İşçinin Fazla Çalıştırılmasının İş Güvenliği Yönünden Doğuracağı Riskler

İşçinin Fazla Çalıştırılmasının İş Güvenliği Yönünden Doğuracağı Riskler
4 Şubat 2023 16:05

4857 sayılı İş Kanunu’nda işçilerin işveren tarafından çalıştırılabileceği sürenin sınırı günlük 11 saat, haftalık 45 saat olarak belirlenmiş, ayrıca gece çalışma süresi ve bazı ağır ve tehlikeli işlerde günlük çalışma süresi 7,5 saati aşmayacak şekilde sınırlandırılmış, bu süreleri aşan her bir saatlik fazla çalışma için işçiye fazla mesai ücreti ödeme yükümlülüğü getirilmiştir.

Yine aynı şekilde İş Kanunu’nda işçiye yaptırılabilecek toplam fazla mesai süresi de yıllık 270 saat ile sınırlandırılmıştır. (Bkz. İşçilerin Mesai Saatleri Nasıl Belirlenir ?, Haftalık 45 Saati Aşmasa Bile Fazla Mesaiden Sayılacak Çalışmalar) Diğer taraftan yine İş Kanunu ile işçinin dinlenmesini sağlamak için işçiye günlük ara dinlenmesi (mola), haftalık ve yıllık izin verilmesi zorunluluğu getirilmiştir. İş Kanununda yer alan bu düzenlemelerin bir amacı da işçinin dinlenmesi için vakit kalması, bünyesinin kaldıracağı süreden daha uzun süre çalıştırılıp, yıpranmasının önlenmesidir. Bu konu ayrıca iş sağlığı ve güvenliği açısından da son derece önemli bir konudur. Çünkü işyerlerinde meydana gelen iş kazalarının önemli bir kısmı işçinin yorgun, uykusuz, dikkatsiz olmasından kaynaklanmakta, iş kazasının meydana gelmesinde işverenin mevzuata aykırı davranışı, kasıt veya kusuru varsa işveren ayrıca SGK’ya karşı sorumlu olmaktadır. (Bkz. İşyerlerinde İş Kazalarına Sebep Olan Durumlar, İş Kazasından İşveren Hangi Hallerde Sorumlu Olur ?İş Kazalarında Sorumluluğu Olan İşveren ve Diğer Kişilere Uygulanan Yaptırım ve Cezalar)

İstanbul Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) tarafından yayımlanan Mali Çözüm Dergisi’nin Ocak – Şubat 2023 sayısında yer alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Başmüfettişi Cumhur Sinan ÖZDEMİR’in “İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNÜNDEN FAZLA ÇALIŞMANIN RİSKLERİ” başlıklı makalesinde bu konuya yer verilmiştir.

Söz konusu Makalenin bir kısmı aynen aşağıda yer almaktadır. Makalenin tamamına İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNÜNDEN FAZLA ÇALIŞMANIN RİSKLERİ Cumhur Sinan ÖZDEMİR linkinden ulaşılabilir.

“4. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNÜNDEN FAZLA ÇALIŞMANIN RİSKLERİ

Çalışma süresinin uzunluğunun işçi üzerinde bedensel ve ruhsal yıpranmaya, yorgunluğa ve sonuçta dikkatsizliğe sebebiyet verebilecek bir yapısı bulunmaktadır. Bu da çalışma süresinin risk etmeni haline gelmesine neden olmaktadır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında işveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Amerika’da (Amerikan Epidemiolgy Akademisi Dergisi) yayımlanan araştırmada, fazla veya yoğunlaştırılmış çalışmaların; depresyon riski, çok oturmadan kaynaklanan rahatsızlıklar (diyabet, obezite, kanser ve karaciğer rahatsızlıkları vb.), uykusuzluktan kaynaklanan rahatsızlıklar (hafıza kaybı, kilo alımı, asabiyet, başka ruhi rahatsızlıklar, kalp rahatsızlığı), kalp rahatsızlığı, stres, göz yorgunluğu, beyin yorgunluğu (orta yaşlardaki çalışanlarda kavrama yetisini azalttığı) gibi risklerin ön plana çıktığı belirlenmiştir.

Anayasal dinlenme hakkına aykırı olarak hafta tatili ve genel tatil günlerinde işçilerin tatil yaptırılmadan çalıştırılması, çalışma sürelerin uzunluğu, fazla çalışmanın yıllık 270 saatin üzerinde olması, uygulamada çok sık karşılaşılan sorunlardır. Aşırı fazla çalışma işçiler yönünden meslek hastalığını ve iş kazasını artırmaktadır. İşverenler yönünden ise iş güvenliği riski , üretimde artışa rağmen kalitenin düşmesi, malzeme ve hammadde israfı, iş makine tezgah ve aletlerin kötü kullanılması ve arızaların artması gibi zararlandırıcı olaylara sebebiyet vermektedir.

