İlaç Yolsuzluğu ve Sahte Reçeteyi Engellemek İçin Bir Uygulama Daha Geliyor-25.11.2012

İlaç Yolsuzluğu ve Sahte Reçeteyi Engellemek İçin Bir Uygulama Daha Geliyor-25.11.2012
9 Şubat 2013 16:58

Sağlık alanındaki suiistimal ve yolsuzlukların en başında gelenlerden biri, geçekte hastaneye gitmemiş, muayene veya tedavi olmamış kişilerin T.C. Kimlik Numaraları ele geçirilerek, bunlar adına reçete yazdırılması ve adına reçete yazılan kişi gerçekten bu ilacı almış gibi gösterilerek bunun parasının Sosyal Güvenlik Kurumunda alınması. Yani sahte reçete düzenlenmesi ve ilaç yolsuzluğu.

Bu tür suiistimallerde, adına reçete yazılan kişi çok nadir olarak bundan haberdar olmakta veya işin içinde bulunmaktadır. Aksine, bu şekilde T.C. Kimlik Numarası kullanılarak adına sahte reçete düzenlettirilen kişi genel olarak, ya kendisi ilaç yazdırıp eczaneye gittiğinde veya emekli ise emekli maaşından muayene katlım payı ve reçete parası kesildiğinde durumdan haberdar olmakta, bir kısmı ise bundan hiçbir zaman haberdar olamamaktadır.

İlaçlardan kupür kesmeye son vererek her bir kutu ilaca ayrı bir kimlik numarası verilmesi şeklindeki karekod uygulaması (14/8/2012 tarihli haber), yeni uygulamaya girmiş ve yaygınlaştırılmakta olan elektronik yani e-reçete uygulaması (25/4/2012, 25/5/2012, 28/6/2012, 23/10/2012 tarihli haberler) , bazı illerdeki özel sağlık hizmet sunucularında uygulamaya konulan ve diğer illerde de yakında başlayacak olan avuç için damar izi okuma sistemi (15/9/2012, 19/11/2012 tarihli haberler), sahte reçete düzenlettirilerek veya düzenleyerek yapılan ilaç yolsuzluğunu önlemek için getirilen uygulamalardan bazıları.

Sosyal Güvenlik Kurumu bu konuda yeni bir uygulamayı daha hayata geçirmeye hazırlanıyor. Muhtemelen Ocak ayında hayata geçecek bu uygulama ile, adına reçete düzenlenen ve ilaç almış gibi gösterilen kişinin cep telefonuna, bununla ilgili bir kısa mesaj (SMS) gönderilecek, dolayısıyla o kişi gerçekten ilaç yazdırmış ve almışsa mesajın bir anlamı olmayacak; ancak kendisi reçete yazdırmamış, ilaç almamış, başkaları kendisi adına reçete yazdırmışsa, durumdan anında haberdar olacak. Bunu Kuruma iletmesi halinde, Kurum gerekli tedbirleri alacak ve bu şekilde T.C. Kimlik Numarası kullanılarak kişiler adına sahte reçete yazdırılması şeklindeki suiistimaller biraz daha zorlaştırılmış olacak. (isvesosyalguvenlik.com)

YORUMLAR

  1. Çiğdem dedi ki:

    Merhaba,

    Babamdan bagkur, annemden de ssk üzerinden toplamda iki tane yetim aylığı alıyorum.

    Babam 2008 öncesi vefat etti. Annemi de 2017’de kaybettik.

    Okuduğum kadarıyla sigorta statüsü farklıysa ve ölümlerden biri 2008 öncesi ise “5510 dan önceki kanun” geçerli olup her iki aylık da tamdan ödeniyor. Ben de her iki aylığı tamdan alıyordum.

