenen 6 ncı maddeyle;

“Ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma aracı işyerleri ile 4 üncü maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen ve Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenecek alanlarda kısmi süreli iş sözleşmesiyle bir veya birden fazla kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içerisinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 günden az olan kişilerin sigortalılıkları, bu madde kapsamında kendileri tarafından 30 gün üzerinden prim ödemeleri suretiyle sağlanır.

Bu madde kapsamında sigorta hak ve yükümlülükleri; kendilerince veya kendilerini çalıştıranlar tarafından ya da çalışanların üye oldukları meslek odası, birlik veya benzeri kuruluşlarca bildirimin Kuruma yapıldığı tarihten itibaren başlar, birinci fıkrada belirtilen şekildeki çalışma durumlarının son bulmasından itibaren sona erer.

Bu madde kapsamındaki sigortalılar hakkında; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası ve istekleri halinde işsizlik sigortası hükümleri uygulanır.

Bu sigortalılar, 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas kazanç alt ve üst sınırı arasında olmak üzere kendileri tarafından belirlenecek günlük kazancın otuz katının % 32,5’i oranında prim öderler. Bu prim oranının % 20’si malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları, % 12,5’i genel sağlık sigortası primidir. İşsizlik sigortasına tabi olmayı isteyenlerin, sigortalı ve işveren hissesi oranındaki işsizlik sigortası primini ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar ödememeleri halinde, o aya ait işsizlik sigortası primini ödeme hakları düşer.

Bu madde kapsamında ödenen primler, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık olarak değerlendirilir. Ancak, ticari taksi ile dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma araçlarını işleten kişilerin Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendine tabi olmalarını gerektirecek nitelikte vergi mükellefi olmaları halinde, bu kişiler Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olurlar.

Bu madde kapsamındaki sigortalılar ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, genel sağlık sigortası hükümlerinden yararlanabilmesi için 67 nci maddede sayılan diğer şartların yanı sıra sağlık hizmeti sunucusuna başvurdukları tarihte 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendirerek tecil ve taksitlendirmeleri devam edenler hariç 60 günden fazla prim ve prime ilişkin her türlü borcunun bulunmaması şarttır.

Bu Kanun kapsamında tam süreli çalışma ile uzun vadeli sigorta kollarına tabi olan sigortalılar ile 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sigortalılar ve kendi sigortalılıklarından dolayı gelir veya aylık almakta olanlar, birinci fıkrada belirtilen çalışma durumları nedeniyle ayrıca sigortalı olmazlar.

Kurum, bu madde kapsamındaki sigortalıların bu Kanunun diğer hükümlerine göre uzun vadeli sigorta kollarına tabi olma durumlarını dikkate alarak prim ödeme gün sayılarını ve prim ödeme sürelerini belirlemeye, bu sigortalıları çalıştıranlara ve çalıştıranların bağlı olduğu meslek odası, birlik veya benzeri kuruluşlara Kurumca belirlenecek süre içinde bu sigortalıların işe başlama ve işten ayrılışlarını bildirmeleri, bu madde veya bu Kanunun uzun vadeli sigorta kollarını ihtiva eden sigortalılık statüleri kapsamında sigortalılık kontrolünden sonra çalıştırılmaları, çalıştırıldıkları süre içerisinde sigortalılıklarının devam edip etmediği ve Kurumca verilecek sigortalılık belgelerinin periyodik kontrolünü sağlama hususunda zorunluluk getirmeye yetkilidir.

Bu madde kapsamında bulunan sigortalıları çalıştıranlar ile çalışanların üye olduğu meslek odası, birlik veya benzeri kuruluşlara bu madde uyarınca getirilecek bildirim ve kontrol yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi halinde 5510 sayılı Kanunun 102 nci maddesi uyarınca idari para cezası uygulanır.

Bu madde kapsamındaki sigortalılar ile ilgili olarak, bu maddede aksine hüküm bulunmaması kaydıyla bu Kanunun ilgili hükümleri uygulanır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”

şeklindeki hükümlere yer verilmiştir.

Özetle; 1/3/2011 tarihinden itibaren ticari taksi, dolmuş ve benzeri şehir içi toplu taşıma araçlarında çalışanlardan, bir veya birden fazla kişi yanında kısmi iş sözleşmesiyle bir ay içinde 10 günden az çalışanlara, sosyal güvenliklerinin sağlanması için kendileri tarafından prim ödemeleri imkanı getirilmiştir.

