İşverenin Kaçınılmazlıktan Dolayı Sorumluluktan Kurtulmasının Şartları Var

İşverenin Kaçınılmazlıktan Dolayı Sorumluluktan Kurtulmasının Şartları Var
8 Nisan 2022 23:29

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu” başlıklı 21 nci maddesi uyarınca; iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, bu durumda SGK iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle yapmak zorunda kaldığı ve ileride yapacağı tüm masrafların kasıt halinde tamamını, işverenin kusuru halinde ise kusur oranına düşen tutarını işverenden rücu yoluyla tahsil etmektedir.

Bu husus İş Kazasından İşveren Hangi Hallerde Sorumlu Olur ?, İş Kazalarında Sorumluluğu Olan İşveren ve Diğer Kişilere Uygulanan Yaptırım ve Cezalar başlıklı yazılarda ayrıntılı açıklanmıştır.

SGK’nın bu işlemi rücuan tazminat olarak adlandırılmaktadır. SGK’nın işverenden bu şekilde tahsil edeceği masraflar kapsamına ise söz konusu iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle yaptığı tüm tedavi giderleri, işçiye ödenen geçici iş göremezlik ödenekleri (rapor paraları), işçide yüzde 10 veya daha fazla iş göremezlik ortaya çıkmış ve işçiye aylık gelir bağlanmışsa ödenecek gelir toplamının peşin sermaye değeri, işçi iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölmüş ve SGK hak sahiplerine aylık bağlamışsa, ileride ödeyeceği aylıkların toplamının peşin sermaye değeri girmektedir.

Öte yandan iş kazası ve meslek hastalıklarında işverenin sorumluluğuyla ilgili söz konusu 21 inci maddede, “İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.” hükmüne de yer verilmiştir. Dolayısıyla eğer iş kazası veya meslek hastalığı kaçınılmazlıktan dolayı meydana gelmişse, işveren SGK’ya karşı sorumluluktan kısmen veya tamamen kurtulacaktır. (Bkz. İş Kazasında Kaçınılmazlık İşvereni Sorumluluktan Kurtarır mı ?)

İşverenin Kaçınılmazlıktan Dolayı Sorumluluktan Kurtulabilmesi İçin Bazı Şartlar Var

Öte yandan, meydana gelen bir iş kazasının kaçınılmazlıktan kaynaklandığının kabul edilebilmesi için bazı şartların gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu husus Yargıtay kararlarında sık sık belirtilmekte olup, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 22/11/2021 tarihli kararında da kaçınılmazlıktan dolayı işverenin sorumluluktan kurtulabilmesinin şartları ayrıntılı açıklanmıştır. Söz konusu Kararda aşağıdaki açıklamalara yer verilmiştir (YARGITAY 10. Hukuk Dairesi – Esas No. 2021/7031, Karar No. 2021/14606, Tarihi: 22/11/2021);

  • Kaçınılmazlık olgusundan, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda geçerli mevzuat hükümleri çerçevesinde, doğabilecek olası zararlı sonuçların önlenmesi yönünde, duruma ve koşullara göre ilgililerden beklenebilecek tüm özenli ve dikkatli çabaya karşın sigortalıyı bedence veya ruhça arızaya uğratan iş kazasının meydana gelmesi durumunda söz edilebilir.
  • Günümüz teknolojisinde birtakım olayların sonuçlarının kısmen kaçınılmazlık/kötü rastlantılarla açıklanması, alınabilecek önlemler düşünüldüğünde olanaksızdır.
  • Kaçınılmazlık/kötü rastlantı olarak adlandırılan olguların birçoğunun temelinde insan yanılgı ve savsamaları, özen eksikliği bulunduğu bir gerçektir. (Bkz. İşyerlerinde İş Kazalarına Sebep Olan Durumlar)
  • Unutulmamalıdır ki, her birey, zararlı sonuçların önlenmesi için durum ve koşulların kendisine yüklediği özen ve dikkat yükümünü göstermek zorundadır.
  • Öngörülebilir sonuçlar karşısında kaçınılmazlık/kötü rastlantı yönünde değerlendirme yapılamaz.
  • Meydana gelen iş kazasında; şayet işveren, tüm önlemleri almış bulunmasına karşın, zararlandırıcı sigorta olayı ortaya çıkmışsa kaçınılmazlıktan söz edilebilir.

