Kendi Şirketinden Sigortalı Olma Yasağı Anayasaya Uygun

Kendi Şirketinden Sigortalı Olma Yasağı Anayasaya Uygun
17 Şubat 2020 20:47

Sosyal güvenlik reformundan önce, şirket ortakları kendi şirketlerine ait işyerinde şirket ortaklığı / patronluk dışında üçüncü bir kişinin yapması gereken işi yapıyorlarsa (örneğin iç muhasebe işlemlerini yapıyorlarsa) işyeri kendi şirketlerine de ait olsa bu işyerinden SSK kapsamında sigortalı olarak gösterilebiliyorlardı.

Ancak sosyal güvenlik reformuyla birlikte 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren şirket sahiplerinin / ortaklarının kendi şirketlerine ait işyerlerinden 4/a (SSK) kapsamında sigortalı gösterilmeleri yasaklandı.  Bunun sebebi de 5510 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinde yer alan “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı bildirilemezler.” şeklindeki hükümdü. Kanunun bu hükmü içerisinde açıkça şirket sahibi ibaresi geçmiyor olsa da şahıs işyerlerinde kişinin kendisi ile hizmet akdi kuramayacağından, şirketler ise sahibinden veya ortaklarından bağımsız olarak ayrı bir tüzel kişilik olduğundan söz konusu yasak şirket (özellikle de limited şirket) sahiplerini / ortaklarını ilgilendiriyor ve Kanunun 4 üncü maddesi gereği de zaten limited şirket ortakları 4/b (Bağ-Kur) kapsamında zorunlu sigortalı sayılıyorlar.

Öte yandan limited şirket ortaklarının başka işverenlere, başka şirketlere ait işyerlerinde hizmet akdine istinaden çalışmaları halinde 4/a (SSK) kapsamında sigortalı olmalarına engel bir durum yok.

Tek İstisna Kazanılmış Hak

1 Ekim 2008 tarihinden önce şirket sahibi / ortağı olan ve bu tarihten önce sahibi / ortağı olduğu şirkete ait işyerinden SSK kapsamındaki sigortalılığı başlatılmış olan kişilerden, 1 Ekim 2008 tarihinden sonra da bu işyerindeki hizmet akdi kapsamındaki çalışmaları devam edenlerin, bu sigortalıkları kesintiye uğrayana kadar devam ediyor. Bu sigortalılıklarıyla ilgili çıkış verilmesi halinde, şirket ortaklığı devam ediyorsa ertesi gün 4/b (Bağ-Kur) sigortalılığı devreye giriyor.

Yönetim Kurulu Üyesi Olmayan Anonim Şirket Ortakları İçin Engel Bir Durum Yok

5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren anonim şirketlerin kurucu ortakları 4/b (Bağ-Kur) kapsamında sigortalı sayılmadığından, sadece anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları 4/b (Bağ-Kur) kapsamında sigortalı sayıldığından, yönetim kurulu üyesi olmayan anonim şirket ortakları, ortağı olduğu bu şirkete ait işyerlerinde hizmet akdi kapsamına giren yani üçüncü bir kişinin yapması gereken işleri yapıyor olmaları halinde 4/a (SSK) kapsamında sigortalı olabiliyorlar.

Konu Anayasa Mahkemesi’ne Kadar Taşındı

Anayasa Mahkemesine kadar taşınan olayda, kişi sahibi veya ortağı olduğu şirketten 4/a (SSK) kapsamında sigortalı olarak bildirilmiş ve emekli olmuş, daha sonra SGK yukarı yer alan Kanun hükmüne istinaden söz konusu kişi adına kendi şirketinden bildirilen 4/a (SSK) kapsamındaki sigortalılıkları, buna bağlı olarak da emekliliğini iptal etmiş, ödenen emekli aylıkları ile iptal edilen sigortalılık nedeniyle yapılan sağlık giderlerini faiziyle birlikte söz konusu kişiden talep etmiştir. Kendisi bu şekilde SGK tarafından borç çıkarlan kişi de SGK’nın bu uygulaması nedeniyle İş Mahkemesinde dava açmış, davaya bakan İş Mahkemesi ise yukarıda yer alan Kanun hükmünün Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’nden iptal edilmesini talep etmiştir.

Anayasa Mahkemesi Söz Konusu Kanun Hükmünün Anayasaya Aykırı Olmadığına Karar Verdi

Anayasa Mahkemesinin konuya ilişkin 25/12/2019 tarihli ve E: 2019/20, K: 2019/95 sayılı kararı 11 Şubat 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış olup, Mahkeme söz konusu kuralın (şirket ortaklarının sahibi veya ortağı olduğu şirkete ait işyerinden 4/a (SSK) kapsamında sigortalı olması yasağının) Anayasaya aykırı olmadığına oybirliği ile karar vermiş ve İş Mahkemesinin iptal talebini reddetmiştir.

Mahkeme kararının gerekçelerinde;

  • Kurala konu istisnanın (şirket ortaklarının sahibi veya ortağı olduğu şirkete ait işyerinden 4/a (SSK) kapsamında sigortalı olması yasağının) 4/b (Bağ-Kur) kapsamında olan sigortalıların 4/a (SSK) kapsamındaki sigortalılık statüsüne girebilmek için kendilerine ait veya ortağı oldukları limited şirketlerde gerçek durumu yansıtmayan hizmet akdi yapmalarına, dolayısıyla haksız menfaat teminlerine engel olmak amacıyla öngörüldüğünü, sosyal güvenlik sisteminin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesini sağlamak için uygulamada ortaya çıkabilecek haksız menfaat teminlerini önlemeyi amaçladığını,
  • Söz kuralın (yasağın), kişilerin sigortalılık statüsünü ortadan kaldıran veya kişileri sosyal sigortadan mahrum bırakan bir nitelik taşımadığını ve kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında sosyal güvenlik sisteminin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesini sağlamak amacıyla öngördüğünü, kuralın sosyal güvenlik hakkını ihlal eden bir yönünün bulunmadığını,
  • Anayasanın 10 uncu maddesinde belirtilen kanun önünde eşitlik ilkesinin hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusu olduğunu, bu ilke ile eylemli değil hukuksal eşitlik öngörüldüğünü, eşitlik ilkesinin amacının aynı durumda bulunan kişilerin kanunlar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemek olduğunu, aynı hukuksal durumların aynı, farklı hukuksal durumların farklı kurallara bağlı tutulmasının Anayasa’da öngörülen eşitlik ilkesini zedelemeyeceğini,

belirtmiştir. (isvesosyalguvenlik.com)

YORUMLAR

  1. Sevil dedi ki:

    Merhabalar ben 33 haftalık hamileyim.ama 35.haftamin sonunda memleketime gidip doğumu orada yapmak istiyorum.35 te raporumu bozdurmak doğum paramı almaya sıkıntı olur mu acaba..birde şehir dışında doğum yapmak sorun olur mu