SGK’ya İtirazda Bulunanlar Dava Açmak İçin Ne Kadar Beklemeli ?

SGK’ya İtirazda Bulunanlar Dava Açmak İçin Ne Kadar Beklemeli ?
4 Haziran 2022 22:10

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Kurumca verilecek idarî para cezaları” başlıklı 102 nci maddesinde; idari para cezalarının tebliğ tarihinden itibaren 15 içinde Kurumun ilgili hesaplarına yatırılması gerektiği veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebileceği, itirazın takibi durduracağı, Kurumca itirazı reddedilenlerin, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilecekleri, bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezasının kesinleşeceği belirtilmiştir.

SGK’ya İtiraz – SGK’nın İtiraza Cevap Verme Süresi ve İtirazın Reddi Halinde Dava Açma Süresi Ne Kadar ?

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin “İtiraz komisyonları” başlıklı 113 üncü maddesinde de (SSİY-113. Mad.);

“(3) Kurumca tahakkuk ettirilen ve tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, prim borcunu tebliğ eden üniteye dilekçe vermek veya bu dilekçeyi taahhütlü olarak göndermek suretiyle işverence itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. İtiraz, Ünite Prim Tahakkuk İtiraz Komisyonunda incelenerek en geç 30 gün içinde karara bağlanır. İtirazın reddi hâlinde işveren, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. İşverenin mahkemeye dava açması Kurumun takibini durdurmaz.”

“(5) Kanunla getirilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya geç olarak yerine getirilmesi hâlinde, Kanunun 102 nci maddesine istinaden ilgililere idarî para cezası verilir. İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde dilekçe vermek veya bu dilekçeyi taahhütlü olarak göndermek suretiyle işverence ilgili üniteye itiraz edilebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazlar, ilgili itiraz komisyonunda incelenerek en geç otuz gün içinde karara bağlanır. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması hâlinde, idarî para cezası kesinleşir.”

hükümlerine yer verilmiştir.

Dolayısıyla 5510 sayılı Kanunun 102 nci maddesine istinaden SGK tarafından uygulanan idari para cezasının iptali için, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde SGK’ya itirazda bulunulması, Yönetmelik gereği konuyla ilgili itiraza SGK Ünite İtiraz Komisyonunun 30 gün içerisinde cevap vermesi gerekmektedir. Kurumca itirazı reddedilenlerin de itirazın tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde idare mahkemesinde dava açması gerekmektedir.

SGK tarafından tebliğ edilen prim borçlarına da borcun tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde itiraz edilmesi, itirazın reddi halinde red kararının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde dava açılması gerekir. Prim borcuna itirazda da itiraz komisyonunun karar verme süresi 30 gündür. (Bkz. SGK İdari Para Cezalarına ve Primlere İtiraz)

İcraya İntikal Eden Borçlar İçin Yukarıdaki Süreler Geçerli Değil ?

Eğer SGK idari para cezası ve/veya prim borçlarının süresinde ödenmediği için icra takibi başlatmışsa, bu durumda SGK’nın gönderdiği belge Ödeme Emri niteliğinde bir belge olacaktır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca da ödeme emrine tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde itiraz edilmesi gerekir. Ödeme emrine ancak böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle itiraz edilebilir. Ancak Kanunun konuya ilişkin 58 inci maddesinde;

“İtiraz komisyonu bu itirazları en geç 7 gün içinde karara bağlamak mecburiyetindedir.

İtirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağı % 10 zamla tahsil edilir.” 

hükümlerine yer verilmiş olup, bu nedenle ödeme emrine itirazda bulunurken dikkat etmek gerekir.

Para Cezasını İptal Ettirmek İsteyenler Yine de Ödemeyi Yapmalı mı ?

Öte yandan SGK tarafından uygulanan idari para cezasını iptal ettirmek istense bile, ileride itiraz ve davanın reddedilmesi halinde faiziyle birlikte daha yüksek tutarda idari para cezası ödemek zorunda kalma riskine karşı (Bkz. İdari Para Cezalarında Faiz Ne Zaman İşlemeye Başlar ?), eğer imkan varsa idari para cezasını tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde yüzde 25 eksiği ile ödeyerek peşin ödeme indiriminden yararlanılmalıdır. Yapacağı itiraz veya açacağı dava sonucunda idari para cezası iptal edilirse, Kuruma herhangi bir borç da yoksa SGK ödenen tutarı iade edecektir. Konuyla ilgili İdari Para Cezasına İtiraz Etmeden Doğrudan Mahkemeye Gidilebilir mi ?Peşin Ödenip İndirimden Yararlanılan İdari Para Cezasına İtiraz Edilebilir mi ?, SGK İdari Para Cezalarına Karşı Dava Açmak Kolaylaştı başlıklı yazılara bakılabilir.