Yargıtay Kararının Değerlendirilmesi

Söz konusu Yargıtay kararından da anlaşılacağı üzere, işverenin meydana gelen bir iş kazası veya meslek hastalığının kaçınılmazlıktan kaynaklandığını ileri sürebilmesi ve sorumluluktan kurtulabilmesi için; üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tedbirleri almış ve kurallara uymuş olması, aynı şekilde işçinin de üzerine düşen tedbirleri almış, işini yaparken gerekli dikkat ve özeni göstermiş, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili kurallara uymuş olması, meydana gelen iş kazası veya meslek hastalığının öngörülmesinin mümkün olmaması gerekmektedir. (Bkz. İşverenin İş Güvenliği Konusundaki Yükümlülükleri Nelerdir ?, Çalışanların İş Güvenliğiyle İlgili Yükümlülükleri Nelerdir ?)

İşçinin işini yaparken gerekli dikkat ve özeni göstermesi, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili kurallara uyması konusundaki sorumlulukta yine dolaylı olarak işverene aittir. Çünkü işveren işçiye 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve ilgili mevzuat gereği gereken bilgi ve eğitimleri vermesi (Bkz. Çalışanlara Eğitim Verilmesi Gereken Durumlar ve Konular), işçiyi işe alırken işyerinde yapacağı işe elverişli olduğuna dair rapor aldırması, işçinin periyodik sağlık kontrollerini aksatmaması (Bkz. Çalışanların Periyodik Sağlık Kontrolü Hangi Sıklıkla Yapılmalıdır ?), işçiye yaptığı işin gerektirdiği baret, eldiven, iş elbisesi ve ayakkabısı, emniyet kemeri, maske gibi kişisel koruyucu donanımları (KKD) vermiş olması, işçinin dinlenmesini sağlayacak şekilde izinlerini (günlük mola süreleri, haftalık ve yıllık izin gibi) kullandırmış olması, mevzuattaki çalışma sürelerine uymuş olması (Bkz. İşçilerin Mesai Saatleri Nasıl Belirlenir ?), işçinin iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uyup uymadığını denetlemesi (Bkz. İş Güvenliği Kurallarına Uymayan Çalışana Aslında Yaptırım ve Ceza Var), işyerinde etkin bir kontrol ve denetim mekanizması kurmuş olması gerekmektedir. İşveren bu konudaki yükümlüklerini eksiksiz yerine getirmiş buna karşılık işçi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemişse o zaman, işçinin kusur durumuna göre işveren kısmen veya tamamen iş kazası ya da meslek hastalığından doğacak sorumluluktan kurtulacaktır. (Bkz. İş Kazasında İşçinin Kusurlu Olması İşverenin Sorumluluğunu Etkiler mi ?)

Kaçınılmazlıkla İlgili Benzer Yargıtay Kararları

• Yargıtay 10. Hukuk Dairesi benzer bir kararında; “Kaçınılmazlığın genel bir tanımı yapılacak olursa denilebilir ki kaçınılmazlık, önüne geçmenin imkânsız olduğu veya ne kadar özen gösterirse göstersin, hangi tedbir alınırsa alınsın oluşması engellenemeyen bir durumu ifade eder.” açıklamasına yer vermiştir. (YARGITAY 10. Hukuk Dairesi – Esas No. 2020/7011, Karar No. 2021/4792, Tarihi: 06.04.2021)

• Yargıtay 10. Hukuk Dairesi bir başka kararında ise aşağıdaki açıklama ve değerlendirmelere yer vermiştir.