Çalışanlar için sağlıklı ve güvenlikli çalışma ortamlarının yaratılması ancak 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun öngördüğü normların ve ilkelerin işyerlerinde uygulanması ile mümkündür. Bu nedenle 6331 sayılı Kanunda işverenler için maktu nitelikte idari para cezalarının yanında cezai ağırlığı çok daha yüksek olan işin kısmen veya tamamen durdurulması öngörülmektedir. Arzu edilen sağlıklı ve güvenlikli çalışma ortamının sağlanması ancak amacına hizmet eden yaptırımlar ile mümkündür. Kanunun 25’inci maddesi; işin durdurulması başlığı altında düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre, işyerindeki bina ve eklentilerde, çalışma yöntem ve şekillerinde veya iş ekipmanlarında çalışanlar için hayati tehlike oluşturan bir husus tespit edildiğinde; bu tehlike giderilinceye kadar, hayati tehlikenin niteliği ve bu tehlikeden doğabilecek riskin etkileyebileceği alan ile çalışanlar dikkate alınarak, işyerinin bir bölümünde veya tamamında iş durdurulur.

Ayrıca çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal ve yapı işleri ile tehlikeli kimyasallarla çalışılan işlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde, risk değerlendirmesi yapılmamış olması durumunda iş durdurulması gerekir.

4875 sayılı İş Kanunu’nun, 41’inci maddesi gereği; fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda 270 saatten fazla olamaz. Bu süre sınırı, işyerlerine veya yürütülen işlere değil, işçilerin şahıslarına ilişkindir. İşçilerin 270 saati aşan fazla çalışma yapması kanaatimce 6331 sayılı Kanunun 25’inci maddesine aykırılık teşkil etmektedir. Bu çalışma şeklinin işçilerin yaşamı için tehlikeli olan bir husus oluşturduğunun tespiti halinde , tehlikenin niteliğine göre iş tamamen veya kısmen durdurulacak veya işyeri kapatılabilecektir. Bu sonuca meydan vermemek için iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyumda hassas davranılmalı, fazla çalışma yaptırılmayacak işçilerin çalıştırılmaması, fazla çalışma yapılamayacak işlerde fazla çalışma yapılmaması ve yıllık 270 saati aşan fazla çalışma yaptırılmamalıdır.

5. SONUÇ

Uygulamada da görüldüğü üzere işçiler daha çok para kazanabilmek için daha fazla çalışmakta; işverenler de ek işçi istihdam etmek yerine işçileri daha fazla çalıştırarak, ilave istihdamın getirdiği mali yüklerden kurtulmaktadırlar. Çalışma süreleri ile çalışanın fiziki koşulları arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Çalışılan sürelerin artması iş kazası miktarını ve kayıp iş zamanını arttırmaktadır. Yapılan araştırma sonuçlarına göre özellikle 40 yaşından sonra aşırı fazla çalışma, iş yorgunluğunun getirdiği stres ile birleştiğinde, algı bozukluğu ve beyin fonksiyonlarında düşme, sinir sisteminde tahribatlar oluşturabilmektedir. Çalışma süresinin, işçi üzerinde bedensel ve ruhsal yıpranmaya, yorgunluğa ve sonuçta dikkatsizliğe sebebiyet verebilecek bir yapısı bulunmaktadır. Bu da çalışma süresinin bizzat bir risk etmeni haline gelmesine neden olmaktadır. Çalışma süresinin uzaması nedeniyle yorgunluk, dayanıklılığı, bağışıklık sistemini etkileyerek işçinin hastalanmasına yol açabileceği gibi, dikkatin dağılması nedeniyle bazı önlemlerin alınmasına gerek duyulmamasına ve bunun sonucunda da iş kazasının meydana gelmesine sebep olabilecektir. Bu nedenle, çalışma süresi uzadıkça, işçinin hastalanması ve/veya iş kazasının olabilme olasılığı artmaktadır. Uzun sürelerle yapılan aşırı fazla çalışma sonucunda yorgunluk ve dikkat dağılması sebebiyle üretimde verimin düşmesi de açık olarak gözlemlenebilecek sonuçlardan biridir. Verimin düşmesi nedeniyle çalışma süresinin uzunluğu işveren açısından da yararlı bir sonuç getirmeyecektir. İşçilerin 270 saati aşan fazla çalışma yapması kanaatimce 6331 sayılı Kanunun 25’inci maddesine aykırılık teşkil etmektedir. Bu çalışma şeklinin işçilerin yaşamı için tehlikeli olan bir husus oluşturduğunun tespiti halinde, tehlikenin niteliğine göre iş tamamen veya kısmen durdurulacak veya işyeri kapatılabilecektir. Bu sonuca meydan vermemek için iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyumda hassas davranılmalı, fazla çalışma yaptırılmayacak işçilerin çalıştırılmaması, fazla çalışma yapılamayacak işlerde fazla çalışma yapılmaması ve yıllık 270 saati aşan fazla çalışma yaptırılmamalıdır.” (isvesosyalguvenlik.com)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.