SGK İtiraza Cevap Vermezse veya Cevabı Geciktirirse Dava Açmak İçin Ne Kadar Beklemek Gerekir ?

Yukarıda da belirtildiği üzere, Yönetmeliğe göre SGK itiraz komisyonlarının 30 gün içerisinde itirazı görüşüp cevap vermesi gerekmekle birlikte, eğer SGK itiraza hiç cevap vermezse veya cevabı geciktirirse ne olacak ? Ne kadar beklemek gerekir ? SGK itiraza cevap vermezse bu durumda dava açılabilir mi, dava açılabilirse ne kadar sürede açılabilir ?

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Üst makamlara başvurma” başlıklı 11 inci maddesinde;

“1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.

2. Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.

3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.”

hükümlerine yer verilmiştir.

Dolayısıyla idari para cezalarıyla ilgili yaptığı itirazı SGK tarafından 30 gün dolmadan reddedilenlerin, ret kararının tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde, 30 gün dolduğu halde itirazına cevap verilmeyenlerin ise itiraz başvurusunun yapıldığı tarihten itibaren 30 günlük sürenin dolduğu günden itibaren 30 gün içerisinde idare mahkemesinde dava açmaları gerekmektedir. Çünkü başvuru tarihini takip eden 30. günde başvuru zımnen reddedilmiş sayılır ve dava açma süresi başlar. 5510 sayılı Kanunun 102 nci maddesinde de itirazı reddedilenlerin kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesinde dava açabilecekleri belirtilmiştir. Prim borcuna karşılık SGK’ya yapılan itirazda da aynı durum geçerli sayılır.

Bu arada idare mahkemesinde itirazda 30 günlük, iş mahkemesinde itirazda ise bir aylık süre öngörülmüş olup, aradaki fark Başvuru ve İşlemlerde Tanınan Bir Ay İle 30 Gün Arasındaki Fark başlıklı yazıda açıklanmıştır.

Konuyla İlgili Örnek Danıştay Kararı

Konuyla ilgili örnek Danıştay kararına aşağıda yer verilmiştir. Ancak söz konusu Danıştay kararında idarenin cevabını bekleme yani zımni ret süresi 60 gün olarak belirtilmiş olmakla beraber, 7331 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle 14 Temmuz 2021 tarihinden geçerli olmak üzere 60 günlük süre 30 gün olarak değiştirilmiştir. Dolayısıyla aşağıdaki Danıştay kararında 60 gün olarak belirtilen süre 30 gün olarak dikkate alınmalıdır. (isvesosyalguvenlik.com)

—–

T.C.

Danıştay 10. Dairesi – Esas No: 2019/5217, Karar No: 2021/5291

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı / …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:., K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı tarafından; çalıştırmakta olduğu yabancı uyruklu işçiye ait işe giriş bildirgesini, işten ayrılış bildirgesini ve aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süre içerisinde Kuruma vermediğinden bahisle 31.537,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince, Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 15/11/2016 tarih ve E:2016/9680, K:2016/5434 sayılı usule ilişkin bozma kararına uyularak, davacıya verilen para cezasına itiraz edilmesi, bu itirazla birlikte takibin durması ve itirazın da reddedilmemesi nedeniyle cezanın kesinleşmediği hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava tarihi itibariyle ortada idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülebilir bir işlemin bulunmadığı ve davanın incelenmeksizin reddi gerektiği gerekçesiyle 2577 sayılı Kanun’un 15/1-b maddesi uyarınca davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, idari işleme itiraz edilmesi üzerine idarenin 60 günlük sürede cevap vermemesi halinde zımni ret işleminin meydana geldiği, zımni ret işlemine karşı 30 günlük sürede dava açılabileceği, idarenin cevap vermediği durumlarda kesin ve yürütülebilir bir işlem olmadığı gerekçesiyle davanın reddi halinde itiraza cevap verme süresinin ucu açık, belirsiz bir süre haline geleceği, zımni ret üzerine 30 günlük yasal sürede dava açma haklarının bulunduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Danıştay Başkanlık Kurulunun 07/03/2019 tarih ve 2019/24 sayılı kararıyla Danıştay Onbeşinci Dairesinin kapatılması üzerine Danıştay Onuncu Dairesine gönderilen dava dosyasında, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :

Davacının evinde çocuk bakım hizmeti vermek üzere çalışan yabancı uyruklu kişiye ait işe giriş bildirgesi, işten ayrılış bildirgesi ve aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süre içerisinde Kuruma verilmediğinden bahisle 31.537,00-TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin Karşıyaka Sosyal Güvenlik Merkezi’nin … tarih ve … sayılı işleminin 26/04/2016 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine, davacı 28/04/2016 tarihinde idari para cezasına itiraz etmiş, davalı idarenin itiraza 60 gün içinde cevap vermemesi nedeniyle itirazının zımnen reddedildiğini kabul etmek suretiyle 29/06/2016 tarihinde bakılan davayı açmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, idari dava türleri arasında sayılan iptal davalarının, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılabileceği öngörülmüştür.

Aynı Kanun’un 11 maddesinde, ”1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.

(Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle) 2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.

İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.” hükmüne yer verilmiş olup; 14. maddesinin 3. fıkrasının (d) bendinde, “dilekçelerin idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı yönünden de inceleneceği belirtilmiş; 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, 14. maddenin 3. fıkrasının (d) bendine aykırılık görüldüğünde davanın reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 102 . maddesinde, “İdari para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir.” hükmü yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İdarenin yapılan başvurulara yazılı olarak cevap verme zorunluluğu karşısında, çeşitli gerekçelerle sessiz kalarak dava tehdidinden kurtulmasının önüne geçebilmek için, belirli bir süre idarenin sessiz kalmasına hukuki bir sonuç bağlanmış ve zımni ret kurumu getirilmiştir (Duran, İdari Makamların Sükutu, s. 183.). Diğer bir anlatımla, idarenin susması sonucu kişilerin dava açma hakkını önlemesine engel olmak ve idareyi belirli sürede işlem yapmaya zorlamak amacıyla, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda zımni ret kurumu oluşturulmuştur (Gözübüyük, Yönetsel Yargı, s. 146; AKYILMAZ, s. 163, dpn. 341).

İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken işlemler, idari makam ve mercilerin kamu gücüne dayanarak idare hukuku alanına ilişkin olarak yaptıkları ve hukuki sonuçlar doğurabilme kabiliyetini haiz, hukuka uygunluk karinesinin doğal sonucu olarak ve kural itibariyle (kanunda aksi öngörülmedikçe) re’sen icra edilebilme yeteneğini taşıyan irade açıklamalarıdır.

Başka bir ifadeyle, idarelerin ilgililerin hukukunu doğrudan etkileyen, onların hak ve yükümlülüklerinde değişiklik veya yenilik yaratan ve hukuk aleminde sonuç doğurması için başka bir işleme ya da onay mekanizmasına ihtiyacı olmayan irade açıklamalarının idari davaya konu edilmeleri mümkündür.

Yukarıda belirtildiği üzere, idarelerin, ilgililerin ilk ya da itiraz başvurularına cevap vermemek suretiyle başvuruları sonuçsuz ve sürüncemede bırakmaması, bir anlamda yürütme görevini yerine getirmekten ve yargı denetiminden kaçınmaması için 2577 sayılı Kanun’un 10, 11 ve 13. maddelerinde zımni ret müessesesi öngörülmüştür.

Olaya uygulanacak 5510 sayılı Kanunda, idari para cezasına itirazı karara bağlayacak komisyonun, söz konusu itirazları inceleyip sonuçlandırması için azami ve nihai bir süre belirlenmediğinden, 2577 sayılı Kanun’un yukarıda aktarılan hükmünde öngörülen ”zımni ret” müessesesi ve süresinin, idari başvurular bakımından genel hüküm olması sebebiyle dava konusu uyuşmazlığa da uygulanması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.