    Fakat bağkur benim aylığımın yanlış bağlandığını “bir tam bir yarım” almam gerektiğini bildirip hem bağkur yetim aylığımı düşürdü ve de 24 bin lira da borc çıkardı. Hem ssk yetim aylığımdan hem de bagkur aylığımdan kesinti de yapılmaya başlanarak maasim daha da düşük ödenmeye başlandı.
    Kuruma gittiğimde 2008 öncesi ile ilgili bilgileri olmadığını, hiç kimsenin 2 tam aylık almadığını ve kurum bu şekilde karar vermişse doğru olduğunu istersem mahkemeye verebileceğimi söyleyip beni başından attılar.
    Bunun için ne yapmam gerekli mahkemeye mi başvuru yapmam gerekiyor. Bilgi verebilirseniz çok sevinirim

    1. isvesosyalguvenlik.com dedi ki:

      SGK’ya itiraz etseniz de sonuç çıkmaz, zaten size bunu açıkça söylemişler, isterseniz İş Mahkemesinde dava açabilirsiniz, ancak sonucu ne olur bilemeyiz.

      1. Çiğdem dedi ki:

        Cevap için teşekkür ederim. Ama kanunen benim maaşımın ikisinin de tamdan ödenmesi gerekiyor değil mi? Babam 2008 öncesi vefat ettiği için ve ikisinin de sigorta statüsü farklı olduğu için 5510 sayılı kanun geçerli olmuyor değil mi?
        2008 öncesi vefat durumunda uygulama değişikliği yok mu ya da sonradan mi kaldırıldı?

      2. Çiğdem dedi ki:

        Cevabinizi tam anlamadım.

        Yani kanunen artık, anne babadan birinin 2008 öncesi vefat etmesi durumunda ve sigorta statüsünün farklı olmasi durumunda kanunen iki maaşın da tamdan ödenmesi hakki kaldırılmış mı oluyor?

        Bence kaldırılmadı ve hakkımızı gasp ediyorlar üstelik personeller de çok bilgisiz kimse tam olarak net cevap veremiyor. Biri şu kanun maddesinden dolayı borc çıkarıldı veya su kanun ile bu hakkınız kaldırıldı dese gidip odememi peşin bile yaparım. hiçbir şey bilmeyen personellerin yaptığı yanlışlıkların faturasını biz ödüyoruz.
        maaş bağlanırken bana neden personel “2008 öncesi mi” diye sordu? Can sıkıntısından ya da merak ettiğinden mi? 🙂

        1. Çiğdem dedi ki:

          Ayrica ekte göreceğiniz sgk dokümanında örnekte her iki aylığın da tamdan ödenmesi gerektiği belirtilmiş.

          https://www.hizliresim.com/scnxd38

          Benim için de aynı durum söz konusu. Babam 2008 oncesi bagkur, annem ise 2008 sonrasi ssk’li. Yani statüleri farklı olduğu için ve 2008 öncesinde bagkur için 5510 sayili kanun uygulanmamali her iki aylık da tamdan olmali.
          Bagkur bana ısrarla birini tam diğerini yarim alman lazım diyor. Bu kanunu personele gosterdigimde de bu geçerli degil diyor. Bu madde iptal edildiyse de beni kapsar mı? Bagkurda Mudurle mi konuşayım, kime anlatayım bilemiyorum. Yardımcı olursanız sevinirim teşekkürler

      3. Çiğdem dedi ki:

        Merhaba son yazdıklarıma yorumunuz yok mu?

        1. isvesosyalguvenlik.com dedi ki:

          Özellikle ölüm (dul-yetim) aylığı bağlanmasıyla ilgili mevzuat çok karışık, 1 Ekim 2008 öncesi için SSK ve Bağ-Kur mevzuatları uygulandığı için daha da iş daha da karışıyor. Bağ-Kur yetim aylığı konusunda herhangi bir Kanun değişikliği olmadığı halde SGK bir kaç kez Kurum Yönetim Kurulu kararına istinaden uygulama değişikliğine bile gitmiştir. Dolayısıyla bu konuda net bilgi vermek zor, bazen internette yer alan yazılar da yanıltıcı olabiliyor.
          Konuyla ilgili olarak Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin Geçici 4 üncü maddesine ve 2018/38 sayılı SGK Genelgesi’ne bakabilirsiniz. SGK talebinizi kabul etmiyorsa, başvurunuzu reddediyorsa bu durumda İş Mahkemesinde dava açmaktan başka seçenek kalmıyor.