Belirli Süreli İş Sözleşmesinin Feshinde Bakiye Süre Ücreti İle Cezai Şarta Bağlı Ücret Birlikte İstenebilir mi ?

Belirli Süreli İş Sözleşmesinin Feshinde Bakiye Süre Ücreti İle Cezai Şarta Bağlı Ücret Birlikte İstenebilir mi ?
11 Ocak 2023 23:13

Belli bir süreye veya olaya bağlı olarak sona ereceği tarih veya zaman sözleşmenin düzenlenmesi sırasında belirlenmiş olan sözleşmelere genel olarak belirli süreli iş sözleşmesi denilmektedir. Belirli süreli iş sözleşmesi, taraf iradeleriyle öngörülmüş süre sonunda, başka bir işleme gerek olmaksızın kendiliğinden sona ermektedir.

Öte yandan belirli süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı bir neden olmaksızın süresinden önce sona erdirilmesi halinde işçinin kalan süreye ait ücreti işverenden isteyebilme hakkı doğabilmekte olup, Yargıtay kararları doğrultusunda bu konuya Belirli Süreli İş Sözleşmesinin Erken Feshinde Bakiye Süreye Ait Ücret Sorunu başlıklı yazıda açıklık getirilmiştir.

Belirli süreli iş sözleşmelerine ayrıca cezai şart da konulabilmekte, bu durumda süresi bitmeden haklı bir neden olmaksızın iş sözleşmesini sona erdiren taraf karşı tarafa ceza ödemek zorunda kalmaktadır. (Bkz. Cezai Şart Nedir – Geçerlilik Koşulları Nelerdir ?)

Cezai şart konulan belirli iş sözleşmesinin, süresi dolmadan haklı bir neden olmaksızın işveren tarafından sona erdirilmesi halinde işçinin işverenden hem cezai şart ücretini, hem de kalan süreye ait ücreti (bakiye süre ücretini) talep edip edemeyeceği, ikisini bir talep edemeyecekse hangisini talep edebileceği konusunda tereddüt yaşanabilmektedir.

Yargıtay’a Göre İkisi Birlikte İstenemez

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 25.03.2019 tarihli kararında; eğer aksi sözleşmede belirtilmemişse, hem cezai şartın hem bakiye süre ücretinin birlikte istenemeyeceğini belirtmiştir. Söz konusu kararın ilgili bölümü aşağıda yer almaktadır;

Somut olay bakımından yapılan incelemede, davacının belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığı ve iş akdinin davalı işverence sözleşmenin süre bitiminden önce haklı bir sebep bulunmadan 19.05.2012 tarihinde feshedildiği sabit olup davacı dava dilekçesinde cezai şart ile birlikte bakiye süre ücret alacağını da tep etmiş ise de Türk Borçlar Kanunun 179. maddesine göre her iki talebin birlikte istenmesi mümkün olmadığından ve ayrıca bu durumun aksi de iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığından davacı yana iki seçenekten hangisini talep ettiği sorulmalı ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece davacının her iki talebede hak kazandığının kabulü ile hesaplamalar yapılarak sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.” (T.C. YARGITAY 22. Hukuk Dairesi – Esas No. 2017/16377, Karar No. 2019/6511, Tarihi: 25.03.2019)

Konuya İlişkin Akademisyen Görüşü

Kadir Has Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali GÜZEL, Çalışma ve Toplum Dergisi’nin 2022/3 sayısında yayımlanan “Belirli Süreli İş Sözleşmesinin Hukuki Nitelemesi-Haksız Feshe Bağlı Tazminat ve Cezai Şart” başlıklı makalesinde bu konuya yer vermiştir. Makalenin ilgili bölümü aynen aşağıda yer almaktadır.

Bakiye Süre Ücreti Tutarında Tazminat İle Cezai Şartın Birlikte Talep Edilip Edilemeyeceği Sorunu

