Torba Yasayla Taşeron İşçilere Getirilen Hak ve Güvenceler

Torba Yasayla Taşeron İşçilere Getirilen Hak ve Güvenceler
5 Haziran 2014 20:05

30 Mayıs 2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının önemli bir kısmı alt işveren yani taşerona bağlı olarak çalışan işçilere getirilen hak ve güvenceler ile taşeron işçi çalıştırma şartlarını kapsıyor. Taşeron işçilerine kadro verilmesiyle ilgili bir düzenleme ise yok.

Tasarıda yer alan düzenlemelerle taşeron işçilere verilen hak ve güvenceler aşağıda belirtilmiştir.

• Asıl işverenin, işçilerin haklarını kısıtlanmak için taşeron işçisi çalıştırdığının mahkeme kararı ile tespiti halinde, taşeronun işçilerine ödenecek ücret ve diğer sosyal haklar, asıl işverenin emsal işçisine ödenen ücret ve sosyal haklardan daha az olamayacak. İşyerinde asıl işverenin işçisi bulunmaması halinde, yani hep taşeron işçisi çalıştırılması halinde, söz konusu belirleme aynı işkolundaki işçi esas alınarak yapılacak. Alt işveren işçisine ödenecek ücret ve sağlanacak sosyal haklar belirlenirken emsal işçinin veya benzeri iş yapan işçinin toplu iş sözleşmesi kapsamında olup olmadığına bakılacak. Emsal veya benzeri iş yapan işçi toplu iş sözleşmesi kapsamında ise, alt işveren işçisinin ücret ve sosyal hakları bu işçiye göre belirlenecek. Bu hükümlere aykırı davranan işveren ve taşeron veya işveren vekillerine her bir işçi için 2 bin (2.000) lira idari para cezası verilecek.

• Hem kamu sektörü hem de özel sektör işverenleri, taşeron işçilerinin ücretlerini alıp almadıklarını aylık olarak kontrol etme ve gerektiğinde taşeronun hakedişinden kesinti yaparak işçilerin ücretlerini ödemekle yükümlü ve sorumlu olacak.

• Taşeron işçilerinin yıllık ücretli izne hak kazanması açısından aynı işyerindeki tüm çalışma süresinin dikkate alınması zorunluluğu getirildiğinden, ihale sözleşmelerinin yenilenmesiyle birlikte taşeron işçilerinin işverenlerinin yani taşeronun (müteahhidin) değişmesi halinde, yeni işveren daha önceki taşeronda geçen çalışma sürelerini de dikkate alacak, dolayısıyla aynı işyerinde çalışmaya devam eden taşeron işçiler bir yıllık çalışma sürelerini doldurduklarında, taşeron değişse dahi yıllık ücretli izinlerini kullanabilecekler, yani yeni taşeron işçinin kıdemini sıfırdan başlatamayacak. Aslında şu an yürürlükte olan 4857 sayılı Kanunun göre de bunun böyle olması lazım (Bkz. Hizmet Alım İhaleleri Kapsamında Çalışan İşçilerin Yıllık İzin Hakları), ancak uygulamada taşeron işçiler bu konuda mağduriyet yaşadığından, yapılan düzenleme ile taşerona inisiyatif yani keyfi hareket etme hakkı bırakılmıyor.

• Taşeron işçilerinin ücret, yıllık izin dışında en çok sorun yaşadıkları konulardan biri de kıdem tazminatı. İhale sözleşmelerinin yenilenmesi nedeniyle sık sık taşeron değişmesi, ayrıca taşeronların ihale makamlarından çalıştırdıkları işçi başına sabit bir hakediş almaları, işçi başına ödenen bu tutarın da sadece vergi, sigorta primi, işçi ücreti ve müteahhit gibi kalemler dikkate alınarak tespit edilmesi, işçiye ödenecek kıdem tazminatının dikkate alınmaması gibi nedenler, taşeron işçilerinin kıdem tazminatı konusunda sorun yaşamalarına yol açıyor. 4857 sayılı Kanununa göre yıllık ücretli izin konusunda olduğu gibi kıdem tazminatı konusunda da taşeron değişse dahi, yeni taşeron kıdem tazminatına hak kazanmış şekilde işten ayrılan işçinin tazminatını ödemek zorunda (Bkz. Taşeron işçiler kıdem tazminatı haklarını nasıl kullanabilir). Ancak bu durum taşeronlara büyük maliyet getirdiğinden, genelde ödememeyi tercih ediyorlar, kararlı olan işçiler daha açmak zorunda kalıyor.

Tasarıda yer alan düzenleme bu soruna da çözüm getiriyor. Yapılan yeni düzenlemeye göre;

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında alt işverenler (taşeronlar) tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatları;

a) Alt işverenlerinin (taşeronların) değişip değişmediğine bakılmaksızın, aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde çalışmış olanların bu işyerlerinde geçen toplam çalışma süreleri esas alınarak tespit edilecek. Bunlardan son taşeronları ile yapılmış olan iş sözleşmeleri mülga 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanların yani kıdem tazminatı almayı hakkedecek şekilde işten çıkmış veya çıkarılmış olanların (Bkz. Kıdem Tazminatı Uygulaması – Hak Kazanma Koşulları – Hesaplanması – Kapsama Giren Ödemeler) kıdem tazminatları ilgili kamu kurum veya kuruluşları tarafından,

b) Aynı taşeron tarafından ve aynı iş sözleşmesi çerçevesinde farklı kamu kurum veya kuruluşlarında çalıştırılmış olan işçilerden iş sözleşmeleri mülga 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanların kıdem tazminatları ise farklı kamu kurum ve kuruluşuna ait işyerlerinde geçen hizmet sürelerinin toplamı esas alınarak çalıştırıldığı son kamu kurum veya kuruluşu tarafından,

işçinin banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenecek.

