Şüphe Feshi Nedir – Şartları Nelerdir ?

Şüphe Feshi Nedir – Şartları Nelerdir ?
15 Nisan 2023 22:52

4857 sayılı İş Kanununda haklı ve geçerli nedenlerle yapılacak fesihler düzenlenmiş olup, şüphe feshi ile ilgili düzenlemeye yer verilmemiştir.

Ancak Şüphe Feshi kavramı Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) kararlarında sık sık geçmekte olup, bazı hal ve durumlardan şüphelenerek iş sözleşmesinin feshedilmesi anlamına gelmektedir.

Şüphe Feshi nedir, şartları nelerdir ?

1 Ocak 2018 tarihinden itibaren işe iade konusunda son karar mercii bölge adliye mahkemesi (istinaf mahkemesi) olup, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 06/10/2022 tarihli bir kararında; “Şüphe feshi, işverenin işçisinin suç işlediği veya iş sözleşmesine esaslı şekilde aykırı davrandığını ispatlayamadığı veya henüz ispatlayacak durumda olmadığı hallere özgü istisnai nitelikte bir fesih türüdür.” şeklinde tanımlanmış, işçiden kaynaklanan ve şüpheyi haklı kılan objektif bir neden olmadan şüphe feshinden söz edilemeyeceği belirtilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) kararının ilgili kısmı aynen aşağıda yer almaktadır;

“Somut uyuşmazlıkta; sendika işyeri temsilcisi olan davacının, 24.09.2019 tarihinde işyerinde işverenle yapılan görüşmelerin ses kayıtlarını aldığı, iş ilişkisinin devamı için gerekli olan güveni yıkmaya elverişli şüphe nedeniyle, iş akdinin İş Kanunu 25/2-e bendi uyarınca haklı nedenle sona erdirildiği ve işten ayrılışı kod 29 olarak bildirildiği anlaşılmaktadır.

Şüphe feshi, işverenin işçisinin suç işlediği veya iş sözleşmesine esaslı şekilde aykırı davrandığını ispatlayamadığı veya henüz ispatlayacak durumda olmadığı hallere özgü istisnai nitelikte bir fesih türüdür.

Ciddi, önemli ve somut olayların haklı kıldığı giderilemeyen şüphe, güvenin yoğun olduğu iş ilişkisinde, işverenin o işçiden beklediği işgörme ediminin ifasını anlamsız hale getirir. İşçinin kişiliğinin önemli bir yer tuttuğu iş sözleşmesinde, işverenin duyduğu güçlü şüphe işçinin o iş için uygunluğunu da ortadan kaldırır. (Yenisey, Şüphe feshi, Sicil İş Hukuku D., Eylül 2008, s. 66) Bu yönüyle şüphe feshi, işçiye verilen bir ceza olmamakla birlikte, işverenin kendisinin ve işletmesinin menfaatlerini korumak için sözleşmesel bir araçtır (Baysal, Şüphe Feshi Kavramı ve Şüphe Feshine İlişkin Yargıtay Kararlarının Değerlendirilmesi, Sicil İş Hukuku D, 2016/35, s. 89).

Şüphe feshi için, bu şüpheyi haklı kılan ciddi, önemli ve somut vakıaların varlığının ispatı gerekmektedir. Ancak burada ispatı gereken şey vakıanın kendisi değil, şüpheyi haklı kılan vakıadır. Nitekim, işçinin davranışının İş Kanununda düzenlenen haklı veya geçerli sebeplerden birisi kapsamında olduğu açıkça anlaşılmakta ise, böyle bir durumda zaten şüphe feshi yapılamaz. Şüphe feshinin tayininde, sırf işverenin sübjektif değerlendirmesi yeterli değildir. Buna göre, şüpheye ait unsurların mevcut olup olmadığı, söz konusu şüphenin işverenin işçiye duyduğu güveni ağır biçimde zedeleyip zedelemediği ve son olarak bu şüphe sebebiyle işverenin işçiyi çalıştırmaya devam edip edemeyeceği her somut olayın özelliğine göre, hakim tarafından resen değerlendirilmelidir. (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, 2017/40841 E.,2017/21915 K.)

Dosya kapsamı itibariyle, davacının TİS yapma yetkisi almış olan sendikanın işyeri temsilcisi olduğu anlaşılmaktadır. Feshe dayanak yapılan olayın 24.09.2019 tarihinde işyerinde gerçekleşen toplantı esnasında, işveren yetkilileri tarafından davacının cep telefonu ile ses kaydı aldığı iddia edilerek, hemen o anda telefonu elinden alındığı, sonrasında polis çağrılmış, telefon polise teslim edilmiş ve sonrasında tarafların ifadeleri alınmıştır. Davacıya isnat edilen eylemin davacı tarafından kabul edildiğine dair bir beyanı dosya kapsamında bulunmamaktadır. Kolluk birimleri tarafından davacının telefonu soruşturma kapsamında incelenmiş ve içerisinde herhangi bir ses kaydına rastlanılmadığı tespit edilmiştir. İşveren tarafından dayanak yapılan diğer işyeri çalışanı K. A.’ın emniyetteki ifadesinde, fesih konusu yapılan toplantıda davacıya ses kaydı yapması gerektiğini söylediği, davacının da yaparım dediğini beyan ettiği, mahkemede tanık olarak alınan beyanında ise, görüşmelerin ses kayıtlarının alınmasının davacının söylediğini ifade ettiği, iki beyan arasında çelişkiler bulunduğu görülmektedir. Davacının ses kaydı alındığına dair tanık K. A.’ın çelişkili beyanı haricinde bir delil dosya kapsamında bulunmamakta olup, şüpheyi haklı kılan bir vakıayı davalı işveren ispatlayamamıştır. Dolayısıyla davacı iş akdinin feshi, haklı ve geçerli bir nedene dayanmamaktadır.

Davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.” (T.C. BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ, 12. HUKUK DAİRESİ – Esas No. 2022/920, Karar No. 2022/1935, Tarihi: 06/10/2022) (isvesosyalguvenlik.com)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.