Yukarıda temel esaslarını açıkladığımız bakiye süre ücreti tutarında tazminat ile belirli süreli iş sözleşmesinde tarafların öngördüğü cezai şartın birlikte talep edilip edilmeyeceği hususu da uygulama sorunu olarak ortaya çıkmış bulunmaktadır (Bkz. Güzel, 2021: 20-21). Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 12.02.2020 günlü kararında (E.2016/29534, K.2020/2899, Çil, 2021: 359-360) cezai şart ile bakiye süre ücreti tutarı tazminatının birlikte istenip istenmeyeceği değerlendirilmiştir. Davacı, iş sözleşmesindeki üç aylık cezai şart yanında, ihbar tazminatı, ücret alacağı, yıllık izin alacağı ve bakiye süre ücret tutarını tazminat olarak talep etmiştir. İlk derece mahkemesi her iki isteği de hüküm altına almıştır. Yüksek Mahkeme ise, TBK. 179. maddesini esas alarak; iş sözleşmesinde bu yönde açık bir hükmün bulunmaması nedeniyle cezai şart ile bakiye süre ücreti tutarı tazminatın bir arada istenmesinin olanaklı olmadığı; davacıya seçimlik hakkını kullanması için süre tanınması ve buna göre karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşmıştır (aynı yönde: 22. HD. 27.03.2019, E.2017/14212, K.2019/6788, Çil, 2021: 361-362). Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 11.12.1918 günlü kararında (E.2016/16974, K.2018/22888, Çil, 2021: 358), sözleşmenin geri kalan süresine ilişkin ücret ve diğer hakları yanında, aynı süre hakları ölçüt alınarak belirlenmiş olan cezai şartın hüküm altına alınmasının mükerrer yararlanma mahiyetinde olduğu yönündeki gerekçeye dayanarak bakiye süre ücreti tutarındaki tazminatın da ödenmesine hükmeden, bakiye süresi ücreti kadar tazminat talebini reddetmeyen mahkeme kararını bozmuştur. İki Özel Dairenin kararlarının aynı yönde olduğu anlaşılmaktadır. Aradaki tek fark, 9. Hukuk Dairesi’nin seçimlik haktan söz etmemiş olmasıdır.

Benimsenen bu çözümün isabetli olmadığını düşünüyoruz (Güzel, 2021: 20). Nitekim, Yargıtay, 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde verdiği bir kararında, hem bakiye süre ücreti, hem de cezai şartın birlikte talep edilebileceğini kabul etmişti. Karara göre, cezai şart hükmü, BK. m.325 hükmüne göre talep konusu yapılabilecek olan sözleşmenin kalan süresine ilişkin ücret isteğinden farklıdır; tarafların iradesi özel biçimde cezai şart düzenlemesi yönünde ortaya çıkmış olmakla, iradeye değer verilmeli ve cezai şart hükümlerine göre çözüme gidilmelidir (Yarg. 9. HD., 21.1.2010, E.2009/46225, K.2010/604; 13.5.2010, E.2008/26003, K.2010/13047, Kazancı İçtihat Bankası; ayrıca bkz. Çil, 2010: 33vd.). Gerçekten, cezai şart, sözleşmeye aykırı davranışın bir yaptırımı olarak, sözleşmeye uyulmasının güvencesini oluşturmaktadır. Dolayısıyla, sözleşmeye aykırılık halinde bu yaptırımın ödenmesi gerekir; cezai şartı,Yüksek Mahkeme kararlarında ifade edildiğinin aksine, seçimlik borç niteliğinde değerlendirmemek gerekir (Arıcı, 1997: 31 vd). Çünkü, cezai şart,ortaya çıkacak zararı karşılamak amacına yönelik olmayıp, sözleşmeye uyulmasının güvencesini oluşturur. Sözleşme taraflarından birinin haklı bir neden olmadan sözleşmede öngörülen süreye uymayarak sözleşmeyi feshetmesi halinde sadece cezai şartı ödemek suretiyle bakiye süre ücreti tutarında tazminatı ödemekten kurtulması, isabetli bir çözüm olarak kabul edilemez; ayrıca, böyle bir çözüm benimsendiğinde, cezai şartın işlevi de ortadan kalkmış olacaktır. Bakiye süre ücreti tutarı tazminat, Kanunun emredici düzenlemesinin (Yarg. 9.HD., 07.12.2021, E.2021/8864, K.2021/16270, Çalışma ve Toplum, 2022/2, 1492-1496) bir sonucu olmaktadır. Cezai şart ise, tarafların ortak iradesiyle belirli süreli sözleşmeye özgü bir yaptırım olarak öngörülmüştür. Belirtilen nedenlerle, belirli süreli iş sözleşmesinin haklı bir neden olmadan feshi halinde, cezai şart yanında bakiye süre ücreti tutarındaki tazminat da talep edebilecektir. (Aynı görüş: Bozkurt Gümrükçüoğlu, 2012, 363-364; Erener, 2017: 173 vd.; Canbolat/Erener, 2017: 247; Güzel, 2021: 21; aksi görüş: Alpagut, 1998: 196-197; Süzek, 2021: 751-752; Doğan Yenisey, 2012: 21 vd.; Yayvak Namlı, 2019: 388-389). [Güzel, A. (2022), “Belirli Süreli İş Sözleşmesinin Hukuki Nitelemesi -Haksız Feshe Bağlı Tazminat ve Cezai Şart”, Çalışma ve Toplum, C.3, S.73. s. 1705-1732]

Makalenin tamamına Çalışma ve Toplum Dergisi (calismatoplum.org) linkinden ulaşılabilir. (isvesosyalguvenlik.com)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.