İş ve SGK Mevzuatında Taşeronluk Uygulaması – Aradaki Farklar

İş ve SGK Mevzuatında Taşeronluk Uygulaması – Aradaki Farklar
16 Haziran 2019 22:01

Günlük hayatta taşeron olarak adlandırılan alt işverenlik konusunda iş mevzuatında yer alan düzenlemeler ile SGK mevzuatında yer alan düzenlemeler büyük farklılık arz etmektedir.

Bu farklılığın sebebi; iş mevzuatının, çalışanların taşeronun işçisiymiş gibi gösterilerek hak kaybına uğramalarını önlemek için taşeronluk uygulamasını kısıtlayıcı ve sınırlandırıcı, SGK mevzuatının ise aksine Kurum alacaklarının tahsilini kolaylaştırmak, garanti altına almak için taşeronluk uygulamasını genişletici ve kolaylaştırıcı şekilde düzenlenmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Mevzuatta yer alan bu farklılık doğal olarak uygulamada da farklılıklara yol açmaktadır.

İş Mevzuatı Açısından Taşeronluk (Alt İşverenlik) Uygulamasının Sartları

İş mevzuatında alt işverenlikle ilgili düzenleme, 4857 sayılı İş Kanunun 3 üncü maddesi ile bu maddeye istinaden çıkarılan ve 27 Eylül 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Alt İşverenlik Yönetmeliğinde yer almaktadır.

İş mevzuatında alt işveren; bir işverenden, işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan, bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ya da tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar olarak tanımlanmıştır.

Dolayısıyla iş mevzuatı uyarınca sadece iki konuda alt işverenlik uygulaması mümkündür, yani sadece aşağıda belirtilen iki konuda işler alt işverene verilebilir.

1- Sadece işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren konularda asıl işin bir bölümü alt işveren verilebilir. Yani işin niteliği gereği işletmenin kendi uzmanlığı dışında ayrı bir uzmanlık gerektiren asıl iş bölünerek alt işverene verilebilir. İşyerinde çalışan işçilerin yapabileceği asıl işler alt işverene verilemez. Bu şekilde işyerinde, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren bir işin alt işverene verilmesi hâlinde, alt işverenin uzmanlığını belgelendirmesi amacıyla sözleşme kapsamındaki işe uygun; iş ekipmanı listesi, iş bitirme belgesi, operatör ve teknik eleman sertifikalarının sözleşmeye eklenmesi gerekir. Asıl işin bir bölümünde iş alan alt işveren, üstlendiği işi bölerek bir başka işverene veremez.

2- Mal veya hizmet üretiminin yardımcı işleri alt işverene verilebilir. Yardımcı iş kapsamına işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin olmakla beraber doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan, üretimin zorunlu bir unsuru olmayan ancak asıl iş devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan işler girmektedir.

Ayrıca;

– Alt işverene işveren asıl işverenin işyerinde mal veya hizmet üretimi işlerinde çalışan kendi işçileri de bulunmalıdır. Kendisi hiç işçi çalıştırmayan kişi işverenlik niteliğini kazanmamış olacağından kendisi asıl işveren sayılamayacağı için, bu kişinin alt işvereni de olamaz.

– Alt işveren üstlendiği iş için görevlendirdiği işçilerini sadece o işyerinde aldığı işte çalıştırmalıdır.

– Alt işveren, daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kimse olmamalıdır. Ancak daha önce o işyerinde çalıştırılan işçinin bilahare tüzel kişi şirketin ya da adi ortaklığın hissedarı olması, alt işveren ilişkisi kurmasına engel teşkil etmez.

– Asıl işveren işlerin bir kısmını alt işverene vermiş olsa bile; alt işverenin işçilerine karşı o işyeriyle ilgili olarak Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden, alt işveren ile birlikte sorumludur. Bu haklar arasında ücret, fazla mesai gibi işçilik ödemeleri, izin, kıdem – ihbar tazminatı gibi işçilik hakları yer almaktadır.

SGK Mevzuatı Açısından Taşeronluk (Alt İşverenlik) Uygulamasının Sartları

İş mevzuatı gibi SGK mevzuatında alt işverenlik uygulaması ile ilgili ayrıntılı düzenleme yer almamaktadır. Bu konudaki tek düzenleme 5510 sayılı Kanunun “İşveren, işveren vekili, geçici iş ilişkisi kurulan işveren ve alt işveren”  başlıklı 12 nci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan tanım şeklinde düzenlemedir.