Alt işveren ile yapmış olduğu iş sözleşmesi sona ermediği gibi, alt işveren tarafından 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında bulunan idarelere ait işyerleri dışında bir işyerinde çalışmaya devam eden ve bu şekilde çalıştırıldığı sırada iş sözleşmesi kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona eren işçinin kıdem tazminatı, yazılı talebi halinde, kıdem tazminatının söz konusu kamu kurum veya kuruluşlarına ait işyerlerinde geçen süreye ilişkin kısmı, kamu kurum veya kuruluşuna ait çalıştığı son işyerindeki ücretinin yılları itibarıyla asgari ücret artış oranları dikkate alınarak güncellenmiş miktarı üzerinden hesaplanmak suretiyle son kamu kurum veya kuruluşu tarafından, işçinin banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenecek. Bu şekilde hesaplanarak ödenen kıdem tazminatı tutarının, iş sözleşmesinin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden aynı süreler dikkate alınarak hesaplanacak kıdem tazminatı tutarından daha düşük olması halinde, işçi aradaki farkı taşerondan talep edebilecek.

Ayrıca kıdem tazminatı tutarı, ilgili kamu kurumu tarafından, ödeneğin yetip yetmediğine bakılmaksızın ödenecek, yani ödenek olmadığı bahanesi ileri sürülemeyecek.

• Gerek yardımcı işlerde gerekse asıl işin bir bölümünde, danışmanlık hizmet alımları dışında idarenin yeterli nitelik ve sayıda personelinin olmaması halinde ihaleye çıkılabilecek. Yani idareye ait bir işyerinde yürütülen asıl işin bir bölümünde idarenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde, yeterli nitelik veya sayıda personel olmaması durumunda hizmet alımı ihalesine çıkılabilecek, daha açık bir ifadeyle taşeron işçi çalıştırılabilecek. Danışmanlık hizmet alım ihalelerinde ise istihdam edilen personelin yeterli nitelik veya sayıda olmaması şartı aranmayacak. Ayrıca, personel çalıştırılmasına dayalı ihalelerin yapılabileceği yardımcı işler Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek. Ayrıca, niteliği gereği altı ayı aşmayan yardımcı işler dışında, 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan idareler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşların, Maliye Bakanlığından, kamu İktisadî teşebbüsleri, müesseseleri ve işletmeleri ile bağlı ortaklıklarının (iştirakler hariç), 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun çerçevesinde özelleştirme kapsamında veya programında bulunanlardan sermayesinin %50’sinden fazlası kamuya ait kuruluşlar, Hazine Müsteşarlığından (özelleştirme programına almanlar için Özelleştirme İdaresi Başkanlığından) uygun görüş almadan taşeron işçi çalıştırmak için ihaleye çıkamayacak.

• Hizmet alımı kapsamında çalıştırılan işçiler (taşeron işçileri) de diğer de diğer işçiler gibi sendika kurma ve toplu iş sözleşmesi yapma haklarından yararlanabilecek. Yapılan yeni düzenlemeye göre, 4857 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında yer alan asıl işveren, … alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmüne istinaden, alt işveren (taşeron) işçilerinin sendikal örgütlenmeyi tercih etmeleri halinde, alt işveren ile işçilerini kapsayan toplu pazarlık süreci; asıl işverenin üye olması ve alt işverenin (taşeronun) yetkilendirmesi kaydıyla, ilgili kamu işveren sendikası tarafından 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yürütülecek ve sonuçlandırılacak. Bu şekilde imzalanan toplu iş sözleşmelerine göre belirlenen ücret ve sosyal haklardan kaynaklanan bedel artışı kadar taşerona idarece fiyat farkı ödenecek.

• Genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sürekli nitelikte olanlara ilişkin hizmet alımlarında (taşeron işçi çalıştırılmasında) ihale sözleşmelerini 3 yıllık olarak yapacaklar. Ancak gerekli hallerde gerekçesi gösterilmek şartıyla ve üst yöneticinin onayıyla bu süre kısaltılabilecek. Taşeron işçilerinin kıdem tazminatı ve yıllık izin hakları konusunda yapılan (yukarıdaki maddelerde açıklanmıştır) düzenlemeler ile bu düzenleme birlikte değerlendirildiğinde, taşeron işçilerinin kıdem tazminatı ve yıllık izin konusunda yaşayacağı sorunlar ortadan kalkacağı gibi her yıl işten çıkarılma endişesi de yaşamayacaklar.

• Taşeronların işçi sağlığı ve güvenliğine yeteri kadar önem vermemeleri, taşeronlaşma olan yerlerde iş kazalarının daha fazla olması yönündeki eleştirilere bağlı olan yapılan düzenleme çerçevesinde; alt işveren (taşeron) bulunan işyerlerinde, asıl işveren taşeronun gerekli iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini alıp almadığını gözetme ve denetlemek zorunda olacak. Bu düzenleme ile asıl işveren, alt işverenin işçilerini çalıştırmaya başlamadan ve sözleşmenin devamı aşamasında iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini yerine getirmediğini kontrol etmekle sorumlu tutuluyor. Asıl işveren, alt işveren işçilerinin iş güvenliği araçlarının sağlanması, onların eğitilmesi ve iş güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığının belirlenmesi amacıyla gerekli önlemleri almakla yükümlü oluyor. Asıl işverene yüklenen bu yükümlülük, tabii ki alt işverenin (taşeronun) iş sağlığı ve güvenliği mevzuatından kaynaklanan yükümlülüklerini ortadan kaldırmayacak.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.