“İş kazası ve meslek hastalıklarının büyük bölümü işverenler tarafından iş sağlığı ve iş güvenliği konusundaki mevzuat hükümlerine uyulması ile önlenebilecek niteliktedir. Ancak kaçınılmaz dış etkenler ve kötü rastlantılar nedeniyle işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda hukuki ve teknik tüm gerekler yerine getirildiği halde iş kazası veya meslek hastalığı gerçekleşebilmektedir ki; bunlar “kaçınılmazlık” olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda; kaçınılmazlık, olayın meydana geldiği tarihte ve meslek hastalıkları bakımından süreçte bilimsel ve teknik kurallar ve olanaklar gereğince alınacak tüm önlemlere rağmen zararın kısmen veya tamamen meydana gelmesi durumu olarak tanımlanabilir.

Kaçınılmazlık olgusunda, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda geçerli mevzuat hükümleri çerçevesinde, doğabilecek olası zararlı sonuçların önlenmesi yönünde, duruma ve koşullara göre ilgililerden beklenebilecek tüm özenli ve dikkatli çabaya karşın, sigortalıyı bedence veya ruhça arızaya uğratan iş kazasının meydana gelmesi durumunda söz edilebilir. Günümüz teknolojisinde bir takım olayların sonuçlarının kısmen kaçınılmazlık/kötü rastlantılarla açıklanması, alınabilecek önlemler düşünüldüğünde olanaksızdır. Kaçınılmazlık/kötü rastlantı olarak adlandırılan olguların birçoğunun temelinde insan yanılgı ve savsamaları, özen eksikliği bulunduğu bir gerçektir. Unutulmamalıdır ki, her birey, zararlı sonuçların önlenmesi için durum ve koşulların kendisine yüklediği özen ve dikkat yükümünü göstermek zorundadır. Öngörülebilir sonuçlar karşısında kaçınılmazlık/kötü rastlantı yönünde değerlendirme yapılamaz.

Ayrıca, “kaçınılmazlık, sosyal sigortalar uygulamasında, hukuksal ve teknik anlamda, olayın meydana geldiği tarihte geçerli olan bilimsel ve teknik tüm önlemlere rağmen zararın meydana geldiği ve önlenemediği durumları anlatan bir kavram…” (Prof. Dr. A.Can Tuncay, Kurumun işverene Rücuu – Olayda Kaçınılmazlık Durumu, Sicil İş Hukuku Dergisi, Sayı 4, s. 185) olup; bu olgunun kabulünün koşulu, “…vuku bulan olaya karşı koyulmazlık hali ve her türlü tedbirin alınmasına rağmen gerçekleşmesi önlenemeyen ve objektif bir kaçınılmazlık durumunun söz konusu olmasıdır. Umulmadık bir hal kaçınılmazlık olarak nitelenemeyecektir. Ummamak, ummayı düşünmemek ve zarar verici olay ile karşılaşmak, kaçınılmazlık olarak değerlendirilemez.” (Prof. Dr. Berin Engin, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu İşverene Rücuya Nasıl Bakıyor?, Sicil İş Hukuku Dergisi, Sayı 4, s. 139).

………

İşçi sağlığı, iş güvenliği ve yapılmakta olan iş nedeniyle işçinin eğitimi, bir kısım mevzuat hükümlerini içerir belgelerin kendilerine verilmesini değil, eylemli olarak, bu bilgilerin aktarımı ve öneminin kavratılması ile sağlanabilir. Eğitimden sonraki aşama ise, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili önlemlerin alındığının ve uygulandığının denetlenmesidir. İşverenlerce, iş güvenliği açısından yaşamsal öneme sahip bulunan araç ve gereçlerin sigortalılar tarafından kullanılması sağlandığında, kazalanma olasılığının tamamen ortadan kaldırılabileceği de, yadsınamaz bir gerçektir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, meslek hastalığının oluşumunda kaçınılmazlık faktörünün uygulama yeri ve etkisinin bulunmadığı gözetilerek, bozma sonrası alınan 11.05.2017 tarihli rapor ile davalı işverene %90, işçiye %10 kusur izafe eden bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verilmemesi hatalıdır.” (YARGITAY 10. Hukuk Dairesi Esas No. 2019/2610 Karar No. 2021/1765 Tarihi: 17/02/2021) (isvesosyalguvenlik.com)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.