Bu bağlamda, davacının 28/04/2016 tarihli itiraz başvurusuna 60 gün içinde herhangi bir cevap vermeyen davalı idarenin, 27/06/2016 tarihinde icrai nitelik taşıyan zımni ret işlemi tesis ettiğinin kabulü zorunlu olup; davacının itirazının zımnen reddedilmesi nedeniyle idari para cezası verilmesine yönelik ilk işlemin de hukuken varlığını koruduğu, dolayısıyla icrai niteliğini yitirmediği açıktır. Esasen, itiraz başvurularının reddi halinde ilgililerin ilk işleme veya itirazın reddine yönelik işleme yahut her iki işleme birden iptal davası açma konusunda seçimlik hakkı bulunduğu göz önünde bulundurulduğunda, davacı tarafından, itirazının zımnen reddi üzerine ilk işleme (idari para cezası kararına) karşı 30 günlük yasal dava açma süresi içinde 29/06/2016 tarihinde açılan davanın esasının incelenmesi gerekmektedir.

Öte yandan, işlemin icrailiği (kesin ve yürütülmesi zorunlu olması) ile re’sen icra edilebilirliği (işlem gereğinin idarece kendiliğinden yerine getirilmesi) ayrı kavramlar olup, icrai işlemle hukuk aleminde sonuç doğurulmakta iken, re’sen icra yetkisiyle hukuk alemindeki işlemin maddi aleme aktarılması söz konusudur. Bu bakımdan, icrai bir işlem ile hukuki bağlayıcılığı olan idari karar kastedilmekte; re’sen icra yetkisi ise, idarenin, icrai işlemini, yargı kararına ihtiyaç duymaksızın veya idare cihazı dışında başka bir makamın onayı gibi herhangi bir ek koşul olmaksızın doğrudan kendisinin yerine getirme yetkisine sahip olduğunu ifade etmektedir. Örnek vermek gerekirse, kamulaştırma kararının, icrai, dolayısıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olduğu izahtan varestedir. Bununla birlikte, (Anayasanın 13. ve 35. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkının ancak kanunla kısıtlanabileceği kuralına istinaden) 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca idare, bu kararı kendiliğinden ve doğrudan taşınmazı tapuda kendi adına tescil ettirme, dolayısıyla icrai nitelikteki kamulaştırma kararını re’sen icra etme yetkisine sahip bulunmamaktadır. İdare, kamulaştırma kararını, satın alma usulü ile veya bu mümkün olmazsa yargı kararı ile icra etmek zorundadır.

Esasen, işlemin icrailiği ile re’sen icra edilebilirliğinin ayrı kavramlar oluşu, icrai işlemin tesisi ile re’sen icrasının aynı zamanlarda gerçekleşmemesinden de ortaya çıkmaktadır. Örneğin, bir devlet memuruna aylıktan kesme cezası verilmesi halinde, önce icrai işlem tesis edilerek hukuk aleminde sonuç doğmuş olmakta, ancak işlemin maddi aleme aktarılması, diğer bir ifadeyle re’sen icrası takip eden ay maaşta kesinti yapılması suretiyle gerçekleşmektedir.

Dolayısıyla her ne kadar İdare Mahkemesince, 5510 sayılı Kanun’un 102 . maddesinin yukarıda aktarılan kısmına atıfla, para cezasına yapılan itirazın takibi durdurduğu, bu nedenle dava konusu işlemin icrai niteliğinin bulunmadığı gerekçesine yer verilmiş ise de; yukarıda aktarıldığı üzere, işlemin icrailiği ile re’sen icra edilebilirliği ayrı kavramlardır. Daha açık bir anlatımla, somut olayda, davacı hakkında idari para cezası tahakkuk ettirilerek davacı hukuken “idari para cezası yükümlüsü” konumuna sokulmuş, dolayısıyla davacının hukukunda değişiklik yaratılmıştır. Bununla birlikte, söz konusu icrai işlemle verilen para cezasının rızaen ödenmemesi halinde cebri icra yoluyla re’sen icrası mümkün iken, davacının bu işleme itiraz etmesiyle para cezasının tahsili olanağı askıya alınmış, böylelikle idarenin, hukuk aleminde sonuç doğuran icrai işlemin maddi gerçeğe dönüştürülmesi olarak tanımlanan re’sen icra yetkisi geçici olarak durdurulmuştur. Bu itibarla, para cezasına yapılan itirazın takibi durdurmasının, işlemin re’sen icra edilebilirliğini değil, icrailik niteliğini ortadan kaldırdığı yolundaki Mahkeme kararı gerekçesinde hukuki isabet görülmemiştir.

Bu durumda, idari para cezasının iptali amacıyla yasal sürede açılan davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, kesin ve yürütülebilir bir işlem bulunmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddi yönündeki Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

Davacının temyiz isteminin kabulüne,

Davanın incelenmeksizin reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,

Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,

2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.