Çalışanların Ücret ve Maaşlarının Ne Kadarına Haciz Konulabilir ?

Çalışanların Ücret ve Maaşlarının Ne Kadarına Haciz Konulabilir ?
27 Ağustos 2022 23:51

Yüksek enflasyon nedeniyle fiyatların sürekli artmasına bağlı olarak masraf ve giderlerin de artması, işsizlik, 2020 Mart ayında Ülkemizde de ortaya çıkan koronavirüs salgını gibi nedenler gelir durumu çok iyi olanlar hariç herkesi olumsuz olarak etkiledi ve halen de etkilemeye devam ediyor.

Medyada yer alan haberlere göre, icra dairelerindeki icra dosyası sayısı 24 Mayıs 2022 itibarıyla 2021 yılı sonuna göre 926 bin artarak 23 milyon 497 bine yükselmiş. Bu gün itibariyle durum nedir bilmiyoruz. Ayrıca birkaç gündür de yine yazılı ve görsel basında dar gelirli vatandaşların icra ve haciz sorunlarının çözüme kavuşturulması amacıyla, 2 bin liraya kadar olan borçları kapsayan yaklaşık 6 milyon kişinin 9 milyonu bulan icra dosyasının tasfiye edileceği şeklinde haberler çıkıyor, ancak bu konu da henüz netleşmiş değil.

Öte yandan bu sürecin ve olumsuz ekonomik şartların en çok etkilediği kesimler arasında da işsiz olanlarla ücretli/maaşlı çalışan sabit gelirliler, emekliler, küçük esnaf gelmektedir. Buna bağlı olarak da şu an çok sayıda çalışanın ücret ve maaşı hacizli durumda. TÜRK-İŞ (Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu) tarafından yapılan açıklamaya göre 2022 yılı Temmuz ayı itibariyle açlık sınırı (dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı) 6.839,64 TL, yoksulluk sınırı (dört kişilik ailenin yapması gereken toplam harcama) 22.280 TL, bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyeti ise 8.930 TL’ye ulaşmış. Hal böyle olunca, aylık ücreti/maaşı belirli tutarın altında olduğu için zaten geçinmekte zorlanan bir çalışanın ayrıca maaşına haciz gelmesi durumunu daha da zorlaştırıyor.

Peki çalışanın aylık ücretinin/maaşının ne kadarı haczedilebilir, aylık ücretin/maaşın ne kadarından haciz kesintisi yapılabilir ? Bunun bir sınırı, ölçüsü var mıdır ?

İş Kanunu ve Borçlar Kanununa Göre İşçi Ücretlerinin Dörtte Birinden Fazlası Haczedilemez

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun “4. Ücret alacağının haczi, devri ve rehnedilmesi” başlıklı 410 uncu maddesinde;

“İşçilerin ücretinin dörtte birinden fazlası haczedilemez, başkasına devredilemez ve rehnedilemez. Ancak, işçinin bakmakla yükümlü olduğu aile bireyleri için hâkim tarafından takdir edilecek miktar, bu orana dâhil değildir. Nafaka alacaklılarının hakları saklıdır.

Gelecekteki ücret alacaklarının devredilmesi veya rehnedilmesi geçersizdir.”

4857 sayılı İş Kanununun “Ücretin saklı kısmı” başlıklı 35 inci maddesinde de aynı şekilde;

“İşçilerin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlası haczedilemez veya başkasına devir ve temlik olunamaz. Ancak, işçinin bakmak zorunda olduğu aile üyeleri için hakim tarafından takdir edilecek miktar bu paraya dahil değildir. Nafaka borcu alacaklılarının hakları saklıdır.”

hükümleri yer almaktadır.

Borçlar Kanununda ücretin tanımı yapılmamış olup, İş Kanunun 32 nci maddesinde ; genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar ücret olarak tanımlanmıştır.

Dolayısıyla belirtilen kanun hükümleri uyarınca, işçilerin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlası haczedilemez, haciz müzekkeresi (haciz yazısına) istinaden işveren tarafından işçinin aylık ücretinden/maaşından yapılacak kesinti dörtte birinden fazla olamaz. İşçinin aylık ücretinden/maaşından nafaka borcu nedeniyle yapılacak haciz kesintisi ise bu sınırlamaya tabi değildir. Ayrıca dörtte birlik haciz sınırlaması sadece işçinin ücretiyle ilgili olup, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi işçilik alacakları bu sınırlama kapsamına girmemektedir.