Dolayısıyla, ay içerisinde daha az çalıştıkları halde ve her yıl kademeli olarak artan şekilde, daha az gün sayısı ve miktarlı prim ödemek suretiyle, her ay için 30 gün üzerinden emeklilik hakkını elde etmelerine ve sağlık yardımlarından yararlanmalarına imkan sağlanarak, kolaylık getirilmiştir.

Bunların ödedikleri primler hizmet akdi (eski SSK) sayılarak, aslında daha erken emekli olmaları imkanı da getirilen başka bir kolaylık olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yalnız burada 10 günlük çalışma “10 gün sürekli çalışma” anlamına gelmemekte, ay içerisinde çalışılan saatlar toplanarak ve İş Kanunu gereğince bir gün 7,5 saat kabul edilerek bir ay için 10 gün hesaplanmaktadır. Yani bir kişinin 30 gün boyunca, her gün sadece 2 saat çalıştığı düşünülürse, toplam 60 saate ve bu da 8 güne tekabül edecektir.

Yine, bu kişiler prim öderken, aylık kazançları asgari ücret ile asgari ücretin 6,5 katı arasında kendileri tarafından belirlenecek ve ödenecek prim de belirlenen bu miktarın % 32,5 veya eğer işsizlik primi de ödenmek istenirse % 35,5’i olacaktır.

Bu kişilerin ödeyecekleri primler içerisinde yer alan işsizlik primi ödemeleri ise kendilerinin isteğine bırakılmıştır. Yani işsizlik primini isterlerse ödeyecekler isterlerse ödemeyeceklerdir.

Buna göre, 2013 yılının ilk altı ayı için;

– Asgari ödeme tutarı, işsizlik primi ödemek istemeyenler için 32,62 x 20 x % 32,5 = 212,03 TL, işsizlik ödemek isteyenler için 32,62 x 20 x % 35,5 = 231,60 TL

– Azami ödeme tutarı işsizlik primi ödemek istemeyenler için 212,03 x 20 x % 32,5 = 1.378,20, işsizlik primi ödemek isteyenler için 212,03 x 20 x % 35,5 = 1.505,41 TL,

olacaktır.

Yalnız bu prim miktarları her yıl bir gün artarak, bu artış 30 güne ulaşıncaya kadar devam edecek ve 30 günde fikslenecektir (sabitlenecektir).

SONUÇ

Yıllardan beri hep tartışma ve eleştiri konusu olan ticari araçlarda çalışanların sosyal güvenliklerinin sağlanması, 6111 sayılı Kanunla bir nebze de olsa çözüme kavuşturulmuştur.

Burada “bir nebze” ibaresinin kullanılmasının nedeni, aslında zorunluluktan çözüm olarak getirilen uygulamanın, çalışma şekli de dikkate alındığında, sosyal güvenlik mantığıyla tam olarak örtüşmemesidir.

Ancak, bu uygulamanın mevcut sorunun çözümüne katkı ve ticari araçlarda çalışanların sosyal güvenliklerini sağlayacağı düşünüldüğünden, bunun çok da önemli bir husus olarak görülmemesi daha uygun olacaktır.(www.isvesosyalguvenlik.com)

Recep LEVENT*

———————

* Başmüfettiş, Sosyal Güvenlik Kurumu

receplevent23@hotmail.com

YORUMLAR

  1. Hasan zengin dedi ki:

    Ben 68 yaşindayım sağlıklıyım görenler 55 yaşında derler ticari araç kullana bilirmiyim çalışmak zorundayım ağır vasıta ehliyetim var src var pisko teknok var eksiğim yok beni bigilendirirseniz sebinirim saygılar

    1. Admin dedi ki:

      SRC belgeniz ve psiko teknik muayeneniz halen geçerli ise ticari araç kullanmanızda hiçbir engel yok.

  2. Engin yakut dedi ki:

    1986 yilinda çalişma karnem var bağkur kaydım olabilirmi teşekkür ediyorum

  3. Engin yakut dedi ki:

    Şehirler arası kamyon kullandim

    1. Admin dedi ki:

      Bunun için vergi mükellefiyet kaydı veya meslek odası kaydı olması gerekir. Ancak 1 Ekim 2008 tarihinden öncesine ait hiç Bağ-Kur kaydınız yoksa vergi mükellefiyet veya meslek odası kaydı olsa bile o yıllara ait BAĞ-KUR kaydı yaptıramazsınız.