Söz konusu fıkra aynen “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir. Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur.” şeklindedir. Dolayısıyla bu fıkra SGK mevzuatına göre hem alt işverenin tanımını, hem de alt işverenlik uygulamasının şartlarını içermektedir. Çünkü SGK mevzuatında bu konuda başka düzenleme yer almamaktadır. Bu fıkra dışında sadece Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde işyeri tesciline ilişkin kısımda bu konuya yer verilmiş olup; alt işverenin işyeri bildirgesi vermeyeceği, asıl işverenle arasında düzenlemiş olduğu alt işverenlik sözleşmesini Kuruma vereceği, kendi adına ayrı işyeri dosyası açtırmayacağı, tüm yükümlülüklerini asıl işverenin dosyasının altında üç haneli alt işveren numarası verilerek açılacak dosyadan bildireceği, belirtilmiştir.

SGK mevzuatında alt işverenlikle ilgili tek yasal düzenleme olan 5510 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin altıncı fıkrası hükmünden de anlaşılacağı üzere, SGK mevzuatı açısından sadece yardımcı işlerde veya asıl işe ait uzmanlık gerektiren işlerde işin alt işverene verilebileceği şeklinde herhangi bir sınırlama bulunmamakta, hatta hiçbir sınırlama bulunmamaktadır. Tek şart, alt işveren sayılan ve işçilerini asıl işverene ait işyeri dosyasından SGK’ya bildiren gerçek veya tüzel kişi bu işçilerini sadece bu işverene ait işte çalıştırmış olmalıdır. Asıl işverenin dosyasından bildirdiği işçiyi, bu dosyadan bildirdiği sırada asıl işverene ait iş dışında bir başka işte / işyerinde çalıştıran gerçek veya tüzel kişi alt işverenlik sıfatını kaybedecektir.

Ayrıca; işin bir kısmını alt işveren vermiş olan asıl işveren, alt işverenin 5510 sayılı Kanundan doğan tüm yükümlülüklerimden alt işverenle birlikte sorumludur. Örneğin; alt işverenin ödemediği sigorta primlerinden, iş kazası veya meslek hastalığı meydana gelmesi halinde alt işverenin işçisini sigortasız çalıştırmış veya iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin görevlerini yerine getirmemiş olması nedeniyle sorumlu tutulması halinde bu sorumluluktan, hatta aksi yönde Yargıtay kararları olsa dahi alt işverenin Kuruma ödememiş olduğu idari para cezasından dahi sorumludur. Kurum alt işverenden gerekli tahsilatları yapamaması halinde, asıl işverenden tahsil yoluna gider. Özel bina inşaatları ile ihale konusu, asıl işveren işin bir kısmını alt işverene vermiş olsa dahi, asgari işçilik hesaplaması sonucu çıkan eksik işçilikten tamamen asıl işveren sorumludur.

Alt İşverenliğin İptali Halinde Yapılan İşlemler de Farklıdır

Alt işverenlik konusunda yukarıda belirtilen iş mevzuatı ile SGK mevzuatı arasındaki farklılıklar, alt işverenlik işleminin iptali durumunda da farklılık göstermektedir.

İş mevzuatına göre; işin bir kısmını üstlenmiş olan alt işverenin alt işverenlik niteliğini taşımadığının tespiti halinde (bu tespit İş Müfettişleri tarafından yapılmaktadır), yani alt işverenlik uygulamasının muvazaaya dayandığına karar verilmesi halinde, alt işverenin işçileri başından beri asıl işverenin işçileri sayılmakta, o işçilerle ilgili yerine getirilmemiş tüm yükümlülükler asıl işverene yüklenmektedir.

SGK mevzuatına göreyse; alt işveren olarak işçilerini asıl işverene ait işyeri dosyasından bildirmiş olmakla birlikte alt işverenlik sıfatını taşımadığı anlaşılan kişinin işçilerinin asıl işverenin işçileri sayılması çok istisna olup, genelde alt işverenliğin iptali halinde alt işveren adına ayrı işyeri dosyası açılmakta ve alt işverene ait tüm bildirim ve borçlar bu dosyaya aktarılmakta, asıl işveren alt işverene ait borçlardan ve yükümlülüklerden kurtulmaktadır. (isvesosyalguvenlik.com)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.