Diğer Kanunlarda Yer Alan Sınırlamalar

Konuyla ilgili olarak gerek Borçlar Kanununda, gerekse İş Kanununda yer alan hükümler dışında;

2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun “Kısmen haczi caiz olan şeyler” başlıklı 83 üncü maddesinde;

“Maaşlar, tahsisat ve her nevi ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama müstenit olmayan (mahkeme kararına dayanmayan) nafakalar, emekli maaşları, sigortalar veya emekli sandıkları tarafından tahsis edilen gelirler, borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra memurunca lüzumlu olarak takdir edilen miktar düşüldükten sonra haczedilebilir.

Ancak haczedilecek miktar bunların dörtte birinden az olamaz. Birden fazla haciz var ise sıraya konur. Sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez.”

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 71 inci maddesinde;

“Aylıklar, ödenekler, her çeşit ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama bağlı olmayan nafakalar, emeklilik aylıkları, sigorta ve emeklilik sandıkları tarafından bağlanan gelirler kısmen haczedilebilir. Ancak haczedilecek miktar bunların üçte birinden çok dörtte birinden az olamaz.

Asgari ücreti aşmayan aylık gelirlerin onda birinden fazlası haczedilemez.”

hükümlerine yer verilmiştir.

Söz konusu kanun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; işçilerin aylık ücret ve maaşlarının sadece dörtte birinin haczedilebileceği, ancak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun çerçevesinde vergi, prim, idari para cezaları gibi kamu alacaklarıyla ilgili olarak başta vergi daireleri, SGK Müdürlükleri olmak üzere kamu kurum ve kuruluşları tarafından uygulanan hacizlerde, asgari ücretle çalışanların aylık gelirlerinin onda birinden fazlası haczedilemeyecek, onda birinden fazla haciz kesintisi yapılamayacaktır.

Çalışanın Ücretine Birden Fazla Haciz Konuluysa Ne Olacak ?

Eğer birden fazla alacaklı tarafından çalışanın maaşına haciz konulduysa, bu durumda da yine aylık ücretinin/maaşının dörtte birinden fazlası haczedilemeyeceği için ilk başlayan haciz kesintisi bitene kadar sonradan gelen haciz kesinti yazıları sıraya konularak bekletilecek, haciz kesintisinin biri bitince sıradaki haciz kesintisi uygulamaya konulacaktır. (Bkz. İşçisinin Maaşına Birden Fazla Haciz Gelen İşveren Ne Yapmalı ?)

İcra – Vergi Dairesinin – SGK’nın Yazısı Olmadıkça İşveren İşçinin Ücretinden Haciz Kesintisi Yapamaz

Öte yandan, İşveren İşçinin Borcunu Ücretinden Kesip Ödeyebilir mi ? başlıklı yazıda belirtildiği üzere icra müdürlüğünün, vergi dairesinin, SGK müdürlüğünün resmi yazısı, mahkeme kararı olmadan işveren doğrudan alacaklının veya avukatının talebine istinaden işçinin ücretinden haciz kesintisi yapamaz.

Çünkü 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun “Ücretin korunması” başlıklı 407 nci maddesinde; “İşveren, işçiden olan alacağı ile ücret borcunu işçinin rızası olmadıkça takas edemez. Ancak, işçinin kasten sebebiyet verdiği yargı kararıyla sabit bir zarardan doğan alacaklar, ücretin haczedilebilir kısmı kadar takas edilebilir. Ücretin işveren lehine kullanılacağına ilişkin anlaşmalar geçersizdir.” hükümleri yer almaktadır.

Konuyla İlgili Diğer Yazılar

Benzer konular İşsizlik Maaşına Haciz Konulabilir mi ?, Kısa Çalışma Ödeneğine Haciz veya Bloke Konulabilir mi ?, SGK’nın Kişilere Yaptığı Ödemelere Haciz veya Bloke Konulabilir mi ? başlıklı yazılarda açıklığa kavuşturulmuş, işveren tarafından işçinin aylık ücretinden/maaşından yapılan haciz kesintisi dışında bankalar tarafından yapılan haciz ve bloke işlemleri konusunda yapılması gerekenlerle ilgili açıklamalara Maaşından Haciz Kesintisi Yapılan İşçinin Bankaya Yatan Parasına da Haciz Konulabilir mi ?, Katılım Bankaları Bankaya Yatan Düşük Ücret ve Maaşlara Haciz Koymayacak başlıklı yazılarda yer verilmiştir. (isvesosyalguvenlik.com)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.