İşçiye Eğitim Belgesi İmzalatmakla İş Bitmez !

İşçiye Eğitim Belgesi İmzalatmakla İş Bitmez !
7 Haziran 2020 23:16

Çalışanlara genel iş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitim verilmesi / aldırılması dışında ayrıca çalışanın yaptığı işle ilgili olarak bilgilendirilmesi ve eğitilmesi insan hayatının kutsallığı, hastalıkların – iş kazalarının – meslek hastalıklarının önlenmesi, işyerinde yapılan işlerin aksamaması açısından kaçınılmaz ve önemli bir zorunluluk olduğundan, mevzuatta da bu konuya önemli yer verilmiştir.

Bu konudaki ayrıntılı bilgi ve açıklamalar Bütün Yönleriyle Çalışanların Bilgilendirilmesi – İş Güvenliği ve Mesleki Eğitimlerinin Usul ve Esasları başlıklı yazıda, çalışana eğitim vermemiş / aldırmamış işverenin sorumluluğu ile ilgili açıklamalar ise İş Kazalarında Sorumluluğu Olan İşveren ve Diğer Kişilere Uygulanan Yaptırım ve Cezalar, İş Kazasından İşveren Hangi Hallerde Sorumlu Olur ?, İş Kazalarında İşveren Hangi Durumlarda Sorumluluktan Kurtulabilir ? başlıklı yazılarda yer almaktadır.

Çalışanların eğitimi konusuna daha önceleri 1479 ve 4857 sayılı İş Kanununda yer verilmiş olmakla birlikte, esas itibariyle 30 Aralık 2012 tarihinde yürürlüğe giren iş 6331 sayılı İş Sağılığı ve Güvenliği Kanunu ile konu daha önemli hale gelmiş, özellikle iş güvenliği uzmanı çalıştırma / görevlendirme zorunluluğu ile birlikte çalışanların eğitimine profesyonellik kazandırılmıştır.

Ancak bugün gelinen noktada bu konunun öneminin yeterince anlaşıldığı maalesef söylenemez. Bu konuya gerçekten önem veren ve profesyonelce yaklaşan, bu işi hakkıyla yapan, çalışanının gerçek manada eğitim almasını, yaptığı işle ilgili bilgi ve tecrübe sahibi olmasını sağlayan işverenler / işyerleri yanında; bu işi sadece yasak savma niyetiyle yapan, tabiri caizse kitabına uydurmaya çalışan, çalışanların eğitimi konusunu sadece belgeden / formaliteden ibaret gören, çalışanlarına doğru dürüst eğitim vermediği / aldırmadığı halde, sık sık eğitim aldığına dair belgeler / formlar imzalatan, cafcaflı eğitim sertifikaları / belgeleri düzenleyen işverenlerin / işyerlerinin sayısı da maalesef küçümsenemeyecek düzeydedir. Bu durumun sebebi biraz da ciddi ve profesyonel olarak iş sağlığı ve güvenliği hizmeti veren ortak sağlık ve güvenlik birimleri (OSGB), özellikle de iş güvenliği uzmanları yanında; bu işin ciddiyetini ve önemini yeterince kavramamış olan, bu işi hakkıyla yapmayan ortak sağlık ve güvenlik birimleri (OSGB) ile özellikle de iş güvenliği uzmanlarından kaynaklanmaktadır. Sadece arada bir İSG hizmeti verdiği işyerine uğrayan, işyerine gittiğinde çalışma ortamı yerine ofiste vakit geçiren, gerçekte çalışanlara eğitim vermemiş olsa bile eğitim verildiğine dair belgeler imzalatan, devamlı işyerinde bulunması gereken iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tespit ve öneri defterini (İSG Tespit ve Öneri Defteri) bile kendi bürosunda bulunduran, iş kazası olduktan veya meslek hastalığı ortaya çıktıktan sonra tespit ve öneri defterine yazı yazan, risk değerlendirme raporunda değişiklik yapan, işçiye eğitim verildiğine dair belge imzalatan iş güvenliği uzmanlarına da maalesef rastlanmaktadır.

Peki olması gereken nedir ?

Bu konuda olması gerekeni Yargıtay yıllar önce, hatta iş sağlığı ve güvenliği konusunda ayrı kanunun henüz çıkmamış olduğu, çalışanlara eğitim verme konusunun bu kadar profesyonel ve önemli hale gelmemiş olduğu 2004 yılındaki bir kararında belirtmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu söz konusu kararında aynen; “İşçi sağlığı, iş güvenliği ve yapılmakta olan iş nedeniyle işçinin eğitimi, bir kısım mevzuatı, hükümlerini içerir belgelerin kendilerine verilmesi ile değil, eylemli olarak, bu bilgilerin aktarımı ve öneminin kavratılması ile sağlanabilir. Eğitimden sonraki aşama ise, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili önlemlerin alındığının ve uygulandığının denetlenmesidir.” açıklamasına yer vermiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu – 16.06.2004 tarih ve 2004/21-365 Esas ve 2004/369 sayılı karar)

Aynı Durum Kişisel Koruyucu Donanım ve Risk Değerlendirmesi İçin de Geçerli

Benzer durum işyerinde yapılan işin özelliğine göre çalışanlara verilmesi gereken baret, eldiven, gözlük, kulaklık, emniyet kemeri, iş ayakkabısı gibi kişisel koruyucu donanımlar (KKD) için de geçerli olup, aynı şekilde kişisel koruyucu donanımın çalışana verildiğine dair teslim ve zimmet tutanağı düzenlenmiş / imzalatılmış olması yetmez; standartlara uygun kişisel koruyucu donanımların çalışana gerçekten verilmiş olması, ayrıca verilen kişisel koruyucu donanımların çalışanlar tarafından da kullanılmasının sağlanması, kullanılıp kullanılmadığının denetlenmesi gerekir.

Yine aynı şekilde eğitim kadar önemli olan bir diğer konu risk değerlendirmesi olup, kağıt/belge üzerinde formaliteden risk değerlendirme raporu düzenlemek bir anlam ifade etmez, gerçeğe uygun olarak risk değerlendirmesi yapılıp rapor düzenlenmiş olsa bile bu rapor uygulanmadıktan sonra yine bir anlam ifade etmez. (Bkz. İşverenin Asıl Sorumluluğu Risk Değerlendirmesinden Sonra Başlar, Sadece Risk Değerlendirmesi Yapmak İşvereni Sorumluluktan Kurtarır mı ?) (isvesosyalguvenlik.com)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.